31 Ocak 2016 Pazar

CRİSTOFANO ALLORİ, ESER-BİYOGRAFİ

CRİSTOFANO Allori (1577 - 1621) İtalya-Floransa'da doğdu. Ressam olan babası Alessandro Allori'nin (1535 - 1607) öğrencisiydi. Romalı büyük dekoratörlerin yanında yetişti. Babası, Michelangelo'nun etkisi altında kalmasına rağmen kendisi, daha serbest üslûplu zengin bir renk uyumu ressamı oldu.

Cristofano Allori - Judith'le Holofernos

30 Ocak 2016 Cumartesi

ALIŞILAN MADDE YOKLUĞU

Herhangi bir maddeye (uyuşturucu, sigara, alkol, ilâç vs.) alışkanlık ya da bağımlılık kazanmış kişilerde (müptelâ), bu maddenin veya ilâcın aniden kesilmesiyle ortaya birtakım huzursuzluk veren belirtiler çıkar. Bu belirtilerin tümüne "yoksunluk sendromu" denir.

Bu belirtiler, alışkanlık kazanılmış maddenin cinsine ve bağımlılığın ağırlık derecesine göre farklılıklar gösterir. Yoksunluk sendromu, uyuşturucu ya da ilâca olan bağımlılık hâlinin bir dışavurum biçimidir. Bu bağımlılık hem psikolojik mekanizmalara, hem de hücredeki metabolizma sistemlerinin ilâca ya da maddeye uyum sağlamasına bağlı olarak gelişmiş olabilir.

Belirtiler yalnızca ruhsal değil, aynı zamanda bedensel de olabilir. Yoksunluğu çekilen maddenin yeniden verilmesiyle, henüz tam olarak izah edilemeyen bir biyokimyasal mekanizmanın da aynı zamanda devreye girmesi neticesi tüm bu yoksunluk belirtileri ortadan kalkar.

29 Ocak 2016 Cuma

PİERRE ALECHİNSKY, ESER BİYOGRAFİ

PİERRE Alechinsky, 1927 yılında Brüksel'de doğdu. Belçikalı ressam ve gravürcüdür. 1949' dan itibaren "Cobra" grubu içinde yer aldı. Dışavurumcu özgürlüğü ve Japon kaligrafisinden alınmış basitleştirilmiş bir anlatımın egemen olduğu jest ve doğaçlamaya dayanan soyut resmi birleştirerek adını duyurdu. 1965' den itibaren New York'ta öğrendiği akrilik resimle Uzakdoğu tekniğini birleştirdi, garip şekillerin ve graffitinin, merkezdeki büyük resmi (canavarlar, yanardağlar, sarmallar) çevreleyip yorumladığı mizah yüklü resimler yaptı.

Pierre Alechinsky - Atalar  (1976)

28 Ocak 2016 Perşembe

ALEİJADİNHO, ESER BİYOGRAFİ

ALEİJADİNHO  (1738 - 1814) "Antonio Francisko Lisboa" diye anılır. Brezilyalı mimar ve heykeltraştır. "Barok" sanatın Brezilya'daki en büyük temsilcilerinden biri oldu. Küçük yaşta babası tarafından mimariye yönlendirilen Aleijadinho özellikle çok sayıdaki kilisenin cephe süslemelerini yaptı. En önemli heykelleri "Peygamberler" dir.

Aleijadinho - Çile yolunda
haçını taşıyan İsa  (1797-99) - (Heykel)

27 Ocak 2016 Çarşamba

PİETER AERTSEN, ESER BİYOGRAFİ

PİETER Aertsen (1508 - 1575) Hollanda'nın Amsterdam şehrinde doğdu. Hollanda'da natürmorta önem veren ilk ressamlardandır. Ele aldığı temaları günlük hayattan (Aşçı Kadın-1559) seçen Aertsen, yaşadığı dönemde moda olan İtalyan tarzından pek az etkilendi. Dini temaları işlediği tabloları da, Kuzeyli ressamlara özgü sağlam bir gerçekliğin izlerini taşır.

Pieter Aertsen - Kahvaltı

26 Ocak 2016 Salı

AMERİKA TIPTA BİRİNCİ

AMERİKA (A.B.D.)  322 milyon nüfusa sahiptir. Başşehir Washington D.C. 1789 yılında kabul edilen anayasaya göre Amerika, federal bir cumhuriyettir. Başkanlık sistemi vardır. Halk oyuyla 4 yıllığına seçilen başkan, hem devlet hem hükümet başkanıdır ve iki defa aday olabilir. İki meclisi vardır; "Temsilciler Meclisi" ve "Senato". Temsilciler meclisi üyeleri 2 yıllığına, senato üyeleri ise 6 yıllığına seçilirler.

Halkın dini; yüzde 46 Protestan, yüzde 21 Katolik, yüzde 23 herhangi dine mensup değil, yüzde 1,9 Musevi, yüzde 1,6 Mormon, yüzde 1 İslâm'dır. Ayrıca Amerika'da çok

25 Ocak 2016 Pazartesi

AVUSTRALYA MAHKÛM ADASIYDI

AVUSTRALYA (commonwealth of Australia) Okyanusya'da devlet. 17. yy' daki adıyla "Yeni Hollanda", Avustralya ve Tasmanya'dan meydana gelen Britanya Commonwealth'inin üyesidir. Başşehri Canberra'dır. Avustralya, kıtaların en küçüğü ve dünyadaki adaların en büyüğüdür.

Avustralya, altı eyaletten oluşur. Nüfusu yaklaşık 23,5 milyondur. Halkın yüzde 27' si Katolik hristiyan, yüzde 24' ü Anglikan, yüzde 4,3' ü Presbiteryen, yüzde 2,8' i  Ortodox hristiyan, yüzde 1,7' si Baptist, yüzde 1,5' u Luterci'dir. Halk aşırı dindar değildir.

24 Ocak 2016 Pazar

'NABİLER' SANAT AKIMI

NABİS veya Nabiler, peygamber, ermiş anlamında Arapça "Nebi" den gelen ve 1890' yılına doğru Fransız Sanatçılar Derneği tarafından benimsenen sanat akımıdır. Başlıca temsilcileri: Paul Sérusier, Maurice Denis, Desvallieres, Roussel, E.Vuillard, P.Bonnard idi.

Nabiler, deseni ve renk tonunu sadeleştirmek, oylum ve derinliği ortadan kaldırmak, arabeske ve kompozisyona önem vermek suretiyle dekorasyonda yenilik yapmak istediler. Birçok kilise ve tiyatronun dekorasyonunu yaptılar. Aynı zamanda afiş ve resimlendirme alanında da başarı elde ettiler. Yağlı boya resimde, izlenimcilikten fovizme geçiş sağladılar.

                                                  'NABİLER' DEN ÖRNEKLER


Pierre Bonnard - Kırmızı Korsaj   (1925)

23 Ocak 2016 Cumartesi

ESKİ AFİŞLER

AFİŞLER duyuru ya da reklâm amacıyla hazırlanmış, halka açık yerlere asılan, ön plândaki yalın ve göz alıcı bir resmin genellikle kısa ve çarpıcı bir metinle bütünleştiği basılı duvar-pano ilânlarıdır. Sinema, tiyatro, konser, sergi vb amaçlar için kullanılır.

                                                       ESKİ AFİŞ ÖRNEKLERİ

Paris'te bir binada oturanları gösteren kapıya asılı afiş

22 Ocak 2016 Cuma

ARTİZLENİMCİLİK AKIMI

ARTİZLENİMCİLİK (postempresyonizm) 19. yy' ın sonu ve 20. yy' ın başında, "izlenimcilik"ten doğan veya izlenimciliğe tepki olarak gelişen sanat akımlarının tümüdür (yeniizlenimcilik, bireşimcilik, simgecilik, nabi vb). Bu akımlarla ilgilenen sanatçılar arasında Cezann, Gauguin, Picasso, Seurat, Van Gogh bulunur.

Georges Seurat - Gravelines Kanalı  (1890)

21 Ocak 2016 Perşembe

'ARTS AND CRAFTS' AKIMI

ARTS and Crafts, 1888 yılında İngiltere'de ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. W. Morris ve C.R.Ashbee gibi sanatçıların el sanatlarına yenilik getirmek maksadıyla başlattığı sınai üretime karşı çıkan akım; özellikle Almanya'daki "deutscher werkbund" ve Fransa'daki "art nouveau" akımlarını belirgin şekilde etkiledi.

William Morris - ÇİLEK HIRSIZI

20 Ocak 2016 Çarşamba

FOVİZM RESMİ SADELEŞTİRDİ

FOVİZM, 20. yy' ın ilk yarısında ortaya çıkan Fransız resim akımıdır. "Fovizm" adını, hareketi eleştiren Louis Vauxcelles koydu. 1905 yılı sonbahar sergisi sırasında, resim sanatını yenilemek isteyen genç sanatçıların resimlerinin sergilendiği salona "vahşi hayvanlar kafesi" denildi.

Gerçek bir patlama olan bu hareket, bir okul oluşturmaz ve sınırlı bir ömrü oldu. Manet, Cézanne, Gauguin, Gustave Moreau ve Van Gogh'un açtığı yolda ilerlemek isteyen genç ressamların yeni estetik ilkeler ortaya koydukları bir geçiş evresi oluşturan fovizm, saf renkleri kullanmaya, fırça vuruşlarındaki anlatımdan yararlanmaya ve

19 Ocak 2016 Salı

KEDİGİLLER

KEDİGİLLERİN Avrasya ve Kuzey Amerika'da 35 milyon yıllık fosillerine rastlandı. Kar panteri ve çitanın sayılarında azalma vardır. Çita, kedigillerin en hızlı koşanıdır (hızı saatte 75 kilometre). Pars veya panter aynı hayvandır. Aşağıda kedigillerden bazı örnekler vardır:

Arslan

18 Ocak 2016 Pazartesi

TİCARETİN OMURGASI BANKA

BANKA kelimesi; bank, tezgâh, para ve değerli madenlerin (altın, gümüş, elmas, bronz vs) tartıldığı, sayıldığı ve muhafaza edildiği yerleri ifade eder. Günümüzde buna değerli eşyalar, döviz, tahvil, bono, hisse senedi gibi kıymetli evrak da dahil edildi.

Babil ve Eski Mısır'da (Mö 2000' lerde) din adamları, yetiştirilen tahılları, tapınaklarda depolar ve kıtlık zamanlarında (bir sonraki hasada mahsuben) köylülere avans olarak verirlerdi.

17 Ocak 2016 Pazar

AYDIN, YARATANI TERKETMEZ

AYDINLANMA çağı, 1714 yılından itibaren bir 'Fransız Avrupası' şeklinde gelişiyor ve diplomatlar fransızca konuşuyorlardı. Bu moda, halkın çok küçük bir kısmını ilgilendiriyordu. Aydın çevrelerde Almanca, "hizmetçi lisanı" diye damgalanıyordu.

Aydınlanma, dini hoşgörüsüzlükle savaşır. Monarşilerin keyfi yönetimlerini sorgular. 1784' de Kant: "Aydınlanma insanın zaafı sebebiyle içinde bulunduğu erginlik öncesi durumdan çıkıştır. Ergin olmama, insanın

16 Ocak 2016 Cumartesi

ERKEN VE ZAYIF DOĞANIN GIDASI

ZAYIF çocuğun bütün diğer organları gibi, mide-bağırsak kanalı da görevini yapmak için çok az hazırdır. Çocukların çoğunun anne memesini emecek kadar kuvvetleri yoktur. 1,5 kiloluk bir çocuk emse dahi memeden bir şey çıkaramaz.

Cılız çocukların en küçük olanları, ağızlarına konan sütü yutmasını henüz bilmezler. Bu taktirde çocuğa gıdayı sonda ile verme mecburiyeti vardır. Daha büyük olan cılız çocukları, önce emzirmeye çalışmalı, bu mümkün olmuyorsa anne sütünü şişeden küçük bir emzikle içirmeye çalışmalıdır. Çocuk bunu da almıyorsa, gıda bir damlalık veya çay kaşığı ile ağzına verilir.

15 Ocak 2016 Cuma

ESKİ AVRUPA MEDENİYETİ

EUROPE adı Fenike kralı Agenor'un kızından gelir. Milâttan önce 40 - 30 bin yıl önce, "homo sapiens-sapiens (düşündüğünü düşünen mahlûk)" Avrupa'da yaşamıştı, fakat sayıları azdı. Beyaz ırk veya Avrupalı tipi değillerdi.

Milâttan önce bin yılın başında Avrupa, altı kültürel alana yayılmıştı. Bunlar: Slavlar, Keltler (Galyalılar), Germenler, Etrüskler, İtalyotlar, Yunanlılar idi. Her bölgede aynı örgütlenme ve geçim şekline rastlanır.

14 Ocak 2016 Perşembe

BALİNA KARA HAYVANIYDI

Mavi balina (boy 30-35 metre-ağırlık 150 ton)
BALİNALAR  55 milyon yıl önceden yaşayan ve deniz hayatına tam uyum sağlamış memeli hayvanlardır. Dört ayaklı kara hayvanlarına dayandığı görüşü vardır. Beyinlerinin neokorteksleri insan kadar gelişmiştir. Bu yüzden zeki hayvanlardır. Toplumsal örgütlenmeleri vardır. Deniz yaşamına uyumsuzluk gösteren hiç bir organı yoktur.

Balinaların tad ve koku alma duyusu körelmiştir. Su altında sesleri duyarlar. Gözleri hem suda hem havada görür. Cildi kaygandır. Ömürleri 50- 60 yıl kadardır. Ereksiyonda penis dışarı doğru uzar. Çokeşlidirler. Tek yavru yaparlar. Hamilelik müddeti tiplerine göre değişmekle birlikte 10 ila 17 ay arasıdır. Doğacak yavru, bazı balina tiplerinde kafadan, bazı tiplerde kuyruktan gelir.

Karaya vurduklarında, vücutları suyla soğuyamaz. Isı izolasyonu çok iyi olan kalın derisi içinde ısı birikerek balinanın ölmesine sebep olur. Balina intihar etmemiş, yanlışlıkla karaya vurmuşsa, vakit geçirmeden suyla soğutularak tekrar denize döndürülebilir. İntihar niyetiyle gelmişse, ne yapsanız da denize dönmez.

13 Ocak 2016 Çarşamba

ARAP-İSLÂM DEVLETİ VERGİLERİ

MÜSLÜMAN Arap Devletlerinin (Hz. Muhammed, Hz. Ömer, Emeviler, Abbasiler dönemi vb) esas vergilerini üç ana kaynak oluşturuyordu. Bunlar zekât, cizye ve haraçdı.

Zekât: Devlet tarafından yasal hale getirilmiş "sadaka"dır. Gelirin yüzde 10' u olarak hesaplanırdı. Bu vergi yalnızca müslümanlar tarafından ödenirdi. Sadaka, müslümanların kendi aralarında fakir olarak tespit ettikleri kişilere, az-çok demeden

12 Ocak 2016 Salı

BALDAN VAZGEÇİLİR, ARIDAN ASLA

Dişi (işci) arı
ARILAR üç sınıflıdır; dişi arılar, erkek arılar, kraliçe (ana) arılar.

a) Dişi arılar: Bunlara işci arılar da denir. Dişi denseler de gerçekte kısırdırlar. Boyları 13 milimetre kadardır. Sayıları 50 bin cıvarındadır. Peteklerin yapımını üstlenmişlerdir. Larvaların, erkek arıların ve kraliçe arının beslenmesini sağlar. Çiçektozu ve balözü kaynakları bulmak için çevreyi dolaşırlar. Petekleri temizler, havalandırırlar, larvaları bal, süt ve çiçektozuyla beslerler. Balı ve çiçektozunu depolar, peteğin ağzını koruyup kollarlar. Bir dişi arının ömrü 45 gün kadardır. Kraliçe arının döllenmiş yumurtalarından çıkarlar.

11 Ocak 2016 Pazartesi

BALZAC: 'ACI, VİCDANI YARATIR'

HONORE De Balzac, Fransız yazarıdır. 1799 yılında Tours'da doğdu. Noter kâtipliği, sonra dava vekilliği yaptı; yazarlığa macera romanları yazarak başladı. Yayıncılık ve basımcılık işinde ve tiyatro denemelerinde başarılı olamadı. Yeniden edebiyata döndü. Hayatı boyunca 92 eser yazdı. En ünlüsü "İnsanlık Komedisi" adını verdiği ünlü romanları serisidir. Eserlerinde şahısları, yaşadıkları muhit içinde karakterize etmekte, cemiyet gruplarında çeşitli insan tipleri seçmekte ustalık göstermektedir. Balsac aşırı derecede romantiktir.

10 Ocak 2016 Pazar

ERKEN VE ZAYIF DOĞANLAR

AĞIRLIĞI  2,5 kilodan az veya boyu 47 santimden az gelen çocuk, ister vaktinden önce, ister vaktinde doğmuş olsun, 'erken doğmuş' bir çocuk sayılır. Bununla beraber vaktinde, fakat ikiz doğmuş küçük ve cılız çocuklar da erken doğmuş çocuklara gösterilecek özene muhtaçtır.

Çocuk ne kadar küçükse, görünüşü de normal çocuğunkinden o kadar farklıdır. En küçük çocukların vücudu "lanugo" denilen ince tüylerle kaplıdır ve bir maymunu andırır. Yüzü ihtiyar yüzü gibidir. Gözler dışarı fırlamış, dil büyüktür. İlk günlerde bariz kırmızı olan deri, ikinci-üçüncü günlerde sarı-kırmızı bir renk alır. Buna sebep 'sarılıktır'.

9 Ocak 2016 Cumartesi

BAKTERİLERLE İÇ İÇEYİZ

Bölünmekte olan bakteri
BAKTERİLER yaklaşık 4,5 milyar yıldan beri yeryüzünde varlar. Her ortamda bulunabilir ve çok farklı hayat şartlarına uyum sağlarlar. Loş ve sulak alanlar en iyi yetiştiği yerlerdir. Genetik araştırmaların temel malzemesidir. İki bin kadar bilinen türü vardır. En dayanıklı olanları "sporlar" dır

8 Ocak 2016 Cuma

SOĞUK KABLODA AKIM ARTAR

Sıvı azotla soğutulan
metalde iletkenlik deneyi
METAL (-270) derecede süper iletken hale gelince, materyalin serbest elektronları çifter çifter hareket ediyor ve farklı fiziksel özellikler kazanıyor.

(-270) derecede soğuk yüksek iletken madde, manyetik akıyı dışarı iter. Normalde manyetik akı, maddenin içinden geçer.

Metal (-270) dereceye kadar soğutulduğunda, metalin direnci aniden ortadan kalkar. Bazı yeni oluşum alaşımlarda, meselâ;

7 Ocak 2016 Perşembe

AŞI, ZAYIFLAMIŞ MİKROP

AŞILAR ölü veya zayıflatılmış mikroplardır. Bunlara "antijen" adı verilir. Aşı olunca, 1 ila 15 gün arasında değişen bekleme süresi geçer ve başlayıp giderek artan "antikor" üretimi 4 ila 28 gün sürer. Daha sonra, üremiş antikorlar yavaş yavaş vücuttan atılırlar (ortadan kaldırılırlar).

"Rapel" denilen aşı tekrarında bekleme müddeti kısalır ve antikor üretimi daha çabuk başlar.

Vücuda ilk defa giren antijen, vücudun 'hafızasına' kaydolur. Aynı antijen tekrar girdiğinde, bağışıklık cevabı hızlı ve kesin olur.

6 Ocak 2016 Çarşamba

ANTİBİYOTİK NASIL ETKİLER

Antibiyogram, antibiyotiklerin
etkileme derecesini gösterir.
ANTİBİYOTİK, mikroorganizmalar, özellikle de bakteriler üzerinde öldürücü veya çoğalmalarını engelleyici etkisi olan doğal ya da sentetik üretilmiş biyolojik maddedir. Geniş spektrumlu antibiyotik denilince; gram negatif (havadan hafif) ve gram pozitif (havadan ağır) bakterilerle birlikte, geniş bir mantar grubu üzerinde tesirli olan antibiyotik anlaşılır.

Antibiyotikler etki mekanizmalarına göre iki ana gruba ayrılır. Birinci grup,"bakteriyostatikler"dir. Bunlar bakterilerin büyümesini ve çoğalmasını engeller. İkinci

5 Ocak 2016 Salı

ANESTEZİ OLMADAN ASLA

BEYİN ve omurilik nöronları bazan kendiliğinden acıyı hafifletmek için endorfin veya enkefalin salgılar. Bu maddeler ağrı-acı duyumunu azaltır ve alışkanlık da yapmaz.

Peridural enestezide, analjezik (uyuşturucu) madde, dördüncü ve beşinci bel omurları arasından verilerek yapılır.

Genel anestezinin en önemli riski, nadiren de olsa kalp veya solunum durmasıdır.

4 Ocak 2016 Pazartesi

UYKU YOKSA HAYAT YOK

UYUMA, uyanıklık durumunun, duyusal ve hareketsel etkinliğin geçici ve geriye dönüşümlü olarak durduğu fizyolojik bir süreçtir.

Uyku esnasında vücudun işlevlerinde önemli değişiklikler görülür ve metabolizma etkinlikleri en alt seviyeye iner. Uyku farklı özellikler gösteren evrelerden meydana gelir. Sekiz saatlik derin uyku sırasında, her biri 15-20 dakika süren ve kişinin rüya gördüğü 4-5 evre bulunur.

3 Ocak 2016 Pazar

SAĞLAM ÜRÜN ALMANYA'DAN

ALMANYA 82 milyon nüfusa sahiptir. Başşehir Berlin. Nüfusun yüzde 64' ü Hristiyan'dır. Bunların yaklaşık yarısından biraz fazlası Protestan, diğer kısmı ise Katolik Mezhebi'ne bağlıdır. Yüzde 29' luk nüfus ise herhangi bir dine kendini bağlı hissetmemektedir. Ülkede ikinci büyük din, yüzde 4 ile İslâmiyet' tir. Diğer mevcut dinler ise Budizm, Yahudilik, Hinduizm'dir. Müslümanlar'ın çoğunluğunu Türkler ihtiva eder.

Milâttan önce 20.yy' da Germenler, İskandinavya'nın güneyine yerleştiler. Mö 10.yy' da Keltler'den toprak alarak aşağılara yayıldılar. Keltler'in kültürü daha ileriydi. Ortak

2 Ocak 2016 Cumartesi

ÇOCUKTA YALAN VE ÇALMA

KÜÇÜK çocuklar bazan olmayan şeylerden bahsederler. Okul çocuğunun ise yalan söylemesi ana-baba ve öğretmeni haklı olarak endişeye düşürebilir. Çocuk aslında yalancı ve hilekâr değildir. Her şeyden evvel yalanın sebebini araştırmak gerekir. Yalancı çocukların büyük bir kısmı korkudan veya fazla baskı altında bulunduklarından yalan söylerler.

Ne olursa olsun doğruyu söyleyince azarlanmayacağına veya başka ceza görmeyeceğine itimadı olan çocuk yalan söylemeyecektir. Aynı zamanda üzerine yapamıyacağı işler

1 Ocak 2016 Cuma

PAYLAŞILAN AFRİKA

Şef başı
Nijerya sanatı
ETİOPYA'nın kuzeyindeki yerleşik bölge, Arabistan yarımadasıyla, İslâm'ın çıkışıyla da sürecek ticari, dilsel, askeri ilişkiler kurdu. Mekke'de yaşayan Habeşliler de vardı.

15. - 16. yy' larda Avrupalılar'ın köle ticareti hızla arttı. Köleler, Amerikalı ve İngilizler'in şeker kamışı, pamuk tarlalarında veya maden ocaklarında kullanıldılar.

Yazılı Arap kaynaklarında, 800-1600 yılları arası, müslüman tacirler de yılda 2-3 bin zenci köle alıp bir kısmını Trablus'da Avrupalılar'a satıyordu.

18. yy' da zenci köle talebi çok arttı. Neticede 12-15 milyon insan