30 Haziran 2017 Cuma

HACHETTE KİTABEVİ

Louis-Christophe Hachette
LOUİS Christophe Hachette (1800 - 1864) tarafından 1826 yılında kurulmuş fransız yayınevidir. Hachette, "Ecole Normale Supérieure" ü 1822' de bitirdikten sonra hukuk tahsili yaptı ve 1826' da "Brédif Kitabevi"ni satın alarak ona kendi ismini verdi.

Öğrenimle ilgili kitaplar yayınladı. Bunlara ayrıca; "Fransa'nın büyük yazarları", "Dünya gezisi" gibi çeşitli koleksiyonlar, edebî koleksiyonlar, çocuk ve gençlik eserleri (Pembe kitaplık) ilâve etti.

Kendisinden sonra bu işi damatlarıyla ortakları Breton ve Templier yürüttüler. Sonradan bunlara iki oğlu Alfred ile Georges de katıldı. Onların yönetiminde Hachette Kitabevi gittikçe gelişti.

Hachette kitabevi, çocuk ve gençlik kitapları başta olmak üzere, okul kitapları, halk kitapları, edebiyat, tarih, coğrafya vb. büyük resimli kitaplara kadar çeşit çeşit ve çok sayıda eser yayınlamaktadır.

Fransa ve yabancı ülkelere kitap dağıtımını sağlar. Birçok yayınevi, kitaplarının satış tekelini Hachette kitabevine bırakmıştır. Türkiye'de de kitap satış şubeleri vardır.

PAKİMENENJİT (beyin dış zarı iltihabı)

BEYNİ ve omuriliği örten zarlardan en dışta yer alan sertzarın iltihabına "pakimenenjit" denir. Kafatası kemiklerinin iltihabı, burun çevresi sinüslerin iltihabı, orta veya iç kulak iltihabı gibi beyin çevresi oluşumları ilgilendiren iltihapların sertzara yayılmasıyla ortaya çıkar.

Bu durumda, sertzar ile kafatası kemiklerinin iç yüzeyi arasında veya sertzar ile örümceksizar arasında cerahat birikebilir ve arkasından nebdeleşmeye bağlı yapışıklıklar olabilir.

Sertzardaki kronik patolojik süreçlere de pakimenenjit denilir. Bu durumda iltihabın varlığı her zaman anlaşılamayabilir.

29 Haziran 2017 Perşembe

GÜVEYFENERİ

SÜRÜNGEN gövdeli, çokyıllık bir bitkidir (physalis alkekengi). Sönük beyaz çiçekleri tek tek olur. Sonraları çanak kısmı kırmızı-turuncu bir renk alır, büyür, tepesi kapanır; içinde parlak kırmızı ve tadı ekşimsi bir meyve oluşur. 

Çoğu türleri Amerika'da, bazı türleri ılıman bölgelerde yetişir. Patlıcangiller familyasındandır. "Gelinotu" veya "fenerçiçeği" de denilir.

KALP PİLİ CİHAZI

KALBİN ritm bozukluklarında, kalp kasının kasılmasını sağlamak maksadıyla "kalp pili" denilen, ritmik elektrik uyarıları veren bir elektronik cihaz kullanılır.

Bu cihazların bazıları büyüktür, dışarıdan uygulanır, uyarıcı elektrodu göğsün dış yüzeyinde kalp üzerine yerleştirilir; bazıları da bir kateter vasıtasıyla kalp boşluğuna yerleştirilir.

Çok küçük ebatta olan kalp pilli cihazları, ameliyatla karın duvarında derinin altına konulur, elektrotları da kalp kasının içine yerleştirilir.

Bu cihazlar, pille çalışır, süreleri altı aydan iki yıla kadar değişebilir. Cihazın elektrik uyarılarının sıklığı, yani kalp kasılma sıklığı, dakikada 70 atıma göre ayarlanır.

28 Haziran 2017 Çarşamba

PAKİPLÖRİT (akciğer seröz zarı kronik iltihabı)

AKCİĞERİ ve göğüs duvarının iç yüzeyini örten ve plevra adı verilen seröz zarın kronik iltihabına "pakiplörit" denilir. Plevrada sınırlı veya yaygın bir kalınlaşmaya sebep olur. Plevra, iltihap neticesinde bağdokudan oluşan sert bir zırha dönüşür ve kaburgaların iç yüzeyini örten yaprak ile akciğeri örten yaprak arasında yapışıklıklar meydana gelir.

Bu bozulmalar, akciğerin soluma hareketleri sırasında genişlemesini önemli ölçüde engellediği gibi, aynı zamanda göğüs kafesinin de büzüşmesine ve şeklinin bozulmasına sebep olur.

Pakiplörit, genellikle cerahatla seyreden plevra iltihaplarının veya iltihabî sıvının geri emiliminin yetersiz olduğu tüberküloza (verem) bağlı plevra iltihapları neticesinde ortaya çıkar. Emilimi geciken sıvı bu bölgede kalır ve bir müddet sonra yerini bağdokuya terkeder.

MOLLA GÜRANÎ (Molla Şemseddin Ahmed bin İsmail)

OSMANLI bilgini, 1416 yılında Irak, Güran'da doğdu. İlk öğrenimini Irak'ta yaptı. Bağdat, Diyarbakır illerinde zamanın ünlü bilginlerinden ders aldı. Sonra Kahire'ye gitti, İbn Hacer-el Akalanî'nin Buhârî konusundaki derslerini dinledi. Müderris oldu ve Berkukîye Medresesi'nde fıkıh okuttu.

Bir ara, Ebu Hanefi'ye karşı tutumu yüzünden sürgüne gönderildi. Sonra, tanıştığı Osmanlı bilginlerinden Molla Yegan aracılığıyla Sultan 2. Murad'a takdim edildi. 2. Murad, onu Bursa'da yaptırdığı medresede müderrislikle vazifelendirdi.

Daha sonra padişahın Manisa Sancakbeyi Şehzade Mehmed'e hocalık etti. Fatih Sultan Mehmed padişah olunca Molla Güranî'yi vezir yapmak istedi, kabul etmeyince "kazaskerliğe" getirildi. İstanbul'un alınmasına katıldı.

27 Haziran 2017 Salı

GÜNDÜZ SEFASI ÇİÇEĞİ

GÜNDÜZ sefası, yalnız gündüzleri çiçek açar. Akdeniz kökenli olup, genellikle bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. 

Çit sarmaşığıdır (convulvulus arvensis). Mor, pembe veya beyaz çiçekli bir sarmaşık türüdür (sarmaşıkgiller familyası).

HASTAYI ELLE MUAYENE

HASTANIN klinik muayenesinin elle tatbikine "palpasyon" denilir. Genellikle gözle muayeneden sonra yapılır. İncelenecek organa göre farklı bir teknik uygulanır.

Muayene, bir veya iki parmakla, elin tamamıyla, hattâ her iki elle yapılabilir. Parmak veya parmaklar, düzbağırsak, dölyolu gibi, vücuttaki doğal boşlukların içine sokulabilir. Böylelikle incelenen organın durumu ya da patolojik oluşumlara ilişkin oldukça mühim bilgiler elde edilebilir.

Muayene edilen organın büyüklüğü, şekli, yüzey özellikleri, çevre dokularla ilişkileri, ağrılı olup olmadığı, hareketliliği veya içeri itilip itilemediği, sıcaklığı hakkında bilgi edinilebilir. Ayrıca çeşitli vakalara bağlı olarak ortaya çıkan titreşim, çıtırdama, sürtünme hissi, titreşimleri iletebilme özelliği gibi özel durumlar belirlenebilir.

26 Haziran 2017 Pazartesi

ALACAHÖYÜK GÜNEŞ KURSU

Güneş kursu - Alacahöyük kral mezarlarından (MÖ 3. Bin) - Ankara
ALACAHÖYÜK kral mezarlarında bulunan ve güneş kültü ile ilgili olduğu kabul edilen sembollere "güneş kursu" denilir.

Güneş kursları genel olarak dört tipe ayrılır. Birinci tipi, içi baklava dilimli işlenmiş yarım daire şeklindeki kurslar temsil eder. İkinci tip, genellikle yarım daire, bazen de baklava dilimi şeklinde olan tunç, bakır veya gümüşten yapılmış kurslardır. Üçüncü grup, daire ile çap arasına bir çift boğa boynuzu konmuş daire veya baklava biçimli kurslardır. Dördüncü grupta, süsleme olarak hayvan heykelleri kullanılmıştır.

Kursların hepsi daire veya yarım daire şeklindedir. Bakır, tunç veya gümüş madenlerinden yapılıdır. Kursların ortası, tek geyikli veya ceylanlı olduğu gibi üç geyiklileri de vardır. Alacahöyük'te bulunan heykel ve güneş kurslarının dinî törenler esnasında, altın ve gümüş kabzalı ağaç saplar üzerinde taşındığı kabul edilir.

ERBEZİ ZARI İLTİHABI

ERBEZİ (testis) zarı kronik iltihabi süreçte, kalınlaşarak lifsi dokudan oluşan sert ve kalın bir kapsüle dönüşür. Kapsülün boşluğunda bulanık veya kanlı bir sıvı toplanır. Bu hastalık, verem (tüberküloz) ya da frengi enfeksiyonlarına veya kronik farklı enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Erbezi torbasında gittikçe artan büyümenin yanısıra, ağrı ve dolgunluk hissi duyulur.

25 Haziran 2017 Pazar

GUREBA HASTANESİ

II. MAHMUD'UN hanımı ve Sultan Abdülmecid'in annesi Bezmiâlem Sultan tarafından, 1843 yılında yaptırılan hastane, İstanbul, Şehremini, Yenibahçe mevkîinde kuruldu. İki sene sonra düzenlenen bir vakıfnâmeyle "Gurebayı Müslimin"in hizmetine tahsis edildi; "Bezmiâlem Gurebayı Müslimin Hastanesi" adını aldı.

Hastane, zamanla halk arasında "Bezmiâlem hastanesi", "Validesultan hastanesi", "Gurebayı müslimin hastanesi" gibi çeşitli adlarla anıldı. İstanbul'da bulunan sağlık kurumlarına "dârüşşifa", "şifahane", "bimarhane" denilirdi. İlk olarak "hastahane" adı burada kullanıldı.

"Gureba" kelimesi ilk defa, Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan cami avlusunda açılan (1836) ve sekiz yıl sonra kapatılan sağlık ocağı için kullanılmıştı. Bu bakımdan Bezmiâlem hastanesi, ikinci Gureba hastanesidir.

ÖN HİPOFİZ YETMEZLİĞİ

HİPOFİZ bezinin ön kısmının hormon yapıcı faaliyetlerinin kifayetsiz olmasıyla, oldukça sorunlara yol açan bir hastalık tablosu ortaya çıkar (panhipopituitarizm). Bu duruma; bezin yapısında yıkıma yol açan tümörler, dolaşım bozukluğuna bağlı nekrozlar, iltihaplar, tümör metastazları gibi önemli lezyonlar sebep olur.

Hastalığın klinik belirtileri, hipofiz bezinin kontrolü altındaki, tiroit, böbreküstü bezleri, eşey bezlerinin salgılarındaki yetersizliğe bağlıdır. Bu yetersizlik çocukluk çağında ortaya çıkarsa cücelik, zayıflık, solukluk, kansızlık, kıllarda dökülme gibi durumlar ortaya çıkar.

Hastalığın seyri ve tedavinin neticeleri, altta yatan sebebe ve belirtilerin ağırlığına bağlıdır.

24 Haziran 2017 Cumartesi

GUPTA HANEDANI

Gupta sanatı - Acanta freski 
GUPTA hanedanı, parlak dönemi milâttan sonra 400 yıllarına rastlayan bir Hint hanedanıdır. Hanedanın ilk önemli hükümdarı 1. Çandragupta'dır. Bu devirde Gupta'lar, Ganj deltasıyla İndus nehri ve Arap denizi arasında kalan Kuzey Hindistan'da hüküm sürüyorlardı. 320 yılından 550' ye kadar uzanan Gupta'lar dönemi, eski Hindistan'ın "altın veya klâsik devri" diye anılır.

Gupta döneminde, felsefe, din, sanat ve bilim konularında büyük gelişmeler olmuştur. Gupta sanatçıları, hem Yunan hem de Kuşhan sanatından ilham almış, fakat ortaya "Hintli" olan yeni bir akım çıkarmışlardı. Dilleri sanskritçe idi.

Gupta'lar özel bir tapınak mimarisi ortaya çıkardılar. Yapılarda, tuğla ve süslü taşlar kullanıldı. Bhumara, Deogarh ve Bhitargaon'da bulunan anıtlar bu mimarinin örnekleridir. Bu mimarî, Ortaçağ Hint mimarî okulunun öncüsü oldu. Gupta heykelciliğinin en güzel örneklerinden biri, Buddha'yı dua ederken gösteren bir ikonadır. Varanasi yakınında, Sarnath'da bulunan bu ikona, Hint sanat geleneğinin dinî niteliğini yansıtan bir eserdir.

Acanta'daki mağara içi tapınaklarda bulunan duvar resimleri de, Gupta imparatorluğu sınırları dışında olmakla beraber kısmen bu dönemden kalan eserlerdir.

PANİKÜLİT (derialtı yağ dokusu iltihabı)

ÖZELLİKLE derialtında bulunan yağlı ara doku tabakasında ortaya çıkan iltihaba "panikülit" denir. Genellikle uzun süreli bir hastalıkdır. İlgili bölgede, az veya çok ağrılı bölgeler ortaya çıkar. Çoğunlukla bacaklarda görülür. Bu yumrular, bazen ülserleşebilir veya ateş, eklem ağrıları gibi farklı belirtiler verir.

Bu hastalık, enfeksiyon etkisiyle, travmalara, soğuğa, kimyasal etkenlere, ilâçların enjeksiyonuna bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda ise, tüm vücudu etkileyen başka bir hastalığın belirtisi olabilir. Meselâ; vaskülitler (kan damarı iltihapları), kollajen hastalıkları, ilaca bağlı aşırı duyarlık tepkileri, dolaşım bozuklukları, pankreas enzimlerinin dolaşıma geçmesine sebep olan pankreas hastalıkları ve lösemilerde görülebilir.

Panikülitin çok çeşitli klinik belirtileri olabilir. En sık rastlananı "düğümlü eritem"dir.

23 Haziran 2017 Cuma

VATANI YENİ GİNE

GURA, güvercingiller familyasındandır (Goura cristata). Başının üstünde gösterişli bir tacı olan büyük boy güvercin. Yeni Gine'de yaşar.

PANKARDİT NEDİR?

KALBİN her üç tabakasında birden ortaya çıkan iltihaba "pankardit" denir. Ateşli romatizmanın akut evresinde sık görülür. Bu iltihaplar:

  • Kalbin boşluklarını döşeyen endokartın iltihaplanması; kalp seslerinde bozukluklara ve üfürümlere yol açar.
  • Miyokartın (kalp kasının) iltihaplanması; kalbin büyümesi, kalp ritminin hızlanması, ekstrasistoller, ritm ve ileti bozuklukları, elektrokardiyografik bozukluklar, tam ve gerçek bir kalp kifayetsizliği ortaya çıkar.
  • Perikartın (kalp dış zarının) iltihaplanması; zar boşluğunda sıvı toplanmasının yanısıra, kalp bölgesinde ağrılara ve sürtünme sesi duyulmasına sebep olur.

22 Haziran 2017 Perşembe

HECTOR GUİMARD, eser-biyografi

FRANSIZ mimar ve dekoratörü, 1867 yılında Lyon'da doğdu. 1898' den itibaren Paris'te, La Fontaine sokağında, çağdaş mimarî üslûbunun en belirli örneklerinden biri olan "Castel Béranger" yi, sonra aynı anlayışla Auteuil mahallesinde büyük yapılar, pavyonlar ve Pavée sokağında bir sinagog yaptı.

Özellikle Paris metrosu için yaptığı giriş kapıları ile ün kazandı. Ayrıca, mobilyalar ve süslemelerle ilgili bir albüm yayınlayan Guimard, 1934' de öldü.

Hector Guimard - Metropolitan'ın girişi

PANKREASIN ÇIKARILMASI

PANKREASIN kısmen veya tamamiyle çıkarılması ameliyatına "pankreatektomi" denilir. İyi veya kötü pankreas tümörlerinde, kronik pankreas iltihaplarında uygulanabilir. Dalak ve onikiparmak bağırsağı gibi yakın organların da aynı hastalıktan etkilenmesi durumunda, bu yapılar da çıkarılabilir.

Pankreasın tamamiyle çıkarılması, şeker hastalığına ve gıdanın sindirilmesinde bozukluklara yol açar. İnsülin ve pankreas sıvılarının bulunmamasından kaynaklanan bu bozukluklar, uygun ilâç tedavilerine devam etmekle giderilebilir.

ARMAND GUİLLAUMİN, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1841 yılında Paris'te doğdu. Cezanne ve Pissarro'nun arkadaşı, "izlenimciler" grubundandır. Önce Montmartre'da, Gobelins'de, Paris banliyösünde, sonra Yonne, Esterel ve Hollanda'da resimler yaptı; son olarak da Creuse'de Crozant'da çalıştı ve burada en güzel eserlerini meydana getirdi. Guillaumin, 1927' de Paris'te öldü. Eserlerinin bazıları fovizmin habercisidir.

Armand Guillaumin - Crozant'da çılgınlıklar değirmeni

21 Haziran 2017 Çarşamba

PANKREATİT (pankreas iltihabı)

PANKREASTA akut veya kronik seyri gösteren iltihaba "pankreatit" denilir. Akut pankreatit, kabakulak hastalığı sırasında ortaya çıkabilir ve mide ağrısı, sindirim bozukluğu, bulantı ve kusmayla kendisini gösterir. Yakın veya uzak enfeksiyon odaklarından gelerek pankreasa yerleşen cerahat yapıcı mikropların oluşturduğu biçimleri daha ağırdır.

Özel bir pankreatit şekli, akut hemorajik* pankreatit ya da pankreasın akut hemorajik nekrozudur. Orta yaşta, alkolik veya safra yolu hastalığı olanlarda daha sık görülen bu tip pankreatit, pankreas enzimlerinin, pankreas dokusuyla onu çevreleyen yağ dokusunu sindirmesinden kaynaklanır. Çok ağır ve akut bir klinik tabloyla ortaya çıkan bu durum, şiddetli karın ağrılarına sebep olur ve hasta şoka girer. Hastalık genellikle ölümle neticelenen bir gidiş gösterir.

Kronik pankreatit, alkoliklerde ve safra yolu hastalığı olanlarda daha sık görülür. Fakat zehirlenme, enfeksiyonlar, alerji gibi sebeplerle de ilişkili olabilir. Geniş bir zamana yayılan hastalık genellikle belirti vermez, ama zaman zaman mide ve sırt-bel bölgesinde ağrıya, ağrıyla beraber bulantı, hazımsızlık, aşırı gaz ve yağlı dışkılamaya yol açar. Bu belirtiler, pankreasın salgıladığı sindirim sıvısının kâfi olmamasına bağlıdır.

*Hemorajik : Bir damar problemi sebebiyle, kanın damar dışına çıkması

20 Haziran 2017 Salı

EUGENE GUİLLAUME, eser-biyografi

FRANSIZ heykeltraş, 1822 yılında Montbard'da doğdu. Gerçekçi bir tutumla yaptığı "Ekin biçen çıplak" (1849) ve klâsik tarzdaki "Roma usulü evlenme" (1879) adlı eserleriyle tanındı. Turgot pavyonunun alınlıklarını ve karyatitlerini, L'Hospital'in büyük figürünü (Louvre), Colbert'in bir anıtını (Reims), ayrıca, Napolyon'un yedi büstünü yaptı (1867 Dünya fuarı).

1864-78 yılları arası Güzel Sanatlar okulunu yönetti. 1878' de Güzel Sanatlar genel müdürü, Roma'da, Fransa Akademisi müdürü oldu. Resim ve sanat dalları üzerine inceleme eserleri olan Eugene Guillaume, 1905' de Roma'da öldü.

Eugene Guillaume - Ekin biçen çıplak

DERİALTI YAĞ DOKUSU

DERİNİN altında bulunan yağ dokusu (panniculus adiposus), yağ lobcukları ile bunları ayıran kollajen ve esnek lif kümelerinden oluşur. İyi bir ısı yalıtımı sağlar ve lüzumunda kullanılabilecek depolanmış gıda işlevi görür. Mekanik darbelere karşı koruyucu etkisi vardır. Ayrıca, derinin, alttaki tabakalar üzerinde daha kolay hareket etmesini sağlar.

Derialtı yağ dokusunun miktarı; kişinin yapısına, hormon dengesine, beslenme alışkanlığına, cinsiyetine ve yaşına bağlıdır. Kalınlığı vücuttaki yerine göre değişir. En kalın olduğu yer kalçalardır. Kadınların gövdesinde erkeklere nazaran daha fazla bulunur. Yağ dokusu 40-50 yaşlarına doğru artma eğilimi gösterir.

19 Haziran 2017 Pazartesi

GUİDO RENİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1575 yılında Bologna yakınlarında, Calvenzano'da doğdu. Önce D. Calvaert'in, sonra Carracci'lerin öğrencisi oldu, onların yaptıkları reformu sürdürdü. 1602' ye doğru Albani ile beraber Roma'ya gitti. Caravaggio'yu kıskandıran "Aziz Petrus'un şehit olması" adlı tabloyu yaptı.

San Gregorio kilisesinin iki mihrabını süslemekle görevlendirildi. "Galip Samson" (1610) adlı eserindeki çıplak kadın resimlerinde, antik heykellerden esinlendiği görülür. 1613-14' den sonra Bologna'ya dönen Reni, burada, çağının duygusal ve basit dindarlığını yansıtan tablolar yaptı.

Daha sonra Napoli'ye gitti, San Gennaro kilisesinde çalıştı. Mitolojiyi konu alan birçok tablo yaptı. 1620' de Mantova dükünün ısmarladığı bazı tablolarda, Caravaggio'nun motiflerini daha açık bir anlayış içinde yeniden ele alır. Guido Reni, 1642' de Bologna'da öldü.

Guido Reni - Şafak  (fresk detayı)

PANOFTALMİT (gözde, yaygın iltihap)

Gözküresinin bütün yapılarına yayılan akut ve cerahatli ağır iltihaplanmaya "panoftalmit" denir. Streptokok bakterilerine bağlı genel enfeksiyonların gidişi sırasında ortaya çıkabilir. Başlıca belirtileri; gözün hareketiyle şiddetlenen ağrı, görmenin hızla zayıflaması, gözkapağında, konjunktiva ve göz çevresindeki dokularda kan göllenmesi ve ödem oluşmasıdır.

PAPİLLA nedir?

ANATOMİDE, bir yüzey üzerinde beliren, genellikle memecik veya kubbe şeklindeki bütün oluşumları belirtmek için kullanılan bir terimdir. Meselâ; böbrek papillası, dil papillası, diş papillası, göz papillası vb.

18 Haziran 2017 Pazar

NİCOLAS GUİBERT, eser-biyografi

FRANSIZ heykeltraş, 16. yy' da Chartres'da yaşadı. 1543' de Chartres katedrali korosu bölmesinde "İsa'nın vaftizi" adlı alçak kabartma işinde ve 1544' de Ablis kilisesinin koro bölmesinin yapımında çalışmıştır.

Nicolas Guibert - İsa'nın vaftizi

PAPİLLOM (iyi huylu deri ve mukoza tümörü)

DERİ ve mukozada oldukça sık görülen, çeşitli ebatta, düzensiz yüzeyli, habis olmayan epitel dokusu tümörü "papillom" dur. Örtücü epitelin aşırı çoğalması neticesinde ortaya çıkar. Bulunduğu yerler çok çeşitlidir. Mesane (idrar kesesi), gırtlak, safra kesesi, böbrek havuzu, dil, memenin boşaltıcı kanalları, solunum yolları, safra yolları, siyek gibi farklı noktalarda çıkabilir.

Papillomlar, hemen her zaman iyi huylu kabul edilseler ve mesane veya meme gibi bazı bölgelerden ameliyatla alınsalar bile tekrar gelişebilir hattâ kötü huylu tümörlere dönüşebilirler. 

PAPİLLOMATOZ

Vücudun bir bölgesinde çok sayıda papillomun kümelenmesine "papillomatoz" denilir. Nadir görülmekle beraber tipik örneklerinden biri; idrar yolları papillomatozudur. Buradaki yeni oluşumlar, aynı anda, böbrek havuzu, idrar boruları, idrar kesesi ve siyeği ilgilendirir.

Aynı şekilde, tek veya iki taraflı olarak meme kanallarında çok sayıda papillom görülebilir. Diğer muhtemel yerler gırtlak ve nefes yollarıdır.

17 Haziran 2017 Cumartesi

PİERRE GUERİN, eser-biyografi

FRANSIZ ressam (Pierre Narcisse, Baron) 1774 yılında Paris'te doğdu. Regnault'un öğrencisi oldu. 1797' de Roma ödülünü kazandı. Devrim'den sonra 8. Yıl Salonu'nda sergilediği "Marcus Sextus'un dönüşü" adlı eseri, Fransa'dan göç edenlerin dönüşünü ima ettiği düşüncesiyle abartılı bir başarı kazandı.

Ressamın üslûbu, daha ziyade tiyatro unsurları taşır. Guérin, 1814' de Güzel Sanatlar okulunda profesör oldu. 1815' de Enstitüye girdi ve 1822-28 yılları arası Roma'daki Fransa Akademisi'ni yönetti. Pierre Guérin 1833' de Roma'da öldü.

Pierre Guérin - Marcus Sextus'un dönüşü

PARAMORFİZM nedir?

VÜCUDUN tümünün veya bazı bölümlerinin duruşunda, anatomik bir bozukluktan değil, işlevsel bozukluğa bağlı herhangi bir anormalliğe "paramorfizm" denir. Uzmanın elle yaptığı manevralarla (manipülasyonlar) veya kişinin istemli hareketleriyle düzeltilebilir.

Paramorfizm olarak nitelenen başlıca duruşlar; skolyozda, oyuk sırtta, bel lordozunda, kanatlı kürek kemiğinde ve düztabanlıkta görülür.

Çoğunlukla okul çağındaki çocuklarda görülen bu bozukluklar, düzeltici spor-jimnastikle tedavi edilebilir.

16 Haziran 2017 Cuma

GİLLES GUERİN, eser-biyografi

FRANSIZ heykeltraş, 1606 yılında Paris'te doğdu. J. Sarazin ile beraber Louvre'da çalıştı. Henri de Bourbon ve La Vieuville dükünün mezarlarını yaptı. Versailles sarayı için "Tritonlar tarafından sulanan güneşin atları" ile Paris şehri için "Ayaklanmayı bastıran 14. Louis" adlı eserleri yaptı. Descartes'ın madalyonu da Guérin'in eseridir. Gilles Guérin, 1678' de Paris'te öldü.

Gilles Guérin
"Tritonlar tarafından sulanan güneşin atları"

PARANOİT nedir?

PSİKİYATRİDE, genellikle "paranoya" ile "paranoit şizofreni" arasında kalan durumları belirtmek için kullanılan terim. Başlıca özelliği; hastada kalıcı hezeyanların* bulunmasıdır. Şahısta halüsinasyon yoktur ve zihnî faaliyetler yerindedir.

Şizofrenide olduğu gibi "kişilik bölünmesi" ve "tutarsızlık" görülmez. Hezeyanların aşırı gelişerek sistemli hale gelmemesi bakımından "paranoya"dan ayrılır.

*Hezeyan: Kişide gerçeklerle bağdaşmayan düşünce ve inançların bulunması

15 Haziran 2017 Perşembe

GİOVANNİ GUERCİNO, eser-biyografi

İTALYAN ressam (Giovanni Francesco Barbieri), 1591 yılında Cento'da doğdu (Ferrard yakınları). Gözleri şaşı olduğu için ona "Guercino" derlerdi. Akademizmin ustalarındandı. Bologna'da Ludovico Carracci'nin öğrencisi oldu. 1618' de Venedik'e gitti. Bazı eserlerinde Venedik izleri görülür.

En önemli eseri olan "Gündoğumu"nu 1621' de Roma'da yaptı, bu manzara resminde, romantik bir canlılık göze çarpar. Casa Pannini'de (Cento) çok güzel manzaralar yaptı. Gerçekçi üslûbu, ışık-gölge oyunlarını ustaca kullanmasıyla Caravaggio'ya yaklaştı. Barok süslemenin gelişiminde rol oynadı.

Piacenza katedralindeki kompozisyonları daha önemlidir (Peygamberler, 1626). Şaşırtıcı bir kolaylıkla resimler yapan sanatçı, 1666' da Bologna'da öldü.

Giovanni Guercino - Açık elli oğul

PARAPLEJİ (iki bacakta hareketsizlik)

HER iki bacağı ilgilendiren istemli hareketlerin yapılamamasına "parapleji" denir. Bu tip felçlerin büyük bölümü, omurilikteki lezyon veya patolojik süreçlere bağlıdır. Nadir olarak beyin lezyonlarından veya çevrel sinir sistemi lezyonlarından (sinir kökü iltihapları, polinevritler) kaynaklanır.

En sık rastlanan ve en önemli parapleji sebebi; omurga darbeleridir. Daha az olarak omurga veremi (Pott hastalığı), omurganın cerahat yapıcı mikroplara bağlı enfeksiyonları, omurların birincil tümörleri veya başka bir bölgeden sıçrayan tümörler de aynı neticeyi doğurabilir.

Diğer muhtemel sebepler; omurilik iltihapları, virüs enfeksiyonları (çocuk felci), MS hastalığı (multiple skleroz), spina bifida gibi doğum arızaları.

Omurilik lezyonları neticesinde, bu tip felcin yanısıra, hastada duyarlık ve mesanenin (idrar kesesi) çalışmasında da bozukluklar kendini gösterir.

14 Haziran 2017 Çarşamba

GUDEA (Lagaş kralı)

GUDEA, Milâttan önce 3. bin yılda Mezopotamya'da hüküm süren Lagaş sitesinin kralıdır. Ur ve Nippur şehirlerine hâkim oldu, Elam ülkesinin bazı bölümlerini nüfuzu altına aldı. Gudea devri, Lagaş sitesinin siyasî ve kültürel yönden ileri seviyeye ulaştığı devirdir. Bu devirde Lagaş, zengin bir ülke oldu; komşu ülkelerle ticarî ilişkiler kuruldu.

Sümer edebiyatı da çok gelişti. Sümer edebiyatının ilk metinleri Gudea tarafından yazıldı. Bu devre ait iki yüz kadar edebî metin ele geçti. Mühürcülükte gelişmeler oldu.

Gudea'nın 15 kadar heykeli bulundu. Koyu yeşil dioritten oyulmuş heykeller, Gudea'yı ayakta ve oturur durumda gösterir. Heykelin ismiyle, adandığı tanrının ismi, elbise kısmına çivi yazısıyla yazılmıştır.

PARAZİTOZ (asalak hastalığı)

ASALAĞIN bulaşmasıyla ortaya çıkan hastalığa "parazitoz" denilir. Solucan, pire gibi asalakların vücutta yol açtığı etkiler ve vücudun buna karşılık verdiği tepkiler çeşitli hastalık tablolarına sebep olur.

Filarya asalağı, mekanik olarak lenf damarlarında, askarit asalağı, bağırsak boşluğunda tıkanmalara yol açar. Damarlarda yırtılma ve kanamalarla beraber olan sürekli travmalar kansızlığa sebep olur.

Asalağın saldığı zehirli maddeler vücut için daha da tehlikeli olabilir. Bağırsak solucanlarının ürettiği ve merkezî sinir sistemini etkileyen maddeler buna örnektir. Asalaktan kaynaklanan antijenler, bunlara karşı antikor oluşumuna ve dolayısıyla aşırı duyarlık tepkisine yol açabilir.

13 Haziran 2017 Salı

FRANCESCO GUARDİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1712 yılında Venedik'te doğdu. Babası ve erkek kardeşleri de ressamdır. Guardi, ressamlığa, süslemeler, dinî sahneler, günlük hayattan resimler yapmakla başladı. Sonra Canaletto'nun etkisi ve mimarî eserlerle şehir manzaralarının ilgi çekmesi sebebiyle "peyzaj" türüne yöneldi. Venedik'in yapı ve görünüşlerini canlı bir şekilde tabloya döktü. Venedik eğlencelerinin de resimlerini yapan Guardi, 1793' de doğduğu şehirde öldü.

Francesco Guardi - San Geremia yakınlarında Büyük Kanal

PARESTEZİ (ciltte duyarlık bozukluğu)

GENELLİKLE sınırları belirgin bir deri bölgesinde keçeleşme, karıncalanma, yanma veya ağrı gibi duyumlara yol açan duyarlık bozukluğuna "parestezi" denilir. Çok çeşitli hastalıklarla ortaya çıkabilen bir belirtidir. Bu hastalıklar; dolaşım bozuklukları, iltihabî örselenmeye veya darbelere bağlı sinir lezyonları, hattâ psikonevrotik bozukluklar olabilir.

12 Haziran 2017 Pazartesi

GRÜNEWALD, eser-biyografi

ALMAN ressam (Mathis Nithardt veya Gothardt, Matthias), 1460-70 yılları arası Würzburg'da doğdu. Aschaffenburg'da çalıştıktan sonra 1500' e doğru Seligenstadt'a yerleşti, 1508-1525 arası Mainz başpiskoposluk ressamı olan sanatçının, aslında Aşağı Mainz bölgesinde (Aschaffenburg, Frankfurt, Mainz) çalıştığı sanılır.

Ayrıca mimar ve mühendis olarak da eser verdi. Özellikle Magdeburg'da ve Luther'ci hareket ile köylü isyanına katıldıktan sonra 1527' de göç ettiği Halle'de, bu tuhaf ve tek başına yaşayan sanatçıdan 20 kadar resim kalmıştır. Bu resimlerin 9 tanesi, sanatçının şaheseri olan bir bütün meydana getirir.

Alsace'ta, İsenheim Antonius'çular manastırı için, 1513-15 arası resimlediği kanatlı mihrap arkalığı, natüralizmin hayâlle karıştığı, bazı bölümlerinde eşine az rastlanır bir anlatımcılığa eriştiği poliptiktir. Ayrıca 30 kadar desen, sanatçının yaratış gücünü ve çizgi cesaretini gösterir.

PAREZİ (kas kuvvetinde azalma)

BELİRLİ bir kas grubunda istemli hareketin azalmasına "parezi" denir. Kas gücünde ve kas gerginliğinde hafif azalmayla kendini belli eder. Tek kol veya bacakta; bir taraftaki kol ve bacakta; her iki bacakta veya her iki kol ve bacakta ortaya çıkabilir.

Parezi, piramidal sistem hareket sinir demetlerindeki kısmî yıkıma bağlı olup, özellikle beyin kabuğuyla ilgili sınırlı lezyonlarda görülür. Parezi, genellikle geçici bir bozukluktur.

Hareket etkinliği tamamen kaybolmuşsa; bu duruma "paraliz" veya "felç" denilir.

11 Haziran 2017 Pazar

FRANCİS GRUBER, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1912 yılında Nancy'de doğdu. Vitray ressamı Jacques Gruber'in oğludur. Charles Dufresne, Henry de Waroquier ve Friesz'in öğrencisi oldu. Çok genç yaşta tanındı, dışavurumculuğa yakın bir üslûpta, çeşitli türlerde eserler verdi.

Resimleri giderek karamsar trajik hattâ hastalıklı bir anlatıma büründü. Kısa süren ressamlık hayatında; boş atölyeler, kasvetli sahne ve manzaralar, zayıf ve çıplak insan resimleri yapan Francis Gruber, 1948' de (yaş 36) Paris'de öldü.

Francis Gruber - Natürmort  (1933)

PARODONTİT (dişeti iltihabı)

DİŞ çevresi dokularda gelişen iltihaba "parodontit" denir. Dişeti dokusunun iltihabıyla başlar. Bu bölge şiş, kırmızı ve kolayca kanayabilir bir özellik kazanır. Daha sonra dişeti, yapıştığı dişin boyun bölgesinden ayrılır. Böylelikle, dişetiyle diş arasında bir boşluk ortaya çıkar. Bu boşluk, gittikçe daha derinleşir ve cerahatlanır. Diş, kemik yuvasının erimesiyle yerinden oynar. Bu sürecin sonlarına doğru bölgesel veya yaygın ağrı duyulur.

PARODONTOZ

Diş çevresi dokularının iltihaba bağlı olmayan dejenerasyonuyla ayırt edilen hastalığa "parodontoz" denilir. Diş yuvası kemiğinin yıkıma uğraması ve giderek erimesi neticesinde, dişler yerlerinden oynar, fakat bütün bu gelişmelerde iltihabın bir etkisi bulunmaz.

10 Haziran 2017 Cumartesi

PAROSMİ (koku alma bozukluğu)

YANLIŞ algılama şeklinde ortaya çıkan koku alma bozukluğuna "parosmi" denilir. Halüsinasyon biçiminde, yani ortada koku yok iken varmış gibi algılanması veya ikinci halde, olandan farklı bir koku duyulmasıyla ortaya çıkabilir. Bazen alınan koku güzel bile olsa kişiye tiksindirici gelir.

Parosminin, olmayan kokuyu alma biçimi; sinirsel-ruhsal bozuklukları olan, histeri ve sarası bulunan kişilerde olur. Sara nöbetinden evvel bir koku aurası biçiminde ortaya çıkabilir.

Parosminin, olandan farklı koku duyulması hadisesi ise; genellikle zehirlenme veya enfeksiyonlara bağlı, koku siniri iltihabından kaynaklanır. Bunlar; kurşun, benzol, ilâç zehirlenmeleri veya frengi, virus enfeksiyonları olabilir.

9 Haziran 2017 Cuma

GEORGE GROSZ, eser-biyografi

ALMAN asıllı, Amerikan ressam ve desinatörü, (Georg Ehrenfried) 1893 yılında Berlin'de doğdu. Dresden Güzel Sanatlar okulu ve Berlin Süsleme Sanatları okulundaki öğreniminden sonra, özellikle Lustige Blatter'de (neşeli sayfalar) mizahî resimler yapmaya başladı ve öğrenimini tamamlamak maksadıyla Paris'e gitti.

Almanya'ya dönüşünde, Pfeife (pipo) dergisini kurdu ve bu dergide en küçük bir acıma duygusuna bile yer vermeyen mizah resimleri çizmeye başladı. Çizgisi, keskin bir mizah anlayışının ürünüdür ve abartıcı üslûbu gözleme dayanır. Bununla birlikte eserleri, genellikle bir kâbus havasını yansıtır. 1914' de orduya katıldı, 1917' de yaralanıp döndüğünde savaştan nefret ediyordu.

1918' de Berlin'de "Dada" grubuna katıldı. 1920' de "Bir sosyalistin hayatı"nı, 1923' te de "Ecce Homo"yu yayınladı. "Burjuvanın aynası" (1925) ise şaheseri sayılır. Bu eser, hakkında dava açılmasına yol açtı; bunun üzerine Provence'a kaçtı, oradan da Amerika'ya gitti.

ÇOCUKTA GECE KORKUSU

BAZI çocuklarda gece korkusu olur. Uyuyan çocuk aniden huzursuzlaşır, bağırır, dehşet içinde ve sabit bakışlarla kalkarak yatakta oturur, savunma hareketleri yapar ve aile fertlerini tanımaz. Genellikle kısa süren bu nöbetlerden sonra sakin bir uyku gelir. Çocuk sabah uyandığında hiçbir şey hatırlamaz.

Sebebi tam olarak bilinmemektedir. Çocuğun hayâl gücünü etkileyen hikâyeler ve korku dolu sahnelerden kaynaklanan heyecanlara bağlanmaktadır. Bu tür nöbetler çocuk ergenlik çağına gelince kaybolur.

8 Haziran 2017 Perşembe

ANTOİNE GROS, eser-biyografi

FRANSIZ ressam (Baron), 1771 yılında Paris'te doğdu. 14 yaşındayken David'in atölyesine girdi. Kısa zamanda David'in en iyi öğrencisi oldu. Güzel Sanatlar Akademisi'nden birincilik madalyası aldıktan sonra Roma'ya gitmek üzere yola çıktı. Yolda çalışma yapmak için durakladı.

Cenova'da askere alındı ve kurmay subay oldu. İtalya seferi sırasında resim yapmaya devam etti. Milano'da "Napolyon Arcole köprüsünü geçerken" isimli bir tablo yaptı (1799). Az zaman sonra büyük kompozisyonlar yaptı. Sonunda David'in etkisinden kurtularak, romantik resmin öncüsü olarak ortaya çıktı. Bazı eserleri Delacroix tarafından çok beğenildi.

Napolyon, kendisini Pantheon'un kubbesini süslemekle görevlendirdi, fakat Bourbon hanedanı tekrar iktidara dönünce, yarım kalmış eseri ancak 1825' de bitirebildi. Bu eseri ve Louvre'daki tavan süslemeleri, sanatçının kişiliyetini belirleyici nitelikte değildir. Daha sonra, konularını mitolojiden alan ve daha akademik üslûpla yapılmış eserler verdi, fakat bunlar şiddetli eleştirilere sebep oldu. Resimlerine karşı gösterilen ilgisizlik ve eleştiriler onu umutsuzluğa sürükledi ve krize girerek 1835' de Meudon'da intihar etti.

Antoine Gros - Napolyon Yafa'da vebalıları ziyaret ediyor (1804)

PEPTİK ÜLSER (asit yarası)

SİNDİRİM kanalının mide asidiyle temas eden bölgelerinde bir veya daha fazla ülserin oluşmasıyla ortaya çıkan hastalık haline "peptik ülser" denilir. En çok etkilenen bölgeler; mide ve onikiparmak bağırsağının ilk bölümüdür. Ayrıca yemek borusunun alt kısmında da görülebilir. Eğer doğuştan gelen bir bozukluk varsa (mide dokusunun yemek borusunda bulunması); peptik ülser, yemek borusunun diğer kısımlarında da olabilir.

Mide sıvısında bulunan pepsin enzimi ve hidroklorik asitin (kezzab), mide duvarını (mukozasını) bir besin gibi sindirmesiyle peptik ülser oluşur. Bu hastalığın esas sebebi tam olarak bilinmemektedir. Mideyi bu asitten koruyacak mekanizmalarda bir arıza varsa, hastalık ortaya çıkar. Koruma mekanizmasını sekteye uğratacak etkenler olarak; yerel dolaşım bozuklukları, travmalar, anormal iç salgı veya sinir uyarıları, alkol, sigara, üzüntü sıkıntı gibi psikolojik tesirler sayılabilir.

Peptik ülserin tipik bir görünümü vardır. Boyutları birkaç milimetreden 2 - 3 santimetreye kadar değişebilen, kenarları net, dibi fibrinle örtülü yuvarlak yaralar halindedir. Süreç, kronikleşmeye doğru gider. Zamanla mukoza sertleşir ve ülser oyuğunu çevreleyen bir nebde dokusu (orijinal işlevi olmayan destek tamir dokusu) oluşur.

7 Haziran 2017 Çarşamba

MARCEL GROMAİRE, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1892 yılında Noyelle-sur-Sambre'da doğdu. Paris'te hukuk öğrenimi gördü. Montparnasse'ta resim akademilerine bir müddet devam etti. Belçika, Hollanda, İngiltere ve Almanya'ya gitti. 1916' da Somme'da yaralandı. "Savaş" adlı ünlü tablosunda (1925), cephe savaşlarının hatırasını kuvvetle yaşattı. Aşırı derecede üslûp haline getirilmiş miğferli askerlerin görüldüğü bu tablo, sanatçının en başarılı kompozisyonlarından biridir.

İlk sergisi, Dr. Girardin'in ilgisini çekti. Gromaire, farklı konular üzerinde kompozisyonlar yaptı. 1937 Milletlerarası sergisindeki büyük dekorasyonlar onun eseridir. Duvar halıcılığının gelişmesinde etkili oldu. Kitap süslemeleri yaptı. 1950' de Amerika'dan New York peyzajlarıyla döndü; Devlet Süsleme Sanatları yüksek okuluna profesör oldu.

1952' de Carnegie ödülünü, 1958' de Güzel Sanatlar Büyük ödülünü kazanan Marcel Gromaire, 1971' de Paris'te öldü.

Marcel Gromaire - Evsiz barksız  (1939)

PEPSİN ENZİMİ

MİDEDE protein sindiriminin başlamasını sağlayan ve mide sıvısı içinde bulunan enzime "pepsin" adı verilir. İnsanda mide, pepsinojenler denilen ön maddelerden kaynaklanan üç tür pepsin salgılar. Midede oluşan sindirim ürünleri, polipeptitler ve dipeptitlerdir.

Protein sindiriminin son süreci, pankreastan salgılanan enzimlerin tesiriyle bağırsakta tamamlanır. Pepsinler, midenin asidik ortamında etki gösterir. Etkileri, kimusun (gıda bulamacı) onikiparmak bağırsağının alkali ortamına girmesiyle biter.

KİMUS

Midedeki sindirimin son evresine ulaşan besinlerin, bağırsağa verilmeden evvel dönüştüğü bulamaca "kimus" denilir. Mideye giren besinler, mide duvarındaki kasların etkili hareketleri neticesinde, mide salgısıyla karıştırılarak bulamaç haline dönüştürülür. Bu bulamaç, daha sonra mide kapısından çıkarak (pilor kapısı) onikiparmak bağırsağına geçer.

6 Haziran 2017 Salı

JUAN GRİS, eser-biyografi

İSPANYOL ressam (José Victoriano Gonzales), 1887 yılında Madrid'de doğdu. Önce Madrid'de Zanaat ve sanayi okulunda öğrenim gördü. O tarihten sonra, ressam olarak, pergel, cetvel, gönye gibi geometrik çizim araçlarını yanından ayırmadı.

1906' da Paris'te "Assiette au beurre" ve "Charivari" hiciv dergilerinde desenler yayınladı. 1911 yılını Braque, Picasso, Manolo ile birlikte Céret'de geçirdi. Yalın ve ciddi bir sanat anlayışı içinde ilk kübist tablolarını yaptı.

Max Jakob, Raymond Radiguet, Armand Salacrou'nun çeşitli eserlerine litografi veya ofort resimler yaptı. 1924' de Diaghilev yönetimindeki Rus balesinin bazı eserlerinin dekor ve kostümlerini de hazırlayan Juan Gris, 1927' de (yaş 40) Boulogne-sur-Seine'de öldü.

Juan Gris - Masa  (1918)

PERİKOLESİSTİT (safrakesesi dış doku iltihabı)

SAFRAKESESİNİ çevreleyen dokuların iltihabına "perikolesistit" denir. Akut veya kronik safrakesesi iltihabı neticesinde ikincil olarak gelişir. Safrakesesinin zengin lenf damarları ağına bağlı olarak çevredeki organlara yayılır. Perkolesistit neticesinde, genellikle safrakesesi ile ona komşu dokular arasında fibröz yapışıklıklar oluşur.

KOLESİSTİT

Akut veya kronik safrakesesi iltihabına "kolesistit" denir. Genellikle safrakesesinde taş oluşması ve safra akışının engellenmesi durumlarında ortaya çıkar. Safra taşları ve safra göllenmesi, hastalık yapan mikropların gelişimini kolaylaştırır. İltihabın başlıca belirtileri; karnın sağ üst kısmında farklı şiddette ağrı, ateş, bulantı ve kusmadır. 

5 Haziran 2017 Pazartesi

JEAN-BAPTİSTE GREUZE, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1725 yılında Tournus'da doğdu. Lyon'lu bir ressam tarafından Paris'e getirildi. İlk eserleri sayesinde, sanatsever Lalive de Jully'nin himayesine girdi. 1750' den itibaren Natoire'ın öğrencisi oldu. 1755' de Akademiye kabul edildi. Giriş resmini, ancak 1769' da sergiledi;  ("Veverus'un, oğlu Caracalla'ya sitemi").

Diderot'nun çok beğendiği "Nişanlı köylü kızı" tablosuyla (1761), ün kazandı. Erdemi ve ahlâki değerleri yücelten bir resim anlayışını benimsedi. Duygusal kompozisyonlar yaptı. Resimleri özellikle 18. yy toplumuna ilişkin sosyolojik bir değer taşır. Gerçekçi portreler de yapan Jean- Baptiste Greuze, 1805' de Paris'te öldü.

Jean-Baptiste Greuze - Çocuk portresi

PERİNEFRİT (böbrek zarı iltihabı)

BÖBREĞİ çevreleyen yağlı bağdokuda ve böbreğin kapsülünde ortaya çıkan iltihaba "perinefrit" denilir. Özellikle travmalar, mikrobik böbrek ve idrar yolları iltihaplarının yayılması neticesinde ortaya çıkabilir. Alttaki dokulara yayılmaya meyilli bir apseye yol açabilir.

Genellikle yüksek ateş, bel bölgesinde ağrı ve bel kaslarının kasılmasıyla kendini belli eder. Bazen de herhangi belirti vermeden başlayabilir.

Kronik perinefritler, çoğunlukla böbrek veya siyeğin subakut ya da kronik iltihaplarını ya da travmalara bağlı böbrek çevresindeki kanamaları izler. Böbrek çevresinde, böbrek ve idrar yolunu etkileyen nebdeleşme ve sertleşmeye neden olabilir. Bu durumda, bu yapıları kurtarma maksadıyla ameliyat gerekli olabilir.

4 Haziran 2017 Pazar

EL GRECO (Domenikos Theotokopulos), eser-biyografi

İSPANYOL ressam, 1540' yılına doğru Yunanistan'da Girit civarında Phodete'de (?) doğdu. Gençliğine dair hiçbir bilgi yoktur. Girit, o devirde Venedik Cumhuriyeti'ne aitti ve tahmine göre El Greco, Venedik'e giderek, San Giorgio kilisesi veya Yunanistan'dan gelen sanatçıların Bizans tarzı dinî resimler yaptıkları Rio del Greci civarındaki bir atölyede çalıştı. Bu dönemden kalan ve El Greco'ya mal edilen eserlerin ona ait olduğu çok şüphelidir.

El Greco, Venedik'e geldiği zaman 20 yaşlarındaydı. Kendisinin olduğu sanılan "Modena poliptiği" bu devirdendir. Kısa bir müddet sonra Jacopo Rassano ve özellikle Tintoretto'nun tesirinde kaldı. 1567-69 yılları arası Tiziano'nun atölyesinde çalıştı, sonra İtalya içinde geziye çıktı.

Parma'da Correggio'nun "Gece" sini kopya etti. Minyatürcü Giulio Clovio tarafından Kardinal Farnese'ye tavsiye edilen El Greco, 1570' de Roma'ya yerleşti, İspanyol hümanizma bilginleriyle ilişki kurdu, ancak Roma çevreleriyle uyuşamadı. Michelangelo'nun "Son yargı"sı hakkındaki sert tenkîti onu iyice gözden düşürdü ve sanatçı Roma'yı terketmeye karar verdi.

PERİODONTİT (diş zarı iltihabı)

DİŞ çevresi zarının had veya müzmin iltihabına "periodontit" denilir. Böyle bir iltihap; diş özünün öldürülmesi için kullanılan arsenik gibi kimyevî maddelere, şiddetli mekanik etkilere veya tekrarlayan küçük travmalara, çok şiddetli kuvvet uygulanan ortodonti tedavileriyle takılan protezlere ve diş çevresi zarını tutan enfeksiyonlara bağlı olabilir. Periodontitler, diş özü kanallarının çürük sebebiyle tıkanarak diş özü nekrozu oluşmasıyla da gelişebilir. Başlıca belirti; devamlı ve geceleri artan ağrıdır.

3 Haziran 2017 Cumartesi

PERİOSTİT (eklem zarı iltihabı)

PERİOST

Kemiklerin, eklemle temas eden yüzleri dışında kalan yüzeyini örten katı, bağdoku yapısındaki zara "periost" denilir. Periostta, doğrudan alttaki kemiğe giden kan damarları ve sinir dalları yer alır. Büyümekte olan kemiklerde, periostun derindeki katmanı osteoblastlardan oluşmuştur. Bu hücreler kemik dokusunu çoğaltarak kemiğin büyümesini sağlar.

Periostun kemik yapıcı özelliği, kemiğin gelişimini tamamladıktan sonra da devam eder (kırıkların iyileşmesinde olduğu gibi).

PERİOSTİT

Periostun iltihabıdır. Başka enfeksiyon odaklarındaki mikroorganizmaların, periosta komşuluk veya kan yoluyla ulaşmasıyla gelişir. İltihap mikrobu, periost ile alttaki kemik arasında cerahatli bir birikimin oluşmasına yol açabilir.

Periost yaygın olarak etkilenirse, kemikte beslenme bozukluğu ortaya çıkar ve tablo nekroza kadar gider. Süreç, kemik dokusuna yayılabildiği gibi, yakındaki yumuşak dokulara da sıçrayarak, genellikle deriye açılan bir fistüle sebep olur.

Akut periostitin başlıca belirtileri; ateş ile yerel ağrı, kızarıklık ve ödemdir. Kronik periostit, periostun lifsi bağdoku artışı sebebiyle kalınlaşmasına ya da kemiksi çıkıntıların oluşmasına yol açabilir.

2 Haziran 2017 Cuma

GRAVÜR SANATI ÖRNEKLERİ

GRAVÜR, ağaç, taş veya metal bir levhanın kazımaoyma ya da asitle aşındırma yoluyla işlenmesi ve bu desenin bir yüzeye basılması sanatı, yöntemidir. Gravür sanatı, çoğu zaman dâhi sanatçılar sayesinde, yüksek kalitede pek çok eser meydana getirdi. Sanatın karmaşık tekniklere dayanan uzun tarihî bir geçmişi vardır.

Gravür - Bodrum Limanı

PERİVİSERİT (karın içi kronik iltihap)

KARIN içi organları çevreleyen karın zarı boyunca yayılan kronik iltihabî sürece "periviserit" denir. Bu hastalık neticesinde, ağrılı belirtiler, ilgili iç organlarda işlev ya da hareket değişimleri, iç organların kendileri ve çevresindeki dokularda köprüleşme oluşumu ve yapışıklıklar gelişir.

Periviserit, doğrudan yayılma ya da yakın organlardaki bir iltihabî sürece (gastrit ve mide ülseri periviseritleri, onikiparmak bağırsağı ülseri veya iltihabı, safra kesesi iltihabı, kadın üreme organları iltihabı vb.) karşı gelişen basit bir tepki şeklinde peritonu (karın zarı) etkileyen, özellikle kronik iç organ hastalıklarının neticesidir.

Periviserit, karın ameliyatları sonrasında sık görülür. Rahatsızlığın merkezi ve niteliği, periviseritin yerine göre faklılıklar gösterir. Genellikle sindirim sistemiyle ilgili rahatsızlıklar, az veya çok inatçı karın ağrıları, kabızlık ya da ishâl gibi düzensizlikler gözlenir. Nadir olarak, bağırsak tıkanıklığı da ortaya çıkabilir.

1 Haziran 2017 Perşembe

GRAVELOT (Hubert François Bourguignon)

FRANSIZ ressam, gravürcü ve desinatör, 1699 yılında Paris'te doğdu. F. Boucher ve J. Restout'nun öğrencisi oldu. 1732' de Londra'ya gitti, Bernard Picart'ı örnek alarak "Dinî törenler" adlı taşlamalı gravürleri yaptı ve "Perspektif el kitabı" adlı bir eser yayınladı.

Bir okul açtı, öğrencileri arasında Gainsborough'da vardı. Arkadaşı Hogarth'ın ilk gravürlerine yardım etti. Çizdiği alaylı desenler, İngiltere'de karikatür sanatının başlangıcı sayılır. Ayrıca Shakespeare'in bir kitabını resimledi. Fransa'ya döndü (1745), J. J. Rousseau'nun "Yeni Héloise"ini ve Boccaccio'nun bir eserini resimledi. Gravelot, 1773' de Paris'te öldü.

Gravelot - Halı işleri

pH DEĞERİ NEDİR?

ÇÖZELTİLERİN asit, nötr veya alkali olma özelliğini gösteren değerdir. Nötr pH değeri 7,0 dır. Bunun altındaki değerler, çözeltilerin asit, üstündekiler ise alkali olduğunu ifade eder.

Organizmadaki sıvılar belirli pH değerleri taşırlar. Kanın pH değeri çok dar sınırlar içinde değişim gösterir. Büyük pH değişimleri yaşamla bağdaşmaz. Vücutta, pH' ın belirli limitler içinde tutulmasını sağlayan tamponlama sistemleri vardır.

İnsan vücudunda bulunan bazı sıvıların pH değerleri şöyledir: Kan ve serum 7,41 ; onikiparmak bağırsağı sıvısı 8,0 ; safra 7,4 - 7,7 ; idrar 4,8 - 7,9 ; mide sıvısı 1,77 ; anne sütü 6,5 - 6,9 ; tükürük 6,9