31 Aralık 2018 Pazartesi

GİOVANNİ ANTONİO PELLEGRİNİ (ressam)

İTALYAN ressam, 1675 yılında Venedik'te doğdu. Venedik, Paris, Londra, Dresden ve Viyana'da yaşadı. Londra'da (1708-12) Akademi yönetim kuruluna katıldı. Dresden'de seçici prensin hizmetinde bulundu. Alegorik resim ve portreler yaptı. Pellegrini, 1741' de Venedik'te öldü.

Giovanni Antonio Pellegrini  -  Alegori

DİSPRAKSİ nedir?

FELÇ veya ataksi olmadığı halde, insanın basit hareketleri birleştirerek karmaşık hareketlerde bulunma kabiliyetinin bozulmasına "dispraksi" denilir. Bu kabiliyet, tam veya büyük ölçüde kaybedilmişse, apraksi olarak nitelenir.

Bozukluğun sebebi, paryetal beyin kabuğu bölgesindeki lezyonlardır. Bu bölge, yapılması gereken işin zihinde tanıtılması ve hareket merkezleriyle bağlantının kurulmasıyla vazifelidir.

30 Aralık 2018 Pazar

ALFRED PELLAN (ressam)

KANADA'LI ressam, 1906 yılında Québec'te doğdu. Önceleri gerçekçiydi sonra giderek kübizme ve gerçeküstücülüğe yöneldi. Montreal'e yerleşti, tiyatro dekorları ve döşemecilik maketleri yaptı. Montreal Güzel Sanatlar okulunda ders verdi. Parçalı şekillerin ve parlak renklerin bir fışkırması olarak nitelenen anlatımcı eserler yapan Alfred Pellan, 1988'de Montreal'de öldü.

Alfred Pellan  -  Plâjda

ZOR NEFES ALMA (dispne)

SOLUNUMUN az veya çok zorlukla sürdürülmesine "dispne" adı verilir. Astım nöbetinde görülen ağır solunum zorluğundan, heyecanlanınca ortaya çıkan "nefes sıkışması" hissine kadar bütün soluma zorluklarını ihtiva eder.

En sık karşılaşılan dispne sebepleri kalp hastalıklarıyla bağlantılıdır ve özellikle gece saatlerinde ortaya çıkarak hastayı zor duruma düşürür. Diğer sebepleri:

  1. Solunum yollarında akut veya kronik daralmaya yol açan bronşiyal astım
  2. Anfizemli veya anfizemsiz seyreden kronik bronşit
  3. Akciğer anfizemi
  4. Akciğerde hava keseciklerinin iltihaplanması
  5. Tüberküloz
  6. Sarkoidoz
  7. Pnömokonyoz
  8. Akciğer fibrozu
  9. Akciğer kanseri
Nefes alma zorluğu, endişe ve heyecan verici durumlarda da olabilir. Ayrıca ruhî hastalıklara bağlı olarak, boğulma hissi veya kâfi ölçüde derin nefes alamama söz konusu olur.

29 Aralık 2018 Cumartesi

PELE (futbolcu)

BREZİLYA'LI futbolcu (Edson Arantes do Nascimento), 1940 yılında Tres Goraçoes, Minas Gerais'de doğdu. Santos takımında oynayan futbolcu, 1958 Dünya Kupası'nı Brezilya'ya kazandırdı ve dünyanın en iyi futbolcusu kabul edildi. Özellikle "libero" oynayan Pele, üstün tekniği ve atletik yapısıyla zamanının en üstün golcüsü ve oyun kurucusudur.

Kendisini durduramayan rakipleri tarafından sık sık sakatlanmıştır. Nitekim 1966 yılında sakatlandığı için Dünya kupası maçlarında oynayamadı. 1970 Dünya Kupası'nı Brezilya'nın kazanmasında büyük rolü oldu. Futbol hayatının ağırlıklı bölümünü Santos kulübünde geçirdi ve New York Cosmos kulübünde tamamladı.

Futbolu bıraktığı yıllarda, havaalanında bir hostes hayranı kendisine: "Kaleye attığınız topun gol olacağını önceden biliyor musunuz?" der. Pele: "Malesef değil, bu şut mutlaka gol olur dediğim zamanlarda, topun dışarı çıktığını çok gördüm" diye cevap verir.

İKİ SIRA KİRPİK

KİRPİKLERİN doğuştan gelen bir gelişim bozukluğuna bağlı olarak gözkapağı kenarında iki sıra halinde yerleşmesine "distikyaz" denir. Kirpiklerden biri ön sırada normal yerinde, diğeri daha içte ve aşağı veya içe dönük durur.

Gözkapağının her hareketi sırasında gözün saydamtabakasına (kornea) sürtünerek sürekli tahriş eder ve göz enfeksiyonlarına zemin hazırlar.

28 Aralık 2018 Cuma

KAS GERGİNLİĞİNDE BOZUKLUK (distoni)

DİSTONİ, pek çok sinirsel hastalıkta görülebilir. Kasların gerginliği artar veya azalır. Dolaşım sistemi veya otonom sinir sistemindeki bozuklukları belirtmek için de "distoni" terimi kullanılır.

Kalp-dolaşım distonisi: Psikonevrozlu, hastalık hastası, bunalıma meyilli, dengesiz, ince, uzun, astenik görünümlü kişilerde oldukça sık görülür. Çarpıntı, kalp bölgesinde ağrı ve nefes alma zorluğuyla ortaya çıkar.

Otonom sinir sistemi distonisi: Çeşitli organ veya sistemlerle ilgili daha genel rahatsızlıklar; meselâ fenalık hissi, yorgunluk, uykusuzluk, başdönmesi, çeşitli ağrılar ve sindirim bozuklukları görülür.

Distoni, çoğunlukla ruhî bozuklukların vücuda yansıması olarak kabul edilir.

27 Aralık 2018 Perşembe

JOACHİM PATİNİR (ressam)

FLAMAN ressam, 1480 yılına doğru Dinant veya Bouvignes'de doğdu. Quentin Matsys'in öğrencisi ve çalışma arkadaşıydı. Manzarayı tek başına ele almamakla beraber tablolarında, ön planda yer verdiği dinî sahneleri manzaraya uydurabilen ilk ressamdır. Patinir'in yarı gerçekçi yarı hayalî anlayışı, 16. yy. Flaman manzara ressamlarını etkiledi. Joachim Patinir, 1524'de Anvers'de öldü.

Joachim Patinir  -  Mısır'a kaçış  (detay)

DİYALİZLE KANI ARITMA

KANIN arıtılıp temizlenmesi için kullanılan fizikokimyasal yönteme "diyaliz" adı verilir. Vücutta istenmeyen veya zehirli olan iç ve dış kaynaklı maddelerin, özellikle böbrekler tarafından kâfi miktarda temizlenemediği durumlarda kullanılır.

Diyaliz, kandan molekül ağırlığı düşük olan maddeleri uzaklaştırmak ve organik sıvılarla bu sıvılarda erimiş bulunan maddeleri düzenli miktarlarda ve normal yoğunluklarda verme maksadıyla kullanılır. Bu işlem için 2 ana yöntem kullanılır.

Periton diyalizi: Süzme işlemini karın zarı (periton) üstlenir. Kan hücreleri ve proteinlerin geçişine izin vermezken; su, elektrolitler ve ürenin geçişine izin verir. Periton diyalizi; periton boşluğuna diyaliz sıvısı ihtiva eden bir kaba bağlı sondanın sokulmasıyla yapılır. Sıvı, zar boşluğuna akıtılarak burada yaklaşık 2 saat kalır ve arındırıcı etkisini gösterir. Sıvının bileşimi ve yoğunluğu, kanda bulunan zehirli maddelerin diyaliz sıvısına geçişini ve daha sonra da aynı sonda vasıtasıyla dışarı çıkmasını sağlar

Vücut dışı diyaliz: Bu yönteme "hemodiyaliz" de denilir. Kan vücut dışında arındırılır. "Sunî böbrek" olarak da adlandırılan bir cihaz kullanılır. Hastanın atardamarından alınan kan cihaza verilir. Kanın içinden geçtiği bölümün diğer yüzünde diyaliz sıvısı vardır. Burada temizlenen kan bir toplardamar yoluyla vücuda geri verilir.

26 Aralık 2018 Çarşamba

PATERNA SERAMİĞİ

İSPANYA'NIN Valencia ilinde bulunan Paterna şehri, 10 ve 12. yy.' larda çok önemli bir seramik merkeziydi.

Burada imâl edilen, beyaz zemin üzerine yeşil, mavi veya manganezle boyanmış hayvan ve bitki resimleri veya geometrik şekillerle süslü çiniler, Cezayir'de, Provence'da ve özellikle de İtalya'da (Faenza, Siena, Orvieto) imâl edilen çinileri büyük ölçüde etkiledi.

DİVERTİKÜL, DİVERTİKÜLİT

DİVERTİKÜL, içi boş bir iç organın duvarlarında, çeşitli hastalıklar sonrasında oluşan kese şeklindeki genişlemeye denilir. En sık görüldüğü yerler, incebağırsak, kalınbağırsak ve mesanedir. Bu organlarda bazen birden fazla divertikül olabilir.

Divertikül doğuştan olabileceği gibi, içi boş bir organın içindeki maddenin basıncıyla oluşan, sınırları belli bir zayıf noktanın bulunması veya komşu dokulardaki iltihabî süreçlerin iyileşme ve nedbeleşme döneminde bu organın duvarları üzerindeki çekme-germe tesiriyle de oluşabilir.

Divertikülün varlığı, boşluk içinde salgı veya başka maddelerin birikmesine, organın boşalmasını zorlaştırarak iltihap oluşmasına hattâ duvarın delinmesi ya da tümör gelişmesi gibi daha ağır  neticelere yol açabilir. Bu sebeple divertiküller ameliyatla çıkartılır.

DİVERTİKÜLİT (divertikül iltihabı)

Hangi organda olursa olsun, divertikülün varlığı neticesinde boşlukta çeşitli maddeler toplanabilir. Mayalanma ve kokuşmayla mikropların birikmesine uygun bir ortam olduğundan kolayca iltihap gelişir.

Divertikülit belirtileri ilgili organa, iltihabın önemine ve divertikülün organın hangi bölgesini tuttuğuna bağlı olarak değişir. İltihabın komşu dokulara yayılması, organın delinmesi veya kötü huylu tümör gelişmesi gibi komplikasyonlar çıkabilir.

25 Aralık 2018 Salı

JEAN-BAPTİSTE JOSEPH PATER (ressam)

FRANSIZ ressam, 1695 yılında Valenciennes'de doğdu. Antoine Joseph'in oğlu. 1713' de Watteau'nun öğrencisi oldu. Aşk sahnelerini ve kır hayatını konu alan tabloları geniş ilgi uyandırdı. Daha çok bir köy hayatı çerçevesinde yumuşak renkler kullanarak, az çok maniyerizme kayan bir tarzda uzatılmış şekillerle Watteau geleneğini sürdürdü. Pek çok eseri bulunan Pater, 1736'da Paris'te öldü.

Jean-Baptiste Joseph Pater  -  Kır eğlencesi

DİŞ PLAĞI nedir?

BAKTERİLER, protein maddeleri, gıda artıkları ile diş taşından oluşan ve diş minesini örten tabakaya "diş plâğı" denilir. Diş plâğı, diş çürümesinin başlamasında önemli bir rol oynar, çünkü; dişin bakteri yükünü artırarak, bakterilerin diş minesiyle daha uzun müddet doğrudan temas etmesini sağlar ve zararlı hale gelmesini kolaylaştırır.

24 Aralık 2018 Pazartesi

PİERRE PATEL (ressam)

FRANSIZ ressam, 1605 yılında Picardie'de doğdu. Vouet'nin öğrencisiydi. Paris'te başkan Lambert'in konağını süsledi. Louvre'da kraliçe dairelerinin dekorasyonunda Romanelli ile beraber çalıştı. Resim tekniğini Claude Lorraine'den aldı. Oğlu da (Pierre Antoine) ressam olan Pierre Patel, 1676'da Paris'te öldü.

Pierre Patel  -  Binalı peyzaj

EKLEMDE AÇILMA (diyastaz)

İKİ eklem yüzeyinin birbirlerinden kalıcı bir şekilde uzaklaşmasına "diyastaz" denilir. Çoğunlukla darbelere bağlı veya hastalık sebebiyle ortaya çıkar. Bir eklemin kapsül-bağ yapısını bozarak, eklem yüzeylerinin birbirinden uzaklaşmasını sağlayan darbelere bağlı olaylar en sık görülenidir.

Ayak bileği ve çatı kemikleri ekleminin ayrılması en çok rastlananıdır. Çatı kemiklerindeki ayrılma sık hamileliklerde görülür. Diyastaz darbe neticesinde oluşmuşsa, şiddetli ağrı ve çalışmada yetersizlik olur.

23 Aralık 2018 Pazar

PASTIRMANIN KÖKENİ "BASTIRMA"

Pastırmaların kurutulması
PASTIRMA sığır etinden yapılır. Öğütülmüş çemen tohumu, sarımsak, tuz ve kırmızı biberden yapılan salça, büyük parçalar halinde kesilmiş etlerin üzerine sürülür. Bu etler açık havada kurutulur.

Pastırmanın adı önceleri "bastırma"ydı. Geçmişi Orta Asya'da Hun Türkleri'ne, Oğuzlar'a kadar dayanır. Savaşçı oldukları için hayatları at üzerinde geçen Eski Türkler, savaşa giderken yanlarına tuzlanmış at eti, sığır eti alırlar; böylece at üzerinde zaman kaybetmeden açlıklarını giderirlerdi.
Günlerce süren yolculuk sırasında atın eyerindeki ceplere bağlayarak bacaklarının arasına sıkıştırdıkları bu tuzlu et parçaları basıla basıla pastırma haline gelirdi.

Sonraları pastırma evlerde yapılmaya başlandı. Pastırmanın Anadolu'ya hangi tarihte geldiği kesin olarak belli değildir. Selçuklu'lar tarafından getirildiği öne sürülür. O zamandan kalma gelenekle en iyi pastırma Kayseri'de yapılmaktadır. Doğu Anadolu'da pastırma yapımı yaygındır. Pastırma, Türkler tarafından Rumeli'ye geçmiş ve burada da tutulan bir yiyecek olmuştur.

DİZANTERİ (kanlı ishal)

KARINDA gelip geçici sancılar, mukuslu veya kanlı ishallerle ortaya çıkan hastalıkların genel adı "dizanteri" dir. Dizanteri, bütün vücudu etkileyen zehirlenme ve enfeksiyonlarda, akut enfeksiyon hastalıklarında görüldüğü gibi; sadece kalınbağırsağın enfeksiyon hastalıklarında da görülen bir belirtidir. Dizanterik sendrom, ülserli kolit ile düzbağırsak ve sigmoid kolonun ülserleşmiş tümörlerinde de görülebilir.

22 Aralık 2018 Cumartesi

FRANCESCO MAZZOLA İL PARMİGİANİNO (ressam)

İTALYAN ressam, 1503 yılında Parma'da doğdu. Bir ressam ailesindendi. Papa 10. Leo'nun birliklerine kumanda eden Prospero Colonna'nın Parma'ya saldırısı sırasında, ailesi, Mantova dükünün yanına sığındı. Francesco Mazzola'nın bilinen ilk eserleri; İsa'nın Vaftizi (1519) ve Azize Catherina'nın Mistik Evlenmesi (1521) adlı tablolarıdır.

Parmigianino, 1519' da Parma'ya döndü. Correggio ile beraber çalıştı. Parma'da yaptığı iki seri freskiyle (1522), Acteon'un hikâyesi (1523) adlı tablo, incelik ve güzellik kaygısı taşıyan ressamın canlı kişiliğini ortaya koyar. Parmigianino, 1524' den sonra bir müddet Roma'da oturdu ve en ünlü 3 tablosunu burada yaptı (Aziz Hieronymus'a Kutsal Hayâlin Görünmesi, Güllü Madonna, Uzun Boyunlu Madonna).

Özünde "maniyerist" ve kararsız mizaçlı olan ressam, daha sonra zor anlaşılabilir kompozisyonlar yaptı. 1531' de tekrar Parma'ya gitti. Orada Steccata kilisesinin kubbelerinde, büyük zarafet örneği olan resimler çizdi. Aynı zamanda portreler de yaptı. Etkisi, gravür kanalıyla bütün İtalya'ya yayılan Parmigianino, 1540 yılında (yaş 37) Casalmaggiore'de öldü.

Parmigianino - Aziz Hieronymus'a
kutsal hayâlin görünmesi

OLMAYAN AĞRIYI DUYMA

DUYU uyarılarını algılama bozukluğuna "dizestezi" denilir. Vücut yüzeyinde bir dokunma duyusu ağrılı bir bölgeymiş gibi algılanabilir. Yani, aslı olmayan bir ağrı duyulmuş olur. Genellikle, talamus başta olmak üzere, beyindeki duyu merkezlerinin lezyonlarına bağlıdır.

21 Aralık 2018 Cuma

DİZARTRİ nedir?

KELİMELERİN söylenmesi ve seslendirilmesiyle ilgili bozukluklara "dizartri" denilir. Bozukluk ağır veya hafif olabilir ve bazen "anartri" denilen tam bir bozukluğa kadar varabilir. Dizartri bazı beyin yapılarının ve beyinciğin lezyonlarına; hareketle ilgili sinirlerin çekirdeklerine; dil, yutak ve gırtlak kaslarının hareket sinirlerinin çıktığı çekirdeklere ait lezyonlara ve doğrudan bu kasların hastalıklarına bağlı olabilir.

20 Aralık 2018 Perşembe

PETER PARLER, eser-biyografi

SCHWABEN'Lİ mimar ailesine mensuptur. 1330 yılında Gmund'da doğdu. Mimar ve heykeltraştı. Prag katedralinin mimarı Mathieu d'Arras ölünce, onun yerine Prag'a çağrıldı. Şehrin güzelleşmesine katkıda bulundu. Parler, 1399 yılında Prag'da öldü.

Peter Parler 
 S. Vencesleo'nun heykeli (Prag)

BEBEKTE KALÇA ÇIKIĞI

KALÇA ekleminin embriyon döneminde kusurlu gelişmesi veya tam gelişmemesi neticesinde kalça çıkığı problemi ortaya çıkar. Uyluk kemiğinin yuvarlak başı, normal olarak kalça kemiğindeki yuvasına oturması gerekirken, bu yuvanın ağzının aşırı açık olması sebebiyle, uyluk başı yerine sabit oturamaz ve sağa sola oynar. Bu bozukluk erken farkedildiğinde, düzeltilmektedir. Hastane doğumlarında diğer testlerle beraber kalça çıkığına da bakılmaktadır.

19 Aralık 2018 Çarşamba

PARİS OKULU (sanat)

FRANSIZ modern resim okuluna katılma maksadıyla çeşitli ülkelerden Paris'e gelen ressam ve heykeltraşları belirtmek maksadıyla, 1925 yılına doğru ortaya atılan bir isimdir.

Başlıca ressamlar: Bulgaristan'lı Pascin, Litvanya'lı Soutine, Beyaz Rusya'lı Chagall, İtalyan Modigliani, Japon Fujita, Macar Vertes, Norveç'li Per Krohg.
Heykeltraşlar içinde Romanya'lı Brancuşi sayılabilir.

1945' den sonra, teşmil yoluyla, Paris'te yenilikçi bir anlayışla çalışan Fransız ve yabancı sanatçıların hepsine birden "Paris Okulu" adı verildi.

Paris Okuluna katılan başlıca müzikçiler: İsviçre'li C. Beck, Macar Harsanyi, Çek Martinu, Romanya'lı Mihalavici, Polonya'lı Tansman, Rus Çerepnin.

Paris Okulu - Moise Kisling  -  Polonya şallı kadın

VÜCUTTA DOKU TİPLERİ

AYNI yapısal özellikleri taşıyan ve aynı işlevi yerine getirmek için bir arada bulunan hücrelere "doku" denilir. Çeşitli dokuların bir araya gelmesiyle de organlar meydana gelir. İnsan vücudunda başlıca dört tip doku bulunur:

1) Epitel dokusu: Deri yüzeyini ve içi boş organların iç yüzeyini örter. Koruyucu, emici veya salgı yapıcı nitelikte olabilir.
2) Bağdoku: Mekanik ve işlevsel olarak vücudun çeşitli bölümlerini birbirine bağlar. İşlev farklılıklarına göre; yağ dokusu, lifsi doku, ağsı doku, esnek doku, kıkırdak dokusu, kan ve lenf dokularıdır. Kan ve lenf dokusunda hücreler arası madde sıvıdır.
3) Kas dokusu: Kasılma özelliği vardır. Çeşitli organların ve vücudun tamamının hareketi kasılmayla olur. Kas dokusunun tipleri de; düz kas dokusu, çizgili kas dokusu ve kalp kasıdır.
4) Sinir dokusu: Uyarıların algılanması ve iletilmesi konusunda uzmanlaşmıştır. Çeşitli dokuların, organ ve sistemlerin işbirliğini sağlayacak şekilde örgütlenmiştir. Sinir dokusu da farklı bölgelerde yapısal olarak önemli farklılıklar gösterir.

Farklı olgulaşma dönemlerindeki, yumurta ve spermatozoit denilen üremeye yönelik hücreler ise; "üreme dokusu" denilen ayrı bir hücre topluluğu oluşturur.   

18 Aralık 2018 Salı

PAMUK PRENSES VE YEDİ CÜCE

ORİJİNAL ismi "Snow White and the Seven Dwarfs" olan, 1937  Walt Disney yapımı bu Amerikan filmi, ilk uzun metrajlı "canlı resim" filmidir. Filmin senaryosu, Grimm'in, ormanda kaybolan ve 7 cüce tarafından misafir edilen bir küçük prensesin serüvenlerini anlatan masalından alınmıştır.

Uzun araştırmalar, önemli bir teknik düzen ve büyük sermaye gerektiren bu film iyi bir başarı elde etti. Birçok canlı resim filminin yapımına yol açtı. Böylece, kameranın artık tabiatın esiri olmaktan kurtulduğu ve "hayâli, filme alabileceği" yeni bir tür ortaya çıkmış oldu.


DOKU REDDİ

FARKLI genetik yapıdaki bir insandan alınan dokunun nakli neticesinde, vücudun zamanla bu dokuyu yıkmaya yönelik olarak başlattığı reaksiyonların ortaya çıkardığı karmaşık olaylar dizisine "doku reddi" denilir.

Doku reddi, yabancı dokular karşısında vücudun kendi dokularını korumasına yönelik bir savunma mekanizmasıdır. Bu mekanizmalar aslında "bağışıklık" reaksiyonları esasına bağlıdır. Doku reddi neticesinde, nakledilen dokunun işlevi gittikçe artarak bozulur. Sonuçta doku işlevini tamamen kaybeder.

Doku reddini baskılamak veya ortadan kaldırmak için yaygın ışınlama, kortizon, bağışıklık baskılayıcı ilâçlar, lenfositlere karşı serum kullanılması gibi birçok yöntem denenmiştir. Bunların maksadı bağışıklık cevabının şiddetini azaltmaktır.

Akyuvarlardaki antijenlerin incelenerek, verici ve alıcı arasında elden geldiğince fazla doku uyumu bulunmasını sağlayacak doğru vericilerin seçilmesi de çok önemlidir. Doku uyumu en üst seviyede olduğundan emin olunan vericilerden doku nakli yapılır.

17 Aralık 2018 Pazartesi

KÜÇÜK PALMA (İacopo Nigretti), eser-biyografi

İTALYAN ressam ve gravürcü, 1544 yılında Venedik'te doğdu. Büyük Palma'nın küçük yeğeni. Bir müddet Roma'da oturdu (1568). Sonra Venedik'e döndü. Orada "manierismo"nun en tipik temsilcilerinden biri oldu. Tintoretto, Veronese, Tiziano gibi, Venedikli büyük ustaların tesirinde kaldı.

Crociferi kilisesinin dekorlarını çizdi (1578-90). Dukalık sarayında birçok tarihî konulu tablo ve Venedik kiliselerinde dinî tablolar yaptı. Ayrıca ofort ile 27 gravürlük bir derlemesi vardır. Küçük Palma, 1628' de Venedik'te öldü.

Küçük Palma-Duka F. Venier, Venedik'te alınan şehri sunuyor

DOLAMA (parmak ucu enfeksiyonu)

STAFİLOKOK veya streptokok türü bakterilerin parmak uçlarında meydana getirdiği akut, cerahatli enfeksiyona "dolama" adı verilir. Mikroplar hemen her zaman parmak ucundaki küçük bir yaradan veya tırnak yatağından girer. Cerahat parmağın bir yüzünde ya da kenarında bulunmakla beraber bütün parmağı da çevreleyebilir. Hastalığa bu yüzden "dolama" denilmiştir.

16 Aralık 2018 Pazar

BÜYÜK PALMA (İacopo Nigretti), eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1480 yılına doğru Serina, Bergamo'da doğdu. Giovanni Bellini'nin öğrencisiydi. Giorgione ve Tiziano'nun tesirinde kaldı. Gerek dinî konulu tablolarında, gerek portrelerinde gösterişli bir tarza yöneldi. Büyük Palma, 1528'de Venedik'te öldü.

Büyük Palma  -  Azize Barba poliptiği (detay) (1510)

UZUN KALINBAĞIRSAK

KALINBAĞIRSAĞIN anormal uzunlukta olduğu yapı bozukluğuna "dolikokolon" adı verilir. Genellikle doğuştan olur. Bazen bir hastalık (Hirschsprung hastalığı) sebebiyle bağırsağın bir bölümünün genişlemesiyle beraber olur. Bu hastalıkta genişleme ve uzama, bağırsak duvarının sinirlerinin bozukluğunun neticesidir. Bu bozukluk, ilerleme hareketlerinin felcine yol açar.

Dolikokolon, ileri yaşlarda bağırsak duvarının incelmesi ve uzamasının neticesi olarak ortaya çıkabilir.

15 Aralık 2018 Cumartesi

MİCHAEL PACHER, eser-biyografi

AVUSTURYA'LI ressam ve heykeltraş, 1435 yılına doğru Bruneck yakınları, Neustift'de doğdu. Flaman ve Padova resim okulunun tesirinde kaldı. Ortaçağ sonunun önemli sanatçılarındandır. Çoğunlukla Tyrol'de çalıştı. Gotik üslûba sadık kaldı. Salzkammergut'daki Sankt Wolfgang kilisesinin mihrap arkalığı en büyük eseri sayılır (1481). Michael Pacher, 1498' de Salzburg'da öldü.

Michael Pacher  -  Mihrap arkalığı (detay)

DONMA BELİRTİLERİ

NORMALDE vücudun iç sıcaklığı  36,5 - 37  derece dolayındadır. Vücut sıcaklığı  34  dereceye düşünce donma belirtileri ortaya çıkar. Yorgunluk, durgunluk, uyuklama, işitme ve görmenin azalması ilk belirtilerdir. Daha sonra donan kişi uyur ve uykudan komaya geçer. Vücut sıcaklığı  24  dereceye inince, solunum merkezinin felci sebebiyle ölüm meydana gelir. Donma sıklıkla ayak parmaklarından başlar. İyileşen donma vakalarında kişide sinirsel ve ruhî bozukluklar kalabilir.

14 Aralık 2018 Cuma

ÂKİL MUHTAR ÖZDEN (hekim)

TÜRK hekimi, 1877 yılında İstanbul'da doğdu. Askerî rüştiyede, Askeri Tıbbiye idadîsinde okudu. Tıbbiye'ye girdi. 1896' da İsviçre'ye gitti. Öğrenimini orada tamamladı (1902). Cenevre'de Prof. Bard'ın asistanlığını yaptı (1904). Prof. Major'un polikliniğine ve Farmakodinamik laboratuarına asistan, sonra da doçent oldu.

Anestezik maddelerin etkilerini ortaya koyan bir usül buldu. 2. Meşrutiyet'in ilânından (1908) sonra İstanbul'a çağrıldı. Tıp Fakültesi Tedavi kliniği ve farmakoloji profesörü oldu (1908). Bir farmakoloji laboratuarı kurdu. 1933 Üniversite reformundan sonra ordinaryüs profesör oldu. 1946' da Cumhuriyet Halk Partisi'nden İstanbul milletvekili seçilen Âkil Muhtar Özden, 1949' da İstanbul'da öldü.

Eserleri: Hava Kimya Muharebelerine Karşı İlk Yardım ve Tedavi (1938), İlim Bakımından Ahlâk (1942).

DOPİNG SAĞLIĞA ZARARLIDIR

SPORCUNUN yarışma verimini artırmaya yönelik maddelerin kullanılmasına "doping" adı verilir. Bir yarışmacının yarışma verimini sunî yollarla artırmaya yönelik maddelerin alımı; bunların alımına bağlı olarak yarışma ahlâkının, yarışmacının bedenî ve ruhî bütünlüğünün bozulması doping kapsamında değerlendirilir.

Sadece bir ilâç veya maddenin kullanımı değil, aynı zamanda bir kişi ya da hayvanın faaliyetini sunî olarak artırmaya yönelik her tür uygulama da doping olarak değerlendirilir.

Doping için kullanılan maddeler çok çeşitlidir. Bunlar metabolizmayla etkileşen maddeler, vücut ağırlığını azaltan maddeler, lokal uyuşturucular ve ağrı kesiciler, hormonlar, kan dolaşımı ve solunum sistemi üzerinde etkili ilâçlar ve uyarıcılardır. Amfetamin tipi uyarıcılar yaygın olarak kullanılır.

Doping uygulamak, kişinin ruhî ve bedenî sağlığını bozduğu gibi, spor ahlâkını da bozmaktadır. Bu yüzden dünyada her tür spor organizasyonlarınca yasaklanmıştır. Doping yaptığı tespit edilen sporcu müsabakalardan menedilir.

12 Aralık 2018 Çarşamba

TAHSİN ÖZ (müzeci)

TÜRK müzeci, 1887 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Müzecilik ve Güzel Sanatlar alanında çalışmalar yaptı. İstanbul müzeleri müdür muavinliğinde (1923) ve Topkapı Sarayı müzesi müdürlüğü görevinde bulundu (1928). Bu görevinin yanı sıra, Çinili köşkün ve İstanbul'da tarihî değeri olan türbelerin tamiri ve korunması için çalıştı. Türk Tarih Kurumu ve Alman Eski Eserler enstitüsü üyeliklerine seçildi. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek kurulu başkanlığı yaptı.

Eserleri: Arşiv Kılavuzu (1938), En Nadir Türk Çinileri (1940), Risale-i Mimariye (1944), Türk Kumaş ve Kadifeleri (2 cilt-1946), Topkapı Sarayı Müzesi (1950), Emanet-i Mukaddese (1954), İstanbul Camileri (2 cilt-1962-65), Türk Dokumacılığı ve Selçuklular Devrine Ait Bazı Kumaşlar (1964), İstanbul Türbeleri (1975).

Ayrıca, Türk sanatlarıyla ilgili yerli ve yabancı yayın organlarında çıkmış yazıları vardır. Tahsin Öz, 1973' de İstanbul'da öldü.

DÖKÜNTÜ (kırmızı lekeler)

DERİDE geniş alanlar üzerinde veya yaygın olarak düzensiz kırmızı lekelerin ortaya çıktığı hastalık belirtisine "döküntü" adı verilir. Çocukluk çağının; kızamık, kızıl, kızamıkçık, su çiçeği gibi enfeksiyon hastalıklarına özgüdür. Ayrıca tifoda, frengide, bazı ilâçlara duyarlılıkta ve alerjik durumlarda ortaya çıkabilir.

11 Aralık 2018 Salı

ÖNRAFFAELLO'CULUK SANAT AKIMI

19. Yüzyıl'ın ikinci yarısında Raffaello'nun seleflerinden ilham alan estetik doktrine "Önraffaello'culuk" denildi. Bu akım, 1849' da İngiltere'de ortaya çıktı. Öncüsü, Dante Gabriele Rossetti, başlıca taraftarları da: Everett Millais, Holman Hunt, Collison, Beaumont ve Burne-Jones'tur.

Toplumun makinalar tarafından istilasına karşı çıkan Önraffaello'cu ressamlar, yapmacıksız, esas olarak doğal bir sanatın temsilcileri olmak istiyorlar ve bunun örneklerini Raffaello öncesi İtalyan sanatçılarında görüyorlardı.

Aydınlar sanatı olan Önraffaello'culukla uzun müddet alay edildi. Buna karşılık John Ruskin, resimde tabiat duygusunu yeniden canlandıracağına ve düşünceye eski yüceliğini kazandıracağına inandığı bu akımı destekledi. 1860' a doğru sona eren kısa ömürlü bu hareketin "ar nuvo" ve "simgecilik" üzerinde etkileri oldu.
Dante Gabriel Rossetti  -  Tebşir
(Önraffaello'culuk)

10 Aralık 2018 Pazartesi

JOHANN FRİEDRİCH OVERBECK, eser-biyografi

ALMAN ressam, 1789 yılında Lübeck'te doğdu. 1810' da ressam Pforr ve Vogel ile beraber Roma'ya yerleşti. Üç ressam orada bir çeşit manastır hayatı yaşadıkları için kendilerine "Nasıralılar" adı takıldı. Önce Raffaello'yu incelediler, sonra ilkel resim anlayışını benimsediler.

Overbeck, 1813'de Katolik oldu ve çevresine bir sanatçı grubu topladı. Konsül Bartholdy'nin evi için, "Yedi zayıf inek" ve "Yusuf'un kardeşleri tarafından satılması" adlı tabloları yaptı. Ayrıca çok sayıda dinî ve alegorik resimler yaptı. İlkel resim tekniğini taklit ederek, mistik bir duygusallığı işleyen bu sanat tarzı, Almanya'da derin etkiler oluşturdu. Overbeck, 1869' da Roma'da öldü.

Johann Friedrich Overbeck  
"Karısı ve oğlu ile kendi portresi"  (1820)

DÜŞÜK YAPMA

ANNE karnındaki bebeğin, dölyatağı dışında bağımsız hayat gücüne ulaşmadan evvel hamileliğin sona ermesine "düşük yapma" denilir. 6. ayın bitiminden evvel sonlanan hamilelikler "düşük" olarak adlandırılır. 7. aydan sonra ise prematüre erken doğumdan söz edilir.

Bazı ülkelerde bebeğin olgunluğunu değerlendirmek için zamandan çok, bebeğin ağırlığı temel alınır. Yaşayabilirliğin alt sınırı 500 gram ilâ 1 kg arası kabul edilirse, 500 gram'ın altındaki bir bebeğin doğması "düşük" olarak kabul edilir. Düşük kendiliğinden veya uyarılma neticesi oluşabilir.

9 Aralık 2018 Pazar

JEAN-BAPTİSTE OUDRY, eser-biyografi

FRANSIZ ressam ve gravürcü, 1686 yılında Paris'te doğdu. Babası Jacques Oudry'nin ve Largillière'in öğrencisiydi. 15. Louis'nin özel ressamı oldu. 1719' da "Bereket" adlı tablosuyla Resim akademisine alındı. Çok geçmeden Köpek Etütleri, Kuş Kümeleri, Av Eti, Çiçekler ve Meyve motifleriyle büyük başarı kazandı.

Beauvais dokuma fabrikası sanat işleri yöneticiliğine ve Gobelins imalâthanesinin başmüfettişliğine getirildi (1735). Portreler, manzara resimleri, natürmortlar, çok sayıda av sahnesi ve hayvan resimleri yapan Jean-Baptiste Oudry, 1755' de Beauvais'de öldü.

Jean-Baptiste Oudry  -  15. Louis'nin köpeği Blanche

EDROSEL nedir?

REKTUM ve anüsün dışarı sarkmasına denilir. Rektumun ön duvarınn yanısıra, nadir olarak bağırsaklarla beraber erkekte mesane ve rektumun; kadında ise dölyatağı ve rektum arasındaki karın zarının dışarıya çıkması söz konusudur. Belirtileri; iltihap, yanma ve ülserleşmedir. Dışkı kaçırma olabilir.

8 Aralık 2018 Cumartesi

ROLAND OUDOT, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1897 yılında Paris'te doğdu. Düz bir fondan kopmuş izlenimi veren natürmortlar, 'ler, portreler ve peyzajlar yaptı. Gün ışığına karşı yapılan peyzajlarında, sürülen tarlalar ve ekinler masmavi bir gök altında uzanır gider.

Oudot, Chaillot sarayı ve Tarım enstitüsü için duvar kompozisyonları, Aubusson ve Gobelins imalâthaneleri için halı desenleri, tiyatro oyunları için dekorlar yaptı, eserler resimledi. Roland Oudot, 1981' de Paris'te öldü.

Roland Oudot  -  Île-de-France'dan bir görünüş

ERKEĞİN KADINSILAŞMASI

ERKEKTE vücut görünümünün değiştiği hastalıklı (patolojik) bir durumdur. Erkek özellikleri geriler; erbezi küçülmesi, cinsel dürtü kaybı, meme gelişmesi, sesin, saçların, derialtı yağ dokusunun dağılımının değişmesi gibi kadın özellikleri ortaya çıkar.

Tedavi maksadıyla veya başka bir sebeple östrojen hormonu verilmesi bu duruma yol açabilir. Çok nadir olarak böbreküstü bezi kabuğu tümörü aşırı östrojen üreterek bu belirtiye yol açabilir.

Ergenleşmemiş kız vücudunda, östojen hormonu üreten yumurtalık tümörü varsa, küçük bir kız çocuğunda memelerin erken büyümesine, kasık ve koltukaltlarında kıllanmaya yol açar.

7 Aralık 2018 Cuma

GEORGES OUDOT, eser-biyografi

FRANSIZ heykeltraş, 1928 yılında Chaumont'da doğdu. Marcel Gimond'un öğrencisiydi (1946-50). Besançon'a yerleşti. Şekillerindeki genişlik ve üslûbundaki durulukla göze çarpar. Besançon'da, Proudhon'un bir anıtını yaptı (1956). Georges Oudot, 2004'de Besançon'da öldü.

Georges Oudot  -  Mendès France'ın büstü

EGZAMA (kaşıntılı deri hastalığı)

EGZAMA sık görülen bir deri hastalığıdır. Kızarıklık, şiş, yoğun kaşıntılı ve iltihaplı deri kısımlarıyla kendini belli eder. Bu kısımlarda berrak bir sıvı ihtiva eden çok sayıda küçük kabarcık ortaya çıkar. Kaşıntıyı takip eden dönemde, kabarcıklar patlar ve sıvı dışarı akar. Daha sonra sıvının kurumasıyla sarı kabuklar oluşur.

Bu değişimler, derinin üst tabakalarındaki bir iltihap sürecinin dışavurumudur. İltihap süreci çeşitli etkenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Vücudun içinden veya dışından kaynaklanabilen bu etkenler, doğuştan ya da alerjik sebeplerle yatkınlığı olan kişilerde egzamaya yol açar.

Egzamanın en çok rastlandığı bölgeler; yüzde özellikle gözkapakları ve kulakların arkası, boyun, dirsek ve diz kıvrımları, koltukaltı, kasık bölgesi, el ve kollardır.

6 Aralık 2018 Perşembe

ORTANCA ÇİÇEĞİ

TAŞKIRANGİLLER familyasındandır. Pek çok türü bulunan ve süs bitkisi olarak her yerde yetiştirilen ağaçsı bir bitkidir. Ortanca (hydrangea), Japonya'da çok eski zamandan beri yetiştirilir.

Avrupa ve Türkiye iklimine de dayanıklıdır. Killi, hafif ve kireçsiz toprakları, gölgeli duvar diplerini sever. Bazı çeşitleri, özel ilâç katılmış su ile sulanır ve mavi çiçek açması sağlanır.

EGZAMATİT

EGZAMAYA benzeyen, ama egzamaya has kabarcıkların görülmediği bir deri hastalığı. Derideki yağ bezlerinin aşırı yağ salgılamasının bir komplikasyonudur. Göğüste ve kürek kemikleri arasında kızarıklık ve pullanmayla başlar. Bu bölgeler genişleyerek birleşme eğilimi gösterir; kollara ve yüze yayılır. Şiddetli kaşıntı olur.

5 Aralık 2018 Çarşamba

JOSÉ CLEMENTE OROZCO, eser-biyografi

MEKSİKA'LI ressam, 1883 yılında Zapotlan, Jalisco'da doğdu. Önce tarım uzmanı ve mimarî ressam oldu. Sonra San Carlos akademisine girdi. İnsafsız karikatürleriyle Meksika devrimine katıldı. 1922' de Ressam ve Heykeltraşlar sendikasına girdi. Yeni hükümet tarafından Hazırlık okulunun fresklerini yapmakla görevlendirildi.

Orozco, geometrik kesinliğiyle, dokunaklı ve renk bakımından zengin ışık-gölge oyunları içinde geniş ve sentetik planlara yer verir. Kaliforniya'daki Pomono kolejinde "Prometheus" temasını işleyen dekorlar çizdi (1930). Mexico Yüksek Adalet Divanı için gerçek ve sahte adaleti temsil eden resimler yaptı (1941).

Mexico'daki Jesus hastanesi için Apokalypsis konulu resimler yaptı (1942-44). Orozco'nun gerçekçilik, lirizm ve sosyal yergi karışımı dışavurumcu karakter taşıyan resimleri, Meksika sanatının niteliklerini taşır. José Clemente Orozco, 1949' da Mexico'da öldü.

José Clemente Orozco  -  Emiliano Zapata konulu fresk

FIRLAK GÖZ (egzoftalmi)

GÖZKÜRESİNİN  anormal ölçüde göz çukurlarından dışarı doğru çıkmasına "egzoftalmi" denilir. Hipertiroidizm, okülomotor kasların felci gibi vücudun sistemik hastalıkları veya gözün ve çevre dokuların hastalıkları (meselâ, kafatası kemiği hastalıkları, gözdeki iltihabî olaylar, tümörler) sırasında ortaya çıkabilir.

Gözün dışarı doğru fırlaması, kornea (saydam tabaka) ve konjunktivada ağır hasarlara yol açabilir. Çünkü bu yapılar gözün dışarı çıkması durumunda yeterince korunamaz.

4 Aralık 2018 Salı

ORİBE SERAMİĞİ

JAPONYA'NIN  Mino Bölgesi Gifu ilinde yapılan ünlü seramiğe, Japon çay töreni düzenleyicisi Furuta Oribe'nin (16. - 17. yy.'da yaşadı) adı verilmiştir.

Oribe çömleği

EGZOSTOZ (osteokondrom)

KEMİKTE gelişen iyi huylu tümör. Sık görülür ve çoğunlukla 10 yaşından evvel ortaya çıkar.  Uyluk kemiğinin alt ucu ve kaval kemiğinin üst ucu en çok tutulan yerlerdir. Egzostoz, geniş tutunma tabanlı bir kemik çıkıntısı gibi veya dar bir sapla kemiğe tutunmuş olarak ortaya çıkar. Kıkırdak bir başlıkla örtülüdür. Yavaş bir büyüme gösterir. Bazen kirişlerin hareketini engellediği için ağrıya ve çalışma bozukluklarına sebep olabilir.

Tümör birden fazla yerde geliştiğinde, kemiğin şeklinde ve iskelet büyümesinde bozukluklara yol açar. Genetik olan bu vakaların önemli bir kısmında kötü huylu tümöre dönüşerek "kondrosarkom" özelliğini kazanır.

3 Aralık 2018 Pazartesi

OSMANLI'DA OSMAN'LAR

1. Osman  (Osman Gazi)  -  (Topkapı Sarayı)

DERİALTINDA KAN (ekimoz)

DERİ ve derialtı dokusunun içinde kan birikmesine "ekimoz" adı verilir. Kırmızı-mor renkli bir leke görünümünde ortaya çıkar. Kırık, çıkık, ezilme gibi travmalara veya purpura, iskorbüt gibi damar duvarını bozan hastalıklara bağlı olarak gelişebilir.

2 Aralık 2018 Pazar

OP-ART SANAT AKIMI

OP-ART, New York Çağdaş Sanatlar müzesinde açılan büyük bir sergiden (1965) hemen sonra, Amerika'da olduğu kadar Avrupa ve Japonya'da süsleme ve moda işlerinde büyük etki yapan sanat akımıdır.

Günlük hayattan edindiğimiz optik duyumları geometrik bir şekilde yansıtmaya çalışır. Bu sanat kolu belli bir ölçüde Rus konstrüktivizmi ile Maleviç, Mondrin, Robert ve Sonia Delaunay, Fernand Léger'in araştırmalarından meydana gelmiştir. Kinetik sanatçılar, op-art'a, renkli neon ışıklarını mekanik olarak harekete geçirme usullerini eklediler.

Op-art temsilcileri arasında; Fransa'da Henryk Berlew, Victor Vasarely, Paris'deki "Görsel Sanat Araştırmaları" grubu, 1960'da Düsseldorf'ta kurulan "Sıfır Grubu" (Venezuela'lı Jesus-Raphael Soto, Arjantin'li Gyula Kosice ve İsrail'li Yakov Agam, Paris okuluna bağlıdırlar) ve Amerika'da öncü Joseph Albers ve çeşitli araştırmalar yapan birçok sanatçı sayılabilir.

Moda alanında op-art, tesirini 1965' den itibaren Avrupa'da gösterdi. Resim sanatında olduğu gibi bu moda, geometrik şekillerle optik yanılsamalar oluşturma maksadını güttü. Bunun için de şiddetli kontrastlardan, özellikle siyah-beyaz kontrastından ve geometrik desenlerden faydalanıldı (dama kareleri, kirişler, oluklar, eş merkezli çemberler). Böylece perspektif ve kabartma izlenimi verilebiliyordu.

Hacme verilen bu yeni önem, büyük boyutların kullanılmasına, kumaşları süsleyen resimlerin yapılmasına (bir elbiseyi kaplayacak büyüklükte eş merkezli daireler) ve yeni şekillerin meydana gelmesine (çok önemli geometrik şekilli mücevherler) yol açtı.

Aynı etki mobilyalara da uygulandı. Geometrik desenli kumaşlar kullanan op-art'ın özelliğini, çoğu zaman aynı kumaş üzerine ustaca konan birbirine zıt, şiddetli renkler meydana getirir. Renkleri kullanmada gösterilen bu yeni atılganlığı, mobilya yapımında da orijinal şekiller izledi.

Op-art Victor Vasarely  -  Barson  (1966)

ANNEDE KASILMA NÖBETİ (eklampsi)

HAMİLELİĞİN son üç ayında, doğum sırasında veya loğusalıkta ortaya çıkan ağır klinik sendroma "eklampsi" denilir. Bu sendrom kendini genel kasılma nöbetleriyle gösterir. Kasılma nöbeti yarım-bir dakika kadar sürer ve annede bilinç kaybına sebep olur. Bazen nöbetler çok kısa aralıklarla birbirini takip eder. Genellikle kasılma nöbetlerinin sıklığıyla bağlantılı olarak gidiş de ağırlaşır.

Eklampsi, ilk doğuma yönelik hamileliklerde, ikiz hamileliklerde veya anormal gidişi olan hamileliklerde (meselâ polihidramniyoz) daha sık görülür. Hemen her zaman nöbet öncesinde tansiyonda yükselme, idrarda albümin, dokularda sıvı tutulması ve kilo artışı olur.

1 Aralık 2018 Cumartesi

FERHAN ONAT (opera sanatçısı)

TÜRK opera sanatçısı (koloratur soprano), 1933 yılında İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini Ankara'da bitirdi. Devlet Konservatuarı viyolonsel bölümüne girdi. Yardımcı ders olarak devam ettiği Şan bölümündeki başarısı üzerine konservatuarın opera bölümüne geçti.

İlk defa 1950' de Ankara'da Verdi'nin "Rigoletto" operasındaki Gilda rolüyle sahneye çıktı. Ertesi yıl San Carlo'da aynı rolü oynadı. Avrupa'da kalarak çeşitli şehirlerde ve Cezayir'de konserler verdi, opera temsillerine katıldı. Yurda döndükten sonra, Ankara Devlet operasında çeşitli eserlerde oynadı.

1958 Brüksel Milletlerarası festivalinde altın madalya aldı. Sağlığının kötüleşmesi üzerine sahneyi bırakan Ferhan Onat, 1982' de (yaş 49) İstanbul'da öldü.

EKMNEZİ nedir?

EKMNEZİ bir hafıza bozukluğudur. Geçmişteki olayları yaşanan anla karıştırıp yeni yaşanıyormuş gibi anlatmayla belirlenir. Bu durum başlangıçta yaşlılarda incelenmiş, fakat değişik derecede ve tipte zihnî bozukluklara eşlik ettiği anlaşılmıştır. Şiddetli coşkulu durumlarla birlikte de gelişebilir. Ölüm anında yaşanabileceği öne sürülen "panoramik vizyon" vakası buna bir örnektir.