30 Nisan 2019 Salı

sir JOSHUA REYNOLDS (ressam)

İNGİLİZ ressam, 1723 yılında Plympton Earl, Devonshire'da doğdu. Tıp öğrenimini bırakarak 1741' de Hudson'un atölyesine girdi. 1743' de Plymouth'a yerleşti ve daha sonra Londra'da bir atölye açtı. 1749' da sonradan ''lord' olan kaptan Keppel ile Akdeniz'de geziye çıktı.

İtalya'da, 3 yıl Michelangelo'yu inceledi, sonra Londra'ya döndü. Devonshire dükü ve Keppel'in portreleriyle tanındı. Çok geçmeden siparişleri karşılayamayacak duruma geldi ve yanına birkaç yardımcı aldı. 1764' de Johnson ile "Literary Club"ı kurdu.

1779' da, başkanı olduğu Royal akademinin tavanını süsledi. 1781' de Hollanda'ya giderek Rubens'i inceledi. 1784' de Bayan Siddons'un alegorik bir portresini yaptı. Aynı yıl kralın başressamı oldu. 1786' da çariçe Katherine için "Beşikteki herkül yılanları boğarken" tablosunu yaptı. Manzara tabloları da vardır.

Reynolds, "İngiliz resim okulunun kurucusu" sayılır. Tablolarında ışık ile gölgeyi, ton inceliğiyle renk zenginliğini zarif bir şekilde birleştirir. Sanat konusunda "Konuşmalar" adlı eseri. Alman ve Flaman ressamların eserleri üzerine gözlemleri (Renarks) vardır. Joshua Reynolds, 1792' de Londra'da öldü.


Sir Joshua Reynolds  -  Kadın portresi

ARTROZ (eklem harabiyeti)

EKLEM kıkırdaklarının kronik dejeneratif değişiklikleri; tutulan eklemin altındaki kemikte, yeni kemik oluşumlarıyla beraber seyreder. 50 yaşından sonra ortaya çıkar ve yavaş ilerler. Yaşlılık, artroz belirtilerinin arttığı bir dönemdir. Eklem kıkırdağı yıpranmış, aşınmış hattâ harap olmuştur.

Artrozun tipik yerleşim bölgeleri; omur eklemleri, kalça ile uyluk kemiği arasındaki eklem, diz eklemi ve el başparmak eklemleridir. Artroz, normal yaşlanma sürecinin bir parçasıdır. Farklı bir boyut kazanınca hastalığa dönüşmüş olur.

Yaşlanmanın haricinde, aşırı kilo, çalışma hayatında ekleme fazla iş ve yük binmesi, bazı sporlar da artroza sebep olur. Yükün büyük bölümünün bindiği kıkırdak noktalarında, kıkırdak incelir ve esnekliğini kaybeder. Bu sebeple eklem kıkırdağı, eksenine düzensiz dağılan kuvvetleri hafifletemez. Bu durum eklem başlarında şekil bozukluğuna yol açar.

29 Nisan 2019 Pazartesi

PİERRE REYMOND (mine ustası)

LİMOUSİNLİ mine sanatçısı, 1513 yılına doğru Limoges'de doğdu. Boyalı mine ustası. 1534 ile 1578 yılları arasında yaptığı ve genellikle isminin baş harflerini bir taç altına koyarak imzaladığı eserleri sayıca en fazla ve sanat açısından en başarılı olanlarıdır. Tabak üzerine Delaune'un "Aylar"ını çizdi. Oğlu Martial ve torunları Jean ile Joseph de aynı sanatı devam ettirdiler. Pierre Reymond, 1584 yılına doğru öldü.

Pierre Raymond  -  Şubat ayı  (mine işli tabak)

ÇOCUKTA ASETONEMİK KUSMA

OTONOM sinir sistemi değişken veya nöropatik çocuklarda olan bir hastalıktır. Farklı zaman aralıklarıyla tekrarlama eğilimi gösteren kusma krizleri ile kendini gösterir. Kanda asetonun bulunmasına bağlı olarak ağızdan aseton kokusu gelir.

Aseton kokusu, genellikle hayvani yağlar bakımından zengin gıdaların fazla alınmasına bağlıdır. Aşırı yorgunluk ve akut enfeksiyonlar sırasında daha çok görülebilir.

Kusma inatçı olduğu zaman vücudun susuz kalmasına yol açabilir. Asetonemik kusma büyük bir ihtimâlle metabolik dengesizliklerden kaynaklanır ve  10  yaş cıvarında kendiliğinden kaybolur.

28 Nisan 2019 Pazar

CEMAL REŞİD REY (bestekâr)

TÜRK bestekârı, 1904 yılında Kudüs'te doğdu. Ahmed Reşid Rey'in oğlu. Küçük yaşta müzik öğrenimine başladı. İlk bestesini 8 yaşındayken yaptı. Paris'e giderek Marguerite Long'un öğrencisi oldu (1913). 1. Dünya savaşının çıkması üzerine İsviçre'ye yerleşti (1914). Lise öğrenimiyle beraber 5 yıl Cenevre konservatuarına devam etti.

Tekrar Paris'e dönerek (1919) çeşitli öğretmenlerden müzik estetiği ve orkestra yöneticiliği dersleri aldı. Türkiye'ye gelince, İstanbul konservatuarına piyano ve kompozisyon öğretmeni oldu (1923). Kurduğu "yaylı çalgılar" orkestrasını, Şehir orkestrası haline getirdi. İlk eserlerinde Türk halk müziğinden ilham aldı. Halk türkülerini armonize eden ilk Türk bestekârıdır.

Daha sonra "kontrapunto" sistemine önem verdi. Bu dönem eserlerinde mistik bir özellik sezilir. Son eserlerinde yerli renklere rastlanmaz. Yaptığı çok sayıda müzik eserinin yanısıra kardeşi Ekrem Reşid Rey'in yazdığı bazı operetleri de vardır (Lüküs hayat, Deli dolu, Hava cıva). Cemal Reşid Rey, 1985' de İstanbul'da öldü.

ASİDOZ ( asit artışı)

VÜCUT sıvılarının (hücre dışı) ve kanın asit-baz dengesinin bozularak asidik hale gelmesine "asidoz" denilir. Karbondioksitin akciğerlerden solunumla yetersiz atılımına bağlı olabilir; bu durum çoğunlukla amfizem gibi akciğer hastalıklarında, yaygın fibrozlarda ve kalp-akciğer hastalıklarında gözlenir. Plazmada karbonik asit artar, vücut bu duruma karşı nefes alma sıklığını artırarak ve asidi böbreklerden atarak tepki gösterir.

Asidoz; şeker hastalığı, böbrek yetmezliği ve hastalıkları, uzun süren açlık ve şiddetli ishallere bağlı olarak da ortaya çıkabilir.

27 Nisan 2019 Cumartesi

AHMED REŞİD REY (şâir)

TÜRK şâiri, 1870 yılında Çankırı'da doğdu. İstanbul Mülkiye mektebini bitirdi (1888). Saray mabeyn kâtibi oldu (1890). Kudüs mutasarrıflığına (1906), sonra Halep valiliğine (1908) ve Dahiliye nazırlığına getirildi (1912).

Sevr anlaşmasına karşı çıktığından vazifesinden ayrıldı. Bir müddet Galatasaray Sultanîsi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Lâtin ve Fransız şâirlerinden çevirileri vardır. Edebiyat hayatında "H. Nazım" takma adını kullanırdı. Nazariyat-ı Edebiye (1912) adlı eseri olan Ahmed Reşid Rey, 1956' da İstanbul'da öldü.

KARIN BOŞLUĞUNDA SIVI BİRİKİMİ

KARIN zarı (periton) boşluğunda sıvı toplanması, karın hacminin artmasına sebep olur. Yatan hastada karın iki yana doğru genişler. Boşluktan iğneyle sıvı alınıp incelendiğinde, birikime sebep olan hastalık hakkında bilgi verir.

Toplanan sıvı yalnızca serumdan oluşmuşsa duru, cerahatliyse bulanık ya da kanlı olabilir. Lipit miktarı yüksek lenf sıvısı ihtiva ediyorsa sütümsü bir görünümü olur. Karın zarı kronik iltihapları, tümörler; karaciğer, kalp, böbrek hastalıklarından veya kötü beslenme gibi genel olumsuz şartlardan karında sıvı toplanması olabilir.

Karın zarı boşluğunda sıvı toplanmasının en sık görülen sebeplerinden biri karaciğer sirozudur. Toplanan sıvı, soluma zorluğu, sindirim ve boşaltım sistemi bozuklukları, bacaklarda şişlik yapabilir. Bu durum, sıvının karın organlarına yaptığı baskıdan kaynaklanır. Biriken sıvının boşaltılması lâzımdır.

26 Nisan 2019 Cuma

ŞÜCA REVANÎ (şair)

TÜRK şairi, Edirne'de doğdu (doğum yılı bilinmiyor). Hayatı hakkında kâfi bilgi yoktur. 2. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim'in hizmetine girdiği, "sürre emini" olarak Mekke'ye gönderildiği şuara tezkirelerinden anlaşılıyor.

Sürre eminliği vazifesinde bulunduğu sırada hakkında yapılan şikâyetler üzerine 2. Bayezid tarafından ulufesi kesilince, Trabzon valisi Selim'in (Yavuz Sultan Selim) hizmetine girdi. Yavuz Sultan Selim tahta çıkınca, onunla beraber İstanbul'a geldi, Ayasofya camii mütevelliliğine getirildi.

Revanî, divan şiirinde halk deyimlerine, atasözlerine önem veren, Necati geleneğini sürdüren bir şairdir. Dili akıcı ve yumuşak, anlatımı açıktır. Daha çok "gazel" türünde başarılı örnekler verdi. Şiirlerinde Arapça, Farsça kavram ve tamlamalar azdır.

Kendinden sonra gelen divan şairlerinden Bakî, Şeyhülislâm Yahya ve Nedim'in üstünde etkisi görülür. Şüca Revanî, 1524' de İstanbul'da öldü. Şiirlerinin toplandığı bir "Divan"ı vardır.

ASTAZİ (dik duramama)

KİŞİNİN dik konumunu korumada zorluk çekmesine "astazi" denilir. Yapılan muayenelerde; duyu, kuvvet ve kas eşgüdüm bozukluklarına rastlanmaz. Astazili hasta tutunmadan, eğrilmeden ayakta duramaz, ancak farklı konumlarda normal şekilde hareket edebilir. Astazi, organik lezyonlara bağlı olmayan, "histerik" kişilerde gözlenen bir durumdur.

25 Nisan 2019 Perşembe

ALFRED RETHEL (ressam)

ALMAN ressam ve desinatörü, 1816 yılında Diepenbenden, Aachen yakınlarında doğdu. Aachen belediye konağının duvar resimleri (1847) ve desenlerine göre oyulmuş "Ölüler dansı" ona, Dürer geleneğine bağlı kalmasına rağmen "Alman Delacroix"sı lâkabını kazandırmıştı.1852' de aklî dengesini kaybeden Alfred Rethel, 1859' da Düsseldorf'ta öldü.

Alfred Rethel  -  Ölüler dansı

ASTIM NÖBETİ GEÇİRME

ASTIM nöbeti sırasında hasta birden nefes alma güçlüğü çekmeye başlar, boğulacakmış gibi olur, göğsü ağrır, hava açlığı çeker. Nöbet, bronş duvarında düz kas liflerinin ani ve uzun süreli kasılmasına bağlıdır. Bu kasılmaya ilâve olarak, mukozada kan göllenmesi ve mukus toplanması, bronş boşluğunda daralmaya sebep olur ve havanın küçük çaplı bronşlardan geçişi zorlaşır.

Astım nöbeti farklı etkenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu etkenlerin ancak yatkınlığı olan kişilerde astım nöbetine yol açtığı görülmektedir. Bronş yapıları aşırı duyarlı olanlar, normal kişileri etkilemeyen uyaranlardan etkilenirler.

En sık rastlanan sebep; hastanın duyarlı olduğu maddeleri solumasıdır. Meselâ çiçek tozları, mikroplar, un, bitkisel lifler ve küf içeren ev tozları, kedi-köpek kılları gibi. Astım nöbeti; bunaltı, öfke gibi duygusal durumlara bağlı olarak da ortaya çıkabilir.

24 Nisan 2019 Çarşamba

JEAN II RESTOUT (ressam)

FRANSIZ ressam ailesinin ferdi, 1692 yılında Rouen'de doğdu. Jean-Baptiste Jouvenet'nin yeğeni ve öğrencisi. Resim akademisine profesör (1733) ve müdür oldu (1760). Tablolarında daha çok mitolojik ve dinî konuları işledi. Restout, 1768' de Paris'te öldü.

Jean II Restout  -  İsa'nın felçli hastayı iyi edişi

AŞAĞILIK KOMPLEKSİ

KENDİNİ başkalarından veya idealindekinden aşağı görmeye bağlı olarak acı duyma hissine "aşağılık kompleksi" deniliyor. Bu acı hissi anormal boyutlara varabilir ya da psikopatik tepkilere yol açabilir.

İnsan ruhunun temel itici gücü; "güçlülük isteği" ne bağlı olarak kendini gerçekleştirme ve onaylanma duygusudur. Kişi, tepkilerini yatıştırmak için "telâfi mekanizmalarını" harekete geçiremezse ruhî bozukluklara doğru yönlenir.  

23 Nisan 2019 Salı

İLYA YEFİMOVİÇ REPİN (ressam)

RUS ressam, 1844 yılında Çuguyev'de doğdu. "Geziciler" grubunun üyesi. 1870' de "Volga yedekçileri" adlı tablosuyla ün kazandı. Bu eserde zincirini çeken Rus halkının bir sembolü görülür. Tarihî tablolarla şöhretini pekiştirdi: "Oğlunun kadavrasını seyreden korkunç İvan", "Zaporog  Kazakları", "Musorgskiy", "Tolstoy" gibi pek çok portre yapan İlya Yefimoviç Repin, 1930' da Kuokkala'da (Repino, Karelya) öldü.

İlya Yefimoviç Repin  -  Tolstoy   (1887)

KADINDA AŞIRI ÖSTROJEN

ÖSTROJEN hormonunun normalden yüksek olduğu durumlarda, kadın uzun boyludur, daha incedir ve göğüslerinde bezler yağ dokusuna oranla daha fazla gelişmiştir. Dölyatağı mukozası daha çok hiperplaziye (dokuda aşırı hücre çoğalması neticesi doku kalınlaşması) uğrar ve daha sık olarak miyomlar meydana gelir. Âdet öncesi sendromu görülebilir.

Aşırı östrojen salgılanması çoğunlukla yapısal bir durumdur. Bazı vakalarda kistik oluşumlar veya yumurtalıkların kadınlaştırıcı tümörleri aşırı östrojen salgısına yol açabilir.

22 Nisan 2019 Pazartesi

AUGUSTE RENOİR (ressam)

FRANSIZ ressam, 1841 yılında Limoges'de doğdu. 1844' de Paris'e yerleşmiş bir terzinin oğlu. Daha çocukluğunda Louvre'a gidiyor ve özellikle heykel salonlarını geziyordu. 13 yaşında, Temple sokağında bir porselen süslemecisinin yanına çırak olarak girdi. Sonra yelpazeleri resimleyen bir atölyede çalıştı; büyük ustalıkla 18. yy. taklidi resimler yaptı.

Ressam olmaya karar verince, çalışmalarından biriktirdiği parayla Güzel Sanatlar okuluna yazıldı (1862). Gleyre'in atölyesinde Monet, Sisley ve Bazille ile tanıştı, Cézanne, Pissarro ve Guillaumin ile dost oldu. 1863' de "Esméralda" adlı eseri Salon'a kabul edildi (Renoir sonradan bu tablosunu parçaladı). Aynı yıl, "Reddedilmişler Salonu"nda sergilenen Manet'nin resimleri karşısında büyük bir hayranlık duydu.

Renoir ve arkadaşları, Corot'nun, Courbet'nin, Millet'nin resimlerini de beğeniyorlardı; izlenimci anlayışa uygun olarak açık havada resim yapmak üzere Fontainebleau ormanına gittiler. Renoir burada, Chailly-en-Biére'de Diaz'ın nasihatlerinden faydalandı. 1864 Salonu'na kabul edilmeyen tabloları, 1865 Salonu"nda sergilendi; sonra 1866' da yine reddedildi.

AŞIRI RUHÎ UYARILMA

ÇOĞU kez belli bir bütünlüğü olmayan ruhsal aşırı etkinlik ve aşırı hareket etme veya çok konuşmadır. Ruhî aşırı etkinlik yalnızca zihinsel ise "coşkunluk", yalnızca harekete ilişkinse "ajitasyon (taşkınlık, huzursuzluk)" adını alır.

Aşırı ruhî uyarılma farklı yoğunluklarda görülebilir. Sadece sabırsızlığa işaret eden el hareketleri, canlılık, ses tonunun yükselmesi gibi, düşünce ve hareket denetiminin kaybolmadığı durumlardan; aşırı konuşkanlık, düşünsel coşku ve taşkınlık, hafıza ve hayâl zenginliği, duygusal değişkenlikle seyreden ağır hallere geçilebilir.

21 Nisan 2019 Pazar

REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİJN (ressam)

HOLLANDALI ressam ve gravürcü, 1606 yılında Leiden'de doğdu. Babası değirmenci, annesi bir fırıncının kızıydı. çok dindar olan anne, oğlunu her gün yüksek sesle İncil'den parçalar okuyarak yetiştirdi. Rembrandt, Lâtin okuluna gönderildi, 1620' de Leiden üniversitesine yazıldı, fakat küçük yaştan beri resme büyük bir hevesi vardı.

Zayıf bünyesi yüzünden babasının yerini alamayacağı anlaşılınca, ressam ve gravürcü olarak Leiden'de, Jacop van Swanenburg'un (1620-23), sonra Amsterdam'da Pieter Lastman'ın (1623-24) ve Jacop Pijnas'ın yanına gönderildi. 1625' de Leiden'e dönerek tek başına çalışmaya başladı. Babasının ölümünden sonra (1630) kesin olarak Amsterdam'a yerleşti.

Rembrant'ın ününü sağlayan ilk önemli eseri "Doktor Tulp'un anatomi dersi"dir (1632). Amsterdam'da Van Uylenburgh adlı zengin bir tacirin evinde kalıyordu. Bu tacirin Friesland sarayında danışman olan babası, Rembrandt'ın estamplarından bir kısmını bastırmıştı. Tacirin Saskia adlı bir de kız kardeşi vardı.

20 Nisan 2019 Cumartesi

AŞİL REFLEKSİ

REFLEKS çekiciyle topuk kemiğinin arka yüzündeki aşil kirişine vurulması neticesi, ayağın tabana doğru yaptığı refleks harekete "aşil refleksi" denilir. Baldır kaslarının istemsiz kasılması neticesinde olur. Aşil refleksi özellikle nörolojik muayenede önemlidir.

Aşil refleksinin görülmemesi her zaman bir sinirsel bozukluğun göstergesi değildir. Meselâ yaşlılarda, bir sinirsel bozukluk olmadan aşil refleksi kaybolabilir.

19 Nisan 2019 Cuma

HENRİ REGNAULT (ressam)

FRANSIZ ressam, 1843 yılında Paris'te doğdu. Fizikçi ve kimyacı Victor Regnault'un oğlu. 1866' da Roma ödülünü kazandı. İspanya'da geziye çıktı, orada yaptığı General Prim'in at üzerindeki tablosu 1869 Salonu'nda büyük ilgi topladı. Ayrıca Louvre müzesinde, "İspanyol kıyafetinde Barck kontesi"nin portresi vardır. Usta bir desenci ve büyük bir renk ustası olan Henri Regnault, 1871' de (yaş 28) Buzenval'de öldürüldü.

Henri Regnault  -  General Prim  (detay)

ATEROSKLEROZ (damar kireçlenmesi)

ATARDAMAR duvarının esnekliğini kaybetmesine ve sertleşmesine "ateroskleroz" denilir. Başlıca ayırt edici özelliği; damar boşluğunu döşeyen endotelin altında trigliserit ve kolesterol gibi lipit yapıda maddelerin birikmesidir.

Bu durumda damar iç yüzeyinde küçük veya geniş alanlara yayılan, ihtiva ettikleri lipit sebebiyle sarımsı renkte "aterom plakları" denilen kabartılar gelişir. Aterom plâğının bulunduğu bölgedeki atardamar duvarı, lifsi bağdoku oluşumuyla değişikliğe uğrar. Sağlıklı damar yapıları yıkılırken kalsiyum tuzları birikir. Netice olarak damar duvarı sertleşir ve esnekliğini kaybeder.

Ateromlar geliştikçe damar boşluğuna doğru bir kabartı meydana getirdiklerinden damarın içini daraltırlar. Bozukluğun görüldüğü damarın iç çapı küçüldükçe ortaya çıkabilecek tehlikeler büyür (kan akımının azalması).

18 Nisan 2019 Perşembe

THOMAS REGNAUDİN (heykeltraş)

FRANSIZ heykeltraş, 1627 yılında Moulins'de doğdu. François Anguier'in öğrencisiydi. "Henri II de Montmorency'nin mezarı"nın yapımında hocasına yardım etti. Özellikle Versailles'da, Girardon ile beraber, "Apollon'un yıkanması" adlı heykel grubunun yapımında çalıştı. Regnaudin, 1706' da Paris'te öldü.

Thomas Regnaudin  -  Yaz havuzu

ATETOZ nedir?

BEYİN yapılarının doğuştan veya sonradan olmuş lezyonlarına bağlı nörolojik hastalıktır. Başın, yüzün ve kolların istemsiz hareketleriyle belirir. Bu hareketler yavaş ve sürekli olup, yalnızca uykuda kesilir. Yüz kasları etkilenmişse, yüzde maskeyi andıran bir ifade ortaya çıkar. Yüz kaslarının atetozdan etkilenmesi yutmayı zorlaştırabilir.

17 Nisan 2019 Çarşamba

PİERRE JOSEPH REDOUTE (ressam)

BELÇİKA asıllı ressam ailesinin en ünlü ferdi, 1759 yılında Saint-Hubert'de doğdu. Çiçeklerin ressamı olarak tanınan Redoute, 1840' da Paris'te öldü.

Pierre Joseph Redoute  -  Ponpon gül

ATROFİ (doku gerilemesi)

DOKULARI oluşturan hücrelerin küçülmesi ve sayıca azalmasına bağlı olarak doku kütlesinin azalmasına "atrofi" denilir. Dokunun tamamen yok olmasında da atrofi terimi kullanılır.

Atrofi birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bunlar arasında; beslenme bozukluğu, açlık, hipofiz bezinin salgıladığı gelişmeyle ilgili hormonun azalması, dokudaki damar ve sinir ağını ilgilendiren bozukluklar, dokunun baskı altında kalması sayılabilir. Atrofiye uğrayan doku işlevini kaybedebilir.

16 Nisan 2019 Salı

ODİLON REDON (ressam)

FRANSIZ ressam ve gravürcü, 1840 yılında Bordeaux'da doğdu. Rodolphe Bresdin'den ofort ve taşbasma tekniğini öğrendi. 1870' de Fantin-Latour ile dostluk kurdu ve Corot ile tanıştı. İzlenimcilerin sadece sondan bir önceki sergilerine katıldı (1885).

Daha çok sembolistlere ve nabilere yakındı. Özellikle düşlerini, kafasından bir türlü atamadığı fikirleri, gördüğü kâbusları anlatmaya çalışıyor, sanatını "telkinci" olarak niteliyordu. İlk özel sergisini 1881' de açtı. Saman rengi ve mavi kâğıtlara yaptığı füzenler ün kazanmasına yol açtı.

1890' dan sonra yavaş yavaş füzenden vazgeçerek kurşun kalem, sangin ve çin mürekkebiyle çalıştı. 1894' de pastel kullanmaya başladı; kısa bir müddet sonra da yağlıboya ve suluboya resimler yaptı. Taşbasma eserleri de vardır: "Goya'ya saygı", "Gece". Yağlıboya resimleri azdır.

"Sanatta hiçbir şey sadece irade ile oluşmaz, tersine her şey bilinçaltından gelen etkilere boyun eğmekle oluşur" diyen Redon, bu görüşleri sebebiyle, gerçeküstücülerin öncülerinden sayılır. Duvar resimleri de yapan Odilon Redon, 1916' da Paris'te öldü.

Odilon Redon  -  Kapalı gözler (pastel)

ANESTEZİDE AZOT PROTOKSİT

AZOT protoksit renksiz bir gazdır. Örseleyici, yanıcı ve patlayıcı özellikleri yoktur, tatlı kokuludur. İnsan üzerinde anestezik (ağrı kesici) etkisi olan tek inorganik gazdır. İlk kez 1772' de laboratuarda sentezlendi, ama anestezik özellikleri 72 yıl sonra keşfedildi ve klinik uygulamalarda kullanılmaya başlandı.

Azot protoksit, merkezî sinir sistemi üzerindeki baskılayıcı tesiri sebebiyle, solunum yoluyla verilerek ameliyat öncesi genel anestetik olarak kullanılır.

15 Nisan 2019 Pazartesi

MAN RAY (ressam)

AMERİKALI ressam ve fotoğrafçı, 1890 yılında Philadelphia'da doğdu. "Armory Show" sergisini gördükten sonra, dostları Picabia ve Duchamp'ın etkisiyle resme başladı. 1921' den sonra Paris'te "Dadacılar" ve "Gerçeküstücüler"in faaliyetlerinde yer aldı. "Aerograflar"ından sonra, fotoğraf sanatıyla resim sanatını ve radyografi tekniğini ustaca birleştirdiği "Rayograflar"ı meydana getirdi. Man Ray, 1976' da Paris'te öldü.

Man Ray  -  Armağan (1921)

NÖROLOJİDE AYAK TABANI TESTİ

NÖROLOJİK problemi olan hastalara, nörologlar tarafından mutlaka yapılan çok önemli bir muayene testi (Babinski bulgusu). Ayak tabanının dış kenarı boyunca ucu sivri bir cismin sürtülmesiyle yapılır (meselâ, bir anahtar ucu).

Normal kişilerde, sivri cismin sürtülmesi esnasında ayak parmakları ayak tabanına doğru kendiliğinden bükülür. Eğer kişide piramidal sisteme ait sinir yollarıyla ilgili bir problem varsa; sivri cisim sürtülürken bu defa ayak baş parmağı ayak sırtına doğru kendiliğinden gerilme hareketi yapar (bebeklerde bu hareket 1,5 yaşına kadar normal kabul edilir). 

14 Nisan 2019 Pazar

BAŞKASINA BAĞIMLILIK

KENDİNE güveni olmayan kişilerde başkalarından sürekli yardım bekleme, kararsızlık ve zor durumlar karşısında çözüm bulamama şeklinde ortaya çıkan duygusal bir durumdur.

Özellikle uzun müddet hastanede yatmış çocuklarda, felçlilerde ve aşırı şişmanlarda ortak olan bir davranış biçimidir. Aşırı kollayıcı ve titiz bir anne tarafından yetiştirilmek de, erişkin yaşta bile sürekli ve hastalıklı bir şekilde destekleyici bir kişi aranmasına yol açabilir. Aynı durum, aşırı otoriter bir baba karşısında da ortaya çıkabilir.

13 Nisan 2019 Cumartesi

sir JAMES WİLLİAM REDHOUSE

İNGİLİZ şarkiyatçısı, 1811 yılında Londra'da doğdu. İstanbul'a gelerek mühendishanede teknik ressam olarak çalıştı. (1826). Türkçe öğrenerek Türkçe-İngilizce bir sözlük hazırlamaya başladı. Sadaret tercümanı oldu, Hariciye nazırlığında tercümanlık yaptı (1840).

İngiliz sefarethanesiyle Osmanlı devleti arasında irtibat tercümanı olarak çalıştı (1848). Türkiye ile İran arasındaki barış anlaşmalarına katıldı. 1853' de Londra'ya döndü. "Osmanlıca konuşma dili cep kılavuzu" adlı Türkçe el kitabıyla "İngilizce-Türkçe sözlük" yayınladı (1861).

1878' de Osmanlıca'ya geçmiş Arapça ve Farsça kelimeleri de kapsayan "Kitab-ı Maani-i Lehçeli" yi (2 kısım halinde) hazırladı (Turkish and English Lexicon Shewing the English significations of the Turkish terms). Padişah Abdülmecid tarafından kendisine "Nişan-ı iftihar" verildi. İran'ın Arslan ve Güneş nişanını aldı. 1884' de Cambridge üniversitesinin fahri edebiyat doktoru ünvanını, 1888' de şövalye payesini alan Redhouse, 1892' de Londra'da öldü.

12 Nisan 2019 Cuma

BAĞIŞIKLIK nedir?

HASTALIĞA yol açabilecek mikroplarla karşılaştığında, vücudun direnmesini sağlayan duruma "bağışıklık" denilir. Bulaşıcı bir hastalık geçiren ve iyileşen insanların tekrar aynı şartlarla karşılaştıklarında bu hastalığa yakalanmamaları dikkat çekmiş ve böylece bağışıklığın varlığı anlaşılmıştır.

Bağışıklık sistemi, sadece kişiyi vücuda giren mikropların yol açabileceği hastalıklardan korumakla kalmayıp onun biyolojik kimliğini de oluşturur ve bu kimlik bütün dış ve iç etkenlere karşı korunmasında etkili olur.

Bağışıklık sistemi reaksiyonlarında temelde iki grup hücre rol oynar; bunlar "fagositler" ve "lenfositler". Bu hücreler belirli anatomik bölgelerde yer almakla beraber, yaygın olarak bütün vücuda da dağılmış durumdadır.

Bağışıklık sisteminin vücudun kendi yapılarını ve yabancı nesneleri tanıma ve ayırt etme özelliği vardır. Sistem vücut yapılarına karşı herhangi bir tepki göstermez. Yabancı bir nesneyle karşılaştığında ise harekete geçerek onu etkisizleştirmeye çalışır.

11 Nisan 2019 Perşembe

ROBERT RAUSCHENBERG (ressam)

AMERİKALI ressam, 1925 yılında Port Arthur'da doğdu. Kansas City Güzel Sanatlar Enstitüsü'ne girdi, sonra Paris'e gitti ve Julian Akademisi'ne devam etti. New York'ta geometrik soyutlama ile uğraştı. Kansas City'de vitrin süslemesinde çalışırken, gerçek eşyalarla kompozisyon yapmaya merak sardı.

İlk defa 1951' de New York'ta sergi açtı. Düzenlemelerinde; şişeler, oto lastikleri, hurdalar, samanla doldurulmuş hayvanlar, çalar saatler vb. bir araya getirir. "Pop Art"ın en karakteristik temsilcisi olan sanatçı, 2 yılda bir yapılan Venedik yarışmasında büyük ödülü aldı (1964). 1966' da "Experiment in Art and Technology" kurucuları arasına girdi. 1974' den itibaren kumaş eserler üretti. Çağdaş sanat koleksiyonlarının çoğunda eserleri olan Robert Rauschenberg, 2008' de Florida'da öldü.

Robert Rauschenberg  -  Tracer (izlenim)

10 Nisan 2019 Çarşamba

CHRİSTİAN DANİEL RAUCH (heykeltraş)

ALMAN heykeltraş, 1777 yılında Arolsen'de doğdu. Heykelcilik öğrenimini yaptıktan sonra, Prusya kraliçesi Luise'nin hizmetine "uşak" olarak girdi. 1804-18 yılları arasında İtalya'da oturdu ve orada heykeltraş Thorvaldsen ile dostluk kurdu. Guillaume de Humboldt'un yardımı sayesinde Berlin'de büyük ilgi gördü.

Özellikle Prusya ve Bavyera'da pek çok eseri vardır. Kraliçe Luise ile Prusya kralı 3. Friedrich-Wilhelm'in mezarları, Berlin'de Büyük Friedrich'in (1851) ve Petersburg'da 1. Aleksandre'ın atlı heykelleri. Almanya'da "yeniklâsisizm"in en yetkin temsilcilerinden olan Rauch, 1857' de Dresden'de öldü.

Christian Daniel Rauch  -  Prusya kraliçesi Luise'nin mezarı  (Charlottenburg)

9 Nisan 2019 Salı

BURSALI RAHMİ (şair)

TÜRK şairi (Pir Mehmed Çelebi), 1514 yılında Bursa'da doğdu. Medrese öğrenimi gördü. Bursa Yenişehir'de müderrislik vazifesi yaptı. İran ve Arap edebiyatı üstüne çalıştı. Özellikle İran şiirini inceledi, tasavvuf konularını işledi. Kendisinden önceki şairlerin, özellikle İran şairi Molla Cami ile Türk şairi Yahya Bey'in etkisi altında kaldı.

Daha çok "gazel" türünde başarı gösteren Rahmi'nin şiirlerinde tasavvuf kavramları geniş bir yer tutar. Dili çağına göre akıcı ve açıktır. Eserleri: "Terceme-i Tuhfetü'l-Ahrar (İyi düşünenlerin armağanının tercümesi)", Molla Cami'nin ve İran şairi Hilâlî'nin "Şah-ü Geda (Sultan ile Fakir)" adlı eserini "Şah-ü Derviş" adı altında birçok eklemelerle manzum olarak Türkçe'ye çevirdi.

BAKTERİ FLORASI

DERİDE, ağızda, bağırsak ve dölyolu gibi doğal vücut boşluklarında sürekli bulunan mikroorganizmaların hepsine birden "bakteri florası" denilir. Normal şartlarda bu mikroplar insan vücudunda yaşar ve insan sağlığı için mühim bir rol oynar. Yalnızca özel şartlarda bazıları hastalık yapıcı özellik kazanarak çeşitli hastalıklara sebep olur.

Deride en fazla stafilokok, streptokok ve korine bakterilerine rastlanır. Ağız boşluğunda ayrıca diplokoklar bulunur. Özellikle kalınbağırsakta zengin bir bakteri florası vardır. Florada önemli yer tutan kolibasiller, stafilokoklar ve enterokoklar çürükçül bakterilerdir. Bunlar mayalanma ve kokuşma süreçlerine katılırlar. Bağırsak florası vücudun ihtiyacı olan K vitaminini de üretir.

Dölyolunda bulunan "döderlein basili" dölyolu hücrelerinin ihtiva ettiği bol miktardaki glikojenden laktik asit oluşmasını sağlar. Böylece ortam asit hale gelir ve bu ortamda hastalık yapıcı bakteri türleri yuvalanamaz.

8 Nisan 2019 Pazartesi

RAFFAELLO SANTİ (ressam)

İTALYAN ressam ve mimar, 1483 yılında Urbino'da doğdu. İlk resim derslerini babası Giovanni Santi'den aldı. Babası ölünce (1494), o sıralar Fr. Francia ile beraber çalışan Timoteo Viti'nin atölyesine girdi. Daha sonra, 1499' a kadar Perugia'da, İl Perugino'nun atölyesinde çalıştı. İl Perugino'nun hocalığı, Raffaello'nun gelişiminde başlıca etkili oldu.

Genç yaşına rağmen Raffaello, çıraktan çok bir usta olarak kabul ediliyor, önemli iş teklifleri alıyordu. 1500' de Pian di Meleto ile beraber bir kilisenin mihrap arkalığını yaptı. Raffaello'nun ilk dönemi hakkında en iyi fikir verebilecek eserleri; "Şövalye'nin rüyası" ile "Üç güzeller"dir. Her ikisinde de sarı tonlar, sade, dengeli bir düzenleme ve geniş manzaralar hâkimdir.

Vatikan müzesindeki "Taç giyme" tablosunda kompozisyon üzerinde titizlikle çalışarak, renklere ışıklı bir yoğunluk ve ustasında olmayan bir canlılık getirerek İl Perugino'nun tekniğini aşar. "Kutsal bakire'nin evlenmesi"nde ise mekânın, kompozisyon ritmi ve renk parlaklığıyla birleşmesi, İl Perugino'da rastlanılmayan özelliktir. Raffaello bu büyük ve ünlü tablosunu yaptığında 20 yaşındaydı.

SÜNNET DERİSİNİN İLTİHABI

PENİS başını örten sünnet derisinin iltihabı, genelde temizliğe dikkat etmeyenlerde, bu  kısımda hastalık yapma özelliği kazanan mikroplar sebebiyle olur. Bu durum, çoğunlukla sünnet derisi darlığının bir komplikasyonudur.

Hastalığın akut şekli; penis başında ve sünnet derisinde ağrılı şişme ve kızarma, idrar yapmada zorluk ve sünnet derisinden damla damla salgı gelmesiyle belirir. Kronik şekli ise; çok daha hafif belirtilerle ilerler ve iltihaplı dokular giderek bağ dokusuyla kaplanır, bunların üzerinde bazen tümör gelişebilir. Sünnet derisi iltihabı; belsoğukluğu ve şeker hastalığı gibi hastalıklar sırasında da ortaya çıkabilir.

7 Nisan 2019 Pazar

JEAN FRANÇOİS RAFFAELLİ (ressam)

FRANSIZ ressam, 1850 yılında Paris'te doğdu. Başlangıçta, küçük burjuvazinin gülünç yönlerini işledi (1870), 1879' dan itibaren Paris ve banliyösünden peyzajlar çizdi. En bilinen eseri; "Georges Clemenceau 1885' de, Paris'te Fernando sirkinde bir seçim toplantısında" adlı büyük portresidir. Tek renkle çalışması ve halka hitap etmesiyle resimde natüralizmin temsilcisidir. Raffaelli, 1924' de Paris'te öldü.

Jean François Raffaelli  -  "G. Clemenceau
1885'de Paris'te bir seçim toplantısında" (detay)

BALGAM İÇERİĞİ

SOLUNUM yollarından, yani soluk borusu ve bronşlardan öksürükle atılan salgıya "balgam" denilir. Bronş mukozasınca üretilen ve normal şartlarda az miktarda olan mukustan oluşur. Solunum yollarından ve bronş duvarından ayrılan hücreler, mikrop kolonileri, toz parçacıkları ve birkaç lökosit ihtiva eder.

Hastalık halinde, meselâ bronşit, bronşektazi veya akciğer ödeminde mukus üretimini artıran iltihabî veya tahriş edici uyarılar ya da farklı yapıda salgılar sebebiyle miktarı çok artabilir. Bu şartlarda değişime uğrayan balgam, hastalık sürecinin teşhisinde yol gösteren bir görünüm, koku, renk veya mikroskopik özellikler kazanabilir.

6 Nisan 2019 Cumartesi

BENJAMİN RABİER (karikatürist)

FRANSIZ karikatürist, 1869 yılında La Roche-sur-Yon'da doğdu. Resimli hikâyeleri özellikle genç okurlar arasında büyük ilgi gördü. Hikâye kahramanları çoğunlukla güleç yüzlü hayvanlardı. Rabier, La Fontaine'in hikâyelerini resimledi, birçok albüm çıkardı. Başlıcaları: "Tintin Lutin", "Caramel, bir maymunun hikâyesi","Hürriyet içindeki hayvanlar", "Çuvalın dibi". Benjamin Rabier 1939' da Faverolles, İndre'de öldü.

Benjamin Rabier  -  Bir çizimi

HEMİBALİZM nedir?

HEMEN her zaman vücudun tek tarafında görülen nadir bir bozukluk. İstem dışı, bazen yavaş, bazen hızlı, ama her zaman şiddetli ve engellenemez, hattâ uyku esnasında da ortaya çıkan; kollarda, bacaklarda, gövdede ve bazen yüzde görülen istemdışı hareketlerle farkedilir.

Bu hareketler, ilgili bölgelerin bükülmesi, büzülmesi veya eğilmesi şeklindedir. Bu durum çoğunlukla bir beyin kanaması neticesinde ortaya çıkar. İstemdışı hareketlerin şiddeti, sakinleştirici ilâç verilerek azaltılabilir.

5 Nisan 2019 Cuma

DANİEL RABEL (ressam)

FRANSIZ ressam, 1578 yılına doğru Paris'te doğdu. Ressam ve gravürcü Jean Rabel'in oğlu. Marie Médicis tarafından İspanya'ya giderek Anne d'Autriche'in portresini yapmakla görevlendirildi. Çiçekleri, modayı veya bale figürlerini canlandıran desenler ve suluboyalar ona maledilir. Honoré d'Urfé'nin  "Astrée"sini de o resimledi (1633). Daniel Rabel, 1637' de Paris'te öldü.

Daniel Rabel  -  Honoré d'Urfé'nin "Astrée"si  (1633)

BARTOLİNİT (bartolin bezi iltihabı)

KADINLARDA, dölyolu kanalının her iki yanında bulunan bartholin bezlerinin sık rastlanan mikrop veya belsoğukluğu etkeni gonokok kökenli iltihabıdır. Tek veya her iki bezi tutabilir. Şişme, şiddetli ağrı, kızarma ve üstündeki deride gerginlikle kendini gösterir.

Bu şişlik özellikle otururken, cinsî münasebet esnasında, yürürken artar ve bazen bir fındık büyüklüğüne ulaşabilir. Bu süreç bazen cerahat toplamaya kadar ilerler; antibiyotikle tedaviye ya da bölgenin yarılarak boşaltılmasını sağlayan ameliyata ihtiyaç duyulabilir.

Ayrıca iltihap neticesinde salgı yollarında tıkanma olabilir. Salgının artarak birikmesi kistleşmeye yol açar ve kisti ameliyatla çıkarmak gerekir.

4 Nisan 2019 Perşembe

LEON ALPHONSE QUİZET (ressam)

FRANSIZ ressam, 1885 yılında Paris'te doğdu. Kendi kendini yetiştirdi. 1903' den sonra, Montmartre tepesini, Paris'in kenar mahalleleri ve banliyölerini canlandıran peyzajlar yaptı. Quizet, 1955' de Paris'te öldü.

Leon Alphonse Quizet  -  Paris'te eski bir sokak

BAŞ AĞRISI NASIL OLUŞUR

AĞRI, baştaki ağrıya duyarlı sinir uçlarının uyarılmasıyla oluşur. Bunlar; kafatası dışı yumuşak dokuların bulunduğu yerlerde (meselâ; deri, derialtı dokusu, kaslar, atardamarlar, kemik zarı, göz, kulak, burun boşluğu) ve aynı zamanda kafatası içi yapılarda (meselâ; toplardamarlar, bu damarların açıldığı boşluklar, kafatası tabanında bulunan sertzar, örümceksizar ve sert zar arasında bulunan beyin atardamarları, trigeminus siniri, vagus siniri, dil-yutak siniri ve üst boyun sinirleri) bulunur.

Kafatası kemikleri, zarların önemli bir bölümü ve beyin dokusu ağrıya duyarlı değildir. Bu sinir uçları; gerilme-çekilme, kafatası içinde veya dışındaki atardamarların genişlemesi, kafatası içindeki büyük damarların ve onları örten sertzarın çekilmesi veya yer değiştirmesi, belirtilen sinirlerin baskıya uğraması, çekilmesi veya iltihabı, baş-boyun kaslarının ve bağlarının spazmı ya da iltihabına bağlı olarak uyarılabilirler.

Bu şartlar çok farklı hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar; sinüzit hastalığı, göz hastalıkları, boyun eklemi, kemikleri, bağlarının ve kaslarının hastalıkları, menenjit, kafa içi kanamalar, beyin tümörleri ve apseleri, atardamar iltihapları, diş ve kulak hastalıkları olabilir.

3 Nisan 2019 Çarşamba

FRANCESCO QUEİROLO (heykeltraş)

İTALYAN heykeltraş, 1704 yılında Cenova'da doğdu. Cenova'da, B. Schiaffino'nun öğrencisi oldu. Roma'da, C. Rusconi'nin yardımcısıydı. Daha sonra A. Corradini ile çalışarak sanatını ilerletti. Özellikle tekniğinin inceliği çok beğenildi. Roma ve Napoli'de eserleri vardır. Francesco Queirolo, 1762' de Napoli'de öldü.

Francesco Queirolo  -  Hayâl kırıklığı

BAŞ DÖNMESİ (vertigo)

KİŞİNİN bulunduğu ortamın veya kendi vücudunun döndüğü izlenimine kapıldığı anormal ve rahatsız edici hareket duygusuna "baş dönmesi" denilir. Mekân algısıyla ilgili bir bozukluktan kaynaklanır.

Mekân duyarlılığı; içkulaktaki alıcılardan, dokunma, işitme ve görmeyle ilgili dış alıcılardan ve kas, kiriş, eklem ve iç organlardaki iç alıcılardan gelen bir dizi bilginin merkezî sinir sisteminde işlenmesiyle ortaya çıkar.

Bunlardan "içkulak" kökenli uyarılar ayrı bir önem taşır. İçkulağın arka bölümü (dalız) normal işlev gördüğünde, iki taraftan gelen uyarılar uyumludur ve denge siniri çekirdeklerinde bütünleşir. Bir taraftaki içkulak işlevlerinin bozulmasıyla sinir uyarılarının anormal ölçüde artması, azalması veya merkezî sinir sisteminde gereken şekilde bütünleşememesi iç kulak kaynaklı baş dönmesi oluşturur.

İçkulaktan kaynaklanmayan baş dönmesi, görsel veya ruhî sebepten olabilir. Gözden kaynaklanan baş dönmesi, mekânı yanlış görmeye bağlıdır. Normal bir insanın yüksek yerlere çıktığındaki baş dönmesi ruhsal kökenli sayılır. Kişinin her zamanki referans noktasını kaybetmesinden kaynaklanabilir.

2 Nisan 2019 Salı

PİERRE PUVİS DE CHAVANNES (ressam)

FRANSIZ ressam, 1824 yılında Lyon'da doğdu. Yakalandığı bir hastalık sebebiyle mühendislik öğrenimini yarıda bırakarak İtalya'ya gitti. Orada rönesans ustalarının fresklerini görünce resme karşı bir ilgi duydu. Paris'e dönünce, Delacroix'dan, Thomas Couture'den ders aldı. "Pieta"sı 1850 Salonu'na kabul edildi.

Ressam, herkesten uzak yaşıyor, resimlerini çok seyrek olarak sergiliyordu. 1859' da Salon'a gönderdiği "Av dönüşü" adlı panosu dikkat çekti. Üslûbu yavaş yavaş olgunlaştı. 1861'de devletçe satın alınan "Savaş, Çalışma ve Dinlenme" adlı kompozisyonları gelişiminin safhalarını gösterir.

Fresk yapmadı, yağlıboya kompozisyonları duvarlara yerleştirildi. Belediye sarayını süsledi. Portreler de yaptı. Eşinin ölümü üzerine hayatının son ayları üzüntüyle geçti. Ressam, zamanının resmini etkileyen bütün hareketlerin dışında kaldı. Akademik ressamlar arasında yer almaz.

Resmî salonla ilişkisini keserek Millî Güzel Sanatlar Derneği kurucularına katıldı. Buna karşılık izlenimci akımı hiçbir zaman benimsemedi. Nitekim manzara resimleri, Monet'den çok Corot'yu hatırlatır. Ressamın özellikle  Gauguin ve Maurice Denis üstünde büyük bir etkisi olmuştur. Pierre Puvis de Chavannes, 1898 yılında Paris'te öldü.

Pierre Puvis de Chavannes  -  Yoksul balıkçı  (1881)

BAYGINLIK GEÇİRME

TANSİYON düşmesi, solgunluk ve terlemenin eşlik ettiği geçici bilinç kaybına "bayılma" denilir. Bazı vakalarda büzgen kasların gevşemesiyle idrar veya dışkı kaçırma da görülür. Beyin kan dolaşımında geçici bir yetersizliğe bağlıdır ve çeşitli sebepleri olabilir.

Dolaşım bozuklukları (damar sertliği, düşük tansiyon, damar hareketlerinde ani değişme) veya kansızlık, ani ve şiddetli duygulanmalar, yorgunluk ve hattâ uzun müddet ayakta kalmak bayılmaya yol açabilir.

1 Nisan 2019 Pazartesi

BAZALYOM (deri tümörü)

BAZALYOM, adını üstderinin bazal tabakasındaki hücrelerden alır. Bazal tabakadan kaynaklandığı sanılmaktadır. Sık rastlanır ve genellikle yüzde bulunur. En çok görüldüğü yerler alın, şakaklar, burun ve gözkapaklarıdır. Gövdede nadir ortaya çıkar. Özellikle 50 yaşın üzerindeki kadınlarda olmak üzere yetişkinlerde görülür.

Bazalyom, başlangıçta yavaş büyüyen küçük bir yuvarlak kabarıklık şeklindedir. Komşu dokulara yayılarak gelişir. Belirli bir evreye gelince, kabartısıyla çevresinden ayrılan, ortası çökük veya nedbe dokusu görünümünde beyazımsı bir oluşuma dönüşür.

Bazen erkenden ülserleşerek düzensiz biçimde yavaş yavaş genişler ve derinleşir. Kendi haline bırakıldığında ilerleyen ülserleşme ağır neticeler doğurabilir. Kemik dokusuna, önemli damarsal veya sinirsel yapılara zarar verecek seviyeye erişebilir. Bu tip tehlikeli gelişmelere açık olmakla beraber, uzak organlara yayılma ihtimâli çok düşüktür. Yavaş ilerlemesi, etkin bir tedaviye imkân sağlar.