27 Ekim 2019 Pazar

EN ÇOK ÖLÜM SİNEKTEN

ÇİFTKANATLILARDAN  birtakım uçucu böceklere genellikle sinek denilir. Bunlar; karasinek, sivrisinek, at sineği vb. adlandırılır. En yaygını karasinektir (musca domestica). Kısa duyargalı, iri gözlü bir böcektir, uzunluğu  6-8 mm  kadardır, ağzı küt uçlu hortuma benzer, hortumun ucu süngersi bir yastık şeklindedir, üzerinde ince kanalcıklar halinde birçok delik bulunur. Daha evvel tükürük salgılayarak sıvılaştırdığı besinleri bu deliklerle emerek beslenir.

Göğüs kısmında bir çift kanat ve üç çift bacak bulunur. Ayaklarında pürüzlü yüzeylere tutunmak için çengeller, düz yerlere tutunmak için de çekmenler vardır. Kurtçuğu çok küçük solucan şeklindedir. Karasinek, insanların yaşadığı en soğuk iklimden en sıcak iklime kadar bütün meskûn yerlerde bulunur. Çünkü bunlar yaşayabilmek için gerekli şartları, ancak insanların ve hayvanların birarada bulunduğu yerlerde elde eder.

Yarım kilo at dışkısında  1200  sineğin yetişeceği hesaplanmıştır. Lâğım sineği yumurtalarını pislik çukurlarına atar, bunlardan çıkan küçük sinekler evlerin cıvarında kaynaşır. Çeşitli insan ve hayvan hastalıklarının yayılmasında ve dünyada en çok insan ölümüne yol açmasında sineklerin rolü büyüktür. Sinek kurtçukları sıvı maddelerle beslenebilir. Bunlar katı gıdaları sıvı hale geçirmek için kendileriyle ortak yaşayan bakterilere muhtaçtır. 

Sinekler çok çabuk üredikleri için bunlarla mücadele gerekir. Kimya alanındaki ilerlemelerle etkili ilâçlar elde edilmiştir.

25 Ekim 2019 Cuma

RENÉE SİNTENİS (heykeltraş)

ALMAN  kadın heykeltraş, 1888 yılında Glatz'da doğdu. Berlin'de çalıştı. Birçok büst ve özellikle sayısız yavru hayvan heykelciği yaptı. Sintenis, 1965' de Berlin'de öldü.

Renée Sintenis  -  Çocuk ve kuzu

16 Ekim 2019 Çarşamba

SEDAT SİMAVİ (gazeteci)

TÜRK  gazeteci, 1896 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray lisesini bitirdi (1914). "Hande" adlı haftalık bir dergi çıkararak yayın hayatına atıldı. İlk konulu Türk filmlerini yönetti (Pençe, Casus). Günlük "Dersaadet" gazetesini yayınladı (1920). Kurtuluş savaşı yıllarında çıkardığı "Güleryüz" dergisiyle Kuvayı milliyeciler'i destekledi.

1933' de "Yedigün" dergisini yayınladı. 1948' de "Hürriyet" gazetesini kurdu ve Türkiye'de yüksek tirajlı gazeteciliğin temellerini attı. Gazetesinin başyazarıydı. Karikatür çizdi, oyunlar, hikâyeler, fıkra ve makaleler yazdı. Roman (Fuji Yama) ve oyunları (Hürriyet Apartmanı, Ceza) vardır. Sedat Simavi, 1953' de İstanbul'da öldü.

Oğulları Haldun ve Erol, babalarının mesleğini uzun müddet devam ettirdiler. Haldun Simavi 1988' de, kardeşi Erol Simavi ise 1994' de Türkiye'de yayın hayatından çekildiler.

15 Ekim 2019 Salı

GİL DE SİLOE (heykeltraş)

ANVERS  asıllı Flaman heykeltraş, 1486-1501 yılları arasında Burgos'ta çalıştı. Miraflores manastırının heykel grubunu, renkli mihrap arkalığını, Portekizli 2. João'nun karısı İsabel'in ve oğlu prens Alfonso'nun mezarlarını yaptı.

En ünlü eseri; kraliçe İsabel'in "paj"ı, Juan de Padilla'nın mezarıdır. Bu eser önce Fresdelval manastırındaydı. Bugün Burgos müzesindedir. Geç gotik üslubun temsilcilerinden, son derece zengin süslemelerle belirginleşen eserler verdi.

Gil de Siloe  - Burgos katedrali, Santa Anna kapellası (detay)

14 Ekim 2019 Pazartesi

DİEGO DE SİLOE (mimar)

İSPANYOL  mimar ve heykeltraş, 1495 yılına doğru Burgos'ta doğdu. Heykeltraş Gil de Siloe'nin oğlu. İtalya'da yetişti, orada Yunan ve Lâtin heykel sanatının zevkini ve titizliğini benimseyerek ülkesine döndü. Özellikle Castilla la Vieja ve Andalucia'da çalıştı. İlk eserlerinin başlıcaları piskopos mezarlarıdır.

Bigarny ile birlikte, Condestable kilisesinin büyük mihrap arkalığını bitirdi (1526) ve Santa Maria del Campo kilisesi kulesinin yapımına başladı. 1528' de San Jeronimo manastırının yapımını bitirmek üzere Granada'ya çağrıldı. Aynı yıl rahipler meclisi ona katedrali yapma vazifesi verdi. Binanın planlarını Enrique Egas 1521' de Toledo katedralini örnek alarak yapmıştı. Bu gotik planlar üzerine Diego de Siloe bir rönesans anıtı meydana getirdi.

Andalucia'da yapılan bir dizi katedral (Malaga, Jaen, Almeria, Guadix) bu eserin bir kopyasıdır. Sanatçının son eserlerinden biri San Salvador de Ubeda kilisesidir (1536-59). Eseri, çömezi Andres de Vandelvira  tamamladı. Diego de Siloe, 1563' de Granada'da öldü.

Diego de Siloe  -  "La Coroneria"  (Burgos katedrali)   (1519-23)

13 Ekim 2019 Pazar

LUCA SİGNORELLİ (ressam)

İTALYAN  ressam (Luca da Cortona), 1445-50 yılına doğdu Cortona'da doğdu. Piero Della Francesca'nın öğrencisi ve çalışma arkadaşıydı. Sağlam bir anatomi bilgisi olan Antonio del Pollaiolo'nun titizliğiyle Signorelli resimlerinde sert fırça darbeleriyle dramatik bir ışık düzeni kurdu. Bu özellik Piero'nun Ombria'daki öğrencisi Perugino'nun yumuşak anlayışına ters düşer.

Birbirine tam simetrik düşen hacimler, renkler arasındaki karşıtlık, dinî veya din dışı kompozisyonlarında büyük bir gerilim yaratır. Signorelli freskçi olarak Toscana'da yüzyıl sonlarının büyük ustasıdır. "Musa'nın hayatından sahneler", "Aziz Benedictus'un hikâyesi", "Kırbaçlama" gibi eserleriyle Michelangelo'nun habercisi oldu.

Güçlü desenleri ve etkileyici çizgileriyle "Deccal ve son akıbetler" gibi eserlerinde eşsiz bir duygululuk gösterir. Bu şaşırtıcı eserlerden sonra sanatçı Cortona'ya çekildi, orada kendi halinde bir taşra atölyesi yönetti. Luca Signorelli, 1523' de doğduğu şehirde öldü.

Luca Signorelli  -  Kırbaçlama

Luca Signorelli  -  Son yargı  (detay) 

12 Ekim 2019 Cumartesi

PAUL SİGNAC (ressam)

FRANSIZ  ressam, 1863 yılında Paris'te doğdu. Mimar olmak istiyordu, izlenimci eserlerin etkisiyle resme yöneldi. G. Seurat ile tanıştı, onun, "renklerin karşılıklı kontrastı" üzerine olan düşüncelerinden etkilendi. H. E. Cross ile beraber onun izinden yürüdü. Bununla beraber Signac, çok daha renkli bir resme yöneldi.

Arkadaşlarıyla beraber "Bağımsızlar Salonu"nu kurdu ve başkanı oldu. 1892' de Saint-Tropez'e gitti ve birçok sanatçıyı oraya çekti. Deniz tutkusu içinde, çoğu zaman Fransa, Hollanda ve Batı Akdeniz kıyılarını dolaştı. Işıklı eserlerinin büyük kısmı deniz ve liman manzaralarıdır. Duruluğu ve canlılığıyla dikkat çeken suluboyalarında, öteki eserlerine göre daha içtenlik görülür.

Signac, 1899' da "Eugène Delacroix'dan Yeni izlenimcilik'e" adlı bir inceleme yayınladı ve bu eserde resim anlayışının temellerini ortaya koydu. Signac'ın Jongkind üstüne de bir eseri vardır. Paul Signac, 1935' de Paris'te öldü.

Paul Signac  -  Avignon'da papalar sarayı  (1900)
Paul Signac  -  Marsilya limanı girişi

11 Ekim 2019 Cuma

SİDE MÜZESİ

Side: Arslan ve gladyatör
     kabartmalı sütun
SİDE, bugün "Eski Antalya", Anadolu'da Pamphylia bölgesi liman şehri. Side harabeleri; Antalya'nın 70 km doğusunda, Manavgat'ın 7 km güneybatısında, Selimiye köyü yakınında, yaklaşık 1 km uzunluğunda ve 350 - 400 m genişliğinde bir yarımada üzerinde yer alır. Side kazıları 1947' de başlamış ve 1967' ye kadar sürmüştür.

Side müzesi, Agora'nın yanındaki ana direkli caddenin kuzeyinde yer alan antik Roma hamamındadır. Kuruluşu (1961). Müze binasına geniş bir avludan geçilerek girilir. Avluda; kabartma harp silahları, heykeller ve arkaik devre ait bazalttan yapılma bir kazan, giriş yerinde;  4  niş içinde  4  heykel, binanın içinde sağ bölmede; "Sarhoş Eroslar"ın lahdi, tanrı ve tanrıça heykelleri, heykel parçaları, Roma devrine ait imparator heykelleri ve portreleri vardır.

Binanın orta bölmesinde (büyük salon), "Üç güzeller" Herakles, Sidemara tipinde lahit parçaları, ostotekler, bronz kol ve iri heykel parçaları teşhir edilir. Aynı salondaki orta vitrinde; gümüşlü kitabe, yüzük taşları, koku şişeleri, bronz kandiller, yan vitrinlerde; küçük mermer heykelcikler, Afrodit, Zeus, Fortuna, Ares, Eros, Athena heykelleri yer alır.

Side:  Tiyatro 

Side:  Bir kolon

9 Ekim 2019 Çarşamba

PİERRE SİCARD (ressam)

FRANSIZ  ressam, 1900 yılında Paris'te doğdu. Heykeltraş François Sicard'ın oğlu. Bir müddet École des Arts et Manufactures'e devam etti, sonra Pontremoli'nin öğrencisi olarak mimarlık okudu, iç dekorasyon üzerine çalıştı.

1923' den itibaren kendini tamamen resme verdi. Gece hayatından sahneler, Paris manzaraları, portreler, Londra manzaraları (1929) çizdi. Casa de Velazquez'de çalıştı (İspanya manzaraları - 1930-31). Provence'ta resimler yaptı. Amerika ve Uzakdoğu'ya gitti (1936).

2. Dünya savaşından sonra, bazen New York ve Los Angeles'ta, bazen de Paris'te kaldı. Çağdaş hayatın ressamıydı. Joseph Conrad'ın "Almayer çılgınlığı" adlı eserini resimledi (1943). Pierre Sicard, 1980' de Paris'te öldü.

Pierre Sicard  -  New York'ta gökdelen

8 Ekim 2019 Salı

SIBYAN MEKTEPLERİ

OSMANLILAR'DA  ilköğretim kurumlarına "sıbyan mektepleri" denilirdi. Sıbyan mekteplerinde "sabi" denilen  5 - 6  yaşındaki çocuklar okurdu. Bu okullara; hemen her mahallede bulunduğundan "mahalle mektebi" veya binalarının taştan yapılması sebebiyle "taşmektep" de denilirdi.

Genellikle camilerin yanında, büyükçe bir oda; bazen de camilerin bölümlerinden biri bu hizmete ayrılırdı. Ayrı bina halinde olanları büyük camilerin yanında, oda olanlar da küçük camilerin veya köy camilerinin içindeydi. Fatih sultan Mehmed, ismiyle anılan camiinin batı tarafında "Dârüttalim" adlı bir sıbyan mektebi açmıştı. Sonraları "Dârülilm", "Muallimhane", "Mektephane" adıyla anıldı. Beyazıt camiinin yanındakine de "Muallimhane" denildi.

İslâm'a göre  7  yaşında namaza başlamak farz olduğundan, çocuklara bununla ilgili bilgilerin verilmesi gerekiyordu. Bu yüzden kız ve erkek çocukları  5, 6, 7  yaşlarında sıbyan mektebine başlarlardı. Bazen daha küçük yaşta olanlar da sıbyan mektebine verilirdi.

Okula "Bedi Besmele" denilen bir törenle başlanırdı. Ziyafetler verilir, hocaya hediyeler sunulur, öğrencilere de şeker, simit dağıtılırdı. Yeni başlayan çocuk giydirilir; altın, elmas takılır, işlemeli cüz kesesi boynuna asılırdı. Eski öğrenciler, yeni başlayanları evinden alarak ilâhi ve âminlerle okula götürürlerdi. Buna "âmin alayı" denirdi.

Çocuk hocanın önünde "besmele" çekerek öğrenime başlardı. Okulda genellikle bir hoca bulunur ve hocaya yardımcı olan kalfalar olurdu. Hoca bir kısım öğrenciyle ilgilenirken kalfa da diğer kısmıyla ilgilenirdi.

Sıbyan mekteplerinde dersler; "elifba" dan başlamak üzere, Kur'an, yazı, ilmihâl ve hesaptı. Son dönemlerde 1 ay tarih ve coğrafya okunurdu. Kur'anı düzgün okumak için tecvit, lûgat için tuhfe okutulurdu. Özellikle namaz sureleri öğretilirdi.

Mektep, sabah erken açılır ve ikindiye kadar sürerdi. Teneffüs arası yoktu, yalnız öğle yemeği tatili verilirdi. Öğrencilerin evleri çoğunlukla okula yakın olduğundan bunlar yemeğe evlerine giderlerdi. Dersler aralıklı olarak verildiğinden teneffüs lüzumlu görülmezdi. Hoca, öğrencilerin bir kısmıyla ilgilenirken, diğerleri yazı yazmaya çalışır veya dinlenirdi.

Hatim indiren öğrenci, mektebi bitirmiş sayılırdı. Hatim törenle indirilirdi. Hocaya ziyafet ve hediyeler verilirdi. Bundan sonra, isteyen medreseye gider, isteyen hafızlığa çalışırdı. Bunların dışındakiler de memuriyete veya bir sanata başlardı.

Sıbyan mekteplerine veliler, maddî durumları ölçüsünde birşeyler verirlerdi. Memurlar maaşlarından, çiftçiler tahıl vs. ürünlerinden hediye ederlerdi. Çocuğun derecesi arttıkça hocaya hediye verilirdi. Hocalık şerefli bir meslek sayılırdı.

Okulda terbiye, ahlâk ve disipline çok önem verilirdi. Gerektiğinde, ders çalışmamada ve haylazlıkta ısrar eden öğrencilerin ayak tabanlarına az veya çok sopa ile vurulurdu.

Tanzimat devrinde sıbyan mektepleri de yeni bir düzene sokuldu. Sınıflara bölündü. Her sınıfta okutulacak derslerin cinsi ve dereceleri belirlendi.

6 Ekim 2019 Pazar

THOMAS SHERATON (mobilya modelisti)

İNGİLİZ  marangoz ve desinatörü, 1751 yılına doğru Stockton on Tees'de doğdu. 1790' da "Ev eşyası modelleri" ve 1791' de "Dolap yapımcısı ve döşemeci çizim kitabı" adlı eserleri yayınlandı. İngiliz mobilya tarihinde 18. yy. sonuna "Sheraton devri" denilir. 16. Louis tarzından ilham aldı. Thomas Sheraton, 1806' da Londra'da öldü.

Thomas Sheraton  -  Maun sandalye

5 Ekim 2019 Cumartesi

RENÈ SEYSSAUD (ressam)

FRANSIZ  ressam, 1867 yılında Marsilya'da doğdu. Önce Marsilya, sonra Avignon Güzel Sanatlar okuluna gitti. Gasquet, Jean Lombard ve Jean Lorrain ile beraber "Gençler grubu" na katıldı. 1897' de Paris'te bir sergi açtı ve Vollard'ın ilgisini çekti. Resimleri kuvvetli tepkilere yol açan sanatçı, Provence'a çekildi.

Çok canlı olan renkleri ve keskin fırça vuruşları, ressamı "fov"lara ve anlatımcılara yaklaştırır. Tablolarının pek çoğunda Güney Fransa'nın kır hayatını işlemiştir. René Seyssaud, 1952' de Saint-Chamas'da öldü.

René Seyssaud  -  Vaucluse'ün görünüşü (detay) (1898)

4 Ekim 2019 Cuma

SEYİTGAZİ MÜZESİ

SEYİTGAZİ ilçesi, Eskişehir iline bağlıdır. İsmini, türbesi burada bulunan Seyit Battal Gazi'den alır. İl merkezine 42 km uzaklıktadır.

Seyitgazi müzesi, Seyit Battal Gazi külliyesinde açıldı (1970). Müzede; Seyit Battal Gazi külliyesine ait eserlerle, çevreden getirilen arkeolojik ve etnografik eserler sergilenir. 

3 Ekim 2019 Perşembe

GİNO SEVERİNİ (ressam)

İTALYAN  ressam, 1883 yılında Cortona, Arezzo'da doğdu. Gençliğinde Roma'da Boccioni ve Balla'nın sonra Cézanne'ın tesirinde kaldı. 1905' de Paris'te, Modigliani ve Max Jacob'un dostu oldu. 1911' de Fransa'da "fütürist" ressamların ilk sergisine katıldı.

1914' de "kübizm" üzerine çalıştı. Sanatının değişim safhalarını 1921' de yayınladığı "Kübizmden klâsisizme" adlı eserinde anlattı. 1923' den sonra kendini daha çok dinî resim ve mozaik çalışmalarına veren Gino Severini, 1966' da Paris'te öldü.

Gino Severini  -  Monico'da Pan-pan dansı (detay) (1959'da yeniden yaptı)
Gino Severini  -  İtalyan komedyenleri

2 Ekim 2019 Çarşamba

GEORGES SEURAT (ressam)

FRANSIZ  ressam, 1859 yılında Paris'te doğdu. Genç yaşta, heykeltraş Lequien'in yönetiminde resme başladı. Sonra Güzel Sanatlar Yüksek okulunda Lehmann'ın atölyesine girdi. Vaktinden evvel olgunlaştı. Kimyaya ve tıbba merak sardı. Peyzajlarının birçoğuna ilham kaynağı olan Bretagne ve Normandiya limanlarına sık sık gitti.

1883 Salon'una ressam Aman-Jean'ın bir portresini gönderdi. Bağımsız Sanatçılar Salonu'nun kurulmasında rolü oldu. Burada, etkisinde kalan ve "bölmeci", "yeni izlenimci" veya "noktacı" adıyla anılan ressamları (Paul Signac, Cross, Van Rysselberghe, Luce, Petitjean, Dubois-Pillet) etrafında topladı.

Çok serbest bir anlayış ve çekici bir duyarlıkla yaptığı çalışmalardan sonra Chevreuil'ün bulduğu "eş zamanlı karşıtlık" kanunlarını benimsedi. Chevreuil, gölgenin ışığı güçlendirdiğini farketmişti. Seurat, izlenimcilerin araştırmalarını en aşırı sonuçlara vardırarak, birbirinden kesinlikle ayrı fırça vuruşlarıyla resim yaptı; ama ışığın titreşimini yansıtacak yerde, şekilleri ve hacimleri aslına uygun vermeye çalıştı.

Seurat, tekniğiyle fovistleri etkiledi, teorilerinin kesinliği de kübistleri kendine çekti. Bütün önemli tablolarını 7 yıl içinde yaptı. Bunların ilki "Yıkanma"dır. 1886' da izlenimcilerin sergisine "Büyük Jatte'ta yazın bir pazar günü" adlı şaheserini gönderdi. "Sirk geçidi" ve "Poz veren kadınlar" ile ilgili çalışmalarını hızlandırdı. Bağımsızlar Salonu'nda sergilenen birçok peyzaj yaptı. 1890 Salonu'na ise "Chahut" ile "Pudralanan genç kadın" adlı eserlerini gönderdi. 1891' de, Gravelines' de yaptığı manzara resimlerini ve bitmemiş olan "Sirk"i sergiledi.

Georges Seurat, yaptığı yoğun çalışmalar neticesinde bitkin düştü ve 1891' de Paris'te, çeşitli taslaklar ve çok sayıda desen bırakarak 32 yaşında öldü.

Georges Seurat  -  Büyük Jatte'ta yazın bir pazar günü

Georges Seurat  -  Asnières'de yıkananlar