Dünyada olduğu gibi Osmanlı’da da bankacılık, sarraflarla başladı. Sarraflar temel kredi kaynağı haline geldi. Galata’da toplanan ve çoğunlukla
azınlıklardan oluşan Galata sarrafları,
change, teminat mektubu verme, borç senedi iskonto etme ve borç verme işleri
yaptılar. Osmanlı devleti bu “sarraf-banker”lerden
sık sık borç aldı.
Osmanlı’da ilk banka 1847 de
iki banker tarafından kurulan “Bank de
Constantinapol” dür. Bu banka beş yıl sonra iflâs etmiştir. 1856 da İngilizler tarafından “Bank Osmani” kuruldu. Fransızlar 1863 de bu bankanın sermayesine katkıda bulundular. Böylece
bankanın ismi de değişti ve “Bank-ı
Osmani Şahane” adını alarak banknot
basma yetkisi verildi. (ilerki yıllarda Osmanlı Bankası denilmiş, 2001 de
kapanmıştır)
Osmanlı’da ilk kurulan
milli bankalar tek şubeliydi.
Tarımsal kredi vermek için 1863 de Midhat Paşa tarafından kurulmuş olan “Memleket Sandıkları” 1887 de adı “Menafi Sandıkları” olarak değiştirildi
(daha sonra Türkiye Ziraat Bankası), 1913
de “İslâm ve Ticaret Bankası” 1917 de “Manisa Bağcılar Bankası” kuruldu.
1916
da “İtibar-ı Milli Bankası” kurulmuş
ve daha sonra 1927 de “Türkiye İş Bankası”yla birleşmiştir.
Cumhuriyetin ilk
dönemlerinde milli ekonominin kurulabilmesi için, bankacılığın gelişmesi gerektiği düşünülüyordu. “Türkiye İş Bankası” ve “Emlak Eytam Bankası” (Emlak bankası)
bu safhada kuruldu. “T.C. Merkez
Bankası” da 1931 de faaliyete
geçti (Kuruluş; 11.6.1930) .
Cumhuriyet’in ileri
yıllarında özel kanunlarla kurulmuş
olan bankalar; 1933 de “Sümerbank”, “Belediyeler (İller) Bankası”,
1935 de “Etibank”, 1938 de “Denizbank”, “Türkiye Halk Bankası” ve “Halk
Sandıkları”dır.
Çok partili döneme geçişle birlikte özel sektör de canlandı ve taarrufların artmasıyla beraber özel milli bankalar da
arttı. 1944 de “Yapı Kredi Bankası”, 1948 de “Akbank”
kuruldu. Daha sonraları yatırım ve kalkınma bankaları, yabancı bankalar artış
gösterdi...