Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri Cevat Abbas Gürer
Bey, kaygılı bir davranışla çalışma odamıza girdi :
“Efendim,
Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa geliyor”
haberini verdi.
Paşa
bir yandan Kâzım Dirik Bey’in hareketinin verdiği “sarsıntının” etkisi altında, bir
yandan da İstanbul Merkezi Yönetim
ile olan “problemleri” sebebiyle, Karabekir Paşa’nın gelişinden şüphe ve endişe duyar gibi oldu ve “İşte tahminim çıktı” der gibi acı bir gülümsemeyle bana baktı.
Yaverine dönüp “Buyursunlar” dedi
Kâzım Karabekir Paşa’nın Mustafa
Kemal Paşa’ya vefasızlık “etmeyeceğinden”
zerre kadar şüphem yoktu.
“Komutamda
bulunan subay ve erlerin saygı ve tâzimlerini arza geldim! Siz, bundan evvel
olduğu gibi, bundan böyle de bizim sayın komutanımızsınız, Kolordu Komutanına
özel araba ile emrinize bir süvari takımı getirdim. Hepimiz emrinizdeyiz Paşam!” dedi
Herşey bir anda “değişti”. Loş odanın kasveti “dağıldı”. Önümüze aydınlık, ferah ve
geniş “ufuklar açıldı”. İçlerimiz “sevinçle” doldu, taştı...
Mustafa Kemal Paşa’nın gözlerinin böylesine sevinçle “ışıldadığına” ikinci kez şahit
oluyordum. Daha önce de Anafartalar’ı
kurtardığı gün “Hamdolsun, İstanbul’u kurtardık” derken şahit
olmuştum.
Mustafa Kemal Paşa neşeli bir rüyadan uyanır gibi gözlerini
oğuşturarak yerinden kalktı. Olanca “samimiyetiyle”
kollarını açarak Karabekir Paşa’yı
kucaklayıp “boynuna sarıldı”.
Yanaklarından tekrar tekrar öperek teşekkürler etti.
Böylelikle , Amasya’da birleşerek verilen Milli Mücadele kararı, uygulama alanına
girmiş oluyordu...
Hüseyin Rauf Orbay(*)
(*) (1881-1966) Deniz
subayı, Sivas Milletvekili, İcra vekilleri heyet bşk. Büyükelçi, Bayındırlık
Bakanı
Kaynak: Atatürk’ten
anılar, kemal arıburnu, işbank kült.yay.1976 s.348,349