şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mart 2024 Perşembe

FRANCİS CARCO (yazar)

FRANSIZ  yazar (François Carcopino-Tusoli), 1886 yılında Nouméa'da doğdu. "Bohem Hayatı ve Kalbim (1912)" adlı şiir kitapçıklarını yayınladıktan sonra, "Jésus la Caille (1914)" adlı ilk romanını yazdı. 

Bundan sonra yayınladığı romanlarda; ayak takımından kişilerin, apaşların, yosmaların, hapishane kaçkınlarının, bohemlerin hayatını anlattı :  "Suçsuzlar (1917)", "Ekip (1919)", "Tedirgin Adam (1922)", "Sapıklık (1925)", "Sokak (1930)", "Sisler (1936)".

Aynı zamanda romanlaşmış biyografiler de yazdı "François Villon'un Romanı (1926)".

En başarılı eserlerinin özlemli bir şiire bürünen, çok sayıda hatıra kitapları olduğu söylenebilir "Montmartre'dan Quartier Latin'e (1927)", "Alçak Sesle (1938)", "Sanatçının Bohem Hayatı (1940)", "Paris Özlemi (1941)", "Ressamların Dostu (1944)".   Francis Carco, 1958' de Paris'de vefat etti.

5 Ekim 2023 Perşembe

ANDRÉ BRETON (yazar)

FRANSIZ  yazar, 1896 yılında Orne, Tinchebray'de doğdu.  Tıp öğrenimine başladı.  Freud'un eserleri üzerine bilgi edindi.  1919' da ilk şiir derlemesini yayınladı :  "Mont de Piété".  Aynı yıl, L. Aragon ve P. Soupault ile beraber, Tristan Tzara'nın oluşturduğu "Dada" akımının yayın organı olan "Edebiyat" dergisini kurdu. 

Tam anlamıyla ilk gerçeküstücü örnek sayılan "Mıknatıslı Alanlar"ı  P. Soupault ile beraber yazarak çıkardığı dergide yayınladı. 1924' de "Gerçeküstücülüğün Bildirisi"ni yayınladı. "Gerçeküstücü Devrim" dergisini yönetmeye başladı.

1928' de şiirsel romanı olan "Nadja"yı yayınladı. Bu romanda hayatının bazı bölümlerini hayâlî bir yorumla anlattı. Ertesi yıl "Gerçeküstücülüğün İkinci Bildirisi"yle bu akımın felsefî mânâsını derinleştirdi.

15 Ocak 2023 Pazar

MİHAİ BENİUC (yazar)

R
OMEN  yazar, 1907 yılında Crişana bölgesi, Sebiş'de doğdu. Cluj üniversitesinde "felsefe" öğrenimini bitirdikten sonra Almanya'da "biyoloji" incelemeleri yaptı. 

1934' de "psikoloji doktoru", 1946' da Moskova elçiliğinde ataşe ve 1949' da Bükreş üniversitesinde "karşılaştırmalı psikoloji profesörü" oldu. 

Şiir derlemeleri : "Sıkıntı Şarkıları (1938)", "Mısralar (1939)", "Madde ve Rüyalar (1961)", "Tepelerdeki Çiçekler (1965)".
Hikâyeleri :  "Hınçlar (1955)", "Diğerleri Gibi Bir Adamın Kayboluşu (1963)".
Denemeleri :  "Şiirimiz (1956)", "Duvarcı Manole (1957)".
Tiyatro eseri : "Dönüş (1962)".

Eserlerinde burjuva hayatıyla günlük hayata karşı hoşnutsuzluğunu, anayurduna ve köylülere olan hayranlığını dile getirdi. Mihai Beniuc, 1988' de Bükreş'de öldü.

5 Temmuz 2022 Salı

JACQUES AUDİBERTİ (yazar)

F
RANSIZ  yazar, 1899 yılında Antibes'de doğdu. Şiirlerinde Mallarmé'nin etkisi görülür. Romanlarında; ilginç lirik, kimi zaman da gülünç istiareler ve benzetme bolluğu içinde gerçek ile hayâl birbirine karışır. 

Şiir ve romanları : "İnsan Soyu (1937)", "Tonlarca Tohum (1941)", "Daima (1944)", "Kale (1935)", "Abraxas (1938)", "Katliam (1942)", "Tanrısalın Dönüşü (1943)", "Marie Dubois (1942)", "Bahçeler ve Irmaklar (1954)". Bu eserlerinde; destan, trajedi, duygululuk veya mizah gibi her tarz ve türü denedi.

Piyesleri : "Quoat, Quoat (1946)", "Kötülük Kol Geziyor (1947)", "Öküzün Karıları ve Kara Bayram (1948)", "Kızoğlan Kız (1950)", "Vücuttaki Karınca (1961)", "La Brigitta (1962)". Dil zenginliği, coşkun hayâl gücü ve her zamanki mizah duygusu bu eserlerinde de yer alır. Hayat ve aşkı yüceltir.

25 Mart 2022 Cuma

TALİP APAYDIN (yazar)

TÜRK  yazar, 1926 yılında Polatlı'da (Ankara) doğdu. Hasanoğlan Yüksek Köy enstitüsü mezunu, Gazi Eğitim enstitüsünü bitirerek musıkî öğretmeni oldu. Şiir, hikâye ve romana yöneldi.

Eserleri : "Susuzluk (şiirler, 1956)", "Sarı Traktör (roman, 1958)", "Yarbükü (roman, 1959)", "Emmioğlu (roman, 1961)", "Ortakçılar (roman, 1964)", "Toprağa Basınca (roman, 1966)", "Define (roman, 1972)", "Yoz Davar (roman, 1973)", "Toz Duman İçinde (roman, 1974)", "Tütün Yorgunu (roman, 1975)", "Kente İndi İdris (roman, 1981)", "Vatan Dediler (roman, 1981)"

"Ateş Düşünce (hikâye, 1961)", "Öte Yandaki Cennet (hikâye, 1972)", "Koca Taş (hikâye, 1974)", "O Güzel İnsanlar (çocuk hikâyeleri, 1978)", "Yolun Kıyısındaki Adam (hikâye, 1979)", "Yangın (çocuk hikâye, 1981)".

"Bozkırdaki Günler (hâtıra, 1952)", "Karanlığın Kuvveti (hâtıra, 1967)". "Bir Yol (tiyatro eseri, 1966)".

Ödülleri de olan Talip Apaydın, 2014' de Ankara'da vefat etti.  

16 Mayıs 2019 Perşembe

KENAN RİFAÎ (mutasavvıf)

TÜRK  mutasavvıf ve eğitimci, 1866 yılında Filibe'de doğdu. Galatasaray Sultanîsi'ni bitirdi. Öğretmenlik mesleğine girdi. Çeşitli okullarda; fransızca, türkçe ve musıkî hocalığı yaptı. Balıkesir İdadî mektebi, sonra sırasıyla Adana, Manastır, Üsküp, Trabzon maarif müdürü oldu.

Numune-i Terakki (İstanbul), İdadî-i Hamidî (Medine) ve Darüşşafaka mektepleri müdürlüklerinden sonra, emekli olunca özel okullarda (Fener Rum kız ve erkek liseleri) türkçe ve fransızca öğretmenliği yaptı. Maarif encümeni üyesi oldu.

Filibe'de Şeyh Edhem Efendi'den ilk tasavvuf bilgisini; Medine'de Şeyh Hamza Rifaî'den de şeyhlik icazetini aldı. "Altay Rifaî" dergâhını açtı (İstanbul-1908). Burada, dergâhlar kapatılıncaya kadar (1925) şeyhlik etti.

Dergâh çalışmalarında, İslâm ahlâkının modern şartlara göre yorumlanmasını ve dergâhların birer kültür akademisi halinde gelişmesini amaç edinen Kenan Rifaî, 1950' de İstanbul'da öldü.

Eserleri: Rehberi Salikîn (Tarikata girenlere rehber - 1891), Muktezai Hayat (Hayatın gerektirdiği - 1892), Tuhfe-i Ken'an (Kenan'ın armağanı - 1906), Ahmed el-Rifaî - 1924), İlâhiyat-ı Ken'an (Kenan'ın ilâhileri - 1925).

Ayrıca fransızcaya çevrilmiş; "Hadisler", "Mesnevî Tercüme ve Şerhi", "Türklere arapça", "Araplara türkçe öğretme yolları" (basılmadı) adlı eserleriyle, bestelenmiş ilâhîleri ve divan tarzı şiirleri vardır.

26 Ağustos 2017 Cumartesi

UNUT ROMANLARI !

TAMİRCİ ÇIRAĞI  (1975)

Gönlüme bir ateş düştü, yanar ha yanar yanar,
Ümit gönlümün ekmeği, umar ha umar umar.
Elleri ak, yumuk yumuk, ojeli tırnakları,
Nerelere gizlesin şu avcun nasırları.

*  *  *

Otomobili tamire geldi, dün bizim tamirhaneye,
Görür görmez vurularak, başladım ben sevmeye.
Ayağında uzun etek, dalga dalga saçları,
Ustam seslendi uzaktan, "Oğlum al takımları".

*  *  *

Bir romanda okumuştum, buna benzer bir şeyi,
Cildi, parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı.
Ne olmuş, nasıl olmuşsa; âşık olmuştu genç kız,
Gine böyle bir durumda, tamirci çırağına.

*  *  *

Ustama dedim ki: "Bugün giymeyim tulumları",
Arkası kuşlu aynamda, taradım saçlarımı.
Gelecekti bugün geri, arabayı almaya,
O romandaki hayâli, belki gerçek yapmaya.

*  *  *

Durdu zaman, durdu dünya; girdi içeri kapıdan,
Öylece bakakaldım, gözümü ayırmadan...
Arabanın kapısını açtım; girsin içeri,
Kalktı hilâl kaşları, sordu: "Kim bu serseri?"

*  *  *

Çekti gitti arabayla, egsozuna boğuldum,
Gözümde tomurcuk yaşlar, ağır ağır doğruldum.
Ustam geldi, sırtıma vurdu; "unut dedi romanları,
İşçisin sen işçi kal; giy dedi tulumları"...

Cem Karaca  (1945 - 2004)


19 Mart 2017 Pazar

"GARİP" ŞİİR AKIMI

Orhan Veli (solda), Melih Cevdet (en sağda), yanında Oktay Rifat
TÜRK edebiyatında, 2. Dünya Savaşı yıllarında (1940-45) ortaya çıkan şiir akımı. Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat'ın ortak şiir kitabı olan "Garip" (1941), aynı zamanda akımın da adı oldu.

Şiir kitabının önsözünde; şiirin duygu, şiirsellik gibi unsurlardan arınması savunulur. Ayrıca nazım kurallarının da şiiri bozduğu öne sürülerek, vezin ve kafiye ile suni olarak sağlanan ahenk yerine, kelime istifinin ustalıklı yapısından doğacak ahengin tabiîliğine önem verilir.

Orhan Veli Kanık
Oktay Rifat
Şiirin, alışılmış, kullanıla kullanıla bayatlamış temalardan uzaklaşması gerektiği savunulur. Kurucu şairlerin bu anlayışla yazdıkları şiirler bir antoloji havası içinde kitapta yer alır. Garipçiler, Garip ile başlayarak, şiire, halk dilini, yapmacıksız ve yalın söylemi, küçük insan hayatını soktular.

Garipçiler'in işlediği başlıca temalardan biri, yaşama sevinciydi. Onların şiiri, çocuksu söyleşiler ve bilinçaltı yansımalarla besleniyordu. Gerçeküstücülük akımından da beslenen ve toplumsal sorunları ele alış tarzıyla, toplumcu-gerçekçi 1940 kuşağından ayrılan "Garip" akımı, kısa sürede geniş yankılar uyandırdı.

Melih Cevdet Anday
Akım, gelenekçi çevrelerin biraz tepkisini çekse de Nurullah Ataç, Sabahaddin Eyüboğlu gibi eleştirmenler tarafından desteklendi.

Ancak topluluğun temsilcilerinin de zamanla katı ilkelerinden yavaş yavaş uzaklaştıkları gözlendi.