RUHİ (? – 1605)
Bağdat’lı
olduğu için doğduğu yerle anılır. Asıl adı Osman’dı.
Babası Rumeli’lidir. Kendi halinde
bir şairdi. Dervişler gibi yaşamış,
çok seyahat etmiştir. Yaşadığı
yerlerdeki aksaklıkları uzun bir
manzumeyle alaya almıştır. “Terkib-i bend” ve “Terci-i bend” denilen parçalı nazım şekillerindeki eserleriyle
tanınır. Divanı da vardır.
Divanındaki gazellerin sayısı bin
kadardır. Şam’da vefat etmiştir.
Bu âlem-i fânide ne miriz ne gedâyız
Alâlara âlâlanırız, pest ile pestiz
(Bu ölümlü dünyada, ne
beyiz, ne dilenci. Bize yüksekten bakanlara biz de yüksekten bakarız, aşağıdan
alanlara aşağıdan alırız.)
Sizden kim ırağ oldu ise Hakka yakındır
Zira ki dalâlet yoludur tuttuğunuz râh
(Sizden uzak olanlar
Allah’a yakınlaşır. Çünkü tuttuğunuz yol kötülük yoludur.)
Devreylemedik yer komadık bir nice yıldır
Uyduk dil-i divâneye, dil uydu hevâya
(Nice yıldır
dolaşmadığımız yer bırakmadık. Biz deli gönlümüzün havasına uyduk. Deli gönül
de kendi havasına ve hevesine uydu)
Hâk ol ki Hudâ mertebeni eyleye âli
(Adil ol ki, Tanrı yerini
yüceltsin)