Bu yöntemle borsada “para kazanmayı” düşünüyorsanız; “sabırlı ve sağlam sinir yapısına sahip olmanız” gerekir. Çünkü borsada, hissenin fiyatını değiştirecek “çok sayıda” parametre mevcuttur. Bu hızlı değişimlerin, “genel psikolojinizi” bozmaması gerekir.
“Bir hisse senedinin fiyatı, ilgili şirketin “gelecekteki nakit para akışlarının bugüne indirgenmiş” veya güncellenmiş değeridir. Yani borsada, “gelecek ile ilgili, iyi beklentiler alınır, kötü beklentiler satılır.”
Borsada hisse senedinin değerini yükseltebilecek faktörler
Borsa genel endeksinin (BİST-100) “yükselmesi”,
İlgili şirketin “kâr” etmesi,
Şirketin “nakit kâr payı” vermesi,
Şirketin sermaye artırımına giderek “bedelsiz hisse senedi” vermesi,
Borsa şirketinin “yabancı bir şirketle” ortaklığa girmesi,
Piyasa faizlerinde “düşme”,
Enflasyonda “düşme”,
Ülke ekonomisinde “büyüme”,
Kurumlar vergisinde “indirim”,
Şirketin “iştiraklerinden birini satışa çıkarması.” ( Şirketin kasasına nakit para girişi olur.)
Bir şahıs veya kurumun, hisse senedinden“yüklü miktarda alım” yapması.
Borsada hisse senedinin değerini düşürebilecek faktörler
Borsa genel endeksinin (BİST-100) “düşmesi”,
İlgili şirketin “zarar” açıklaması,
Şirketin “nakit kâr payı” vermemesi,
Şirketin “bedelli” sermaye artırımına gitmesi,
Piyasa faizlerinde “yükselme”,
Enflasyonda “yükselme”,
Ülke ekonomisinde”küçülme”,
Kurumlar vergisi “artışı”,
Şirketin “yeni bir yatırıma girmesi” ( Şirketin kasasından nakit para çıkışı olur.)
Bir şahıs veya kurumun, “yüklü miktarda” hisse senedi “satması”,
Memleketteki “iktisadi ve siyasî krizler”.
Bazen yurt dışındaki "büyük" iktisadi ve siyasî krizler.
Bazen yurt dışındaki "büyük" iktisadi ve siyasî krizler.
Döviz kurundaki değişimlerin, devlet harcamalarının, piyasaya para arzı değişimlerinin ve gayrisafi milli hasıladaki değişikliklerin borsaya etkisi “nötr” dür.
Al-sat işlemlerinden “para kazanmayı” düşünüyorsanız ifade edilen bu değişimlerin “farkında” olmanız şarttır. Aksi hâlde “kör uçuş” yaparsınız ki; elinizdeki hisselerin adım adım “eridiğine” üzülerek şahit olursunuz.
Borsa şirketini nasıl tanıyalım ?
Teoriye fazla girmeksizin; bazı “ana bilgileri” edinmek gerekir.
Şirketin aktifleri : Aktifler; duran ve dönen varlıklardan meydana gelir.
Dönen varlıklar şunlardır : Para, kısa vadeli çek, senet, menkul değerler, hisse senedi, döviz, kısa vadeli alacaklar, verilen avans paralar, depodaki ürünler ve malzemeler...
Duran varlıklar şunlardır : 1 yıldan daha uzun vadeli çekler, senetler ve nakit alacaklar. Araziler, arsalar, binalar, makine ve tesisler, kalıplar, demirbaşlar, taşıtlar, depoda bekleyen henüz satılmamış ürünler...
Şirketin uzun vadeli borcu denince; “1 yıldan uzun vade” anlaşılır.
Kısa vadeli borcu denince de; “1 yıldan kısa vade” anlaşılır.
Şirketin pasifleri : Toplam borçları + özsermayesidir.
Özsermaye şunlardan oluşur : Ödenmiş sermaye, sermaye taahhütleri, emisyon primi, yeniden değerleme değer artış fonu, yedek akçeler, net dönem kârı, dönem ya da geçmiş yıl zararları.
Ödenmiş sermaye : Şirketin ortakları tarafından şirkete yatırdıkları paradır. Bir adı da “çıkarılmış sermaye” dir. Şirket sermaye artırımına giderse; ödenmiş sermayesi yükselir.
Yeniden değerleme değer artış fonu : Şirketin aktifinde bulunan bina, demirbaş, makine, taşıt aracı gibi sabit kıymetlerin, enflasyona göre (ya da kıymet artırıcı başka sebeplere göre) defter değerinin yeniden hesaplanmasıdır veya güncellenmesidir.
Brüt satışlar : İçinden henüz “faaliyet giderleri, vesair masraflar düşülmemiş” mamul veya hizmet satışlarından elde edilen paradır.
Net satışlar : İçinden faaliyet giderleri ve masraflar “düşülmüş” paradır.
Net dönem kârı : Faaliyet kârından “ dönem vergisi” düşülmüş paradır.
“Net kâr” bir hisse senedinin kıymetini “artıran ya da azaltan” en önemli faktördür. Çünkü; yatırımcılar şirkete ait detaylara fazla girmek istemezler. Onlar daha ziyade “satışlara” ve daha da önemlisi “net kâra” bakarlar.
Fiyat-Kazanç oranı karşılaştırması
Bir firmanın “piyasa değeri” hissenin borsa kapanış fiyatıyla ödenmiş sermayesinin çarpımına eşittir.
Bir de; “fiyat- kazanç oranı” denilen bir kıyaslama oranı vardır. Bu da, hissenin piyasa değerinin net kârına bölünmesinden elde edilir. “Düşük değerde olması tercih edilir”
Fiyat-kazanç oranı kıyaslamasının “aynı sektöre ait” şirketler arasında yapılması daha gerçekçi olur. Meselâ; borsadaki tüm çimento fabrikalarının fiyat-kazanç oranları hesaplanır. Çıkan neticelerden “en düşük” olanı seçilebilir.
Düşük fiyat- kazanç oranına sahip bir firmanın hissesinin “yükselme potansiyeli” olduğu düşünülür. Bu durumu, piyasadan önce farkettiyseniz; buradan bir “kazanç” çıkarabilirsiniz.
Borsada (BİST) dönemsel yükseliş
Borsa İstanbul’da, eylül- ekim aylarından başlayan “9 aylık” bilânçoların açıklanmasıyla dönemsel yükseliş yaşanır. “12 aylık” bilânçoların borsaya gönderilmesine kadar devam eden bu yükseliş, genel olarak şubat ayının sonlarına doğru yerini yatay seyire ya da düşüşe bırakır...
Satın aldığımız hisse senediyle al-sat yapmak
Borsa şubesi olan bir bankadan “temeli sağlam olan” bir hisseyi satın alarak al-sat işlemlerinden para kazanmaya karar verdiyseniz; bu işe ayıracağınız “başlangıç parası” 10 Bin lirayı geçmemelidir. Elbette “acil ihtiyaçlarınız dışında” bir para olmalıdır ki; işler “ters” giderse “üzülmeyin”. “Ustalaştıkça” para miktarını artırabilirsiniz.
Aracı bankanın, hisse fiyatlarını büyük ekranlara yansıttığı “seans salonları” vardır. Burada ara sıra oturarak, uzun bir müddet sahip olduğunuz hissenin fiyat hareketlerini ve işlem hacmini izleyin.
Borsa seans salonuna hergün gitmenize gerek yoktur. Fiyat hareketini televizyondaki “ekonomi kanallarından” da takip edebilirsiniz. Aracı kurumdaki alış-satış memuruna gerektiğinde, telefonla talimat verebilirsiniz.
Hissenin de döviz gibi “alış ve satış” fiyatları vardır. “İşlem hacmi” de hissenin o günkü toplam alım-satım miktarını ifâde eder.
Hisse senedinin borsadaki fiyatı “işlem hacmiyle” birlikte artıyorsa; “yükselişin” devam edeceğini gösterir. Bu sağlıklı bir durumdur.
Fiyat işlem hacminin artışıyla beraber “düşüyorsa”; satıcılar o hisseden çıkıyor demektir. Fiyat daha da düşecektir.
Fiyat az bir işlem hacmiyle gerilemişse; yatırımcılarda “satış isteği” azdır denilebilir.
Borsada uzun bir bekleyiş döneminden sonraki hareketlenme
Uzun bekleme dönemi denilince; 3-6 aylık süre anlaşılır. Bu süreyi belirleyen ülkedeki iktisadi ve siyasi gelişmelerdir. Memlekette “nahoş”olaylar yaşanıyorsa; bekleme dönemi sonu, ileri bir tarihe “ertelenir”.
Herşey yolunda gitmişse; borsa ilk hareketine başlar. Öncelikle, borsanın en güçlü hisseleri olan BİST-30 hisseleri, adım adım yükselmeye başlar. Kısa süre sonra yükseliş BİST- 100 hisselerine sirayet eder ve sıra, borsadaki “irili ufaklı” diğer hisselere gelir. (Borsamızda 500 den fazla şirket bulunur.)
Borsa endeksi yükselmeye devam etse de; ilk hareketlenen hisselerin yükselme hızı düşmeye başlar veya pek değişmezler.
Genel yükselişlerde, her şirketin hissesi “mutlaka” yükselir diye bir şart yoktur.
Burada mühim olan, “bizim elimizdeki” şirketin ne olduğudur. Hissemizin fiyatı “hoşunuza gidecek” bir seviyeye ulaşmışsa; “satmanız” iyi olur. Daha da yükselmeyeceğinden emin olmak için fiyatın % 2 kadar aşağı gelmesi veya aynı değerde 2-3 gün sabit kalması beklenebilir.
Hisseyi sattıktan sonra fiyatı biraz daha yükselebilir. Bu, “sık rastlanan” bir durumdur. “Asla rahatsız olmayın!” Beklemede kalın!
Borsada “kazançlı zaman” kısa, “zararlı zaman” ise çok daha uzundur. Bu yüzden senette değil; parada kalmak daha “faydalı” olur.
Hisse satış fiyatı için kendinize “sabit limitler” tayin etmeyin. ( Meselâ; “% 25-30 kârı görmezsem satmam!”) gibi. Zemin o kadar kaygandır ki; ara sıra daha az yüzdelere razı olmalısınız.
Endeksin yükselmesi sona erince ne yapalım?
Borsa endeksi doyunca; yavaş yavaş “gizli satışlar” başlar. Birkaç gün içinde satışlar hızlanır. Büyük yatırımcılar hisseden çıkmaya karar vermişlerdir. Artık bundan sonra endeks bazında değil “hisse bazında” hareketler olur.
Hisse bazındaki hareketleri sağlayan en mühim faktör de şirket kârlarıdır. Hisse senedinin değerini etkileyebilecek diğer faktörleri saymıştık.
Şirket kâr-zarar bilânçolarının borsaya gönderilmesi
Şirketler “3, 6, 9, 12 aylık” dönemler halinde bilânçolarını BİST’ e gönderirler.
Ocak, şubat, mart dönemi için; 1 ay sonra yani nisan sonuna kadar göndermeleri gerekir. Bankalar için bu tarih mayıs ortasıdır.
İlk 6 aylık dönem için; şirketler ağustos ortasına kadar, bankalar içinse, ağustos sonuna kadar bilânçoları göndermeliler. 6 aylık dönem bilançoları “denetime” tabidir.
9 aylık dönem için; şirketler ekim ayı sonuna kadar, bankalar ise kasım ayı ortasına kadar bilânçolarını göndermelidir.
12 aylık dönem için; şirketler ve bankalar, bir sonraki yılın mart ayı ortasına kadar bilânçolarını borsaya göndermek durumundadırlar. 12 aylık dönem bilânçoları da tıpkı 6 aylıklar gibi denetime tabidir.
Kârlar açıklanmadan önce pozisyon almalıdır
Daha önceki hisse satışınızdan, elinizde bir miktar para varsa; şirketler kâr-zarar bilânçolarını açıklamadan en az “1 ay kadar önce”, iyi kâr edeceğine “kanaat” getirdiğiniz şirket veya şirketlerin hisseleri alınmalıdır.
Diğer yatırımcılar da sizin gibi düşünüyorlarsa; 1 ay içinde hisseniz yükselmeye başlar. Hisseniz sizin için uygun bir prim yapmışsa; “kâr ilânını beklemeye lüzum kalmadan satılmalıdır”. Çünkü; kâr ilân edildikten sonra hissenin fiyatı düşecektir. Daha evvel, borsada “beklentinin” satın alındığını söylemiştik.
Hangi dönemin portföy verimi en yüksektir ?
En yüksek verim “9 aylık bilânço” döneminde olur. Sırayla 12 aylık, 6 aylık, 3 aylık şeklinde azalarak sıralanır. Min verim 3 aylıklardır.
9 aylık kâr açıklaması, artık şirketin 12 aylık kârını, aşağı yukarı belli eder.
Bir şirket için piyasada “iyi kâr getireceği” veya çok “iyi temettü” dağıtacağı şeklinde söylentiler yayılabilir. Bu tür söylentiler ara sıra doğru çıktığı gibi, çoğunlukla da farklı çıkar.
Sermaye artırımları, bedelli, bedelsiz hisse ve temettü dağıtım kararları
Şirketler yılbaşından sonra “yönetim kurulu” toplantıları yapmak suretiyle; içinde; “sermaye artırımı” yapıp yapmayacakları, veya “temettü” dağıtıp dağıtmayacakları şeklinde kararların da bulunduğu bir dizi ekonomik karar alırlar. Bu sıralarda aynı veya başka bir hisseye girebilirsiniz
Alınan kararlar, daha sonra “genel kurul” toplantısı yapılarak “kesinleşir”. Genel kurul, yönetim kurulunun bazı kararlarını kısmen veya tamamen“değiştirebilir”.
Yani; “temettü dağıtılacak” diye beklerken nadiren “hâyâl kırıklığı” yaşayabilirsiniz.
“Mayıs ayı sonuna doğru” genel kurul kararları borsaya gönderilir.
Nakit kâr payının veya bedelsiz hisse senedinin günü artık netleşmiştir. Elinizde o şirketin hissesi varsa dağıtım gününü bekleyerek verilen temettüyü alırsınız.
Kâfi prim yaptığını düşünüyorsanız 1 gün önce hisseden çıkabilirsiniz de...
Elinizdeki hisseye ait şirket “bedelli” sermaye artırımı kararı almışsa; hisseniz düşebilir. Dağıtım gününden önce çıkabilir, veya “nominal” bedeli ödeyerek yola devam edebilirsiniz.
Sermaye artırımı, hisseler bölüneceği için fiyatını “bölünme oranında” düşürür. Nakit temettü de, ödendiği için hisse fiyatını çok az düşürebilir.
Sık hisse değiştirmek veya küçük primlerle al-sat yapmak kazanç getirir mi ?
Muhtemelen getirmez. Hissenin alış- satış arasındaki farkı ve bankanın alım-satım komisyonlarını “daha sık” ödeyeceğiniz için; kâr edeceğim derken zarara girebilirsiniz. Bu tür aceleciliklerden uzak durmak gerekir. Elinizde mutlaka hisse senedi bulundurmak mecburiyetiniz yoktur. Uzun zaman “parada beklenebilir”.
İyi tanıdığınız hisse senediyle alım- satım yapmak daha akıllıca olur. Çünkü; üzerinde kafa yorduğunuz hisseye daha hakim olabilirsiniz.
Zarardaki şirketin hissesi alınabilir mi ?
Dönemsel olarak zararda ise alınabilir. Örneğin; çimento şirketleri, kış döneminde az satış yaptıkları için 3 aylık dönemde bilânçolarında “zarar” görünebilir.
Buna benzer mevsimsel şartlardan dolayı dönem zararı getiren şirketin hissesi alındığında; ileri dönemde kâr açıklayacağından, “normal üstü” prim getirebilir.
Kâr ettiğimizi nasıl anlarız ?
Yılbaşında 10 bin lirayla borsaya girdiğinizi, yıl sonunda ise yaptığınız alım-satımlar neticesinde ( komisyonları da düşerek) 13 bin lira kazandığınızı düşünelim. Kazancınız % 30 olmuştur. Yıllık enflasyon olan % 8 ’ i de düşersek. Reel kazancınız % 22 dir. Bu değer de, banka faizinin 3 katı olduğundan; normal üstü bir getiri elde etmişsiniz demektir...
KONUYLA İLGİLİ LİNKLER