AHMET HAŞİM (1884 - 1933)
Bağdat'ta doğmuştur. "Alûsizadeler"dendir. Küçük yaşta babasını kaybetti. İstanbul'a gelerek Galatasaray Sultanisi'ne girdi. İlk şiirlerini 1900 yılı sıralarında yayınlamaya başladı. Okulu bitirince, Reji idaresinde açılan memurluk imtihanını kazandı. İzmir'de fransızca öğretmenliği, İstanbul'da memurluk yaptıktan sonra Birinci Dünya Savaşı'nda "yedeksubay" olarak Çanakkale savaşlarına katıldı. Sonra, Düyunu Umumiye İdaresi'ne tercüman olarak girdi ve nihayet Güzel Sanatlar Akademisi'ne "Estetik" öğretmeni oldu. 1924-27 yıllarında iki kez Paris'e seyahat etti. 1932 yılında böbrek rahatsızlığını tedavi amacıyla Frankfurt'a gitti. Haziran 1933 de bu hastalıktan kurtulamayarak İstanbul- Kadıköy'deki evinde vefat etti.
Ahmet Haşim'in sağlığında bastırdığı iki şiir kitabı vardır: Göl Saatleri, Piyale
Fıkraları da iki kitapta toplanmıştır: Gurabahâne-i Lâklakan, Bize Göre
Frankfurt seyahatini anlattığı "Frankfurt Seyahatnâmesi" de hâtıra türündendir.
Vefatından hemen sonra şiirleri tek kitapta toplandı.
AHMET HAŞİM'DEN ÖRNEKLER:
Merdiven
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde ateş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak
Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisan-ı hafidir ki rûha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Ağaç
Gün bitti, ağaçta neş'e söndü
Yaprak ateş oldu, kuş da yakut
Yaprakla kuşun parıltısından
Havzun suyu erguvâna döndü
Bir Günün Sonunda
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümayan
Güller gibi, sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân
Gün doğdu, yazık arkalarında
Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrarını ömrün eder ilân
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Âlemlerimizden sefer eyler?
Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam