12 Ağustos 2015 Çarşamba

NEYZEN TEVFİK ŞİİR, BİYOGRAFİ

Neyzen Tevfik (Kolaylı)  1879 yılında Bodrum'da doğdu. Babasının adı Hafız Hasan Fehmi Efendi, annesinin adı Emine Hanımdır. Babası Rüşdiye Muallimi'dir. Tevfik Kolaylı yedi yaşındayken "ney"e ilgi duyar. Babası, "derslerini etkiler" düşüncesiyle bu ilgisini benimsemez. 

Tevfik, on üç yaşındayken babasının atanması sebebiyle Urla'ya gider. Orada usta bir neyzen olan berber Kâzım'la tanışır. Bir yıl sonra talihsiz bir hastalığa yakalanır. Sar'a hastası olmuştur. Annesiyle birlikte İstanbul'a tedaviye gönderilir. Öğrenimine ara verince, neyle daha fazla ilgilenmeye başlar. Babası
Tevfik'i İzmir İdadisi'ne yatılı olarak verir. Hastalığının nüksetmesi üzerine okuldan alınır. 

Tevfik, İzmir Mevlevihanesi'nde  ney imtihanına girer. Çaldığı "hicaz peşrevi" ile imtihanı kazanır. Mevlevihanede karakterine uygun kişilerle tanışır. Sonunda aradığı ortamı bulmuştur. Babasının, oğluna eğitim verme çabaları netice vermez. İstanbul'a gelince zamanını Galata ve Yenikapı mevlevihanelerinde geçirir. Bu arada Mehmet Akif Ersoy'la tanışır ve çevresi genişler. 

Neyzen Tevfik çeşitli mekânlarda ney konserleri verir. Yazdığı şiirleri okur. Musıki üstadlarıyla tanışır. Ne yazık ki; alkol ile başı derttedir. Hiciv ve hakaretleri yüzünden başı sık sık derde girer. İstanbul'da 74 yaşında (1953) vefat etti. Şiir kitapları: "Hiç" (1919) , "Azab-ı Mukaddes" (1949) .

Neyzen Tevfik şiirlerinde; tasavvuf, hiciv, hayatın acıları, başından geçen sıkıntılı olaylar, çağın bozuklukları genişçe yer alır. Şiirlerinde şahsi öfkelerinin yeri yoktur.

Neyzen Tevfik'ten örnek:

Geçer

Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer;
Ömr-i fâni gibidir, gün de geçer, dem de geçer,
Gam karar eyliyemez hânde-i hürrem de geçer,
Devr-i şâdi de geçer gussa-i mâtem de geçer,
Gece gündüz yok olur, ân-ı dem âdem de geçer.

Bu tecellî-i hayat aşk ile büktü belimi,
Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicrân seli mi?
İnleyen sâz-ı kazânın acaba bam teli mi?
Çevrilir dest-i kaderle bu şu'ûnun filimi,
Ney susar, mey dökülür, gulgule-i cem de geçer.

Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne,
Girmemiştir bu avâlim, bu bedyi gözüne
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne,
Pir olur sâkiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne
Hâk olur pîr-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer.