DÜNYA atmosferine düşen bir meteor,
fiziki yapısına göre irili ufaklı parçalara ayrılarak yanar. Atmoferin böyle bir
koruma özelliği olmasaydı; dünya her boydaki meteoritlerle delik deşik olur ve hayat olmazdı. Düşecek parçanın iç yapısı çok önem taşır.
Sünger yapısında ise parçalanıp
dağılma ihtimâli vardır. Yüksek yoğunluklu
metalik-yekpare yapıda olursa; parçalanmaz ve düştüğü yere
büyük
zarar verir. Meteorun ebatı ise çok daha önemlidir.
100 metre büyüklükteki bir göktaşı, parçalanmadan dünyaya düşerse, çok büyük zararlar verdiği gibi
iklim değişikliğine dahi yol açabilir. Bu büyüklükte göktaşları
bin yılda bir dünyaya düşmektedir.
10-15 metre büyüklükte olanları ise
on yılda bir düşer. Çok daha ufakları ise hemen her zaman düşmekte ve yanarak dağılmaktalar.
2009 yılında
Sudan'ın kuzeyine bir göktaşının düşeceği bilgisi gelir. Yaklaşık
yirmi saat kadar önce; göktaşının bir
kamyon büyüklüğünde olduğu ve sabaha karşı saat 5.46' da çöle düşeceği
hesaplanır. Meteor parçalanmazsa; çölde büyük bir
krater açacak büyüklüktedir.
Taş atmosfere girince ısınıyor, yanıyor ve yere 37 kilometre kala havada patlayıp parçalanıyor.
Hartum Üniversitesi öğrencileriyle
Sudanlı gruplar bölgeye giderek tarama yaparlar ve çok sayıda yanmış taş parçaları bulurlar. Göktaşının
düşük yoğunluklu olması, patlayıp dağılmasına yol açmıştır.
Aşağıdaki video, dünya atmosferine giren bir meteorun havada patlayarak parçalanması ve yanmasına ait görüntü içerir. (kaynak: nasa)