KAYGILANMA, çok hafif belirtiler verse de, oldukça yaygın görülen bir duygulanma ve heyecan halidir. Çoğunlukla bir korku durumunda ortaya çıkar; bu korku bazen belirli bir olaya bağlanmakla beraber, sıklıkla kesin bir temeli yoktur.
Kaygıya duygusal gerginliğin yüksek olduğu durumlarda oldukça sık rastlanır ve kişinin içinde bulunmaktan ötürü zorluk çektiği özel bir çevreye verdiği cevaptır. Kaygı, kişinin başkalarıyla ilişkilerini kontrol edemediği durumlarda veya kendini denetleyecek kadar iyi hissetmediği anlarda (meselâ, imtihanlarda) ortaya çıkar.
En ağır durumlarda ise, kalıcı kişilik bozukluğu olarak belirir. İstek veya istem gerektiren eylemler kaygı uyandırır. Kişi karar vermenin getireceği sorumluluklardan giderek kaçar. Durum ruhî çöküntüye kadar varabilir; bu da tek başına kaygıya yol açabilir.
Kaygı, normal psikolojik durumlarda da gelişebilir. Kaygı veren bir durumla karşılaşan kişi, duygularını belirli bir sebebe bağlayamıyorsa, bu geçici durumu, zaman zaman ortaya çıkan genel bir durum haline getirir. Bu durum, korkudan farklı olup kişinin her türlü faaliyetini felce uğratabilir.