HEMEN her yaşta, büyüklerde dahi görülen kıskançlık hissi bilhassa 1-5 yaş çocuklarında daha şiddetlidir ve bu çocukları çok üzebilir.
Kıskançlığa sebep olan en önemli hâdise yeni bir kardeşin dünyaya gelişidir. Bilhassa o güne kadar evin tek çocuğunda bu hâdise daha önem kazanır. Yeni bir kardeşin doğumu neticesi kıskançlığa mahâl vermemek için elinizden geleni yapmalısınız.
Çocuğun önceden yeni bir kardeşi olacağını bilmesi iyidir, böylece yavaş yavaş bu fikre alışacaktır. Aynı zamanda doğum hadisesi neticesi çocuğun günlük yaşamında fazla bir değişiklik yapılmamasına dikkat ediniz. Meselâ çocuğun odasını veya karyolasını yeni bebeğe verecekseniz, bunu doğumdan haftalarca önce yapınız ki, kendisi artık büyüdüğü için başka yerde yatması gerektiğini anlasın, yeni doğan bebeğe yer açmak için yerinden atıldığını düşünmesin.
Doğumdan sonra da, büyük kardeş yanında bebekten fazla bahsetmeyiniz, onunla meşgûl olmayınız, onun emzirme veya banyo yaptırma zamanlarını, büyük kardeşi uykuda olduğu veya evde bulunmadığı saatlere denk getirmeye çalışın. Bebekle meşgûl olurken, çocuk odaya girerse, asla mâni olmayın.
Çoğu çocuklar kıskançlığı en fazla annelerinin bebekle meşgûl olduğu veya onu emzirdiği zaman duyarlar. O anda, büyük kardeş annesinin memesini veya biberonu emmek isterse, ona da ayrı bir biberon veriniz. Tekrar alışır diye korkmanıza lüzum yoktur. Kısa zamanda vazgeçecek, fakat kıskançlıktan korunmuş olacaktır.
Fırsat buldukça, bebeğin büyük kardeşe ait olduğu için ona yardım etmesi gerektiğini anlatınız ve küçük kardeşine bez getirmesi gibi küçük işleri kendisine gördürünüz. Yere oturduğu zaman, arada bir küçük kardeşini kucağına veriniz.
ÇOCUK KISKANÇLIĞINI NASIL BELLİ EDER
Çocuk eline aldığı sert bir cismi bebeğin üzerine atarsa bunun kıskaçlığa delâlet olduğunu anlamak zor değildir. Böyle bir olayda çocuğu azarlamayınız. Çünkü böylelikle daha zalim olabilir. En iyisi, zamanında yetişerek çocuğun elindeki cismi alıp kendisini kucaklamak ve bebekten daha çok sevildiğine dair kendisine teminat vermektir.
Çoğu çocuklar kıskançlıklarını bu kadar kaba bir şekilde göstermezler. Örneğin başka bir çocuk, bütün oyuncaklarını bırakarak annesinin eteğine yapışır veya parmağını emer. Bir başkası annesinin yatağına bardakla su döker. Veya o güne kadar yatağını ıslatmayan çocuğun huyu değişir, arka arkaya yatağını ıslatmaya başlar.
Daha hisli olan bazı çocuklar da kardeşinden bahsederken kıskançlık duygularını belli etmemeye çalışır veya kendisi de kıskandığının farkına varmayabilir, daha doğrusu üzerine kondurmak istemez. Bu gibi çocukların, kıskançlıklarını belli edenlere nazaran daha çok yardıma muhtaç olduklarını unutmayınız.
ÇOCUKLARA EŞİT MUAMELE
Kıskançlık yalnız yeni doğan bebeğe değil; büyük kardeşler arasında da olur. Buna engel olmak için, ana-baba çocuklarına eşit muamelede bulunmalı, birine bir şey satın alınca, diğerine de benzerini almalıdır. Kardeşler arasında mukayese yapmaktan da kaçınılmalıdır. "Niçin sen de kardeşin gibi değilsin" demekte fayda değil zarar vardır. Bir çocuk diğer kardeşlerine nazaran ister zeki ve güzel, ister budala veya çirkin olsun, kendisini aynı derecede emniyette hissetmelidir. İster açıkça, ister gizliden gizliye ana-baba çocukları arasında kıyaslama yaparlarsa, çocukları bunu kolay kolay unutmayacaklar ve affetmeyeceklerdir.
Çocuklar arasında kavga çıkarsa, annenin karışması ve mağdur olanı koruması hiç iyi değildir. En iyisi, çocukların meseleyi aralarında halletmelerine imkân vermelidir. Eğer kavganın tehlikeli boyutlara gireceğinden korkulursa, suçlu olanı bulmaktan vazgeçerek, çocukları uzlaştırmaya çaba göstermelidir.