25 Aralık 2015 Cuma

YAŞLININ 'SUYU ÇEKİLİR'

YAŞLANMA zamana bağlı olarak vücuttaki yapıların geçirdiği aşamalı biyolojik değişim sürecidir. Ölüm ihtimâlini artıran çeşitli hastalık tabloları bu sürecin dışında kabul edilir. Vaktinden evvel gelen bir hastalık, doğal süreci hızlandırabilir.

Yaşlanan vücutta su kaybı ortaya çıkar. Halk arasında yaşlı kişilere "suyun çekildi" diyenler olur. Bu durum çözünürlüğü az olan protoplazma proteinlerinin su tutabilme yeteneğinin azalmasına bağlıdır. Bu arada, çözünemeyen protoplazma proteinleri birikmeye başlar. Protein bileşimlenmesi yavaşlar ve
yeni proteinlerin üretimi ile eski proteinlerin vücuttan atılması arasında bir dengesizlik ortaya çıkar.

Metabolizmanın yavaşlaması, daha az enerji ihtiyacına yol açtığından, alınan ve tüketilen (hazmedilen) besinler arasında dengesizliğe ve dolayısıyla belirli organlarda yağ muhtevasının artmasına sebep olur. Oksijen tüketimi ve karbondioksit üretimi azalır. Bu durum vücut ısısının düşmesine neden olur. Yaşlıların daha çok üşümesi bu yüzdendir. Üşümeye bir başka sebep de yaşlı kişilerin derilerindeki incelmedir. Dermisteki kollajen liflerin üretiminin azalması, cildin gergin ve dolgun görünümünü bozduğu gibi, derinin ısı izolasyonu özelliğini de azaltır.

Metabolizmanın gittikçe yavaşlaması, çeşitli organlar ve sistemler düzeyinde atrofi ve dejenerasyonu kaçınılmaz kılar. Tabii olarak yaşlanma süreçleri, bütün organlarda aynı şiddet ve hızda ortaya çıkmaz. Yapısal ya da işlevsel değişime uğrama biçimi ve şiddetiyle bu değişimlerin ortaya çıkış dönemi açısından farklılıklar olur. Kısacası herkes aynı yaşta aynı yaşlanma noktasında buluşmaz. Yetmiş beş-seksen yaşına geldiği halde hâlâ dinçliğini muhafaza edenler olduğu gibi; aynı yaşta olup "çökmüş" görünenler vardır.