Siroz karaciğerin bir hastalığıdır. Bu hastalığa yakalanan karaciğer, önce şişer ve büyür, sonra da sertleşerek küçülür. Bu organın vazife gören bütün hücreleri tamamen tahrip olur. Bu tahrip yavaş yavaş meydana gelir. Hastada iştahsızlık, etlere karşı tiksinti, adalelerde erime başlar. Karında su toplanır ve hasta iştahsız olduğu halde kilo aldığını zanneder. Karın giderek şişer ve deride damarlar belirmeye başlar. Dil, çiğ et rengini alır, kırmızılaşır. Yüzde ve boyunda âdeta örümcek ağına benzeyen ince ve kılcal damarlar ortaya çıkar. Avuç içinde kırmızı lekeler oluşur. Halsizlik git gide artar, bağırsaklarda fazla gaz toplanır.
Hastalığın çok ileri zamanlarında "sarılık" başgösterir ve hasta ağır karaciğer yetmezliğinden komaya girer. Bazan ağızdan ve makattan kanamalar olur.
Siroz, yavaş yavaş öldüren bir hastalıktır. Meydana gelmesinde çeşitli sebepler rol oynar. Başta alkol olmak üzere, çeşitli karaciğer iltihapları, vitamin eksiklikleri, sıtma tehdidi bu sebepler arasındadır.
Hastane tedavisi gerektiren bir hastalıktır. Dikkatli bir muayene ve tetkikten sonra teşhis konulur. Karaciğerin vazife yapma kabiliyeti ölçülür ve ona göre diyet ya da ilâç verilir. Alkol, yorgunluk çok zararlıdır. Hastaların bol vitamin almaları lâzımdır. Yağlı ve hazmı zor yiyecekler yasaklanır. Karaciğer iflâh olmaz bir vaziyette, kişiyi ölüme doğru sürüklüyorsa; organ naklinden başka çare yoktur.