BANKA kelimesi; bank, tezgâh, para ve değerli madenlerin (altın, gümüş, elmas, bronz vs) tartıldığı, sayıldığı ve muhafaza edildiği yerleri ifade eder. Günümüzde buna değerli eşyalar, döviz, tahvil, bono, hisse senedi gibi kıymetli evrak da dahil edildi.
Babil ve Eski Mısır'da (Mö 2000' lerde) din adamları, yetiştirilen tahılları, tapınaklarda depolar ve kıtlık zamanlarında (bir sonraki hasada mahsuben) köylülere avans olarak verirlerdi.
Hristiyan Kilisesi, faizle borç vermeyi yasakladığından; mali işlerde öncelikle Yahudiler uzmanlaştılar. Rönesans ve Amerika'nın keşfinden sonra, dünya ticaretinin gelişmesiyle beraber bankacılık büyük bir atılım gösterdi. Kilisenin faizle borç verme yasağını gevşetmesinden sonra Hristiyan müteşebbisler de bankacılık sistemine dahil oldular.
İslâm'da da faizle borç vermek yasakdı. Bu durum Osmanlı'nın son dönemlerine kadar devam etti. İslâmda bankacılık sisteminin gelişmemesi, ticaretinin önünde büyük engel teşkil etti. Cumhuriyet yıllarında bu engeli aşmak amacıyla; normal bankaların yanısıra "faizsiz bankacılık" sistemleri de geliştirilerek Müslüman müteşebbislerin de etkin ticarete dahil olması sağlandı.