13 Ocak 2016 Çarşamba

ARAP-İSLÂM DEVLETİ VERGİLERİ

MÜSLÜMAN Arap Devletlerinin (Hz. Muhammed, Hz. Ömer, Emeviler, Abbasiler dönemi vb) esas vergilerini üç ana kaynak oluşturuyordu. Bunlar zekât, cizye ve haraçdı.

Zekât: Devlet tarafından yasal hale getirilmiş "sadaka"dır. Gelirin yüzde 10' u olarak hesaplanırdı. Bu vergi yalnızca müslümanlar tarafından ödenirdi. Sadaka, müslümanların kendi aralarında fakir olarak tespit ettikleri kişilere, az-çok demeden
içlerinden gelerek yaptıkları yardımlardı. Zekât, yasal hale gelen vergi olmasına rağmen, müslümanlar sadaka vermeye devam etmişlerdir.

Günümüzde İslâm devletleri yeni ve farklı vergi türleri tahakkuk ettirdiklerinden, zekât yasal olmaktan çıktı. Zekât, sadaka-bağış haline dönüşerek müslümanın vicdanına bırakıldı. İslâmın beş şartından biri kabul edilerek dini bir hüviyet kazandı. Oranı ise yıllık yüzde 2,5  (kırkta bir) olarak benimsenmiştir (gayrimenkul dışındaki servetten hesaplanır).

Cizye: Müslüman iktidarı altında, onun korumasından istifade etmek karşılığında, müslüman olmayanlardan alınan vergiydi

Haraç: Topraktan alınan ürün vergisiydi. Başlangıçta müslüman olmayanlardan alınırken; sonraları İslâm'a girenlerin sayısı artınca, devletin gelirlerinde azalma meydana geldi. Bu azalmanın telâfisi için haraç vergisi müslüman olsun veya olmasın herkese teşmil edildi. 8. yy' dan başlayarak bütün köylülerin "hasat vergisi" oldu. Miktarı yapılan hasada göre hesaplanıyor; iyi ürün alınan topraklardan ürünün en fazla yarısına kadar vergi olarak alınabiliyordu.