DAMAR genişlemesini izleyen damar büzülmesine bağlı olarak, başın belirli bir bölgesinde aniden ve şiddetle ortaya çıkan başağrısına "migren" denilir. Belli bir müddet sonunda ağrı tamamen ortadan kalkar.
Migreni izaha yönelik birçok teori ortaya atılmıştır. Bu krizlerin mekanizması; şakak, ardkafa ve beyin zarlarıyla ilgili damarların genişlemesine bağlıdır. Krizden sonra damarlar çevresinde şişme ve ağrı olur. Damar genişlemesi; asetilkolin, histamin, bradikinin, serotonin veya prostaglandinlerin serbestleşmesine bağlı olabilir.
Hastanın isteksizlik, baş dönmesi ve keyifsizlik hissettiği ve bazen geçici göz kamaşmalarından veya görme alanında zigzaglar çizerek hareket eden ışıklı noktalardan yakındığı birinci evrede, kafatasının yakınındaki dış şahdamarının dallarında bir spazm ortaya çıkar ve bunu damarlarda bir genişleme izler.
Atardamar dallarındaki genişleme sebebiyle, damar duvarının gerilmesi, migren ağrısına yol açar. Ağrı aniden ve şiddetle ortaya çıkar. Zonklayıcı veya künt ve devamlı olabilir. Ensede veya başın tek bir yarısındadır. Beraberinde genellikle bulantı, kusma, ışığa ve gürültüye tahammülsüzlük ortaya çıkar.
Çoğu kez kriz, birkaç saat veya bir gün sürer, ama bazen 3 - 4 gün sürerek kişiyi bitkinlik ve depresyon durumuna sürükleyebilir. Kriz sonrası derin uyku görülür. Kişi bu uykudan bitkin ve sersemlemiş olarak uyanır.
Kadınlarda daha sık görülen migren vakalarının büyük bölümünde hormonal bozukluklara rastlanmıştır. Bu bozuklukların nörovejetatif dengeyi değiştirerek migrene yol açtığı düşünülmektedir. Bu durumda tedavi öncelikle hormon bozukluğunu gidermek olmalıdır. Duygusal stres ile ağrı krizleri arasında bir ilişkinin var olduğu da belirlenmiştir.