Braquemond, 1853' den sonra Degas'ya ofort tekniğini öğretti. Daha sonra ressam, Japon estamplarını gördü ve onlardaki cesur kompozisyon tekniğinin etkisinde kaldı. Klâsik geleneklere saygılı olmak ile çağının yaşamını yorumlamak
arasında bocaladı. İngres gibi renkten çok desene, biçime önem verdi. 1870 Alman-Fransız savaşında orduya katıldı. Savaştan sonra çeşitli şair ve sanatçılarla tanıştı.
1872' de Amerika'ya gitti ve annesinin doğum yeri olan New-Orléans'da çalıştı. İzlenimcilerin açtığı 1874, 76, 77, 79 sergilerine katıldı. Bu sergilerde tabloları pek hoş karşılanmadı. Degas diğer izlenimci arkadaşları gibi, resim sanatının saplanıp kaldığı ölü geleneklere ve formüllere son verme amacındaydı, fakat tekniği izlenimci tekniği değildi. Degas, teknik ve estetik değerleri bakımından türünün üstünde çeşitli portre ve kompozisyonlar yapıyordu.
Tiyatro ve konserler ressamın ilgisini çekiyor, buralarda gördüğü balerinlerin çeşitli pozlarını tespit ediyordu. Opera fuayelerinden hiç ayrılmadı. Bundan başka at yarışlarına, sirklere giderek buralardan edindiği konuları tablolarına işlerdi. Degas'nın geçimsiz karakteri sebebiyle Renoir, Monet, Sisley gibi arkadaşları onunla beraber sergi açmak istemediler.
Yalnız yaşamayı seven, geçimsiz olan Degas, yakın arkadaşlarını alaya alır ve onları inciten sözler söylemekten çekinmezdi. Hayatının son yıllarına doğru gözleri bozuldu , bu yüzden yağlıboyayı bırakmak mecburiyetinde kaldı. Son tablolarını, daha kolay olan pastel tekniğiyle yaptı. Pastel ile yaptığı nü'ler, kompozisyon, biçim anlayışı ve yorumu cesaretli buluşlarla doludur.
Hemen hemen hiç görmeyen gözleriyle Degas, fotoğrafçılığa özendi, dansöz heykelleri yaptı ve şiir yazdı. Degas, çağının büyük sanat devrimcilerinden biridir. "Desen, biçim değildir, biçimi görme metodudur" demiştir. Edgar Degas, 1917 yılında Paris'te öldü.
Edgar Degas - Kendi portresi |
Edgar Degas - Dans sınıfı |
Edgar Degas - Süvari figürü çalışması |
Edgar Degas - Plâjda |