Bölge daha sonra Medler'in eline geçti. Bu dönemde Ermeni Krallar tahtlarını korudular, fakat daha sonra Büyük İskender'e ve Selefkîler'e boyun eğmek zorunda kaldılar. Selefkîler Roma'ya yenilince, mö 95' de tahta çıkan II. Dikran, Ermeni topraklarını
birleştirerek güçlü bir devlet kurdu. Genişleyen Ermeniler, topraklar üzerinde denetim sağlayamayınca, mö 66' da topraklarının bir kısmını Roma'ya terketmek zorunda kaldı. Hristiyanlık Roma'da yayılmaya başlayınca Ermeni Kralı III. Tiridates Hristiyanlığı resmi din ilân etti.
Sevan Gölü kıyısında 9. yy ' a ait kilise |
653 yılında Arap egemenliğine giren Ermeniler, Anadolu'nun orta ve güney kesimlerine yayıldılar. 11. yy' da Selçuklu akınlarının giderek yayılması ve Bizans'ın Malazgirt Savaşında (1071) Selçuklular'a yenilmesinden sonra Ermeni topraklarının büyük bölümü Türkler'in eline geçti. Osmanlı-Rus Savaşlarında (1828-29), (1877-78) eski Ermeni topraklarının bir kısmı Rusya'ya geçti.
Bu yıllardan itibaren Ermeniler çeşitli siyasi örgütler kurarak Osmanlı'ya karşı eylemler ve suikastler yapmaya başladılar. Böyle olunca, 1. Dünya Savaşı sırasında Anadolu'da yaşayan Ermeniler'in büyük kısmı göçe zorlandı, karşılıklı çatışmalar ve ölümler yaşandı.
Küçük Ermenistan'da ticaret - Marco Polo seyahatnamesinden |
SSCB' nin dağılmasıyla Ermeniler 1991'de bağımsızlıklarını ilân ettiler. Daha sonra dağılan eski Sovyet cumhuriyetlerinin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu'na katıldılar. Ermenistan 1988' de Karabağ'ı işgâl ederek Azerbaycan'la arasını bozdu. Türkiye, iki ülkenin arasını düzeltmek için çaba sarfetmeye devam etmektedir..
Ermeniler, Osmanlı memleketlerinde sakin, işinde-gücünde, çalışkan insanlar olarak yaşadılar. Her türlü sanayi ve ticaret işleriyle ilgilendiler, el sanatlarını geliştirdiler, gümüşçülük-kuyumculuk yaptılar. Devlet kademelerinde yöneticilik yaptılar. Osmanlı Devleti'nin inşaat işlerinin; işçilikten, ustalık ve mimarlığına kadar her kademesinde çalıştılar. Klâsik Türk Müziğinde kıymetli bestekârlar yetiştirdiler. Edebiyat ve güzel sanatlarda eserler verdiler.
Osmanlı, Ermeniler'in sadakat ve bağlılığından asla şüphe duymadı. Hattâ kendilerine "Millet-i Sadıka" (sadakatli millet) unvanı verildi. Maalesef Çarlık Rusyası 19. yy başlarından itibaren Ermenileri kışkırtmaya ve Osmanlı Devleti aleyhine ayaklandırmaya çalıştı. Birinci Dünya Savaşı'nın Osmanlı'nın aleyhine gelişme göstermesi de Ermenilerde "ayrılık" rüzgârlarının daha sert esmesine yol açtı. Osmanlı'nın tüm çabaları neticesiz kaldı ve sonunda altı yüz yıllık 'sadık millet' Osmanlı'ya "elveda" diyerek ayrıldı.