Kazalar neticesinde ortaya çıkan kırıklar, daha çok kol ve bacağın uzun kemiklerinde görülürler. Bunlar haricinde kafatası ve kaburga kemikleri kırıklarına da sık rastlanır. Ters bir hareket, liflerin ani çekilmesi veya kemiğin üzerine doğrudan doğruya gelen bir darbe, kemiğin çatlamasına ve ayrılmasına sebep olur.
Kendi kendine olan kırıklarda daima bir kemik urunu veya sıçramış bir kanserin tahribini düşünmek lâzımdır. Kol ve bacaklarda kırıklar meydana geldiği zaman, o organ hareket kabiliyetini kaybeder ve uzunluğu değişir ve kırık bölgesinde şiş, şiddetli ağrı meydana gelir. Bazan kan oturmaları olur. Kaburga kemiği kırıklarında nefes almakla göğüse bıçak saplanır gibi bir ağrı girer ve hareketle bu ağrı artar. Kırıklar açık ve kapalı olmak üzere iki grupta incelenir. Açık kırıklarda kaslar da parçalanır ve kemiğin uçları gözle görülür.
Kırık şüphe edilen bir insanda, kazanın meydana geldiği anda, kırılan organa hiç müdahale etmemek lâzımdır. Kişiyi mümkün olduğunca sarsmadan hastaneye kaldırmalıdır. Röntgen kontrolü altında kemikler yerlerine getirildikten sonra teknik şekilde alçıya alınır. Açık kemikler ameliyatla düzeltilir. Bazı kırıklarda kemikler paslanmaz çelik metaller ve vidalarla birbirine tutturulurlar. Kırık iyileşince, çelik malzeme çıkartılabilir. Kalça-femur kemiği kırığında bu uygulama sık yapılır. Oynak eklem başı tahrip görmüşse; metalden kalıcı femur başı protezi takılır.
Kaburga kemiği kırıkları için flasterle bandaj yapılır. Açık kırıklarda kanama konusu önemli bir problemdir.