Tüberküloz basili ile meydana gelen bu hastalık (verem) dünyada çok yaygındır. Sağlık şartları ve gıda bakımından fakir olan memleketlerde tüberküloza daha çok rastlanır. Tüberküloz basili en çok akciğerlere yerleşir ve onu yavaş yavaş tahrip eder. "Kavern" denilen büyük boşlukların açılmasına sebep olur. Veremli hastalar devamlı zayıflarlar, kısık kısık öksürerek balgam çıkarırlar. Bazan balgam kanlıdır. İştahları azalır, kansız kalırlar, ateşleri devamlı yüksektir ve çok terlerler.
Vücudun bütün dokularında bilhassa yağ ve adale dokularında erimelerle "kaşeksi" adı verilen deri-kemik haline gelirler. Akciğerde başlayan veremin daha birçok tehlikeleri vardır. Beyine sıçrayan mikrop menenjite, böbreklerde böbrek tüberkülozuna, kemiklerde kemik tüberkülozuna ve pott hastalığına, kadınlarda yumurtalık tüberkülozuna sebep olurlar. Göz ve deri dahil tüberkülozun bulaşıp tahrip etmediği doku hemen hemen yoktur. Mikrobun özelliği, akciğerde, kendisini kaplumbağa gibi bir tüb içinde uzun yıllar gizleyebilmesi ve uygun ortamı bulduğunda, saklandığı tübden çıkarak zararlı faaliyetine kaldığı yerden devam etmesidir.
Yaygın şekilde bulunan tüberküloz basilini hemen herkes alır. Bu alış ekseriyetle çocukluk çağında olur ve mikrobu alan çocuk çok zaman grip zannedilen şekilde hastalanır. Vücut mukavemeti iyi olan çocuklar bu durumu 10-15 gün içinde atlatırlar ve yerinde sadece kireçlenmiş bir nokta kalır. Zayıf bünyeliler ise hastalığa yakalanırlar. Bu şekilde tüberküloz iltihabı geçiren insanlar yüzde doksanlardadır ve bu kişiler vereme karşı "kısmen" muafiyet kazanırlar. Sağlık kurumlarında yapılan deri testleriyle bu bağışıklığın mevcut olup olmadığı tespit edilir. Muafiyeti olmayanlara BCG aşısı yapılır.
Asırlarca ölümcül olan veremin tedavisi mümkündür. Bilhassa erken teşhis edilmiş hastalarda şifa tamdır. Antibiyotik tedavisi yapılır. İyi beslenme, istirahat ve bol vitamin takviyesi şarttır. Vücudu güçlü tutmak esastır.