Karaciğer vücudumuzun en mühim organlarından biridir. Karnın sağ tarafında ve kaburgaların altında bulunan bu organ kanla dolu, gevrek ve kolay yırtılabilir bir organdır. Kan yapmaktan, vücuttaki zehirleri temizlemeye kadar birçok vazifesi olan bu organı büyük bir kimya laboratuarına benzetebiliriz. Hemen hemen organizmanın her işiyle ilgisi vardır. Karaciğersiz bir insanın yaşaması imkânsızdır. Karaciğer, özel bir damar sistemine sahiptir ve vücuttaki bütün kan buradan geçer.
Karaciğerin çeşitli hastalıkları vardır. İltihaplı hastalıklarına "hepatit" denir. Hepatitler A, B, C şeklinde sınıflandırılırlar. Bu organda iyi veya kötü huylu tümörlere, kistlere ve bilhassa kanserli hastalarda kanserin yayılmasına (metastaz) sık rastlanır. Uzak organlardan koparak, kan dolaşımı yoluyla karaciğere gelen kanser hücreleri buraya yerleşir ve yeni tümör odakları oluştururlar.
Karaciğerin en bilinen hastalığı "siroz" dur. Amipli dizanteriden sonra, hattâ yıllarca sonra ortaya çıkabilen karaciğer apseleri olabilir. Zamanında ve doğru teşhis edilmezse apseler tehlikeli hal alırlar.
Diğer önemli bir hastalık da karaciğer safra yollarının iltihaplanmasıdır. Yüksek ateş ve sarılıkla kendini gösterir.
Karaciğer Büyümeleri:
Bazı insanların doğuştan karaciğeri düşüktür ve büyük zannedilir. Bunun haricinde, ilerlemiş sirozlar hariç, karaciğer hemen hemen her hastalığında büyür. Ayrıca, bu organ, kan hastalıklarında, kan kanserlerinde, safra kesesi hastalıklarında, beslenme ve gelişme geriliklerinde ve bazı metabolizma hastalıklarında da büyür. Karaciğerin büyümesiyle beraber sertleşmesi ve düzgünlüğünü kaybetmesi de görülür. Büyümenin sebebi uzman hekim tarafından konulabilir.