ÜSTDERİDE ve alt derinin yüzeye en yakın tabakasında görülen çizik biçimindeki deri ülserleri. Derinin gerilme özelliğini kaybetmesine bağlı olarak derinin çatlaması neticesi oluşur.
Üstderinin kuruması ve iltihabın altderiye kadar ulaşması, deriyi en ufak bir gerilmeye karşı duyarlı yapar.
Çatlaklar, en fazla dudak kenarları, anüs çevresi, avuç içi, ayak tabanı, sünnet derisi ve meme başı gibi gerilme ve çekilmeye uğrayan yerlerde görülür.
21 Mart 2017 Salı
BERNARDİNO GATTİ, eser-biyografi
20 Mart 2017 Pazartesi
RANULA (tükürük bezi kisti)
DİL altındaki tükürük bezlerinden kaynaklanan kiste "ranula" denir. Kist, düz ve parlak mukozayla örtülü bir şişlik olarak ortaya çıktığından ranula (kurbağacık) adını almıştır.
Tükürük bezlerinin yollarında, kronik iltihap gibi sebeplere bağlı olarak gelişen tıkanıklık, burada salgı birikimine yol açarak kist oluşturur.
Ranula, yutkunma ve konuşma bozukluklarına yol açabildiği gibi, nadir olarak, yırtılma neticesinde enfeksiyon ve cerahatlanma gibi komplikasyonlara da yol açar.
Tükürük bezlerinin yollarında, kronik iltihap gibi sebeplere bağlı olarak gelişen tıkanıklık, burada salgı birikimine yol açarak kist oluşturur.
Ranula, yutkunma ve konuşma bozukluklarına yol açabildiği gibi, nadir olarak, yırtılma neticesinde enfeksiyon ve cerahatlanma gibi komplikasyonlara da yol açar.
BENVENUTO GAROFALO, eser-biyografi
İTALYAN ressam, 1481 yılında Garofalo Ferrare yakınlarında doğdu. Kısa bir müddet Roma'da kaldı. Ferrare'de d'Este düşesi Lükres Borjiya'nın emrinde çalıştı (1506). Venedik ekolünün, Dosco Dossi'nin ve ikinci bir Roma gezisi (1515) sırasında tanıştığı Raffaello'nun etkisinde kaldı.
Ferrare'ye döndükten sonra prensin sarayını süsledi. Dinî ve din dışı konularda birçok resimler yapan Benvenuto Garofalo, 1559' da Ferrare'de öldü.
Ferrare'ye döndükten sonra prensin sarayını süsledi. Dinî ve din dışı konularda birçok resimler yapan Benvenuto Garofalo, 1559' da Ferrare'de öldü.
![]() |
Benvenuto Garofalo - Meryem ve Azizler |
19 Mart 2017 Pazar
"GARİP" ŞİİR AKIMI
![]() |
Orhan Veli (solda), Melih Cevdet (en sağda), yanında Oktay Rifat |
Şiir kitabının önsözünde; şiirin duygu, şiirsellik gibi unsurlardan arınması savunulur. Ayrıca nazım kurallarının da şiiri bozduğu öne sürülerek, vezin ve kafiye ile suni olarak sağlanan ahenk yerine, kelime istifinin ustalıklı yapısından doğacak ahengin tabiîliğine önem verilir.
![]() |
Orhan Veli Kanık |
![]() |
Oktay Rifat |
Garipçiler'in işlediği başlıca temalardan biri, yaşama sevinciydi. Onların şiiri, çocuksu söyleşiler ve bilinçaltı yansımalarla besleniyordu. Gerçeküstücülük akımından da beslenen ve toplumsal sorunları ele alış tarzıyla, toplumcu-gerçekçi 1940 kuşağından ayrılan "Garip" akımı, kısa sürede geniş yankılar uyandırdı.
![]() |
Melih Cevdet Anday |
Ancak topluluğun temsilcilerinin de zamanla katı ilkelerinden yavaş yavaş uzaklaştıkları gözlendi.
18 Mart 2017 Cumartesi
RAŞİTİZM ( iskelet hastalığı)
ÇOCUKLARDA, özellikle de kemik büyümesinin en hızlı olduğu hayatın birinci yılında ortaya çıkan bir hastalıktır. Nadir olarak 4-14 yaş arası çocuklarda da görülebilir.
Kemikte trikalsiyum fosfat depolama yetersizliğine bağlı olarak mekanik yüklemelere karşı kemiğin direncinin azalmasıyla ve kemiğin kolayca deforme olmasıyla kendini belli eden iskelet hastalığıdır.
Bu hastalığın erişkin yaşta görülenine "osteomalazi" denir.
Raşitizm, D vitamininin besinlerle alımının, vücutta sentezlenmesinin veya bağırsaklarda emiliminin yetersizliğine bağlı olarak gelişir. D vitamini, bağırsaklarda kalsiyumun emilmesi bakımından vücudun "olmazsa olmaz"ıdır. Vücutta kalsiyum ve fosfor metabolizmasının dengede olması, hidroksi apatit kristallerinin oluşup kemiğe oturması için de D vitamini lâzımdır.
Kemikte trikalsiyum fosfat depolama yetersizliğine bağlı olarak mekanik yüklemelere karşı kemiğin direncinin azalmasıyla ve kemiğin kolayca deforme olmasıyla kendini belli eden iskelet hastalığıdır.
Bu hastalığın erişkin yaşta görülenine "osteomalazi" denir.
Raşitizm, D vitamininin besinlerle alımının, vücutta sentezlenmesinin veya bağırsaklarda emiliminin yetersizliğine bağlı olarak gelişir. D vitamini, bağırsaklarda kalsiyumun emilmesi bakımından vücudun "olmazsa olmaz"ıdır. Vücutta kalsiyum ve fosfor metabolizmasının dengede olması, hidroksi apatit kristallerinin oluşup kemiğe oturması için de D vitamini lâzımdır.
PABLO GARGALLO, eser-biyografi
İSPANYOL heykeltraş, 1881 yılında Maella, Zaragoza'da doğdu. Madrid ve Barcelona'dan sonra Paris'te çalıştı (1902' den sonra)." Marc Chagall"ın portresi ve tunçtan yaptığı "Peygamber", soyut sanatın ve saydam diye anılan heykel sanatının habercileri olmakla beraber, 1922' de mermerden yaptığı "Sudan çıkan kadın" adlı eseri, yeni klâsik görüşten etkilendi. Modern heykelcilikte ince metal levhayı ilk kullanan Pablo Gargallo, 1934' de Reus, Tarragona'da öldü.
![]() |
Pablo Gargallo - Dansöz (1930) |
17 Mart 2017 Cuma
REANİMASYON (tekrar canlandırma)
İLERİ derecede bozulmuş veya geçici olarak durmuş hayatî işlevleri normale getirmek için kullanılan yöntemlere "reanimasyon" denilir. Solunum, kan dolaşımı ya da böbrek yetmezliklerinde; ileri biyokimyasal bozuklukların başgösterdiği metabolizma hastalıklarında acil olarak yeniden canlandırma yöntemlerine başvurulur.
Yeniden canlandırma birimlerinin, hastanın hayatî işlevlerinin devamlı izlenmesini sağlayan elektronik sistemler, sunî soluma cihazı, kalp defibrilatörü gibi aletlerle donatılmış olması gerekir.
En etkili tekrar canlandırma yöntemlerinden biri de, kalbe ritmik baskı tatbik ederek yapılan kalp masajıdır. Kalp masajı, ameliyat sırasında doğrudan uygulanabileceği gibi; göğüs kemiğinin alt bölümü üzerinde ve sunî solunumla beraber dolaylı olarak da tatbik edilebilir.
Ameliyatı yeni bitmiş baygın hastanın sunî solunum cihazlarıyla ayıltılması işi de reanimasyondur. Hastanelerdeki "anestezi ve reanimasyon" bölümleri yukarıda ifade edilen vakalar için vardır.
Yeniden canlandırma birimlerinin, hastanın hayatî işlevlerinin devamlı izlenmesini sağlayan elektronik sistemler, sunî soluma cihazı, kalp defibrilatörü gibi aletlerle donatılmış olması gerekir.
En etkili tekrar canlandırma yöntemlerinden biri de, kalbe ritmik baskı tatbik ederek yapılan kalp masajıdır. Kalp masajı, ameliyat sırasında doğrudan uygulanabileceği gibi; göğüs kemiğinin alt bölümü üzerinde ve sunî solunumla beraber dolaylı olarak da tatbik edilebilir.
Ameliyatı yeni bitmiş baygın hastanın sunî solunum cihazlarıyla ayıltılması işi de reanimasyondur. Hastanelerdeki "anestezi ve reanimasyon" bölümleri yukarıda ifade edilen vakalar için vardır.
EMİLE GALLE, eser-biyografi
FRANSIZ, cam ve ağaç işleme sanatçısı, 1846 yılında Nancy'de doğdu. 1874' de atölyesini bu şehirde açtı. Çalışmalarında, saydam olmayan ve yarı saydam camlar kullanarak kesme, dökme ve tabakalı camdan vazolar yaptı. Dekoratif sanatı,"Sanat için hikâyeler" adlı eserinde açıkladığı şiirsel bir simgeciliğe yöneltti.
Çalışmalarının temeli, döşeme eşyasının veya herhangi bir nesnenin, heyecanlarla ilgili bir temelden hareketle tasarlanması ve icra edilmesi düşüncesine dayanıyordu. Tatbiki sanatların yenilenmesinde önemli bir rol oynayan Emile Gallé 1904' de doğduğu şehirde öldü.
Çalışmalarının temeli, döşeme eşyasının veya herhangi bir nesnenin, heyecanlarla ilgili bir temelden hareketle tasarlanması ve icra edilmesi düşüncesine dayanıyordu. Tatbiki sanatların yenilenmesinde önemli bir rol oynayan Emile Gallé 1904' de doğduğu şehirde öldü.
![]() |
Emile Gallé - Orfeus cehennemde |
16 Mart 2017 Perşembe
FRA GALGARİO, eser-biyografi
İTALYAN ressam, asıl adı Giuseppe (Vittore) Ghislandi, 1655 yılında Bergamo'da doğdu, ressam Domenico'nun oğludur. Venedik'te, S. Francesco di Paola manastırına girdiği için (1675-88), Fra Paulotto diye tanınır. Daha sonra Venedik'te bir müddet daha yaşadı (1693-1705). Bergamo'ya dönüşünde Galgario Manastırına girdi (takma adı buradan gelir) ve Milano ile Bologna'ya gidiş-gelişleri hariç tutulursa, ölene kadar burada kaldı.
Ressamlığa, mihrap arkalığı süsleri ve freskler yaparak başladı. Daha sonra S. Bombelli'yi örnek alarak portreler yaptı. S. Adler ve özellikle G.B. Moroni ile Venetto resminin etkisinde kaldı.
Renk ve kompozisyon canlılığı, plandaki yenilik ve açıklık çok sayıdaki portrelerinin başlıca özelliğidir. Eserleri, sanat yönünden pek parlak olmayan birçok ressam tarafından taklit edilmiştir. Fra Galgario, 1743 yılında doğduğu şehirde öldü.
Ressamlığa, mihrap arkalığı süsleri ve freskler yaparak başladı. Daha sonra S. Bombelli'yi örnek alarak portreler yaptı. S. Adler ve özellikle G.B. Moroni ile Venetto resminin etkisinde kaldı.
Renk ve kompozisyon canlılığı, plandaki yenilik ve açıklık çok sayıdaki portrelerinin başlıca özelliğidir. Eserleri, sanat yönünden pek parlak olmayan birçok ressam tarafından taklit edilmiştir. Fra Galgario, 1743 yılında doğduğu şehirde öldü.
![]() |
Fra Galgario - Genç oyuncunun portresi |
15 Mart 2017 Çarşamba
GALEOPİTHECUS (yarı yarasa-maki)
MAKİ ile yarasa arası böcek yiyen memeli hayvan. Uzuvlarıyla kuyruğunu birleştiren, paraşüt gibi kullandığı geniş deri kıvrımıyla yarasaya daha çok benzer. Bir ağaçtan diğerine havada süzülerek gider.
Galeopithecus'lar küçük bir kedi büyüklüğünde, külrengi hayvanlardır. Böcek ve küçük hayvanlarla beslenir.
Uçan galeopithecus, Çinhindi ve Sonda Adaları'ndan Filipinler'e kadar yaygındır.
Galeopithecus'lar küçük bir kedi büyüklüğünde, külrengi hayvanlardır. Böcek ve küçük hayvanlarla beslenir.
Uçan galeopithecus, Çinhindi ve Sonda Adaları'ndan Filipinler'e kadar yaygındır.
REENFEKSİYON (enfeksiyon tekrarı)
BİR kişinin aynı mikropla ikinci defa hastalık geçirmesine "reenfeksiyon" denilir. Genellikle vücutta, kuvvetli ve kalıcı bir bağışıklık bırakmayan etkenlerle meydana gelir.
Reenfeksiyon her zaman belirgin bir hastalığa dönüşmeyebilir, ama ikinci defa gerçekleşen bulaşma, bağışıklığı kuvvetlendirebilir.
Klinik olarak etkin olmayan, fakat mikropların hâlâ duraklama evresinde yaşadığı sönmüş hastalık odaklarının tekrar harekete geçmesine ise iç (endojen) reenfeksiyon denir. Bu durum tüberküloz (verem) hastalığında sık olarak görülür.
Reenfeksiyon her zaman belirgin bir hastalığa dönüşmeyebilir, ama ikinci defa gerçekleşen bulaşma, bağışıklığı kuvvetlendirebilir.
Klinik olarak etkin olmayan, fakat mikropların hâlâ duraklama evresinde yaşadığı sönmüş hastalık odaklarının tekrar harekete geçmesine ise iç (endojen) reenfeksiyon denir. Bu durum tüberküloz (verem) hastalığında sık olarak görülür.
14 Mart 2017 Salı
GALATA SEMTİ
İSTANBUL'DA bugünkü adı "Karaköy" olan semt. "Galata" adının nereden geldiği konusunda farklı görüşler öne sürülür. Bizanslı tarihçi Dionysios ve Strabon'a göre bu semtin eski adı Sykai, Sykodis veya Sykaena'dır.
Tarihçi Çaças'a göre, Rumların Galat diye adlandırdığı Galyalılar, başkanları Brennos ile buradan geçerken konakladıkları yere kendi adını vermişlerdir. Galos, Galat denilen Lâtin hristiyanlarının oturdukları yerler anlamında Galata, Galatia adının kullanılmış olma ihtimâli vardır.
Başka bir görüşe göre, Galata adı, Rumca "süt" mânâsına gelen Galaktos sözünden türemiştir. Bölgede eskiden sığır ahırları bulunduğu için bu adın verildiği öne sürülür. Bir diğer görüş de, bu kelimenin Cenova-İtalyan dilinde "bayır, yokuş, yamaç" mânâsına gelen Caladdo-Galadda kelimesinden türediğini söyler.
Tarihçi Çaças'a göre, Rumların Galat diye adlandırdığı Galyalılar, başkanları Brennos ile buradan geçerken konakladıkları yere kendi adını vermişlerdir. Galos, Galat denilen Lâtin hristiyanlarının oturdukları yerler anlamında Galata, Galatia adının kullanılmış olma ihtimâli vardır.
Başka bir görüşe göre, Galata adı, Rumca "süt" mânâsına gelen Galaktos sözünden türemiştir. Bölgede eskiden sığır ahırları bulunduğu için bu adın verildiği öne sürülür. Bir diğer görüş de, bu kelimenin Cenova-İtalyan dilinde "bayır, yokuş, yamaç" mânâsına gelen Caladdo-Galadda kelimesinden türediğini söyler.
13 Mart 2017 Pazartesi
THOMAS GAİNSBOROUGH, eser-biyografi
İNGİLİZ ressam, 1727 yılında Sudbury-Suffolk'da doğdu. Bir kumaş tacirinin oğluydu. Çocukluk çağında ders görmeden resim yapmaya başladı. 14 yaşındayken hayatını kazanmak için Londra'ya gitmek mecburiyetinde kaldı.
Londra'da çeşitli mesleklere girip çıktı, nihayet gravür kalıpçılığını kendine uygun buldu. Gravelot resim okuluna gitti, Francis Hayman'dan bazı nasihatler aldı. 19 yaşında evlenmesi, kendini tamamen sanatına vermesini kolaylaştırdı.
Önce İpswich'e (1746), daha sonra Bath'a yerleşti (1760). Şöhreti taşrada yaygındı fakat yüksek tabakadan müşterileri de vardı. 1774' de kesin olarak Londra'ya yerleşti, Kraliyet Akademisi üyeliğine seçildi. Manzara resminde Wilson'dan üstün, portrede Reynolds'a eşit sayılmaya başlandı.
Gainsborough, tipik bir İngiliz ressamı olup, her konuyu soylu bir biçimde yorumlar. Manzaraları, portreleri kadar başarılıdır. Portrelerinde kadınları inceltir, kibarlaştırır, saçlarını ve elbiselerini güzelleştirir, gözkapaklarını mânâlı bir biçimde kısar ve gözleri hayat dolu bir bakışla resmeder.
Reynolds'un soğuk bir renk olan mavinin bir tabloda hakim renk olamayacağı iddiasına cevaben "Mavi Çocuk" tablosunu yapmıştır. Thomas Gainsborough 1788' de (yaş 61) Londra'da öldü.
Londra'da çeşitli mesleklere girip çıktı, nihayet gravür kalıpçılığını kendine uygun buldu. Gravelot resim okuluna gitti, Francis Hayman'dan bazı nasihatler aldı. 19 yaşında evlenmesi, kendini tamamen sanatına vermesini kolaylaştırdı.
Önce İpswich'e (1746), daha sonra Bath'a yerleşti (1760). Şöhreti taşrada yaygındı fakat yüksek tabakadan müşterileri de vardı. 1774' de kesin olarak Londra'ya yerleşti, Kraliyet Akademisi üyeliğine seçildi. Manzara resminde Wilson'dan üstün, portrede Reynolds'a eşit sayılmaya başlandı.
Gainsborough, tipik bir İngiliz ressamı olup, her konuyu soylu bir biçimde yorumlar. Manzaraları, portreleri kadar başarılıdır. Portrelerinde kadınları inceltir, kibarlaştırır, saçlarını ve elbiselerini güzelleştirir, gözkapaklarını mânâlı bir biçimde kısar ve gözleri hayat dolu bir bakışla resmeder.
Reynolds'un soğuk bir renk olan mavinin bir tabloda hakim renk olamayacağı iddiasına cevaben "Mavi Çocuk" tablosunu yapmıştır. Thomas Gainsborough 1788' de (yaş 61) Londra'da öldü.
![]() |
Thomas Gainsborough - Sanatçının kızları (1760' a doğru) |
12 Mart 2017 Pazar
REFLÜ (geri akış)
KAPAKÇIK veya büzgen kası bulunan bir organ içindeki sıvının, organın bu yapılarının yetersizliği sebebiyle geriye sızmasına "reflü" denilir.
En tipik reflü örneği, mide-yemek borusu reflüsüdür. Mide içeriği yemek borusuna geçerek kişide yanma şikâyetlerine yol açar.
Onikiparmak bağırsağı reflüsünde, öğütülmüş gıdalar mideye tekrar geri döner. İdrar reflüsünde ise, idrar mesaneden dışarı akmayıp, idrar borusuna geçer.
En tipik reflü örneği, mide-yemek borusu reflüsüdür. Mide içeriği yemek borusuna geçerek kişide yanma şikâyetlerine yol açar.
Onikiparmak bağırsağı reflüsünde, öğütülmüş gıdalar mideye tekrar geri döner. İdrar reflüsünde ise, idrar mesaneden dışarı akmayıp, idrar borusuna geçer.
REGÜRJİTASYON (ağza gıda gelmesi)
MİDE ya da yemek borusundan az miktarlarda gıdanın ağza gelmesine "regürjitasyon" denilir. Bu vaka geğirme esnasında oluyorsa ve önemsiz miktarda besin ağza gelmişse, bunun patolojik bir mânâsı yoktur.
Vakaların çoğunda mide ağzı (kardiya) bölgesindeki kaslarda gerginlik azalması (hipotoni) ve mide kaslarında hareket artışı görülür.
Vakaların çoğunda mide ağzı (kardiya) bölgesindeki kaslarda gerginlik azalması (hipotoni) ve mide kaslarında hareket artışı görülür.
11 Mart 2017 Cumartesi
REKTOKOLİT (düz ve kalınbağırsak iltihabı)
DÜZBAĞIRSAK ve kalınbağırsağı beraber etkileyen akut veya kronik iltihabi süreçdir. Önce kalınbağırsağın bir ya da iki bölümünde ortaya çıkan iltihap, düzbağırsağa da yayılarak, yalancı dışkılama ihtiyacı (tenesmus), ağrı, boşaltım ritminde bozulmalar ve kanlı ishal gibi belirtilere yol açar.
Kalınbağırsağı ve düzbağırsağı aynı anda etkileyen sindirim sistemi hastalıkları arasında, amipli dizanteri, şigelloz, ülserli kolit, akut veya kronik enterekolit tipleri sayılabilir.
Kalınbağırsağı ve düzbağırsağı aynı anda etkileyen sindirim sistemi hastalıkları arasında, amipli dizanteri, şigelloz, ülserli kolit, akut veya kronik enterekolit tipleri sayılabilir.
CLARENCE GAGNON, eser-biyografi
10 Mart 2017 Cuma
GAGİNİ AİLESİ, eser-biyografi
LUGANO'lu İtalyan heykeltraş ailesi. Ailenin bir kolu 15. yy' da ve 16. yy'ın başında Sicilya'da, diğer kolu Güney İtalya, Fransa ve İspanya'da yaşadı.
ANTONELLO GAGİNİ : 1478 yılında Palermo'da doğdu, 1498' den 1508' e kadar Messina'da çalıştı. 1510 yılında Palermo katedralinin bahçesi için mermer heykel ve alçak kabartmalarla büyük bir süsleme yaptı (parçaları müzede). Ayrıca 1529' da Palermo'da bir "Meryem" ve 1521' de Castelvetranon'da "Vaftizci Yahya" heykeli yaptı. 1536' da doğduğu şehirde öldü.
DOMENİCO GAGİNİ : Yeğeni Elia ile beraber 1456' da Cenova'da Vaftizci Yahya kilisesinde, daha sonra Palermo'da çalışan Domenico, bu şehirde 1492' de öldü.
PACE GAGİNİ : Amadeo ile beraber önce Pavia manastırında, sonra Cenova'da çalıştı. Buradan Fransa'ya birçok eser gönderdi. "Gaillon şatosu için çeşme", Folleville'de, "Raoul de Lannoy'un mezarı".
ANTONELLO GAGİNİ : 1478 yılında Palermo'da doğdu, 1498' den 1508' e kadar Messina'da çalıştı. 1510 yılında Palermo katedralinin bahçesi için mermer heykel ve alçak kabartmalarla büyük bir süsleme yaptı (parçaları müzede). Ayrıca 1529' da Palermo'da bir "Meryem" ve 1521' de Castelvetranon'da "Vaftizci Yahya" heykeli yaptı. 1536' da doğduğu şehirde öldü.
DOMENİCO GAGİNİ : Yeğeni Elia ile beraber 1456' da Cenova'da Vaftizci Yahya kilisesinde, daha sonra Palermo'da çalışan Domenico, bu şehirde 1492' de öldü.
PACE GAGİNİ : Amadeo ile beraber önce Pavia manastırında, sonra Cenova'da çalıştı. Buradan Fransa'ya birçok eser gönderdi. "Gaillon şatosu için çeşme", Folleville'de, "Raoul de Lannoy'un mezarı".
![]() |
Pace Gagini - Catalina de Ribera'nın mezarı |
9 Mart 2017 Perşembe
YURİ ALEKSEYEVİÇ GAGARİN
SOVYET hava subayı ve kozmonotu, 1934 yılında Giatsk, Smolensk Bölgesinde doğdu. 12 Nisan 1961' de, Sovyet "Vostok I" uzay gemisiyle dünya çevresinde 1 saat 48 dakika uzay uçuşu yaparak tam bir dolanım gerçekleştiren ilk insandır.
1968 yılında (yaş 34), Vladimir bölgesinde bir uçuş denemesi esnasında düşerek ölmüştür.
1968 yılında (yaş 34), Vladimir bölgesinde bir uçuş denemesi esnasında düşerek ölmüştür.
8 Mart 2017 Çarşamba
KUŞLARDA GAGA İŞLEVİ
BESLENME tarzına uygunluk bakımından memeli canlılarda dişlerin sayısı ve şekli nasıl ise, kuşlarda da gaganın durumu aynıdır. Kalibri kuşu, uçuş halinde borumsu gagasıyla çiçeklerin balözünü emer. Yeşil ağaçkakan içteki böcekleri bulabilmek için ağaçların kabuğunu deler.
Kartal, baykuş gibi yırtıcı kuşların gagası, et parçalamaya elverişlidir. Çaprazgaga, çam kozalaklarının tohumlarını çıkarabilir. Kılıçgagalının uzun gagası, göllerin dip çamurunu eşelemeye elverişlidir. Çoban aldatan, huni şeklindeki gagasıyla sinekleri yutar.
Pelikanın yem torbası, onun balıkla beslenmesi içindir. Ördek ve kaşıkgaga, gagalarının kenarıyla suyu süzerek içerde bulunan canlıları yer. Kuşların dışında kaplumbağa, gagalımemeli gibi gagalı hayvanlar da vardır.
Kartal, baykuş gibi yırtıcı kuşların gagası, et parçalamaya elverişlidir. Çaprazgaga, çam kozalaklarının tohumlarını çıkarabilir. Kılıçgagalının uzun gagası, göllerin dip çamurunu eşelemeye elverişlidir. Çoban aldatan, huni şeklindeki gagasıyla sinekleri yutar.
Pelikanın yem torbası, onun balıkla beslenmesi içindir. Ördek ve kaşıkgaga, gagalarının kenarıyla suyu süzerek içerde bulunan canlıları yer. Kuşların dışında kaplumbağa, gagalımemeli gibi gagalı hayvanlar da vardır.
![]() |
Tukan |
7 Mart 2017 Salı
TADDEO GADDİ, eser-biyografi
İTALYAN ressam ve mimarı, 1300 yılına doğru Floransa'da doğdu. Gaddo'nun oğlu, Giotto'nun öğrencisi ve evlâtlığı. Hocasının atölyesinde 24 sene çalıştı ve onun üslûbunu benimsedi. Şaheseri, Floransa'nın Santa Croce'sinde, Baroncelli şapeli için yaptığı süslemedir (1332-38).
Gaddi, Piza'daki San Francesco kilisesine freskler yaptı (1342). Vasari, Floransa'daki Orsammichele'nin yapımını da ona maleder; aslında burada Giotto'nun asistanı olarak çalışmıştır. Taddeo Gaddi, 1366' da doğduğu şehirde öldü.
Gaddi, Piza'daki San Francesco kilisesine freskler yaptı (1342). Vasari, Floransa'daki Orsammichele'nin yapımını da ona maleder; aslında burada Giotto'nun asistanı olarak çalışmıştır. Taddeo Gaddi, 1366' da doğduğu şehirde öldü.
![]() |
Taddeo Gaddi - Celano şövalyesinin ölümü |
6 Mart 2017 Pazartesi
JEAN GABİN (sinema oyuncusu)
FRANSIZ sinema oyuncusu, (Jean Alexis Moncorgé) 1904 yılında Paris'te doğdu. Bir müddet Folies-Bergere ve Moulin-Rouge'da çalıştıktan sonra 1930' da sinemaya geçti. Julien Duvivier'in yönettiği filmlerde kişiliğine yakışır rollerde göründü. Renoir ve Carne ile de çalışan Gabin, kısa zamanda güç rollerin en çok aranılan oyuncusu oldu.
İkinci Dünya savaşında Amerika'ya yerleşen Jean Gabin, orada ikinci derecede filmlerde oynadı. 1943' de Hür Fransız Deniz kuvvetlerine katıldı. Fransa'ya dönüşünde, ününe yakışır rollerde göründü. Hep önemli yönetmenlerle çalıştı.
Daha sonraki filmlerinde genellikle dedektif veya gangster rolleri aldı. Polis müfettişi Maigret tipinin yanında, işinin ustası profesyonel katilleri, soyguncuları da canlandıran Jean Gabin 1976' da Neuilly-sur-Seine'de öldü.
İkinci Dünya savaşında Amerika'ya yerleşen Jean Gabin, orada ikinci derecede filmlerde oynadı. 1943' de Hür Fransız Deniz kuvvetlerine katıldı. Fransa'ya dönüşünde, ününe yakışır rollerde göründü. Hep önemli yönetmenlerle çalıştı.
Daha sonraki filmlerinde genellikle dedektif veya gangster rolleri aldı. Polis müfettişi Maigret tipinin yanında, işinin ustası profesyonel katilleri, soyguncuları da canlandıran Jean Gabin 1976' da Neuilly-sur-Seine'de öldü.
5 Mart 2017 Pazar
FUNDA ÇİÇEĞİ
AKDENİZ bölgesi, Kuzey Avrupa ve Güney Afrika'da yetişen, takribi 600 türü bulunan, çiçeklerinin taç kısmı çan, çıngırak veya huni biçiminde, pembe, mor, beyaz veya yeşilimsi renktedir. Yaprak dökmeyen, genellikle alçak boylu, çalımsı bir bitki cinsidir.
Fundaların Güney Afrika'da beş yüz kadar türü vardır. Avrupa'da on altı türüne rastlanmıştır. Bunlardan bazıları (funda, katmerli zakkum, açelya) bahçelerde ve evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Akdeniz bölgesinde yaygın olan bir türü, iğne yapraklı, beyaz çiçekli bir çalıdır. Dallarından süpürge yapıldığı için süpürge çalısı olarak da bilinir.
Fundalar, "funda toprağı" olarak adlandırılan, silisli kum ve çürümüş funda döküntülerinden oluşan asitli toprakları sever. Fundagillerin genellikle kapsül biçimindeki meyvası, kocayemiş ve yaban mersininde üzümsü yemiş şeklindedir ve yenebilir.
Fundaların Güney Afrika'da beş yüz kadar türü vardır. Avrupa'da on altı türüne rastlanmıştır. Bunlardan bazıları (funda, katmerli zakkum, açelya) bahçelerde ve evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Akdeniz bölgesinde yaygın olan bir türü, iğne yapraklı, beyaz çiçekli bir çalıdır. Dallarından süpürge yapıldığı için süpürge çalısı olarak da bilinir.
Fundalar, "funda toprağı" olarak adlandırılan, silisli kum ve çürümüş funda döküntülerinden oluşan asitli toprakları sever. Fundagillerin genellikle kapsül biçimindeki meyvası, kocayemiş ve yaban mersininde üzümsü yemiş şeklindedir ve yenebilir.
4 Mart 2017 Cumartesi
JAN FYT, eser-biyografi
FLAMAN ressam, 1611 yılında Anvers'de doğdu. Franz Snyders'in öğrencisi oldu, sonra Fransa ve İtalya'ya gittiği sanılır. Natürmort ustalarından biri oldu, hoş renkleriyle dikkat çekti. Av hayvanları, çiçek, yemiş, sebze, av sahnesini canlandıran eserler bıraktı. Jan Fyt, 1661' de doğduğu şehirde öldü.
![]() |
Jan Fyt - Mantarlar (Belçika) |
3 Mart 2017 Cuma
TÜRKİYE'NİN İLK MAÇI
2 Mart 2017 Perşembe
RETİNOBLASTOM (habis göz tümörü)
ÇOCUKLUK çağında görülen nadir ve kötü huylu göz tümörüdür. Retinanın (ağtabaka) sinir dokusundan kaynaklanır ve embriyonel özellikler gösterir.
Çoğunlukla doğuştan ve bazen iki gözü de etkileyen bu tümör, genetik olarak geçtiğinden, ailenin diğer bireylerinde de görülebilir. Tümör, gelişmesi esnasında retinanın ayrılmasına sebep olur; daha sonra göz yapılarına ve görme sinirine sıçrayarak bunlarda yıkım yapar. Son olarak da merkezi sinir sistemine metastaz yapar.
Çoğunlukla doğuştan ve bazen iki gözü de etkileyen bu tümör, genetik olarak geçtiğinden, ailenin diğer bireylerinde de görülebilir. Tümör, gelişmesi esnasında retinanın ayrılmasına sebep olur; daha sonra göz yapılarına ve görme sinirine sıçrayarak bunlarda yıkım yapar. Son olarak da merkezi sinir sistemine metastaz yapar.
1 Mart 2017 Çarşamba
FÜTÜRİZM SANAT AKIMI
FÜTÜRİZM, İtalyan yazarı Marinetti'nin çevresinde toplanan bir grup genç yazar ve sanatçının, akademizme karşı şiddetli bir tepki olarak yarattığı edebiyat ve sanat akımıdır. Fütürizmin ilk bildirisi 20 şubat 1909' da Fransa'da Figaro gazetesinde yayınlandı. Şiir, müzik, resim, heykel dallarını içeriyordu. Fütüristler: "Eskiye ait herşeye sırt çevirmeliyiz" dediler.
Sanatı baştan başa değiştireceklerini ifade eden fütüristler, Marinetti ve genç arkadaşları Buzzi, Palazzeschi, Govoni, Folgore, Papini, Soffici, Carra, Boccioni, Severini ve Pratella idiler.
Şubat 1911' de Marinetti'nin tanıttığı fütürist topluluk, Paris'te Bernhein-Jeune galerisinde sanat görüşünü ilk olarak ortaya koydu. Topluluk beş ressam ve heykeltraştan meydana gelmişti: Boccioni, Carra, Russolo, Balla ve Severini. İlkeleri; duyularla bunların uyandırdığı fikirlerin zamandaşlığını dile getirmekti.
"Koşan bir atın dört değil, yirmi bacağı vardır", "otobüs, arasından geçtiği evlerin içine dalar, evler de otobüsün üzerine üşüşür ve onunla kaynaşır" diyorlardı.
Sanatı baştan başa değiştireceklerini ifade eden fütüristler, Marinetti ve genç arkadaşları Buzzi, Palazzeschi, Govoni, Folgore, Papini, Soffici, Carra, Boccioni, Severini ve Pratella idiler.
Şubat 1911' de Marinetti'nin tanıttığı fütürist topluluk, Paris'te Bernhein-Jeune galerisinde sanat görüşünü ilk olarak ortaya koydu. Topluluk beş ressam ve heykeltraştan meydana gelmişti: Boccioni, Carra, Russolo, Balla ve Severini. İlkeleri; duyularla bunların uyandırdığı fikirlerin zamandaşlığını dile getirmekti.
"Koşan bir atın dört değil, yirmi bacağı vardır", "otobüs, arasından geçtiği evlerin içine dalar, evler de otobüsün üzerine üşüşür ve onunla kaynaşır" diyorlardı.
![]() |
Gino Severini - Dans eden deniz (1913) |
25 Şubat 2017 Cumartesi
FUJİTA, eser-biyografi
JAPON asıllı ressam (Tsuguharu ve Tsuguci), 1886 yılında Tokyo'da doğdu. 1913 yılında Paris'e yerleşti. Yaptığı natürmort, figür, çıplak insan vücudu ve portrelerdeki detay ve ince üslûpla doğu geleneğini sürdürdü.
Paris'te, üniversite sitesindeki Japon pavyonuyla Müttefik Ülkeler merkezinin süslemelerini yaptı. 1950' den beri üslûbu; parlak renkli, süslemeci ve kıvrak bir gerçekçiliğe yöneldi. Özellikle dini konuları işledi. Kendi planlarına dayanılarak gerçekleştirilen Notr-Dame-de-la Paix şapelinin dekorasyonunu yaptı.
1959 yılında Katolik olup, "Léonard" ismini alan Fujita, 1968' de Zürich'te öldü.
Paris'te, üniversite sitesindeki Japon pavyonuyla Müttefik Ülkeler merkezinin süslemelerini yaptı. 1950' den beri üslûbu; parlak renkli, süslemeci ve kıvrak bir gerçekçiliğe yöneldi. Özellikle dini konuları işledi. Kendi planlarına dayanılarak gerçekleştirilen Notr-Dame-de-la Paix şapelinin dekorasyonunu yaptı.
1959 yılında Katolik olup, "Léonard" ismini alan Fujita, 1968' de Zürich'te öldü.
![]() |
Fujita - Ressamın portresi (1928) |
24 Şubat 2017 Cuma
23 Şubat 2017 Perşembe
EUGENE FROMENTİN, eser-biyografi
FRANSIZ ressam ve yazarı, 1820 yılında La Rochelle'de doğdu. Hukuk tahsili yaptı. Edebiyat hayatına atılmaya karar verdiği sırada, Marilhat'nın doğu manzaralarını işleyen tablolarının etkisinde kalarak 1844' de resim sanatını seçti, Cabat'nın öğrencisi oldu.
1846' da ilk kez Cezayir'e bir yolculuk yaptı; 1848 ve 1852 yıllarında oraya iki defa daha gitti; 1876' da Mısır'a seyahat etti. Gördüklerini, bütün ayrıntılarıyla yansıtan tabloları ve peyzajlarıyla tanındı. Fromentin, edebiyattan tamamen vazgeçmedi. Sahra dünyasının renkli görünümlerini, renkli bir anlatımla tasvir eden kitaplar ("Sahra'da bir yaz","Sahilde bir yıl") yazdı. "Eski Zaman Ustaları" adlı eserinde, Belçika ve Hollanda müzelerinde yaptığı incelemelerdeki sağlam estetik görüşü ve derin resim bilgisiyle güçlü bir sanat tenkitçisi olduğunu ortaya koydu.
1846' da ilk kez Cezayir'e bir yolculuk yaptı; 1848 ve 1852 yıllarında oraya iki defa daha gitti; 1876' da Mısır'a seyahat etti. Gördüklerini, bütün ayrıntılarıyla yansıtan tabloları ve peyzajlarıyla tanındı. Fromentin, edebiyattan tamamen vazgeçmedi. Sahra dünyasının renkli görünümlerini, renkli bir anlatımla tasvir eden kitaplar ("Sahra'da bir yaz","Sahilde bir yıl") yazdı. "Eski Zaman Ustaları" adlı eserinde, Belçika ve Hollanda müzelerinde yaptığı incelemelerdeki sağlam estetik görüşü ve derin resim bilgisiyle güçlü bir sanat tenkitçisi olduğunu ortaya koydu.
20 Şubat 2017 Pazartesi
RETİNİT (retina iltihabı)
Retina (ağtabaka) iltihabı, birincil (direk temas yoluyla) veya genel bir enfeksiyon sırasında mikropların kan yoluyla buraya ulaşmasıyla ikincil olarak görülebilir. Çeşitli bakteri türleri, virüsler, mantarlar ve asalak kurtlar retinite sebep olabilir.
Retinadaki iltihabi süreç, çoğu kez damartabakaya (koroit) da yayılır ve retina dokusunda yıkıma yol açar. Daha sonra, yıkıma uğramış dokunun yerini nedbe dokusu alır. Nedbe dokusu, koroit ve retina arasında yapışıklıklara veya camsı cisimde (göz içindeki jel) büzüşmeye yol açarak, camsı cismin retinadan ayrılmasına sebep olur.
Retina iltihabının temel belirtisi, görmenin azalmasıdır. Yapılan göz muayenesinde teşhis konulur. Retinanın iltihabi olmayan diğer hastalık süreçlerine "retinopati" denilir.
RETİNOPATİ
Retinanın iltihapsız hastalıklarını tanımlamak için "retinopati" terimi kullanılır. Yaşlılıkta, retina dokusunun beslenme bozukluğuna bağlı görülen dejenerasyon; genetik hastalıklara ya da genel metabolizma hastalıklarına (meselâ yağ metabolizması bozuklukları) bağlı gelişen ve kalıtsal özellik gösteren retina dejenerasyonu; damarsal hastalıklara bağlı retina bozuklukları (meselâ, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, retina damarlarında tromboz) birer retinopati olarak tanımlanır.
Retinadaki iltihabi süreç, çoğu kez damartabakaya (koroit) da yayılır ve retina dokusunda yıkıma yol açar. Daha sonra, yıkıma uğramış dokunun yerini nedbe dokusu alır. Nedbe dokusu, koroit ve retina arasında yapışıklıklara veya camsı cisimde (göz içindeki jel) büzüşmeye yol açarak, camsı cismin retinadan ayrılmasına sebep olur.
Retina iltihabının temel belirtisi, görmenin azalmasıdır. Yapılan göz muayenesinde teşhis konulur. Retinanın iltihabi olmayan diğer hastalık süreçlerine "retinopati" denilir.
RETİNOPATİ
Retinanın iltihapsız hastalıklarını tanımlamak için "retinopati" terimi kullanılır. Yaşlılıkta, retina dokusunun beslenme bozukluğuna bağlı görülen dejenerasyon; genetik hastalıklara ya da genel metabolizma hastalıklarına (meselâ yağ metabolizması bozuklukları) bağlı gelişen ve kalıtsal özellik gösteren retina dejenerasyonu; damarsal hastalıklara bağlı retina bozuklukları (meselâ, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, retina damarlarında tromboz) birer retinopati olarak tanımlanır.
19 Şubat 2017 Pazar
FRİGYA SANATI
ANADOLU'NUN iç-batı kısmını kapsayan tarihi bölgede milâttan önce 12 ilâ 7. yy' lar arasında yaşamış krallık Frigyalılar'dır. Ankara'nın güney-batısını, Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar'ın tamamını, Denizli ve Uşak'ın bir bölümünü içinde bulunduruyordu.
Bölgede yaşayan halka "Frigler" denilirdi. Frigler, Hitit İmparatorluğu'nu yıkan Deniz Halkları'ndandı. Milattan önce 12. yy' da Anadolu'nun büyük kısmını istilâ ettiler. 10. yy' da, daha sonra bölgenin başşehri olan Gordion'u ve önemli dini merkez olan Midas şehrini (Yazılıkaya) kurdular.
Milâttan önce 7. yy' da Kimmerler'in Frigya krallığını yıkmasından sonra, bölge, Lidyalılar'ın, Persler'in, Büyük İskender'in, Selefkîler'in, Bergama Krallığı'nın ve Roma'nın hâkimiyetinde kaldı.
Bölgede yaşayan halka "Frigler" denilirdi. Frigler, Hitit İmparatorluğu'nu yıkan Deniz Halkları'ndandı. Milattan önce 12. yy' da Anadolu'nun büyük kısmını istilâ ettiler. 10. yy' da, daha sonra bölgenin başşehri olan Gordion'u ve önemli dini merkez olan Midas şehrini (Yazılıkaya) kurdular.
Milâttan önce 7. yy' da Kimmerler'in Frigya krallığını yıkmasından sonra, bölge, Lidyalılar'ın, Persler'in, Büyük İskender'in, Selefkîler'in, Bergama Krallığı'nın ve Roma'nın hâkimiyetinde kaldı.
18 Şubat 2017 Cumartesi
MİKROBUN DİRENCİ
MİKROPLARIN bazı ilâçlara karşı duyarlılıklarını kaybederek dirençli hale gelmeleri neticesinde, bu ilâçların (antibiyotiklerin) tedavi edici etkilerini gösterememesine "direnç gösterme" denilir.
İki türlü direnç tanımlanabilir. Birincisi, genetik kökenli değildir; mikroplar yavaş gerçekleşen çoğalma sürecinde ilâca duyarsızdır. İkincisi, genetik kökenli dirençtir. İlâca duyarlı olan mikroplar ölüp elenirken, duyarsız olanlar ise çoğalıp yaşamaya devam ederler.
Direnç, çoğu zaman yalnızca bir ilâca yönelik değil, aynı etki mekanizmasına sahip tüm ilâçlara karşı gelişir.
İki türlü direnç tanımlanabilir. Birincisi, genetik kökenli değildir; mikroplar yavaş gerçekleşen çoğalma sürecinde ilâca duyarsızdır. İkincisi, genetik kökenli dirençtir. İlâca duyarlı olan mikroplar ölüp elenirken, duyarsız olanlar ise çoğalıp yaşamaya devam ederler.
Direnç, çoğu zaman yalnızca bir ilâca yönelik değil, aynı etki mekanizmasına sahip tüm ilâçlara karşı gelişir.
17 Şubat 2017 Cuma
OTHON FRİESZ, eser-biyografi
FRANSIZ ressam, 1879 yılında Le Havre'da doğdu. Havre Güzel Sanatlar okulunda (1894-97) Charles Lhullier'in öğrencisi oldu. 1898' de burslu olarak Devlet Güzel Sanatlar Yüksek okuluna girdi. Orada Matisse, Rouault, Marquet ile tanıştı. Birlikte, Cézanne, Gaugin ve izlenimciler üzerine incelemeler yaptılar. Chatou'da biraraya gelen Vlaminck ve Derain gibi, onlar da sonradan "Fovizm" denilen sanat akımının ilkelerini ortaya koydular.
İzlenimci bir dönemden sonra Friesz'in çalışmaları 1905 den 1907' ye kadar saf bir renkçiliğe yöneldi. Sonra nesnelerin kenar çizgilerini kalınlaştırdı ve onları boşluğa süslemeci bir gözle istifledi. 1908' de yaptığı "Sonbahar" çalışmasına, kübizm öncesi bir eser olarak bakılabilir.
Portekiz'e yaptığı bir yolculuktan sonra, 1911' de üslûbu iyice belirlendi. Renklerde ölçülülük, çalışmada azami özen, Rubens veya Fragonard'ı andıran canlı bir desenle, buna ters düşen klâsik bir kompozisyon yapısı.
İzlenimci bir dönemden sonra Friesz'in çalışmaları 1905 den 1907' ye kadar saf bir renkçiliğe yöneldi. Sonra nesnelerin kenar çizgilerini kalınlaştırdı ve onları boşluğa süslemeci bir gözle istifledi. 1908' de yaptığı "Sonbahar" çalışmasına, kübizm öncesi bir eser olarak bakılabilir.
Portekiz'e yaptığı bir yolculuktan sonra, 1911' de üslûbu iyice belirlendi. Renklerde ölçülülük, çalışmada azami özen, Rubens veya Fragonard'ı andıran canlı bir desenle, buna ters düşen klâsik bir kompozisyon yapısı.
16 Şubat 2017 Perşembe
NİCOLAS FROMENT, eser-biyografi
FRANSIZ ressam, 1435 yılına doğru Uzes'de doğdu. Bir İtalya yolculuğu sırasında (1461) Mugello'daki Observantin'ler tarikatı için "Lazaros'un dirilişi" adlı tabloyu yaptığı sanılıyor (Uffizi). Avignon'da kral René'nin hizmetinde çalıştı. 1475-76 yıllarında "Yanar çalı" adlı triptiği onun için yaptı (Aix katedrali).
Kral Anjou'lu René ile kraliçe Laval'li Jeanne'ın iki levha halinde portrelerini de onun yaptığı ileri sürülen Nicolas Froment 1484' de Avignon'da öldü. İtalyan tarzı perspektifin ve Flaman üslûbunun öğelerini "gerçekçi" bir bakışla bütünleştirdi.
Kral Anjou'lu René ile kraliçe Laval'li Jeanne'ın iki levha halinde portrelerini de onun yaptığı ileri sürülen Nicolas Froment 1484' de Avignon'da öldü. İtalyan tarzı perspektifin ve Flaman üslûbunun öğelerini "gerçekçi" bir bakışla bütünleştirdi.
![]() |
Nicolas Froment - Lazarus'un dirilişi (1461) |
15 Şubat 2017 Çarşamba
FULYA ÇİÇEĞİ
NERGİS türü, sarı renkte soğançiçeği. Anavatanı Akdeniz bölgesidir, bahçelerde süs ve koku bitkisi olarak yetiştirilir. Yaprakları hasırotu yaprağına benzeyen fulyanın taç kısmı çok gelişmiş olup kokusu keskin ve belirgindir.
Fulya çiçeği yapraklarının yeşil kısımları ayrılır ve yalnız beyaz kısımları kullanılarak "fulya şurubu" yapılır.
Fulya çiçeği yapraklarının yeşil kısımları ayrılır ve yalnız beyaz kısımları kullanılarak "fulya şurubu" yapılır.
14 Şubat 2017 Salı
RİNİT (burun içi iltihabı)
BURUN boşluklarını döşeyen mukozanın iltihabına "rinit" denilir. Akut (had) veya kronik (müzmin) olabilir. Akut rinit, bakteri ve virüslere bağlı olarak gelişebileceği gibi, alerji ve yalancı alerjiler de rinite sebep olabilir. Alerjik rinite, ortamdaki sıcaklık ve nem değişiklikleri, tahriş edici gaz, toz, buharların solunması neden olabilir.
Akut rinitler arasında, soğuk algınlığına bağlı rinitin ayrı bir önemi vardır. Grip hastalığı, kızamık, kızıl, tifo, çocuk felci gibi hastalıklar esnasında da akut rinit belirtileri görülebilir.
Kronik (müzmin) rinit; akut iltihabın, yapısal yatkınlık, metabolik bozukluklar gibi genel etkenlere ya da burun eğriliği, geniz bademciklerinin büyük olması gibi lokal etkenlere bağlı olarak tekrarlaması neticesi gelişir. Ayrıca, uzun müddet tahriş edici gaz, toz ve buharların solunması, uzun müddet burna ilâç çekilmesi de müzmin rinite sebep olabilir.
Akut rinitler arasında, soğuk algınlığına bağlı rinitin ayrı bir önemi vardır. Grip hastalığı, kızamık, kızıl, tifo, çocuk felci gibi hastalıklar esnasında da akut rinit belirtileri görülebilir.
Kronik (müzmin) rinit; akut iltihabın, yapısal yatkınlık, metabolik bozukluklar gibi genel etkenlere ya da burun eğriliği, geniz bademciklerinin büyük olması gibi lokal etkenlere bağlı olarak tekrarlaması neticesi gelişir. Ayrıca, uzun müddet tahriş edici gaz, toz ve buharların solunması, uzun müddet burna ilâç çekilmesi de müzmin rinite sebep olabilir.
13 Şubat 2017 Pazartesi
RİTÜEL NEDİR?
ÖZEL durumlarda tekrarlanan ve alışkanlık özelliği kazanmış davranışlara ritüel denilir. Kişi, ritüeller vasıtasıyla, kendini belirli bir topluma ait olduğunu ortaya koyar. Günlük hayatta iletişime dair birçok ritüel vardır. Her birey ritüellerle, ait olduğu ilişki sisteminin içindeki konumuna göre iletişim sağlar.
Bir törende uyulması veya izlenmesi gereken kurallar, bir dine ilişkin uygulamalar, dini cemaatlarce düzenlenen ayinler ve bu ayinler esnasında uyulması gereken kurallar, mason localarının belirli kurallara göre düzenlediği ve mason sırlarının öğretildiği törenler vb. ritüellere örnek olarak verilebilir.
Bir törende uyulması veya izlenmesi gereken kurallar, bir dine ilişkin uygulamalar, dini cemaatlarce düzenlenen ayinler ve bu ayinler esnasında uyulması gereken kurallar, mason localarının belirli kurallara göre düzenlediği ve mason sırlarının öğretildiği törenler vb. ritüellere örnek olarak verilebilir.
12 Şubat 2017 Pazar
FRESK SANATI VE ÖRNEKLER
FRESK, taze bir duvar sıvası üzerine suyla karıştırılmış boyalarla resim yapma tekniğidir. Duvar, tavan gibi düz, temiz ve kuru olan zemin hazırlanır. Bu zemine malayla kum-kireç karışımı ince bir sıva çekilir.
Yapılacak desen ince bir kartona çizilerek desenin çizgileri üzerine iğneyle delikler açılır. Tülbent içine konulmuş renkli toz, desen kenarlarına açılmış iğne delikleri üzerine vurularak desenin zemin üzerine geçmesi sağlanır. Zemine aktarılmış desenin istenildiği renklere boyanma işlemi başlar.
İşlemin sıva tazeyken yapılması gerekiyor. Kuruma esnasında, boyarmadde parçacıkları sıvaya karışıyor ve sonuçta, dayanıklı sert bir zemin ortaya çıkıyor.
"Fresk" terimini ilk defa Cennino Cennini, 14 -15. yy' da "Sanat kitabı"nda kullandığı kabul edilir. En parlak fresk örnekleri 1300-1540 yılları arası İtalya'da yapılmıştır. Bu sanatın usta temsilcileri: Cimabue, Giotto, Masaccio, Ghirlandaio, Filippo Lippi, Pinturicchio, Signorelli, A. del Sarto, Michelangelo, A. del Castagno, S. Martini, B. Gozzoli, Raffaello gibi sanatçılardır.
Gotik dönemde, iç mimaride yapılan değişiklikler duvar yüzeylerinin azalmasına sebep olduğu için gözden düşen fresk sanatı, Barok çağda tekrar itibar gördü.
Yapılacak desen ince bir kartona çizilerek desenin çizgileri üzerine iğneyle delikler açılır. Tülbent içine konulmuş renkli toz, desen kenarlarına açılmış iğne delikleri üzerine vurularak desenin zemin üzerine geçmesi sağlanır. Zemine aktarılmış desenin istenildiği renklere boyanma işlemi başlar.
İşlemin sıva tazeyken yapılması gerekiyor. Kuruma esnasında, boyarmadde parçacıkları sıvaya karışıyor ve sonuçta, dayanıklı sert bir zemin ortaya çıkıyor.
"Fresk" terimini ilk defa Cennino Cennini, 14 -15. yy' da "Sanat kitabı"nda kullandığı kabul edilir. En parlak fresk örnekleri 1300-1540 yılları arası İtalya'da yapılmıştır. Bu sanatın usta temsilcileri: Cimabue, Giotto, Masaccio, Ghirlandaio, Filippo Lippi, Pinturicchio, Signorelli, A. del Sarto, Michelangelo, A. del Castagno, S. Martini, B. Gozzoli, Raffaello gibi sanatçılardır.
Gotik dönemde, iç mimaride yapılan değişiklikler duvar yüzeylerinin azalmasına sebep olduğu için gözden düşen fresk sanatı, Barok çağda tekrar itibar gördü.
![]() |
Hint freski - Prenses ve hizmetçisi (6-7. yy) |
11 Şubat 2017 Cumartesi
ROMATİZMA GENİŞ KAPSAMLI
ROMATİZMA terimi, gidişatı ve belirtileri bakımından ortak özellikler gösteren ve çeşitli hastalıkları kapsayan genel bir terimdir. En önemli ortak özellik; eklem veya kirişler, kiriş bursaları gibi eklem çevresi yapılardan kaynaklanan gezici nitelikteki ağrılardır.
Romatizma; akut eklem romatizması, romatoit artrit ve çeşitleri, ankilozan spondilit gibi iltihabi süreçlerle seyreden hastalıkların yanı sıra, genelde farklı artroz (eklem kireçlenmesi) biçimleriyle ortaya çıkan ve kemik-eklem dokusunun bozulmasıyla belirlenen hastalıkları da ihtiva eder.
Romatizma; akut eklem romatizması, romatoit artrit ve çeşitleri, ankilozan spondilit gibi iltihabi süreçlerle seyreden hastalıkların yanı sıra, genelde farklı artroz (eklem kireçlenmesi) biçimleriyle ortaya çıkan ve kemik-eklem dokusunun bozulmasıyla belirlenen hastalıkları da ihtiva eder.
10 Şubat 2017 Cuma
BENJAMİN FRANKLİN (fizikçi-siyasetçi)
AMERİKALI fizikçi, yazar ve siyaset adamı, 1706 yılında Boston'da doğdu. Sofu bir çevrede yetişti, bir mum imalatçısı olan babasının yanında çıraklık yaptı, sonra matbaacı olan kardeşi James'in yanına girdi. James, yayınladığı liberal gazetede, dini idare ve sofu aristokrasi egemenliğine karşı mücadele ediyordu.
Franklin, boş zamanlarında öğrenimini tamamlamaya çalıştı. Locke'un "İnsanın anlayış gücü üzerine" ve Addison'un "Seyirci" adlı kitaplarından etkilendi. 1723 de New York ve Philadelphia'ya, sonra İngiltere'ye gitti ve Palmer ile Wall gibi matbaacılar yanında teknik bilgisini geliştirdi. 1726 yılı sonunda Amerika'ya döndü. Kendi başına bir matbaa açtı ve bir gazete çıkardı. "Zavallı Richard'ın almanağı" yazısını bu sırada yayınlamaya başladı.
Franklin, boş zamanlarında öğrenimini tamamlamaya çalıştı. Locke'un "İnsanın anlayış gücü üzerine" ve Addison'un "Seyirci" adlı kitaplarından etkilendi. 1723 de New York ve Philadelphia'ya, sonra İngiltere'ye gitti ve Palmer ile Wall gibi matbaacılar yanında teknik bilgisini geliştirdi. 1726 yılı sonunda Amerika'ya döndü. Kendi başına bir matbaa açtı ve bir gazete çıkardı. "Zavallı Richard'ın almanağı" yazısını bu sırada yayınlamaya başladı.
9 Şubat 2017 Perşembe
FRANS II FRANCKEN, eser-biyografi
LİMBURG asıllı Flaman ressam ailesinin en güçlü üyesi, 1581 yılında Anvers'de doğdu. Konuları İncil'den, tarihten, günlük hayattan alınmış çekici ayrıntılarla dolu küçük resimlere yöneldi. Çok etkin olan atölyesi, eserlerini farklı ülkelere yaydı. Kardeşi ve oğlu da ressam olan olan Frans II, 1642' de doğduğu şehirde öldü.
![]() |
Frans II Francken - Lût ve kızları (Madrid) |
8 Şubat 2017 Çarşamba
JEAN HONORE FRAGONARD, eser-biyografi
AİLESİ İtalyan kökenli olan Fransız ressam ve gravürcü, 1732 yılında Grasse'da doğdu. 18 yaşındayken, iflâslarına sebep olan bir davayı takip etmek maksadıyla, ailesiyle beraber Provence'dan ayrılarak Paris'e gitti. Bir müddet noter kâtipliği yaptıktan sonra, önce Chardin, sonra Boucher'den ders aldı.
1752 yılında büyük Roma ödülünü kazandı. Yetenekli öğrencileri koruma maksadıyla açılan Kraliyet okulunda üç yıl süreyle, Carle van Loo, Lépicié ve Dandré-Bardon'un derslerinden faydalandı. 1756' da Roma'ya gitti ve Hubert Robert ile arkadaşlık kurdu. Sanatsever bir din adamı olan Jean-Claude Richard, iki arkadaşa Villa d'Este'de bir süre kalma imkânı sağladı. Daha sonra onları Napoli ve Sicilya'ya götürdü.
1752 yılında büyük Roma ödülünü kazandı. Yetenekli öğrencileri koruma maksadıyla açılan Kraliyet okulunda üç yıl süreyle, Carle van Loo, Lépicié ve Dandré-Bardon'un derslerinden faydalandı. 1756' da Roma'ya gitti ve Hubert Robert ile arkadaşlık kurdu. Sanatsever bir din adamı olan Jean-Claude Richard, iki arkadaşa Villa d'Este'de bir süre kalma imkânı sağladı. Daha sonra onları Napoli ve Sicilya'ya götürdü.
7 Şubat 2017 Salı
ROMBERG TESTİ (içkulak denge testi)
BU test, içkulağın dengeyle ilgili bölümünün, yani "vestibüler" sistemin incelenmesinde kullanılan yöntemlerden biridir. Ayakta, ayaklar bitişik vaziyette, kafa dik durumda, kollar gövdeye yapışık halde duran kişiden gözlerini kapatması istenir.
Vestibüler sistemin tek yanlı bozukluklarında, vücudun o tarafındaki gövde, kol ve bacak kaslarında gerginlik azalması (hipotoni) olacağından hasta aynı tarafa düşer.
Kulak salyangozundaki tek yanlı lezyonda ise, kas gerginliği o tarafta artacağından, hasta lezyonun bulunduğu tarafın tersine düşer.
Hastanın başı bir tarafa döndürüldüğünde, hasta öne veya arkaya düşmeye meyleder.
Vestibüler sistemin tek yanlı bozukluklarında, vücudun o tarafındaki gövde, kol ve bacak kaslarında gerginlik azalması (hipotoni) olacağından hasta aynı tarafa düşer.
Kulak salyangozundaki tek yanlı lezyonda ise, kas gerginliği o tarafta artacağından, hasta lezyonun bulunduğu tarafın tersine düşer.
Hastanın başı bir tarafa döndürüldüğünde, hasta öne veya arkaya düşmeye meyleder.
SABİT FİKİRLİLİK
KİŞİNİN patolojik niteliğini bilmeden kapıldığı düşünceye "sabit fikir" denilir. Bu patolojik nitelik, saplantı ve hezeyandan ayırt edilmelidir. Patolojik nitelikteki düşüncenin sınırında, daha çok araştırmacı, bilim adamı, sanatçı gibi kişilerde bulunan saplantılar yer alır.
Bilinç bulanıklığı durumunda, manide ve melankolide görülen sabit fikirler açıkça patolojiktir. Bu düşüncelerin ihtiva ettiği konular çok çeşitli olabilir. Genellikle manide, büyüklük ve abartma konuları hakimken, melankolide, işe yaramazlık ve yıkılma konuları görülür.
Bilinç bulanıklığı durumunda, manide ve melankolide görülen sabit fikirler açıkça patolojiktir. Bu düşüncelerin ihtiva ettiği konular çok çeşitli olabilir. Genellikle manide, büyüklük ve abartma konuları hakimken, melankolide, işe yaramazlık ve yıkılma konuları görülür.
6 Şubat 2017 Pazartesi
JEAN FOUQUET, eser-biyografi
FRANSIZ ressam ve minyatürcü, 1420 yılına doğru Tours'da doğdu. Genç yaşta meşhur oldu, İtalya'ya gitti. 1447' de Papa 4. Eugenius'un portresini yaptı. Ertesi yıl Tours'a dönüşünde Agnes Sorel'in himayesine girdi ve 7. Charles'ın portresini yaptı. 1450' de hâmisinin ölümünden sonra Fransa hazinedarı Etienne Chevalier için çalıştı. Onun için tezhip sanatının harikalarından bir "Dua Kitabı" bezedi (1457' ye doğru), ayrıca portresini yaptı.
Minyatürlerinin çoğu Chantilly'de toplanmıştır ve "Kırk Fouquet" denen diziyi oluşturur. "Soylu beylerle mutsuz hanımların halleri" adlı minyatürleri bu devreden kalmadır (Münih). 7. Charles ölünce, 11. Louis'nin tezhipçisi ve minyatürcüsü oldu ve 1460' a doğru Fransa yargıcı Guillaume Juvénal des Ursins'in portresini yaptı.
Minyatürlerinin çoğu Chantilly'de toplanmıştır ve "Kırk Fouquet" denen diziyi oluşturur. "Soylu beylerle mutsuz hanımların halleri" adlı minyatürleri bu devreden kalmadır (Münih). 7. Charles ölünce, 11. Louis'nin tezhipçisi ve minyatürcüsü oldu ve 1460' a doğru Fransa yargıcı Guillaume Juvénal des Ursins'in portresini yaptı.
5 Şubat 2017 Pazar
LEONARD FOUJİTA, eser-biyografi
JAPON asıllı ressam (Fucita Tsuguharu), 1886 yılında Tokyo'da doğdu. Japon Sarayının resmi ressamıydı. 1913' de Paris'e yerleşti. Fovistlerle ve Paris Okulundan sanatçılarla arkadaşlık kurdu. Uzakdoğu geleneğiyle Batı gerçekçiliği arasında bir sentez oluşturmaya çalıştı.
Eserlerinde, çevre duyarlılığı, incelik ve gizemli bir hava hakimdir. Japon öğrenci yurdunun ve Chaillot sarayı barının duvar süslemelerini yaptı. 1959' da Katolik olduktan sonra dini temalar işleyen Léonard Foujita, 1968' de Zürich'de öldü.
Eserlerinde, çevre duyarlılığı, incelik ve gizemli bir hava hakimdir. Japon öğrenci yurdunun ve Chaillot sarayı barının duvar süslemelerini yaptı. 1959' da Katolik olduktan sonra dini temalar işleyen Léonard Foujita, 1968' de Zürich'de öldü.
![]() |
Léonard Foujita - Montparnasse'de bir kafede (1949) |
4 Şubat 2017 Cumartesi
ANDRE FOUGERON, eser-biyografi
FRANSIZ ressam, 1913 yılında Paris'te doğdu. Maden işçisi olarak çalışırken resim kurslarına giderek kendi kendini yetiştirdi. 1937' de "Surindépendant" lar grubunun sergilerine katıldı. Başlangıçta kıvrak arabesklere dayanan birtakım kompozisyon denemeleri yaptıysa da, sonradan sosyalist gerçekçiliği benimsedi.
1946' da Devlet güzel sanatlar ödülünü kazandı. Sosyalizme bağlılığı ağır basan bir sanatçı olarak 1963' de yaptığı "13 Şubat Alayı" gibi büyük kompozisyonları, Sete sitesi için hazırladığı "İnsan ve evren" gibi duvar resimlerinin yanı sıra, "Beauce'da Otomotris" gibi (1965), köy hayatıyla ilgili resimleri de ilgi çekicidir. 1967' de Almanya'da eserlerinin retrospektif sergisi düzenlenen André Fougeron 1998' de Amboise'da öldü.
1946' da Devlet güzel sanatlar ödülünü kazandı. Sosyalizme bağlılığı ağır basan bir sanatçı olarak 1963' de yaptığı "13 Şubat Alayı" gibi büyük kompozisyonları, Sete sitesi için hazırladığı "İnsan ve evren" gibi duvar resimlerinin yanı sıra, "Beauce'da Otomotris" gibi (1965), köy hayatıyla ilgili resimleri de ilgi çekicidir. 1967' de Almanya'da eserlerinin retrospektif sergisi düzenlenen André Fougeron 1998' de Amboise'da öldü.
![]() |
André Fougeron - Rüzgâr gülü |
3 Şubat 2017 Cuma
SADİZMİN ZIDDI MAZOŞİZM
Sadizm, cinsel dürtülerin başkalarına acı çektirerek doyuma ulaştığı cinsi sapıklığa verilen isimdir. Bu terim, Fransız, Marquis de Sade'ın soyadından türetilmiş ve ilk defa Alman psikolog Richard von Krafft-Ebing tarafından kullanılmıştır.
Sadizm kavramı, psikoanaliz teorisi çerçevesinde yalnızca bir cinsi sapıklık olarak değil, aynı zamanda dürtüsel hayatın ana öğelerinden biri olarak da tanımlanır. Böylece örtülü veya simgesel olarak sadist davranışlardan da söz edilebilir.
MAZOŞİZM
Sadizmin zıddı mazoşizmdir. Ama her iki sapıklık aynı derin psikolojik süreçlere bağlanır ve çoğu kez bağlantılı olarak ele alınır.
Mazoşizm, kendine yapılan zulüm ve verilen acı sebebiyle haz ve doyum alma biçimindeki cinsi sapıklığa denilir. Bu terim, Avusturyalı yazar Leopold von Sacher-Masoch'un soyadından türetilmiştir. Çünkü bu cinsi sapıklık yazarın kendisinde de vardı.
Psikiyatrlara göre, gerçek mazoşizm vakaları oldukça nadirdir. Buna karşılık acı ya da hazzın aynı anda veya kısa süre içinde beraber yaşandığı vakalar daha sıktır. Bu tablo, daha uç noktada, karşı cinsten bir kişinin kayıtsız şartsız egemenliği altında olmaktan ve onun tarafından aşağılanmaktan zevk alan insanların davranışını da kapsar.
Sadizm kavramı, psikoanaliz teorisi çerçevesinde yalnızca bir cinsi sapıklık olarak değil, aynı zamanda dürtüsel hayatın ana öğelerinden biri olarak da tanımlanır. Böylece örtülü veya simgesel olarak sadist davranışlardan da söz edilebilir.
MAZOŞİZM
Sadizmin zıddı mazoşizmdir. Ama her iki sapıklık aynı derin psikolojik süreçlere bağlanır ve çoğu kez bağlantılı olarak ele alınır.
Mazoşizm, kendine yapılan zulüm ve verilen acı sebebiyle haz ve doyum alma biçimindeki cinsi sapıklığa denilir. Bu terim, Avusturyalı yazar Leopold von Sacher-Masoch'un soyadından türetilmiştir. Çünkü bu cinsi sapıklık yazarın kendisinde de vardı.
Psikiyatrlara göre, gerçek mazoşizm vakaları oldukça nadirdir. Buna karşılık acı ya da hazzın aynı anda veya kısa süre içinde beraber yaşandığı vakalar daha sıktır. Bu tablo, daha uç noktada, karşı cinsten bir kişinin kayıtsız şartsız egemenliği altında olmaktan ve onun tarafından aşağılanmaktan zevk alan insanların davranışını da kapsar.
2 Şubat 2017 Perşembe
DAMİAN FORMENT, eser-biyografi
İSPANYOL heykeltraşı, 1480 yılında Valencia'da doğdu. 1501 - 1538 yılları arasında, Zaragoza'da San Pablo kilisesi, Poblet manastırı (yıkıldı), Huesca, Barbastro ve Santo Domingo de la Calzada katedralleri için yaptığı mihrap arkalıklarında, gotikten uzaklaşan ve çok belirgin bir şekilde İtalyan okulunun etkisini yansıtan bir sanat eğilimi görülür. Damian Forment, 1540 yılında Santo Domingo de la Calzada'da öldü.
![]() |
Damian Forment - Mihrap arkalığı - (Zaragoza) |
1 Şubat 2017 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)