31 Aralık 2016 Cumartesi

SEBORE (ciltte aşırı yağlanma)

YAĞ bezlerinin aşırı sebum salgılamasına bağlı patolojik duruma "sebore" denir. Özellikle alın, burnun her iki yanı, saçlı deri gibi, yağ bezlerinin en yoğun olduğu bölgelerde belirgindir. Bu bölgeler pürüzlü ve kızarık görünür. Ayrıca yapışkan, sarımsı pullarla örtülüdür.

Kepek, "sebore" nin en sık karşılaşılan belirtilerinden biridir. Sebore, ergenlik çağında ya da menapoz sonrası dönemde geliştiği gibi; beslenme, iç salgı sistemi, metabolizma bozuklukları, merkezi sinir sistemi hastalıklarına bağlı olarak da gelişebilir.

Sebore, ayrıca deri enfeksiyonları, egzamalar, akne ve kızarıklık ile erken kelliğe eşlik edebilir.

SEBUM NEDİR?

Yağ bezlerinin bir kanal vasıtasıyla deri yüzeyine gönderdiği salgıya "sebum" denilir. Sebum; serbest yağ asitleri, trigliseritler, kolesterol esterleri, skualen (kolesterol sentezinde bir ara ürün) ve parafinden oluşur.

Sebum, deri yüzeyinde koruyucu bir tabaka oluşturur ve derinin geçirgenliğini azaltır.

SEFAL HEMATOM (yenidoğanda)

DOĞUMDAN sonraki ikinci-üçüncü günlerde, yenidoğan bebeğin kafasında, ilgili kemik dokular tarafından sınırlanmış ve dokunmayla çalkantı hissi veren şişliğe "sefal hematom" denilir.

Bu vaka, doğum esnasındaki travmaya (ezilme) bağlı olarak kemikle kemik zarı arasında kan toplanmasıdır. Genellikle ilk iki ay içinde kendiliğinden geri emilir.

Sefal hematom, mikrop kapıp cerahatlenirse, açılıp boşaltılması ve antibiyotik tedavisi lâzım gelir.

30 Aralık 2016 Cuma

ARİSTOTİLE FİERAVANTİ, eser-biyografi

İTALYAN mimar ve mühendis, 1415 yılında Bologna'da doğdu. Bologna'da "campanazzo"yu inşa etti (1459). Sforza'ların hizmetine girdi. Ticino'da su işleri çalışmaları yaptı, sonra Macaristan'a çağrıldı. Tuna nehri üzerine bir köprü inşa etti. 1474 yılında Moskova'da Kremlin'in yapımına katıldı. Kremlin duvarları içinde kalan Dormition katedrali onun eseridir (1476-79). Sanatında rönesans öğeleriyle Rus geleneğini ustaca kaynaştırmıştır. Aristotile Fieravanti 1486' da Moskova'da öldü.

Aristotile Fieravanti - Dormition katedrali  (Moskova)

29 Aralık 2016 Perşembe

FİKİRTEPE KAZILARI

FİKİRTEPE, İstanbul'da Kadıköy'ün 1,5 kilometre güneybatısında tarih öncesi devre ait iskân yeri. Fikirtepe bölgesinde 1952-54 yılları arasında Arif Müfid Mansel başkanlığında bir heyet tarafından araştırma kazıları yapıldı. Kazılar neticesinde, Fikirtepe yerleşiminin yalnız tek bir tarih öncesi kültür devrine ait olduğu anlaşıldı.

İskân sahası, sonraları tarım yapmak amacıyla sürüldüğü için buradaki yapı kalıntılarından pek bilgi alınamamasına rağmen bol miktarda seramikler (kâseler, boyunsuz ve dışarı doğru yatık kenarlı çanaklar, kupa şekilli kaplar) bulundu. El yapımı kabların çoğu kahve ve kırmızımsı renktedir.

28 Aralık 2016 Çarşamba

SEPTİSEMİ (enfeksiyonun vücuda yayılması)

SEPTİSEMİ (sepsis), enfeksiyonun vücudun tamamına yayılması olarak tanımlanır. Herhangi bir organa veya dokuya yerleşmiş bir iltihap odağındaki mikropların kan dolaşımına karışmasıyla ortaya çıkar. Bu odak, bir apse, bağdoku iltihabı, cerahatli bir yara ya da iltihaplanmış organ boşlukları olabilir.

Ayrıca, derideki sıyrık ve kesiklerin iltihaplanması ya da sterillik kuralları önemsenmeyen küçük-büyük ameliyatlarda dışarıdan gelen mikropların kana karışmasıyla da septisemi olabilir.

"Septisemi"de enfeksiyon etkeni olarak en sık, stafilokok ve streptokok gibi cerahat yapan mikroplar rol alır. Daha nadir olarak meningokok, pnömokok, enterokok, koliform basiller ve diğer bakteriler de etkili olabilir.

27 Aralık 2016 Salı

LEONARDO FİGUEROA Y REİNA

İSPANYOL mimar, Utiel'de (Cuenca yakınları) doğdu. 1680 yılından sonra İspanyol barok üslûbunda önemli bir yeri olan anıtlar yaptı. Bunlar; San Telmo Koleji'nin ön yüzü (1725), Cizvitler ve San Lui kiliseleridir (1709-31). İki oğlu ve bir torunu da mimar yetişen Leonardo, 18. yy ortalarında Sevilla'da öldü.

Leonardo Figueroa y Reina - San Telmo okulu girişi

26 Aralık 2016 Pazartesi

OSMANLI FINDIK ALTINI

KENARLARINDAKİ süslemeler fındığa benzetildiği için "fındık altını" ismini aldı. 2. Ahmed devrinde bir fındık altını 330 akçe kıymetinde idi. 1. Mahmud zamanında kesilen büyük kıtadaki fındık altınları kaçar adetlik ise ona göre 5 fındık, çifte fındık, 1,5 fındık adını alırdı

3. Mustafa devrinde basılan tek, bir buçuk, çifte, üç fındık altınlarının vezni ve ayarı eskisi gibiydi. Yalnız nakışları rokoko tarzındaydı. İki ve üç fındık altınlarına "aynalı" denirdi.

1. Abdülhamid zamanında fındık altınlarının çeyreği kesildi. Bir fındık altını 5 kuruş değerine eşitlendi. 3. Selim zamanında eski resim ve şekilde tek fındık ve onun aksamı kesildi. 4. Mustafa devrinde, kesilen fındıklar 1 dirhem ve rubiye 4 krat veznindeydi, ayarları da düşüktü.

2. Mahmud'dan sonra fındık altını artık basılmadı. 

25 Aralık 2016 Pazar

SELÜLİT (yağ-bağ dokusu iltihabı)

DERİNİN bağ ve yağ dokularını etkileyen iltihabi ve dejeneratif (bozucu etkili) sürece "selülit" denilir. Yüzde 95 oranında kadınlarda yaygın olarak görülen selülit, yalnızca estetik bir problem olmakla kalmayıp, bazı vakalarda bacaklarda hareket kaybına da yol açabilir.

Selülit, şişmanlıkla karıştırmamalı, ama şişmanlarda da görülebilen ve belirli bölgeleri etkileyen genel bir hastalık olarak kabul edilmelidir.

Selülitli bölgede, bağdoku kalınlaşması her noktada aynı ölçüde olmadığı için deri, "portakal kabuğu" görünümü alır.

Kan dolaşımı bozuklukları, stres ve bazı hormonların etkisi selülit gelişimine zemin hazırlar.

24 Aralık 2016 Cumartesi

FETİŞ

Üzeri çivilerle kaplı fetiş  (Kongo)  
SAHİBİNE uğur getirdiğine ve doğaüstü özellikler taşıdığına inanılan nesne veya hayvanlara "fetiş" deniliyor. Hayvan organları, madenler, taşlar, deniz kabukları, üzerine kabartmalar yapılmış ve boyanmış tahta parçaları, hayvan kılları, fetiş yapımına elverişli maddelerdir.

Fetiş denilince, heykeller, sihirli karışım ihtiva eden kaplar, tabii nesneler (taşlar, kemikler, bitkiler) kastedildiği gibi; bazen "fetişist" diye adlandırılan insan gruplarının, dini davranış ve kurallarıyla ilintili olan her şey de kastedilmektedir.

Yandaki resimde, Kongo'lu bu fetiş üzerindeki her çivi bir büyü ve büyüye bağlı bir ölüm mânasına gelir.

22 Aralık 2016 Perşembe

SEMPTOM

VÜCUTTAKİ bir hastalığa eşlik eden ve hastalığın göstergesini oluşturan belirtiye "semptom" denilir. Patolojik sürecin, hasta organın yapısında veya işlevlerinde meydana getirdiği değişikliklerin bir ifadesidir.


Semptom, sadece hastanın farkına vardığı bir duygu şeklinde olursa, "öznel semptom" dan söz edilir. Bu duruma örnek olarak; ağrılar, fenalık hissi, çarpıntı, halsizlik, iştahsızlık, ağırlık duygusu, soğuk duygusu gibi belirtiler gösterilebilir.


Grip, nezle gibi enfeksiyon hastalıklarında, semptom giderici ilâçlar sıkça alınır. Bu ilâçlar, burun akıntısını, baş-yüz ağrılarını, genel kırıklığı giderir, fakat asıl hastalığın tedavisine etkileri olmaz. Amacı hastayı rahatlatmak ve günlük hayatını kolaylaştırmaktır.

15 Aralık 2016 Perşembe

SENKOP NEDİR?

SENKOP, kalp ve solunum faaliyetinde bir duraklamayla beraber görülen ani, tam ve geçici bilinç kaybıdır. Uzun sürdüğünde, titreme veya çırpınma da görülebilir. Beynin kanlanmasında ani bir azalmadan kaynaklanır.

Senkop, şiddetli ağrı ikazları, güçlü heyecanlar, kalp hastalıkları gibi durumlar neticesinde gelişebilir. Bazen ön belirtiler de verir. Bu ön belirtiler; baş dönmesi, görmede bulanıklık, renkte sararma ve terlemedir.

14 Aralık 2016 Çarşamba

ANSELM VON FEUERBACH, eser-biyografi

ALMAN ressamı, 1829 yılında Spire'de doğdu, arkeolog Anselm von Feuerbach'ın oğlu. Paris'te Thomas Couture'ün öğrencisi oldu (1852-54). Antik konular üzerinde çalıştı. En iyi eserleri portreleridir. Viyana Akademisi'nde öğretmenlik yaptı (1873-76). Feuerbach, 1880' de Venedik'te öldü.

Anselm von Feuerbach - Kendi portresi

13 Aralık 2016 Salı

FETVALAR

FETVA, müftü ve şeyh-ül İslâm tarafından bir mesele veya davayı, İslâm hukukuna göre izah etmek (açıklamak) için verilen ve ad söylenmeden yazılan cevap, hüküm ya da karardır.


Şeyh-ül-islâm Mustafa Âşir Efendi'nin fetvası

12 Aralık 2016 Pazartesi

DOMENİCO FETTİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1589 yılına doğru Roma'da doğdu. Roma'da Cigoli'nin öğrencisiydi. Mantova Sarayı'nın ressamı oldu. Aynı şehrin katedrali için büyük freskler yaptı. 1621 yılında Venedik'e yerleşti. Dini ve günlük hayat konularını işledi. Maniyerist kalıplar içinde kalan Venedik resmine yeniden güç ve canlılık kazandırdı. Domenico Fetti 1624' de Venedik'te öldü.

Domenico Fetti - Melankoli

11 Aralık 2016 Pazar

SERVİSİT (serviks iltihabı)

DÖLYATAĞI boynunun (serviks) akut veya kronik iltihabına "servisit" denilir. Genellikle dölyolunun içine uzanan bölüme yerleşir. Siyek (idrar çıkışı) ve dölyatağı gibi komşu anatomik yapılardaki enfeksiyonların buraya yayılmasıyla gelişir.

Belsoğukluğu mikrobu olan gonokok veya streptokok, stafilokok gibi bakteriler, trikomonas gibi asalaklar, candida gibi mantarlar bu iltihaba sebep olabilirler.

Genellikle tüm vücudu etkileyen bir hastalık, ya da spiral ve benzeri doğum kontrol araçlarının uygulanması sırasında, dölyatağı boynunda oluşan sıyrıklar kolaylaştırıcı rol oynar.

Çok sık rastlanan bu hastalığın başlıca belirtileri; üreme organlarından gelen beyaz, sarı veya yeşil renkli, koyu ya da süt kesiği gibi bir akıntı ile huzursuzluktur. Akıntıda kan da olabilir. 

Bu akıntıya, idrar yapma esnasında yanma, karnın alt bölümünde ağrı gibi belirtiler de eşlik edebilir. Bu belirtiler iltihabın başka organlara da yayıldığını gösterir.

Kronik servisitte, hiçbir belirti görülmeyebilir ve ancak tesadüfi olarak teşhis konulur.

10 Aralık 2016 Cumartesi

SFEROSİTOZ (küremsi alyuvar artışı)

ALYUVARLAR (eritrositler) normalde, her iki yüzü biraz içe basık disk şeklindedir. Küremsi biçimli anormal alyuvarlara ise "sferosit" denilir. Bunlar da oksijen taşıma işlevini görürler, fakat normal alyuvarlara göre daha az dirençli olduklarından, dalakta kolaylıkla parçalanırlar.

Kanda, sferosit sayısının artmasıyla ortaya çıkan hastalık haline "sferositoz" adı verilir. "Minkowski-Chauffard" hastalığı denilen irsî, kan yıkımıyla seyreden sarılık başta olmak üzere çeşitli hemolitik (alyuvar yıkımına bağlı) hastalıklarda sferositoz görülebilir.

EGİSTO FERRONİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1835 yılında Signa'da doğdu. Önce heykeltraşdı, resme sonradan başladı. İzlenimcileri takip ederek, günlük hayat tabloları, köy ve kır hayatıyla ilgili resimler yaptı. Egisto Ferroni 1912' de Floransa'da öldü.

Egisto Ferroni - Çeşmede

9 Aralık 2016 Cuma

SİDEROZ (dokuda demir birikimi)

SİDEROZ, dokularda demir veya demir ihtiva eden pigmentlerin birikmesiyle ortaya çıkan hastalık halidir. Genellikle hemolitik (alyuvar yıkımına bağlı) kansızlık ya da bir kanama sonrasında gelişen aşırı alyuvar yıkımı neticesinde ortaya çıkar.

Bu vakalarda, alyuvar yıkımı sonucu açığa çıkan hemoglobinin içindeki demir serbestleşerek, dokularda birikmeye başlar; bu duruma "hemosideroz" denilir. Demirin birikmesi, bu maddenin gıdalarla aşırı alımına da bağlı olabilir.

Ayrıca alkolizm, demirin bağırsaklardan aşırı emilmesine bağlı olarak özellikle karaciğerde aşırı demir birikmesine neden olabilir.

Siderozun bir tipi de genetikle geçen ve doğumsal bir enzim eksikliğine bağlı olarak bağırsaklardan normalden fazla demirin emilmesiyle gelişen "hemokromatoz"dur. Bu durumlarda demir özellikle karaciğerde, deride, pankreasda, böbreküstü bezi ve gonatlar gibi iç salgı bezlerinde birikerek hücre yıkımı ve fibrozla seyreden ağır lezyonlara sebep olur.

CİRO FERRİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, heykeltraş ve gravürcü, 1634 yılında Roma'da doğdu. Pietro da Cortoa'nın öğrencisiydi. Öğretmeni tarafından başlanmış olan Pitti Sarayı'nın resimlerini bitirdi, onun üslûbundan etkilendi. Roma'daki Sant'Agnese kilisesinin kubbe dekorasyonunu yaptı. Dini ve tarihi içerikli tablolar da yapan Ciro Ferri, 1689' da doğduğu şehirde öldü.

Ciro Ferri - Sonbahar

8 Aralık 2016 Perşembe

SEZARYEN AMELİYATI

KARIN ön duvarı ve dölyatağı duvarında açılan bir kesikle, bebeğin, etene, göbek kordonu, amniyon zarı gibi ekleriyle çıkarılması için yapılan ameliyattır.

Normal doğumu engelleyen veya anne ya da bebeğin hayatını tehdit eden çeşitli patolojik durumlarda tatbik edilir. 

Normal doğum yapan kadın, ikinci çocuğuna iki yıl sonra hamile kalabilir. Sezaryen doğum yapan kadın için ise, bu müddet üç yıl olarak tavsiye edilir.

Teşhis edilmiş bir tehlike yoksa, tabii (doğal) olanı normal doğumdur.

ERCOLE FERRATA, eser-biyografi

İTALYAN heykeltraşı, 1610 yılında Como yakınında Pellio İnferioro'da doğdu. Algardi'nin öğrencisiydi. Bernini ile beraber, Aziz Petrus ve azize Agnese'nin kabartmalarını yaptı. 1677' de Roma'dan Floransa'ya "Medici Venüsü", "Güreşçiler", "Bileyici" adlı üç antik heykel götürdü. Ercole Ferrata, 1686' da Roma'da öldü.

Ercole Ferrata - Kabartmalar

GAUDENZİO FERRARİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, heykeltraş ve mimarı, 1480 yılına doğru Valduggia'da doğdu. Leonardo da Vinci'nin atölyesinde çalıştı. Daha çok Bramantio'nun etkisinde kaldı. Roma'daki Farnesina'nın dekorasyonu için Raffaello ile birlikte çalıştı (1516). Sonra Varallo'da Sacro Monte için yeni bir seri fresk ve heykel yaptı (1523). Ayrıca Saronno (Melekler konseri) ve Vercelli'de çalıştı (San Cristoforo freskleri [1532-34]). Gaudenzio Ferrari 1546' da Milano'da öldü.

Gaudenzio Ferrari - Mısır'dan kaçış

7 Aralık 2016 Çarşamba

SİFİLİS GOMU, SİFİLOM

DERİ, mukozalar, karaciğer, kemik, erbezleri vb. çeşitli organ ve dokularda ortaya çıkan, tek ya da çok sayıda olabilen ve frenginin üçüncü evresine has lezyonlara "sifilis gomu" denir.

Lezyon, nekroza uğramış doku içeren, bağdoku kapsülüyle çevrelenmiş, kauçuk kıvamında bir kütledir. Gri-beyaz renkli olan bu kütlenin büyüklüğü değişkendir. Mikroskopla görülebilecek kadar küçük olduğu gibi, bir tümör kütlesine benzeyecek kadar büyük boyutlara gelebilir.

Sifilis gomu, ileri derecede doku yıkımı olduğunu gösterir. Frengi tedavisiyle yerini fibröz bir nebde dokusuna bırakarak iyileşir.

SİFİLOM

Frengide ilk bulaşmanın olduğu bölgede, yaklaşık on gün ile üç ay arasında değişen bir kuluçka döneminden sonra ortaya çıkan deri lezyonuna "sifilom" denir. Başlangıçta hafif kabarık, koyu kırmızı renkli, birkaç santimetre çapa ulaşabilen ebatta sert bir yumrudur.

Sifilom, daha sonra üzerindeki derinin aşınmasıyla ülserleşir ve bu yara da 4 ilâ 8 hafta arasında kendiliğinden iyileşir. Vakaların çoğunda, bulaşmanın tipiyle bağlantılı olarak cinsi organlar bölgesinde ortaya çıkar. Sifilom, bulaşmanın olduğu farklı bölgelerde de olabilir.

FERRER BASSA, eser-biyografi

KATALONYA'LI ressam ve minyatürcü, 1290 yılına doğru doğdu. Barcelona, Zaragoza, Perpignan ve Lerida'da, Aragon kralları 4. Pedro ile 4. Alfonso için çalışmalar yaptı. İspanya'da İtalyan-gotik üslûbunu başlattı. Barcelona yakınlarındaki Petralbes Fransisken manastırı için 1343' de yapmaya başladığı fresklerde güçlü bir Siena etkisi gözlenir. Ferrer Bassa, 1348' e doğru Barcelona'da öldü.

Ferrer Bassa - Bir duvar resmi  (1346)

ALEJO FERNANDEZ, eser-biyografi

İSPANYOL ressam, 1475 yılına doğru Sevilla'da doğdu. Önce, Cordoba'da Hieronymus manastırının mihrap arkalığında çalıştı, 1508' den sonra Sevilla'da çalıştı. Genellikle "Meryem-İsa" eserleriyle ün kazandı. Diğer eserleri arasında, Sevilla katedralinin baş mihrabı ile Zaragoza'daki üç kanatlı tablosu (son akşam yemeği) en önemli olanlarıdır. Alejo Fernandez, 1545'de doğduğu şehirde öldü.

Alejo Fernandez - Hz. İsa'nın kırbaçlanması

MATEUS FERNANDES, eser-biyografi

PORTEKİZ'Lİ mimar, önce Santarem (1480) ve Alcobaça'da çalıştı, sonra oğlu Genç Mateus'un tamamladığı Batalha manastırını yaptı. Kendi eseri olan ve "Capelas İmperfeitas" adını taşıyan değirmi yapısının anıtsal kapısı, Manuel çağı sanatının şaheserlerinden biri olarak kabul edilir (1509). Mateus Fernandes, 1515' de Batalha'da öldü.

Mateus Fernandes - Capelas imperfeitas

6 Aralık 2016 Salı

ADOLPHE FEDER, eser-biyografi

RUS asıllı Fransız ressam, 1886 yılında Odessa'da doğdu. En önemli portreleri: "André Spire", "Mme Welter", "Anatole de Monzie". Resimlediği eserler arasında J. Tharaud'un "Çarmıhın gölgesinde" adlı eseriyle, Arthur Rimbaud'nun şiirleri yer alır. Paris modern sanatlar müzesi ve Moskova Batı sanatları müzesinde eserleri olan Feder, 1943' de Auschwitz kampında öldü.

Adolphe Feder - Madame Welter

THOMAS FEARNLEY, eser-biyografi

NORVEÇ'Lİ ressam, 1802 yılında Friedrishald'da doğdu. Daha çok manzara resimleri yaptı. Christiania müzesi (Labro şelalesi), Hamburg müzesi (Dolmen) ve Weimar müzesinde (Dağ manzarası) eserleri vardır. Thomas Fearnley 1842' de Münih'te öldü.

Thomas Fearnley - Meşeli taraça

5 Aralık 2016 Pazartesi

FAYYUM PORTRELERİ

FAYYUM, Yukarı Mısır'da, Nil vadisinin batısında bir şehirdir (Medinet el-Fayyum). Yunan sanatçılar tarafından tahta plâkalar üzerine yapılmış resimler (1. ve 4. yy'a ait) ilk olarak 1820 yılında Champollion tarafından  Mısır mezarlarında bulundu.

Resim plâkaları bazen mumyaların yanına konulmuş, bazen de geleneksel maskenin yerine vücuda bantlarla tutturulmuştur. Portreler genel olarak tutkallı boya veya tabii boyalarla balmumu karıştırılarak veya her iki tekniğin karışımıyla spatula ve fırça kullanılarak yapılmıştır.

Üslûp bakımından, Doğu'nun plastik anlayışı ile, Batı'nın gerçekçiliği arasında Bizans sanatı öncesini hazırlayan bir sentez görülür. Büyütülmüş olan gözlerde ise, dışa vurulan duyguların şiddeti dikkati çeker. Portrelerin hepsi de gençliğin özelliklerini taşır; şu halde resimler ya modelin ölümünden çok önce yapılmış, ya da bilerek gençleştirilmiştir.

Fayyum'lu kadın portresi

LUCAS FAYDHERBE, eser-biyografi

FLAMAN heykeltraş, mimar, 1617 yılında Mechelen'de doğdu. Rubens'in en gözde öğrencilerindendi. Barok heykeltraşlar arasında Rubens'in en çok etkisinde kalandır. Başlıca eserleri Mechelen kiliselerindedir. Şaheseri Antoine Cruesen anıtıdır. Ayrıca fildişi oymalar da yaptı. Lucas (Luc) Faydherbe (Fayd'herbe) 1697' de doğduğu şehirde öldü.

Lucas Faydherbe - Cruesen anıtı

4 Aralık 2016 Pazar

JEAN FAUTRİER, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1898 yılında Paris'te doğdu. Londra Royal Akademi'de yetişti. 1925' den itibaren renkçe karamsar ve hüzünlü, fakat ince işçiliği dikkat çeken tablolarıyla ilgi topladı. 1935-39 arası dağlık bir bölgeye çekildi, hemen hemen hiç eser vermez oldu.

Daha sonra sergilediği tablolarında gerçek görünümlerden sıyrılmış bir dünya görüşüyle, farklılığını kamuoyuna kabul ettirdi. Katıldığı Venedik Biennale'inde büyük bir ödül kazandı. 1964' de eserlerini kabul ettirmiş olduğu Modern Sanatlar Milli müzesinde retrospektif (geçmişle ilgili) bir sergi açtı. Jean Fautrier 1964' de Malabry'de öldü.

Jean Fautrier - Fırtına

LYONEL FEİNİNGER, eser-biyografi

ALMAN asıllı Amerikalı ressam, 1871 yılında New York'da doğdu. Nazi'liğin iktidara gelişine kadar Avrupa'da yaşadı. Ülkesinin başlıca "kübist" sanatçıları arasında yer aldı. Akılcı estetiği benimsediği Bauhaus' da dersler verdi. Kübizme yakın bir tarzda işlediği deniz ve şehir manzaralarında, kompozisyon geometrisiyle renklerin zerafeti arasında hoş bir zıtlık vardır. Lyonel Feininger, 1956' da doğduğu şehirde öldü.

Lyonel Feininger - Halle katedrali 

3 Aralık 2016 Cumartesi

FEİDİAS, eser-biyografi

YUNANLI heykeltraş, Milâttan önce 490 yılında doğdu. Atina Akropolü çalışmalarıyla ünlüdür. Perikles tarafından Akropol'deki çalışmaları yürütmekle görevlendirildi. Günümüze ulaşamayan "Atena promahos" (yaklaşık 10 metre boyunda) ve tapınağın dışındaki altın ve fildişinden yapılı "Atena partenos" heykelini yaptı.

En ünlü eserleri "Parthenon" heykelleridir. Hayatının son dönemlerinde Olimpia'da yaptığı Zeus heykeli üzerine Pausanias detaylı bilgiler verir. Feidias, milâttan önce 430 yılında öldü.

Feidias - Parthenon'un frizinden detay

LAURENT FAUCHİER, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1643 yılında Aix-en-Provence' de doğdu. Bir kuyumcunun oğlu, Mimault'un öğrencisi oldu. 1667-68 yılları Paris'te kısa bir müddet kaldıktan sonra Aix'de portre ressamlığına başladı. Nicolas Mignard'ın oldukça etkisinde kaldığı sanılıyor. Ona maledilen hiçbir resim, imzasını taşımamaktadır. Laurent Fauchier, 1672' de (yaş 29) doğduğu şehirde öldü.

Laurent Fauchier - Portre

2 Aralık 2016 Cuma

GİOVANNİ FATTORİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1825 yılında Livorno'da doğdu. Büyük ebatta askeri kompozisyonlar yapmakla beraber daha çok manzara ressamı olarak başarı kazandı. Katı gerçekçilikten ayrılarak "macchiaioli" hareketinin (doğal ışık, renk ve gölge yakalamak için açık havada yapılan resimler) öncülerinden biri olan ressam 1908' de Floransa'da öldü.

Giovanni Fattori - Arabalar  (1873)

DOMENİCO FANCELLİ, eser-biyografi

İTALYAN heykeltraş, 1469 yılında Settignano'da doğdu. Milano'da Fiesole'nin öğrencisi olduğu tahmin edilir. 1512 yılında ilk defa İspanya'ya gitti. Bir kilisede "infant Juan"ın mezarını yapmakla görevlendirildi. 1513' de yapılan bu heykel kaymak taşından yapılıdır.

Fancelli'nin diğer bazı eserleri: Sevilla'daki, Diego Hurtado de Mendoza ve Granada'da Katolik krallar anıtıdır (1515). Domenico Fancelli, 1519' da Zaragoza'da öldü.

Domenico Fancelli - İnfant Juan'ın mezarı

SİGMOİDİT (sigmoit bağırsak iltihabı)

KALINBAĞIRSAĞIN "sigmoit kolon" bölümünün iltihabına "sigmoidit" denilir. Oldukça sık rastlanan bir hastalıktır. Kronik veya akut olabilir. Genelde, sigmoit kolonda divertikül (cepleşme), tümör gibi oluşumların varlığında bakteri ya da asalakların etken olduğu bir enfeksiyondur.

Akut tipi, sol kasık bölgesine yerleşen şiddetli bir ağrıyla başlar, bu ağrıya ishal ve yüksek ateş refakat eder. Kronikleşmeye meyillidir. Nadir de olsa sigmoit kolonda delinme ve sonra da karın zarı iltihabına (peritonit) yol açabilir.

Kronik sigmoidit ise; sol kasık bölgesinde ağrı ve dışkılama zorluğuyla başlar. Klinik incelemede, sol kasık bölgesine bastırınca ağrı ortaya çıkar ve kabızlık vardır. Sigmoit kolonun hacminin arttığı, düzensizleştiği ve sınırlarının belirsizleştiği gözlenir.

Makattan sokulan elastik bir boru ucundaki kamera cihazıyla kalınbağırsağın son bölümleri olan "rektum" ve "sigmoit" kolon monitör ekranında incelenir ve hastalığa teşhis konulur. Ayrıca biyopsi numunesi de alınabilir.

1 Aralık 2016 Perşembe

FANTASTİK SANAT

HAYÂL gücünün yarattığı, korkunç, acaip, görünmez, gerçekdışı varlıkları ele alıp somutlaştıran veya gerçek öğeleri, sanatçının  hayâl gücüyle kurduğu bir düzende bir araya getiren genel sanat eğilimine "fantastik sanat" denir.

Fantastik, kesin estetik kurallardan bağımsızdır. Büyük bir biçimsel çeşitlilik gösterir. Çok sayıda ünlü ressam fantastik eser vermiştir. Başta Hiyeronimus Bosch olmak üzere, Bruegel, Grünewald, Dürer, Baldung, Grien ve Altdorfer'in bazı eserlerinde, korku salan varlıklar veya endişe verici manzaralar vardır.

Fantastik resim örneği: M. Desiderio'nun "Truva yangını"

ETİENNE FALCONET, eser-biyografi

FRANSIZ heykeltraş, 1716 yılında Paris'te doğdu. Bir marangozun oğlu. J. B. Lemovne'den ders aldı ve 1754' de Akademi'ye kabul edildi. Madame de Pompadour'un himayesi altında Sevres yapımevi heykel işleri müdürü oldu ve küçük grup modelleri yaptı (çocuklar, dansözler vb).

Roma'da Bernini'nin etkisi altında kaldı. Falconet'in şaheseri; Kraliçe 2. Katerina'nın isteği üzerine yaptığı ve Petersburg'a dikilen Büyük Petro'nun at üstündeki heykelidir. Büyük bir kaya üzerine oturtulan bronz heykelde sanatçı, klâsik sadeliği, hareketlilik ve gösteriş zevkiyle birleştirdi. Rusya'da 1766-1979 yılları arası kalan Falconet, 1791' de Paris'te öldü.

Etienne Falconet - Arslanın parçaladığı Kraton'lu Milon

ANİELLO FALCONE, eser-biyografi

İTALYAN ressam, (L'oracolo delle Battaglie), 1600 yılında Napoli'de doğdu. Ribera ve Guiseppe Cesari'nin öğrencisi oldu. Özellikle savaş sahneleri ve dini konulu resimler yaptı. Ressam 1656' da doğduğu şehirde öldü.

Aniello Falcone - Romalılar'ın savaşı

SİĞİL (kabartılı deri lezyonu)

SİĞİL, deri yüzeyinde ortaya çıkan, sınırları belirgin küçük lezyondur. Ekseriyetle el ve parmak üstlerinde çıkar. Bir tane olarak çıkıp, zamanla çoğalabilirler. Sebebi, üstderi hücrelerinin bir mikrop nedeniyle aşırı çoğalmasıdır. Ağrı, sızı, acı gibi rahatsız edici yanı yoktur. Günlük hayatta yanlışlıkla sert bir cisme takılıp kanayabilirler. Yaralanan bölgeye mutlaka tentürdiyot sürülmelidir.

En sık rastlanan biçimi yuvarlak ve kabartılı, yüzeyi kuru ve pütürlüdür. Bunun dışında yassı ve iplik şekilli siğiller de vardır. Siğil bulaşıcıdır. Ellerin görünümünü bozduğu için kişiye rahatsızlık verir. Tedavisi için kimyasal, yakmalı, cerrahi yöntemler kullanılabilir.

Siğiller bazen, hiçbir şey yapmadan da kendiliğinden geçebilirler. Geçmesi şöyle olur; kabarık siğilin en üst katmanı dökülmeye başlar, daha sonra sıra, alt katmanlara gelir, onlar da dökülülerek kabartı, deri seviyesine iner, son kalan iz de zamanla kaybolur. Halk arasında, siğillerin kaybolmasında ruhi etkenlerin ( iyi beklentilerin) de etkisinin olduğu söylenmiştir.