30 Kasım 2015 Pazartesi

ERMENİSTAN 'millet-i sadıka'

ERMENİSTAN 3 milyon nüfusa sahiptir. Halkın çoğunluğu Ermeni Apostolik Kilisesi'ne bağlı Hristiyandır. Milâttan önce 6. yy' da Doğu Anadolu'da Urartu Krallığı topraklarına yerleştiler. Ermenistan, Asurlular'ın ve Persler'in idaresine girdi. Daha sonra "Ahemeniler" adıyla Persler'in eyaleti oldular.

Bölge daha sonra Medler'in eline geçti. Bu dönemde Ermeni Krallar tahtlarını korudular, fakat daha sonra Büyük İskender'e ve Selefkîler'e boyun eğmek zorunda kaldılar. Selefkîler Roma'ya yenilince, mö 95' de tahta çıkan II. Dikran, Ermeni topraklarını

29 Kasım 2015 Pazar

EPİKUROS: 'AZLA YETİNMEYİ BİLMELİ'

EPİKUROS milâttan önce 341 yılında Atina ya da Sisam Adası'nda doğdu. Babası öğretmen, annesi falcıydı. Çocukluğu Sisam'da (Samos) geçti. Dönemin bazı felsefe hocalarından ders aldı. Öğretmenlik yaptı, çok okudu, Midilli, Lapseki ve Atina'da dersler verdi ve bir felsefe öğretisi kurdu. Atina'da satın aldığı bir bahçeye okul kurdu (mö 306); orada dostlarıyla beraber yaşadı. Atinalılar onun heykelini diktiler. Felsefe alanında önemli çalışmalar yaptı. Milâttan önce 270 yılında (71 yaşında) öldü.

Epikuros şunları söyledi:

28 Kasım 2015 Cumartesi

ENZİM TEPKİMEYE HIZ VERİR

NORMALDE bir kimyasal reaksiyonun başlaması için enerjiye ihtiyaç vardır. Bu enerji ısı, ışık veya elektrik enerjisi olabilir. Organizmanın biyokimyasal reaksiyonlarında ise enzimler rol oynar. Enzim, reaksiyonlardaki başlangıç enerjisini azaltır (etkinleştirme enerjisi düşük olur).

Enzimler, reaksiyonlarda yapısal değişikliğe uğramazlar. Az miktarda bulunurlar, fakat biyokimyasal tepkimeyi olağanüstü yüksek düzeyde hızlandırırlar.

Uzun aminoasit zincirli enzimin (yeşil)
bir alt tepkileyiciye (mor) bağlanması
Hücrelerde enzim olmasa, kendilerini hızla yeniliyemezler. Belki de hayat olmazdı. Enzimlerin hızı, PH derecesi ve sıcaklıkla etkilenebilir. Sıcaklık reaksiyon hızını artırır, fakat fazlası, enzimin yapısını bozar. 

Süte katılan peynir mayası, kuzu veya buzağı şirdeninden elde edilmiş bir enzimdir. Ekmek mayası, bira mayası enzimdirler.
Ağızdaki "amilaz", midedeki "pepsin" reaksiyon hızlandırıcı, gıda sindirme enzimleridir.

27 Kasım 2015 Cuma

ENGİZİSYON VAHŞETİ

ENGİZİSYON "kovuşturma" demektir. Sapkın mezheplerle mücadele etmek ve sapkınları bulup cezalandırmak için tatbik edildi. İmparator Teodosius, Hristiyanlığı devlet dini olarak benimsedikten (380' de) sonra "sapkınlık" hem Tanrı'ya hem de İmparatora karşı işlenmiş suç sayıldı. Eskiden olduğundan çok daha şiddetli cezalar verilmeye başlandı. (Eskiden rahipler manevi cezalar verirlerdi). "İyi Hristiyan" olmayan

26 Kasım 2015 Perşembe

İSLÂMIN YAYILMASINDA EMEVİLER

Emevi Sanatı  (Kubbetüssahra - Kudüs)
İSLÂM dünyasına doksan yıl (661-750) egemen olan Emeviler, İslâm İmparatorluğu'nun sınırlarını Orta Asya, Afganistan, Hindistan ve İspanya'ya kadar genişlettiler. Yunan, Bizans, İran etkileriyle mimaride zengin bir sanat geleneği oluşturdular. Arap-islâm kültürünün yayılması Emeviler döneminde hız kazandı. Halifeliği Abbasiler'e kaptıran hanedanın I. Abdurrahman ile başlayan bir kolu, İberik yarımadasının Endülüs denilen güneyinde yaklaşık üç yüz yıl kadar hüküm sürdü.

Emeviler, Mekke'de Kureyş kabilesine bağlı ve ticaretle uğraşan varlıklı bir aileydi. Hz. Muhammed'i Medine'ye göç etmeye (hicrete) zorlayan, kabilenin önderi zengin tüccar Ebu Süfyan'dı.

25 Kasım 2015 Çarşamba

BİLİMCİ-SİYASETÇİ EİNSTEİN

ALBERT Einstein teorik fizikte yaptığı çalışmalarla 20. yy fiziğine ışık tutmuştur. 1879 yılında Güney Almanya'nın Ulm şehrinde doğdu. Ailesi Yahudi kökenlidir. Pek dindar biri değildi. Babası elektrikçiydi. Aile geçim zorluğu çekiyordu. Bu yüzden babası İtalya'ya gitti. Albert, Münih'te okuduğu liseyi 15 yaşında bıraktı ve ailesinin yanına gitti.

İsviçre Zürih Politeknik Enstitüsü'nün giriş imtihanını kazanamadı. Daha sonra iyi hazırlanarak bu okula girdi. Sonraları İsviçre vatandaşlığına geçti ve babasının karşı çıkmasına rağmen, bir kızı olan Sırp asıllı dul bayanla evlendi. (Bu eşinden iki oğlu oldu). Okulu bitirince diplomasıyla iş aradı, fakat bulamadı. Çeşitli

24 Kasım 2015 Salı

SANTRALDEN EVE ELEKTRİK

Yüksek gerilim havai iletim hatları
ELEKTRİK alternatif akım (dalgalı akım) halinde üretilir ve dağıtılır. Elektriği uzak mesafelere iletirken, iletken telleri fazla kalınlaştırmamak ve hattaki ısı kaybını önlemek için çok yüksek gerilimler kullanılır. Amaç; aynı gücü taşımak için daha az akım kullanmaktır. Fazla akım hattın ısınmasına sebep olur. Isınma da iletim enerjisinin ciddi bir kısmının ısı şeklinde havaya karışarak ziyan olması demektir. Hatlar ısınmasın diye iletim tellerini daha kalın yapmak, hatları ağırlaştırdığı gibi ekonomik de olmaz.

P = U x I    şeklinde ifade edilen elektrik güç formülünde;

23 Kasım 2015 Pazartesi

OSMANLI'YI PAYLAŞAN SAVAŞ

ALMANYA, Avusturya-Macaristan ve İtalya bir blok oluşturup; Fransa, Rusya, İngiltere bloğuna karşı, 1914 yılı temmuzunda başlattıkları böyle bir genel savaşa, niçin girdiklerini kendileri dahi açıklayamazlar. Sebepler olarak; büyük güçlerin çıkar çatışması, Avrupa haritasının yeniden şekillenmesinde alınacak rol ve bazı eski sorunlardan kaynaklanan çekişmeler öne sürülebilir. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarının ciddi ölçüde küçülmesine sebep olmuştur.

Avusturya Veliaht Prensi'ne suikast anı
Avusturya Veliaht Prensi Franz-Ferdinand'ın 28 haziran 1914' de Saraybosna'da öldürülmesi üzerine, Avusturya, Sırp Gizli Servisi'ni suçladı ve olaydan bir ay sonra Sırbistan'a savaş ilân etti. Avusturya, Ruslar'ın Sırbistan'a destek vereceğinden emindi, bu yüzden Almanya'ya güveniyordu.

İtalya, önce tarafsız kaldığını ilân etti. Daha sonra saf değiştirerek karşı

22 Kasım 2015 Pazar

DOSTOYEVSKİ: "BATI BİZİ ANLAMAZ"

DOSTOYEVSKİ (Fiodor Mihayloviç) Rus roman yazarıdır. 1821 yılında Moskova'da doğdu. 7 yaşında bir cenaze alayı seyrederken ilk sar'a nöbetini geçirdi. 16 yaşına gelince annesini verem hastalığından kaybetti. Babası, onu Petersburg'da askeri mühendislik okuluna yazdırdı.

Babası doktordu, sert mizaçlı, sarhoş ve geçimsiz bir adamdı. Annesi yumuşak başlı olmasına rağmen babasından sert muamele görürdü. Bu yüzden Fiodor babasından nefret ederdi. Okuldayken babasının ölüm haberini aldı. Efendilerinin sert davranışlarıyla çileden çıkan köylüler babasını Darovoye'deki

21 Kasım 2015 Cumartesi

YİRMİLİK DİŞ ÇIKMAYABİLİR

Diş kesiti
DİŞ minesinin bileşiminde kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat, çok az olarak da mağnezyum fosfat ve sodyum flörür bulunur.

Alt-üst çene diş yerleşimi
Bebekte ilk olarak alt-orta kesiciler 6.- 8. aylarda, üst orta kesiciler 7.- 9. aylarda çıkmaya başlar. Bebeğin 1 yaşında 8 dişi olur. 1,5 yaşında 12 dişi, 2 yaşında 16 dişi, 2,5 yaşına gelince 20 dişi vardır. Çocuk 6 yaşına geldiğinde ilk düşme başlar. İlk düşenler alt orta kesiciler olur. Böylece süt dişleri çıkış sırasını takibederek düşerler.

Düşenlerin yerine kalıcı olan dişler gelmeye başlar. 18 yaşına kadar 28 diş çıkar. 18 - 25 yaş arası yirmi yaş dişlerinin (akıl dişleri) gelmesiyle 32 diş tamamlanmış olur.

Yirmi yaş dişleri, insanların yüzde 30' unda ya hiç çıkmaz ya da eksik çıkar.

Şekerli gıdalar dişlerin çürümesinde etkendirler. Çürümeye başlayan yerde oyuk oluşur. Bazen de ağrı yapar. Çürüme anlaşıldığında hemen doldurulmalıdır. Dişte önceden var olan bir dolgu düşerse; hiç vakit kaybetmeden dişçiye gitmek gerekir. Aksi halde diş dibi iltihabı sürece dahil olur.

20 Kasım 2015 Cuma

İNSAN HAMMADDESİ YILDIZDAN

İleride patlamak üzere büzülen süpernova
MADDE ve antimadde büyük patlamanın (13,7 milyar yıl önce) ilk saniyelerinde vardı, fakat birbirlerini yok ettiler. Madde sayıca antimaddeden daha fazla olunca, bu dengesizlik gezegenleri ve galaksileri oluşturdu. Eşit miktarda olsalardı uzay ortamı saf enerjiden ibaret olacaktı.

Patlamanın başlangıcı çok sıcak olduğu için elektronlar bağ kuramıyorlardı. İlk patlamadan 380 bin sene sonra soğumayla beraber elektronlar protonlarla bağ kurmaya başladı. Elektron bulutu dağılınca, ışık görünmeye başladı. Önce

19 Kasım 2015 Perşembe

ÖLÜMCÜL AŞK (Leylâ ve Mecnun)

Leylâ bulutlarla konuşuyor
LEYLÂ ve Mecnun bir Arap efsanesidir. Olay, Necid çöllerinde yaşayan Beni Amr Kabilesi'nde geçer. Mecnun olarak kabul edilen kişi "Kays" dır. Leylâ amcasının kızıdır. Çocuk yaşta birbirlerini severler. Kays sevdiğine şiirler söylemeye başlar. Şiirleri dilden dile yayılınca; ailesi kızı çadıra kapatarak Kays'a göstermek istemez. Kays görmekte ısrar edince Halife'ye şikâyet edilerek görmesi yasaklanır.

Mecnun, Leylâ'nın mezarında
Şiraz - 1410  elyazması sayfası
Kays, Leylâyı göremeyince mecnun (deli) olup çöllere düşer, vahşi hayvanlarla yaşar. Bu arada Leylâ başka biriyle evlendirilince Kays tam çılgına döner, ama bu evlilikten hoşnut olmayan Leylâ, ayrılığa dayanamaz, hastalanarak ölür. Leylâ'nın ölüm haberini alan Kays onun mezarı başına gider ve kederinden orada can verir (689 veya 699).

Bazılarına göre Mecnun, Emeviler döneminde yaşamış bir şairdir. Bazılarına göre bir masal kahramanı veya El Mecnun mahlasıyla tanınan, ama asıl kimliği bilinmeyen biridir. Bazı nesep bilginlerine göre; Leylâ ve Mecnun hikâyesinin, amcasının kızını sevdiği halde, aşkını açıklayamayan genç bir Emevi şehzadesi tarafından ortaya atıldığını, şiirlerin de bu şehzade tarafından yazıldığını ileri sürerler. Leylâ'nın asıl adı "Leylâ binti Mehdi bin Sad el Âmirî"; Mecnun'un asıl adı "Kays bin el Mulavvah el Âmirî" dir.

18 Kasım 2015 Çarşamba

KUTADGU BİLİG (mutluluk veren bilgi)

BALASAGUN'LU Yusuf Has Hacib tarafından yazıldı. (Antik Balasagun şehri bugünkü Kırgızistan sınırları içindedir. İlk Türk İslâm Devleti'nin başşehriydi) Arap, Fars dili ve edebiyatı, tarih, felsefe, tıp dallarında öğrenim gören Yusuf Has Hacib 1069-1070 yıllarında yazdığı "Kutadgu Bilig (mutluluk veren bilgi)" adlı eserini Karahanlı Devleti  hükümdarına (Tavgaç Ulug Buğra Kara Han) sundu. Bu eserinden dolayı "Has Haciblik" görevine atandı.

Kutadgu Bilig ilk İslâmi Türk mesnevisidir. Esasen bir devlet ütopyasıdır. Devlet idaresi için ideal beklentiler sunar. Eski Yunan, Hint, Çin, İran düşüncesinden izler taşır. Eski Türk devlet töreleri ile İslâmi öğeleri ustaca kaynaştırarak bir sentez oluşturmuştur.

Bu eserde; devlet başkanı olan "Bey" milliyetçi ve demokrattır. Doğru kanun koyar ve tatbik eder, ülkesini adalet ve merhametle yönetir. Bilgiyi ve aklı yüceltir. Akıllı danışmanlarıyla halkına doğru yolu ve erdemleri öğretir. Bu dünyada bilgiye verdiği değer ve önem, hükümdarın "öbür dünyadaki" yerini de belirleyecektir.

Kutadgu Bilig'in bilinen üç nüshası vardır. Bunlar: Herat, Fergana ve Mısır nüshalarıdır.

17 Kasım 2015 Salı

AMİDİ'DEN DİYARBAKIR'A

Diyarbakır Ulucamii
ASUR çivi yazılarında Diyarbakır'ın adı milâttan önce 1300 yıllarından beri  "Amidi" olarak geçer. Bu ad daha sonra Yunan ve Lâtin kaynaklarında "Amido" olmuş, 639' da Hz. Ömer'in halifeliği devrinde İslâm fethinden sonra "Âmid" şeklini almıştır. Türkler, surlarının ve yapılarının koyu renkli volkanik taşlardan yapılmış olmasından dolayı buraya Kara-Âmid de derlerdi. Dicle ırmağı kıyısına yerleşmiş bulunan "Bekir Bin Vail" kabilesinin oturduğu topraklara "Diyar-ı Bekr" denildi.

16 Kasım 2015 Pazartesi

HZ. MUHAMMED'İN SÖZLERİ

  • İslâm, güzel ahlâktır.
  • İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
  • Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.
  • Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
  • 'min, bir yılanın deliğinden iki defa sokulmaz.
  • Nerede olursan ol, Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara, güzel ahlâkın gereğine göre davran.
  • Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur
  • Başkalarına zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

15 Kasım 2015 Pazar

DİL AİLESİ

Çivi yazılı Urartu metni
HİNT - AVRUPA DİLLERİ:

İtalyanca, İspanyolca, Katalanca, Portekizce, Fransızca, Romence, Rusça, Ukraynaca, Lehçe, Çekçe, Slovakça, Bulgarca, Sırpça, Hırvatça, İngilizce, Almanca, Hollandaca, Danca, İsveççe, Norveççe, Galce, Litvanca, Letonca, Farsça, Peştuca, Belluca, Tacikçe, Kürtçe, Hintçe, Urduca, Bengalce, Pencapca, Arnavutça, Ermenice, Yunanca,

ALTAY DİLLERİ:

Türkçe, Azerice, Özbekçe, Türkmence, Kazakça, Kırgızca, Uygurca, Moğolca, Tunguzca

14 Kasım 2015 Cumartesi

DİDEROT: "ÖZGÜRLÜK DOĞANIN LÛTFU"

DENİS Diderot (1713 - 1784) Fransız yazardır. Varlıklı bir bıçakçının oğluydu. Paris'te Cizvitler'in yönettiği bir kolejde iyi bir öğrenim gördü. Bir meslek edinmek yerine; felsefeden matematik ve anatomiye kadar farklı konularla severek ilgilendi. Tercümeler yapıp, eleştirel yazılar yazarak geçimini temin etti. Çamaşırcı bir kızla evlendi ve bir kızı oldu. Sanatçı olarak lisans aldı ve edebiyatı seçti.

Cesur çıkışlarıyla hükümeti tedirgin eden görüşlerini ilk olarak "Pensées Philosophiques (Filozofça düşünceler)" (1746) adlı kitabında yazdı. Daha sonra yazdığı çeşitli konulu kitaplarla ünü arttı. Çevresi Diderot'u, seçkin bir konuşmacı, ateşli ve taşkın duygular esinleyen bir düşünce öncüsü olarak tarif etti. Etrafındakileri kolayca etkiler, onları nüfuzu altına alırdı. J.J. Rousseau bile bir ara onun etkisi altında kaldı.

13 Kasım 2015 Cuma

DEVLET GÜVEN, REFAH SAĞLAR

İMPARATORLUK dili, dini, kültürü farklı toplulukların tek bir siyasi hükümdarlık altında yaşadığı devlet biçimidir. İmparatorluğun ana maksadı, içindeki farklılıkları sindirmek veya asimile etmek değil, devletin gücünü ve toprağını artırmaktır.

Devlet olmazsa, insanlar doğalarında olanı yaparlar yani birbirlerini imha edebilirler. Devlet sadece hayatta kalmayı değil, insanlara daha refah bir hayat da yaşatmaya çalışır.

İtalyan Makyavelli'ye (1469-1527) göre: "Bütün insanlar doğuştan kötüdür. Devlet ise halka korku salarak, insanların birbirlerine kötülük yapmasını engellemelidir". İnsanların tabiatında bulunan kıskançlık ve bencillik gibi unsurlara karşı devlet var olmak zorundadır. Önce güvenlik sağlanmalıdır, refah çok sonra gelir.

12 Kasım 2015 Perşembe

DESCARTES: "AKLI İYİ KULLAN"

René'nin evi
DESCARTES (René) 1596' da La Haye'de doğdu. Fransız filozof ve matematikçisidir. Varlıklı bir ailedendi. Cizvit Papazları'nın yönettiği bir kolejde okudu. Uzun müddet meslek seçiminde kararsızlık yaşadı. Askerliği denedi, kibar sosyete arasına girdi, bazen de evine çekilerek felsefeyle uğraştı. Avrupa ülkelerini gezdi. Descartes'e büyük hayranlık duyan İsveç Kraliçesi onu yanına çağırdı. Stockholm'e geldikten beş ay sonra 54 yaşında akciğer hastalığından öldü (1650). Modern felsefenin kurucusu kabul edilir. Analitik geometriyi icad etti.

11 Kasım 2015 Çarşamba

EN İYİSİ DEMOKRASİ

DEMOKRASİ felsefi ve siyasi bir deneme olarak milâttan önce 508 yılında Eski Yunan'da uygulandı. 17. ve 18. yy' da Montesquieu'nun teorisine uygun olarak; kuvvetler ayrılığı, serbest seçimler, insan haklarına saygı gibi kurumsal mekanizmalar, iktidarın toplumu keyfi bir şekilde idare etmesine karşı korur.

Özgür ve bağımsız iradesi olan insan artık ilâhi gücün ve-veya ilâhi gücün yeryüzündeki temsilcilerinin boyunduruğundan çıkmış olur. Özgürlük insanın tabiatında var olan bir yetenek olarak olarak kabul edilir; dokunulmaz ve kutsal doğal hakların tanınmasıyla gerçekleşir.

Demokrasilerde insanlara fikirler dayatma veya zorlamayla kabul ettirilmez, ancak

10 Kasım 2015 Salı

HZ. MUHAMMED'İN HÜVİYETİ

Hz. Muhammed'in Mührü
ADI : Muhammed  (Ahmed-i Mahmud Muhammed Mustafa 'salli Allahu aleyhi ve sellem' diye anılır)
KÜNYESİ : Ebu'l Kasım
BABA ADI : Abdullah
ANNE ADI : Âmine
BÜYÜK BABASI : Abdulmuttalip
DEDESİ : Vehb Bin Abd-i Menaf
BABAANNESİ : Fâtıma Bint-i Amr El Mahzumiyye
ANNEANNESİ : Berre
DOĞUM YERİ : Mekke-i Mükerreme / Suudi Arabistan
DOĞUM TARİHİ : 20 Nisan 571 (pazartesi)

9 Kasım 2015 Pazartesi

İSMAİL DEDE EFENDİ (hammâmizâde)

DEDE EFENDİ 1778 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Süleyman Ağa, Cezzar Ahmet Paşa'nın mühürdarıydı. Bu işi bıraktı ve İstanbul'da hamam işletti.

Dede Efendi şâir ve edipdir. Biraz da hattatlığı vardır. Küçükken ses güzelliği ve müzik yeteneğiyle dikkat çekti ve ilâhicibaşı oldu. 
İlk bestesi; "zülfündedir benim baht-ı siyahım" dır. II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid'den destek gördü. III. Selim döneminde ün kazandı. Bestelemek için yazdığı şiirlerinde Türkçe'den başka Farsça da kullanmıştır. 26 yaşındayken çok sevip-saydığı şeyhi Ali Nutki Dede'yi ve aynı yıllarda oğlunu

8 Kasım 2015 Pazar

İTİBARLI DANİMARKA

DANİMARKA' nın  5,6 milyon kadar nüfusu vardır. Nüfusun yüzde 90' ı Protestan (Evanjelik Luterci), yüzde 4' ü Müslüman, yüzde 0,5 Katolik'dir. Müslümanları ağırlıklı olarak Bosna'lı göçmenler oluşturur. Farklı din ve mezhep mensupları 1849 anayasasının getirdiği vicdan hürriyeti ilkesinden en geniş ölçüde faydalanırlar.

Çarmıhta Hz. İsa
 (Rünik Taş)
Eski yıllarda Norveçlilerle birleşerek savaşçı ve yağmacı Vikingleri oluşturdular. Batı Avrupa kıyılarını yağmaladılar. 10. yy' da Jylland Hanedanlığı Hristiyanlığı yaydı. Danimarkalılar 986 - 1014 yılları arasında İngiltere'yi işgâl ettiler. Knud (990-1035), İngiltere, Danimarka ve İskandinavya'nın bir kısmına hükmetti.

Eriksen - Deniz Kızı
1042' de İngilizler Danimarka'nın egemenliğinden kurtuldular. 16. yy' da Danimarkalılar Alman kültürü etkisi altında kaldılar. 1536' da Lutercilik, Danimarka'nın devlet dini haline geldi. 1625' de İsveç-Danimarka savaştılar. 1924-40 arası iktidar Sosyal Demokratların eline geçti. 1940-45 yılları arası ülke Hitler Almanyası'nın işgâli altında kaldı. 1944 yılında İzlanda Danimarka'dan tamamen ayrıldı. 1984' den sonraki seçimleri muhafazakârlar kazandı. 1993' de koalisyon hükümeti kuruldu.

Jens Juel - Küçük Belt'e Bakış
Danimarka'nın kültür ve bilim hayatı hareketlidir. Eğitimli nüfusa sahiptir. Yaratıcıdırlar, kaliteli eser üretirler. Kişi başına milli geliri 35 bin dolar cıvarındadır. İleri düzeyde bilimsel araştırma ve geliştirme merkezleri vardır. "Ülkenin nüfusu az olmasına rağmen dünyada prestiji büyüktür." NATO' nun kurucu üyelerindendir. 1973' de AB (Avrupa Birliği) üyesi oldu. AB' ne girmeye hazırlanan ülkelerden yerine getirmeleri istenen kriterler, 1993'de Danimarka'nın başşehri Kopenhag'da yapılan Avrupa Konseyi zirvesinde kabul edildi.

7 Kasım 2015 Cumartesi

SUÇUM NE BABA ?!

ESKİ YUNAN'da (mö 5. - 4. yy) doğan çocuk babasının insafına bırakılıyordu. Baba isterse onu yaşatıyor isterse öldürüyordu. Öldürülenler ekseriyetle doğuştan zayıf ve sakat olanlar ile kız çocukları oluyordu. Bir devlet kurumu olan Sparta'daki "yaşlılar meclisi" bu işe karar veriyor, ölüme terkedilecek çocuğu Tayghetos Dağı'nın eteğine bırakıyorlardı.

Hristiyan Roma'da çocuk öldürme veya terketme 374 yılında çıkarılan bir kararname ile kesin olarak yasaklandı. Muhalefet edenlere ölüm cezası dahi verildi, fakat ne yazık ki; çocuk öldürmeler gizli olarak bir müddet daha devam etti. Dindar kişiler, terkedilen çocukları barındırmak için yuvalar açtılar. İlki  8. yy' da Milano'da açıldı.

Hazreti Muhammed döneminden önce Arabistan'da özellikle kız çocukları babanın isteğiyle gömülerek öldürülüyordu. Hz. Muhammed'in (d: 571 - ö: 632) devlet başkanlığı döneminde kız çocuklarının öldürülmesi yasaklanmış ayrıca; dinen Allah'ın böyle bir cinayeti cezasız bırakmayacağı sıkça vurgulanmıştır.

6 Kasım 2015 Cuma

YILDIZ YUTAN KARADELİK (video)

KARADELİK uzayda, neredeyse limitsiz sayılabilecek çekim gücüne sahip noktalardır. Bu noktalardan dışarı ışık dahi sızamadığı için görünmezdirler. Bu yüzden karadelik denilmiştir. Karadeliğin tesir alanına giren bir cismin kurtulma imkânı artık yoktur. Cisim (yıldız, gezegen, galaksi vs.) yüksek çekim gücüne boyun eğmek mecburiyetindedir.

Aşağıdaki video, karadeliğin çekim alanına kapılan bir yıldızın yutulmasını gösteren animasyondur. Yutulan yıldız, karadeliğin her iki tarafından gamma ışın jeti (radyasyon) şeklinde uzaya yayılır. (kaynak: nasa)

4 Kasım 2015 Çarşamba

VENÜS GEÇİŞLERİ (video)

AŞAĞIDAKİ videoda, venüs gezegeninin güneş etrafındaki dönüşü görüntülenmektedir. Güneş ışınları, venüsün daha iyi görülmesi için farklı filtrelerden geçirilerek maskeleniyor. Yakın veya uzak çekimlerle dönüş birçok defa tekrarlanmaktadır. (kaynak: nasa)


3 Kasım 2015 Salı

ÇİNGENE GÖÇE HAZIR YAŞAR

ÇİNGENELER 1971 yılında Romanya'da yaptıkları ilk federatif kongrede kendilerini ifade için "Rom" adını benimsediler. 10. yy' da Hindistan'dan çıktıkları kabul ediliyor. Avrupa'da çingeneleri adam etmek veya yerleşik düzene alıştırmak için çok sayıda ferman çıkarıldı, ama başaramadılar. 1910 yıllarında büyük bir Çingene dalgası Amerika'ya göç etti.

Adolf Hitler Almanyası'nda Çingeneler âri köklerine rağmen Alman ırkı için tehlikeli sayılarak 1938' den itibaren toplanmaya başladı ve 1941' de yok edilmelerine karar

2 Kasım 2015 Pazartesi

ÇİN ÇİNLİLEŞTİRMEYİ SEVER

ÇİN  Rusya ve Kanada'dan sonra yüzölçümünde üçüncüdür. 1,35 milyar nüfusa sahiptir. Halkın yüzde altmışı yerel dinlere bağlıdır. (Yerel dinler: yerel tanrılar, atalara tapma, Konfüçyus, Tao, evrene tapma, ruhlara tapma). Yüzde yirmisi örgütlü yerel dinler, yüzde on bir dine bağlı olmayan, yüzde altı Budist, yüzde iki buçuk Müslümandır.

Cengiz Han 12. yy
Moğol minyatürü
Şincan Uygur, Moğolistan, Tibet, Çin'in eyaletleridir. Çin'in tarihi, milâttan önce 27 bin yıllarına  kadar uzanır. Medeniyet taş alet kültürüyle başladı. Mö 10 bin lerde ise çanak-çömlek, heykel yapma, küçükbaş hayvancılık, ilkel bir mısır tarımı başlar. Mö 5 binlerde balıkçılık, avcılık, bitki örtüsü yakılarak açılan tarlada tarım yapıldı. Mö 2800' lerde hayvan evcilleştirme, balıkçılık, kâhinlik, tarım, tıp, tezgâhta dokuma, ipekböceği, madencilik şeklinde ilgilenilen alanlar genişledi.

1 Kasım 2015 Pazar

DOĞAYA FIRSAT TANIMALI

Doğayı kirleten bir fabrika
FABRİKALAR doğada çözülmeyen atıklar üretiyor. Doğanın biyolojik organizmaları bunları yok edemiyor. Yoksullukla mücadeleye, doğanın korunmasından daha fazla ağırlık veriliyor.

İmalât süreçlerinde çok su kullanan fabrikalar daha fazla ortam kirletirler. Ayrıca, şehirlerde toplu yaşam su ve kanalizasyon sistemiyle su ortamını daha çok kirletir. Tatlı suların veya denizin besleyici tuzlarla zenginleşip, yeşil yosunların çoğalmasıyla kıyı ve ırmaklar istilâya uğrar. Yosunlar ölünce suyun oksijenini tüketirken çürük madde üretir.

Sıcak suları dışarı atan elektrik ve nükleer santraller de organizmalara zarar verip