31 Mart 2017 Cuma

PSİKOSOMATİK HASTALIK NE DEMEK?

VÜCUDUN çeşitli organ ya da sistemlerinde, ruhî tesirlere bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklara "psikosomatik hastalıklar" denilir. Bazı kalınbağırsak iltihabı türleri, gastrit (mide iltihabı) ve çeşitli cilt hastalıkları, psikosomatik olabilir.

Uzun süren üzüntü, sıkıntı, bunaltılar, bir meseleyi uzun müddet akılda tutma, aşırı heyecanlılık hali vb gibi psikolojik sebepler, psikosomatik rahatsızlıklara yol açabilir.

PTOZ (organda sarkma)

BİR anatomik yapının doğal yerinin, destek dokularının zayıflaması sebebiyle yer değiştirmesine "ptoz" denilir. Ptoz, her zaman iç organlardaki bir sarkmayı ifade eder. Üst gözkapağı düşüklüğü de bu terimle tarif edilir.

Ptoz, özellikle karın içi organlarda ve uzun boylu, kas kütlesi az gelişmiş, kol ve bacakları vücuda göre aşırı uzun, astenik yapılı kişilerde görülür. Bu kişilerde aynı anda birçok iç organda ptoza daha sık rastlanır.

Ptozun ortaya çıkmasında rol oynayan etkenler arasında, hamilelik, büyük bir fıtık oluşumu, diyafram bozuklukları ve hızlı zayıflama sayılabilir.

GENTİLE DA FABRİANO, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1370 yılına doğru Fabriano'da doğdu. Kuzey ve özellikle Köln okullarıyla ilişki kurarak Verona'ya yerleşti. Yeni üslûbu Venedik'e getirdi ve orada 1408' den sonra Dukalar sarayında çalıştı (freskleri kayıptır). Jacopo Bellini, Jacobello del Fiore ve Michele Giambono'nun öğretmeniydi.

Roma'ya, San Giovanni di Laterano kilisesini süslemek için çağrıldı (freskleri tahrip olmuştur). 1423-27 yılları arasına Floransa'da kalan sanatçının, Floransa ressamları üzerinde sürekli etkisi oldu. Pisanello, Gentile'nin üslûbunu sürdürdü. Ressam Gentile da Fabriano, 1427 yılında Roma'da öldü.

Gentile da Fabriano - Kâhin kralların tapınması (tablo)

30 Mart 2017 Perşembe

ARTEMİSİA GENTİLESCHİ, eser-biyografi

İTALYAN kadın ressam, 1597 yılında Roma'da doğdu. Ressam Orazio Lomi Gentileschi'nin kızı ve öğrencisi. Babasının üslûbunu benimsedi, uzun yıllar Napoli'de çalıştı ve büyük başarı kazandı. 16. yy  Napoli ressamlarından, özellikle de Stanzione ve Cavallino'dan esinlendi. Babası gibi renklere değer veren Artemisia Gentileschi, 1651 yılından sonra Napoli'de öldü.

Artemisia Gentileschi - Vaftizci Yahya'nın doğuşu

ORAZİO LOMİ GENTİLESCHİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1565 yılına doğru Pisa'da doğdu. Özentili Toscana sanatının etkisinde yetişti. Roma'da çalıştı, Guido Reni ve Caravaggio ile tanıştı, onların çalışmalarından istifade ederek, açıklı-koyulu renkler içinde kişisel yumuşak bir üslûba ulaştı. Cenova ve Paris'te çalıştı. 1626' dan sonra da İngiltere'de 1. Charles'ın sarayında çalışan Gentileschi, 1638 veya 1646 yılında Londra'da öldü.

Orazio Lomi Gentileschi - A. Cecilia ve melek

29 Mart 2017 Çarşamba

CİLTTE PULLANMA

ÜSTDERİ yüzeyinde, tamamen keratinleşmiş ve canlılığını kaybetmiş hücrelerin üst üste birikmesiyle oluşan beyaz ve küçük tabakaların yerinden ayrılmasıyla ortaya çıkan sürece pullanma deniliyor.

Kopup ayrılan hücrelerin yerini alttaki tabakaların hücreleri doldurur. Derinin pullanması, normal şartlarda da görülen bir süreçtir. Meselâ vücudun saçlı deri bölgesinde belirgindir; buradaki kabukçuklar kepeklerden oluşur.

Çok sayıdaki cilt hastalığında, meselâ; iktiyoz, sedef hastalığı, bazı mantar hastalıkları, liken, seboreik dermatit, soyulmayla birlikte seyreden altderi iltihaplarında, çeşitli hastalıklarla meydana gelen döküntülerde pullanma kendini gösterir.

PULPİT (dişözü iltihabı)

AKUT veya kronik dişözü (pulpa) iltihabına pulpit denilir. Hemen her zaman pulpanın ölümüyle neticelenir. Pulpitin sebebi, dişteki çürük odaklarından yayılan enfeksiyonlar ya da yeterli yalıtım yapılmamış derin diş dolgularındaki kimyasal veya ısıl uyarılar olabilir.

Daha çok geceleri ortaya çıkan ve yayılma eğilimi gösteren ani ve çok şiddetli, aralıklı zonklama ağrıyla kendini gösterir.

GİROLAMO GENGA, eser-biyografi

İTALYAN ressam ve mimarı, 1476 yılında Urbino'da doğdu. Signorelli ve Perugino'nun öğrencisiydi. Toscana'da ve Pesaro cıvarındaki Urbino dukalarının oturduğu imparatorluk villasında umbria tarzını geliştirdi. Pesaro'da San Giovanni Battista kilisesinin yapımına başladı ise de mimar olan oğlu Bartolomeo yapıyı tamamladı. Girolamo Genga, 1551' de doğduğu şehirde öldü.

Girolamo Genga - Aziz Sebastianus

GELİNCİK ÇİÇEĞİ

GELİNCİK genellikle buğday tarlalarında yetişir. Parlak kırmızı renk çiçekli güzel bir bitkidir. Nadiren pembe veya beyaz olanları da vardır. Pek çok çeşidi, bahçelerde süs bitkisi olarak üretilir.

Tarım bakımından zararlı olduğu için ekim nöbeti uygulayarak yok edilmeleri gerekir. Bunun için tarlayı arada bir çayır halde bırakarak gelincikler ayıklanmalıdır.

Gelincik çiçeğinin taç yapraklarından şerbet yapılır.

28 Mart 2017 Salı

LEYLA GENCER, biyografi

TÜRK opera sanatçısı, soprano, 1923 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Belediyesi konservatuarına girdi. İstanbul şehir korosunda üç yıl şarkı söyledi (1946-49). Ankara'ya yerleşti ve Devlet operasına girdi (1949). İlk olarak Cavalleria Rusticana (Köylü namusu) operasında Santuzze rolüne çıktı.

Hidalgo'dan ders aldı. Tiefland (Çukurova) operasındaki Martha rolüyle büyük başarı kazandı. Ünü gittikçe arttı, 1952' den itibaren çalışmalarını İtalya'da sürdürdü. Milano'da Scala operasına solist olarak giren ilk Türk sanatçısı oldu.

Daha sonra Münih ve Viyana Devlet, San Francisco, Roma ve Venedik operaları ile çeşitli milletlerarası şenliklerde misafir sanatçı olarak sahneye çıktı. Londra'da Albert Hall ve New York'ta Carnegie Hall salonlarında konserler verdi. Donizetti Bellini ve Verdi'nin operalarında büyük başarı sağladı.

Francis Poulenc'in, Dialogues des Carmélites (Karmelitlerin diyalogları) adlı operasının dünyada ilk gösteriminde rol aldı (1957). Dünyanın çeşitli ülkelerinde çalışmaya devam etti ve zaman zaman da Türkiye'ye gelerek Devlet operasının temsillerinde rol oynadı. "Primadonna"lığa yükselen Leyla Gencer 1988' de Türkiye'de Devlet sanatçısı seçildi. Gencer, 2008' de Milano'da öldü.

27 Mart 2017 Pazartesi

PÜSTÜL (deri lezyonu)

ÜSTDERİDE veya hemen altında oluşan ve az miktarda cerahatli, iltihabi sıvı içeren deri lezyonudur. Çapı birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişebilir. Yuvarlak bir kabarıklık şeklindedir. Bazen ortası çöküktür.

Patladığında içindeki cerahat (irin) dışarı çıkar ve kuruyarak bir kabuk oluşturur. Bu kabuk daha sonra kendiliğinden düşer.

Püstüller herhangi bir iz bırakmadan iyileşebilir. İltihabi sürecin altderiye kadar derinleştiği durumlarda, iyileşmeden sonra küçük bir nebde dokusu kalır.

Püstül, başta ergenlik aknesi, suçiçeği, impetigo, furonküloz (çıban yinelemesi) olmak üzere birçok cilt hastalığının tipik bir belirtisidir.

GEOTRUPES (domuzlan) BÖCEĞİ

3 santimetre boyunda, çürüntüler arasında yaşayan gövdesi bombeli, genellikle mor veya mavi metalik yansımalı siyah renkte bir böcektir.

Batı Avrupa'da yaygındır. Yaşantısı bokböceğine benzer, gübrecil ortamı sever. "Kınkanatlılar" familyasındandır.

GEERTGEN TOT SİNT JANS, eser-biyografi

HOLLANDALI ressam, (Gérard de Saint-Jean) 1465 yılına doğru Leiden'de doğdu. 15. yy' da Kuzey Hollandalı sanatçılar arasında sanatçı kişiliği en güçlü olanlardan biriydi. Hayatıyla ilgili çok az şey bilinmektedir.

Haarlem'de Saint-Jean şövalyeleri için çalıştı, genç yaşta öldü (29-30 yaş civarında). Tablolarının arka plandaki peyzajları, özellikle büyük bir incelikle işlenmiş olan "Vaftizci Yahya Çölde" adlı eserindeki peyzaj, çağının tahta üzerine oyma heykellerini hatırlatan kişilerde görülen katılığın tam karşıtı bir özellik taşır. Saint-Jean şövalyeleri üçlüsü birbirinden koparılmıştır. Sanatçı 1495 yılına doğru Haarlem'de öldü.

Geertgen Tot Sint Jans - Lazarus'un dirilişi

26 Mart 2017 Pazar

RABDOMİYOSARKOM (habis kas tümörü)

AZ veya çok farklılaşmış ya da tamamen atipik çizgili kas hücrelerinden kaynaklanan nadir görülen kötü huylu bir tümördür. Daha çok erkeklerde görülür. Çoğunlukla burun boşluğu, dölyolu ve mesanenin (idrar kesesinin) çevresindeki çizgili kas dokusunda gelişir.

Tümör dokusunun mikroskobik yapısına göre çeşitli tipleri belirlenmiştir. Bu farklılık sıklık, seyir ve gelişim özelliklerinde rol oynar. Rabdomiyosarkom hemen her zaman çok erken dönemde uzak organlara yayılma gösteren habis bir tümör tipidir.

RABDOMİYOM

Yukarıda ifade edilen çizgili kas tümörünün "iyi huylu olanına" rabdomiyom denir. Bazen dilde, sınırları belirgin ve küçük bir nodül (düğümcük) şeklinde ortaya çıkabilir. Mikroskobik incelemede, tümör, belirgin şekilde farklılaşmış çizgili kas liflerinin oluşturduğu bir ağ görüntüsü verir. Uzak organlara yayılım yapmaz. Nadir görülür.

WİLLEM GEEFS, eser-biyografi

BELÇİKALI heykeltraş, 1805 yılında Anvers'de doğdu. Başlıca eserleri: Saint-Michel-et-Gudule kilisesinde Mérode Kontu'nun anıt kabri ve General Belliard'ın heykelidir. Kardeşi Joseph de heykeltraş olan Willem Geefs 1883' de Brüksel'de öldü.

Willem Geefs - Mérode kontunun anıt kabri

GAZANYA ÇİÇEĞİ

ÇOK yıllık bir bitkidir. Çiçekleri, sarı, turuncu veya beyaz renkte büyük kömeçler halindedir.

Anayurdu Güney Afrika olan Gazanya çiçeğinin birçok türü bahçelerde yetiştirilmektedir. Bileşikgiller familyasındandır.

25 Mart 2017 Cumartesi

RADİKÜLİT (omurilik sinir kökü iltihabı)

OMURİLİK sinirlerinin çoğunlukla arka köklerinin iltihabına "radikülit" denilir. Sinir kökünün omurga tümörleri, omurilik tümörleri, disk fıtığı gibi sebeplerle mekanik baskıya uğraması, zehirlenmeler, beyni ve omuriliği saran zarlardan başlayarak, daha sonra sinir köklerine inen iltihaplar radikülite sebep olan etkenlerdir.

Radikülitin başlıca belirtileri; öksürme ya da sırt hareketleriyle daha da keskinleşen şiddetli ağrı, hareket bozuklukları, bu köklerden çıkan sinirlerin duyulandırdığı vücut bölgelerinde duyu artışı veya tam tersi duyu azalmasıdır.

RADİKOTOMİ

Omuriliğin arka sinir köklerinin kesildiği ameliyata "radikotomi" denir. Bu ameliyat neticesinde, kesilen duyu siniri liflerinin uyardığı alanlarda dokunma, ısı ve ağrı duyuları yok olur. Bu ameliyat, sinirlere metastaz yapan tümörlerde olduğu gibi, ilâç tedavisine cevap vermeyecek kadar şiddetli ağrının olduğu hallerde yapılır.

OSMANLI DEVRİ GAZETELERİ

İBRET - 1871
HÜRRİYET - 1868

24 Mart 2017 Cuma

PAUL GAVARNİ, eser-biyografi

FRANSIZ desinatörü, (Sulpice Guillaume Chevalier) 1804 yılında Paris'te doğdu. "La Mode" dergisinde Parisli yosmaların, öğrencilerin, serserilerin, Paris'i Paris yapan çeşitli tiplerin resimlerini çizdi. Toplumu yansıtan Gavarni'nin sanatı, toplumu etkilemekten de geri kalmadı.

"İllustration" dergisine çizdiği Londra sahnelerinde, yoksullukla zenginliğin karşıtlığını belirtti. Sekiz bin' e yakın eser çizen sanatçının suluboyaları da önemlidir. Paul Gavarni 1866' da doğduğu şehirde öldü.

Paul Gavarni - Bir deseni

23 Mart 2017 Perşembe

PAUL GAUGUİN, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1848 yılında Paris'te doğdu. Annneannesi Flora Tristan, Saint-Simon'culuğun başlıca savunucularındandı. "National" gazetesinde çalışan babası, 1849 yılında bir miras meselesi sebebiyle ailesini yanına alarak Peru'ya gitmek üzere gemiye bindi, fakat gemi Magellan Boğazı'nı geçerken babası gemide öldü.

Geride kalan ailesi, Lima'ya vardı ve Paul Gauguin, 7 yaşına kadar orada yaşadı. Fransa'ya dönünce, Orléans papaz okuluna yazıldı. 1865 yılında, üç direkli bir gemide dümenci olarak çalıştı, askerliğini denizci olarak yaptı (1868-71), sonra Paris'te sarraf Bertin'in yanına girdi. Orada, sonradan kendisini genç nesil sanatçılarla tanıştıran ve yeteneğinin gelişmesinde büyük payı olan Emile Schuffenecker'e rastladı.

1873' de Danimarkalı Sophie Gad ile evlendi. Düzenli bir memur hayatı sürdürürken, kalan boş zamanlarında resim yapıyordu. 1883'de geçirdiği maddi-manevi sıkıntı neticesinde işinden ayrılarak kendisini tamamen resme verdi. Karısı, beş çocuğuyla kendisini parasız bırakan bu karardan hoşlanmadı. Kocasıyla önce Roven'e, sonra da Kopenhag'a gitti.

22 Mart 2017 Çarşamba

RADYODERMİT (aşırı ışınla cilt bozulması)

DERİNİN bir kaza neticesinde veya bir hastalıkla ilgili radyoterapi (ışın tedavisi) sırasında gamma ışınlarına uğramasıyla gelişen deri lezyonlarına "radyodermit" denilir. Işının tip ve dozuna, etkilenen deri bölgesine ve kişiye has duyarlılığa bağlı olarak basit bir pembeleşmeden, deride pigmentasyon bozukluğuna, hattâ ciddi nekrotik ve ülserleşmiş yara oluşumuna kadar varan farklı klinik tablolar gösterir.

Erken dönemde gelişen radyodermit tipinde, radyoterapiye başlanmasından 4-5 gün sonra, genellikle aşırı doza veya teknik hataya bağlı olarak ciltte yanma, ağrı ve ödemle (su toplama) beraber bir kızarıklık görülür. Arkasından büyük ihtimâlle doku ölümüne (nekroz) varan bozulma süreçleri ortaya çıkar.

Geç dönemde gelişen radyodermit tipinde ise, ışınımdan aylar veya yıllar sonra (meselâ radyoloji görevlilerinde) deride ve deri eklerinde atrofi, bağ doku sertleşmesi, kılcal damar genişlemesi ve pigmentasyon (cilde renk veren hücrelerle ilgili) bozukluğu görülür.

ANTONİO GAUDİ Y CORNET, eser-biyografi

İSPANYOL mimar, 1852 yılında Reus, Tarragone yakınlarında doğdu. 1862' de Barcelona'ya yerleşti. Viollet-le-Duc ve Ruskin'in tesiri altında kaldı. Çağdaş üslûba yöneldi, mimarlık çalışmalarında doğrudan doğruya tabiattan öğeler kullandı (bitki veya hayvan kalıpları).

İlk yapıları: 1878-80' de yapılan Vicens Konağı, 1885-89' da yapılan Güell otelidir. Bu eserleri, geçmişe, Doğu'ya, Venedik sanatına bağlı bir zevkin izlerini taşır. Tabiî biçimlere olan sevgisi, onu bitkilerin yapısını incelemeye yöneltti.

1883' de başladığı "Sagrada Familia" kilisesinin yapımında, özellikle payanda kemerlerini kaldırıp yerine, eğik "sütûn ağaçlar" koyarak, gotik üslûbu modernleştirmeye çalıştı. Battlo (1905-07) ve Mila (1905-10) konaklarında, dekorun yerini büklümlü kuvvet çizgileri alır.

Sarmal eğri şeklindeki bankların, toprağın büklümlerine uyduğu Güll parkını büyük bir ustalıkla çizdi. En önemli eseri, gerçeküstücülerin hayran olduğu , tamamlanmamış Sagrada Familia'dır. Havarileri temsil etmesi tasarlanan 100 metre yüksekliğindeki 12 kuleden dört tanesini yapmıştır. Bunların rengarenk külâhlarında, büyük harflerle "Hosannah" yazılıdır. Yüzyılın en verimli mimarlarından  olan Gaudi y Cornet, 1926' da Barcelona'da öldü.

Antonio Gaudi y Cornet - Sagrada Familia

21 Mart 2017 Salı

RAGAD (gerilmeye bağlı deri ülseri)

ÜSTDERİDE ve alt derinin yüzeye en yakın tabakasında görülen çizik biçimindeki deri ülserleri. Derinin gerilme özelliğini kaybetmesine bağlı olarak derinin çatlaması neticesi oluşur.

Üstderinin kuruması ve iltihabın altderiye kadar ulaşması, deriyi en ufak bir gerilmeye karşı duyarlı yapar.

Çatlaklar, en fazla dudak kenarları, anüs çevresi, avuç içi, ayak tabanı, sünnet derisi ve meme başı gibi gerilme ve çekilmeye uğrayan yerlerde görülür.

BERNARDİNO GATTİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam, il solaro (şakacı) denir, 1495 yılına doğru Pavia'da doğdu. Coreggio'nun öğrencisiydi ve onun tarzını taklid eden Gatti, 1575' de Cremona'da öldü.

Bernardino Gatti - Doğum

20 Mart 2017 Pazartesi

RANULA (tükürük bezi kisti)

DİL altındaki tükürük bezlerinden kaynaklanan kiste "ranula" denir. Kist, düz ve parlak mukozayla örtülü bir şişlik olarak ortaya çıktığından ranula (kurbağacık) adını almıştır.

Tükürük bezlerinin yollarında, kronik iltihap gibi sebeplere bağlı olarak gelişen tıkanıklık, burada salgı birikimine yol açarak kist oluşturur.

Ranula, yutkunma ve konuşma bozukluklarına yol açabildiği gibi, nadir olarak, yırtılma neticesinde enfeksiyon ve cerahatlanma gibi komplikasyonlara da yol açar.

BENVENUTO GAROFALO, eser-biyografi

İTALYAN ressam, 1481 yılında Garofalo Ferrare yakınlarında doğdu. Kısa bir müddet Roma'da kaldı. Ferrare'de d'Este düşesi Lükres Borjiya'nın emrinde çalıştı (1506). Venedik ekolünün, Dosco Dossi'nin ve ikinci bir Roma gezisi (1515) sırasında tanıştığı Raffaello'nun etkisinde kaldı.

Ferrare'ye döndükten sonra prensin sarayını süsledi. Dinî ve din dışı konularda birçok resimler yapan Benvenuto Garofalo, 1559' da Ferrare'de öldü.

Benvenuto Garofalo - Meryem ve Azizler

19 Mart 2017 Pazar

"GARİP" ŞİİR AKIMI

Orhan Veli (solda), Melih Cevdet (en sağda), yanında Oktay Rifat
TÜRK edebiyatında, 2. Dünya Savaşı yıllarında (1940-45) ortaya çıkan şiir akımı. Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat'ın ortak şiir kitabı olan "Garip" (1941), aynı zamanda akımın da adı oldu.

Şiir kitabının önsözünde; şiirin duygu, şiirsellik gibi unsurlardan arınması savunulur. Ayrıca nazım kurallarının da şiiri bozduğu öne sürülerek, vezin ve kafiye ile suni olarak sağlanan ahenk yerine, kelime istifinin ustalıklı yapısından doğacak ahengin tabiîliğine önem verilir.

Orhan Veli Kanık
Oktay Rifat
Şiirin, alışılmış, kullanıla kullanıla bayatlamış temalardan uzaklaşması gerektiği savunulur. Kurucu şairlerin bu anlayışla yazdıkları şiirler bir antoloji havası içinde kitapta yer alır. Garipçiler, Garip ile başlayarak, şiire, halk dilini, yapmacıksız ve yalın söylemi, küçük insan hayatını soktular.

Garipçiler'in işlediği başlıca temalardan biri, yaşama sevinciydi. Onların şiiri, çocuksu söyleşiler ve bilinçaltı yansımalarla besleniyordu. Gerçeküstücülük akımından da beslenen ve toplumsal sorunları ele alış tarzıyla, toplumcu-gerçekçi 1940 kuşağından ayrılan "Garip" akımı, kısa sürede geniş yankılar uyandırdı.

Melih Cevdet Anday
Akım, gelenekçi çevrelerin biraz tepkisini çekse de Nurullah Ataç, Sabahaddin Eyüboğlu gibi eleştirmenler tarafından desteklendi.

Ancak topluluğun temsilcilerinin de zamanla katı ilkelerinden yavaş yavaş uzaklaştıkları gözlendi.

18 Mart 2017 Cumartesi

RAŞİTİZM ( iskelet hastalığı)

ÇOCUKLARDA, özellikle de kemik büyümesinin en hızlı olduğu hayatın birinci yılında ortaya çıkan bir hastalıktır. Nadir olarak 4-14 yaş arası çocuklarda da görülebilir.

Kemikte trikalsiyum fosfat depolama yetersizliğine bağlı olarak mekanik yüklemelere karşı kemiğin direncinin azalmasıyla ve kemiğin kolayca deforme olmasıyla kendini belli eden iskelet hastalığıdır.

Bu hastalığın erişkin yaşta görülenine "osteomalazi" denir.

Raşitizm, D vitamininin besinlerle alımının, vücutta sentezlenmesinin veya bağırsaklarda emiliminin yetersizliğine bağlı olarak gelişir. D vitamini, bağırsaklarda kalsiyumun emilmesi bakımından vücudun "olmazsa olmaz"ıdır. Vücutta kalsiyum ve fosfor metabolizmasının dengede olması, hidroksi apatit kristallerinin oluşup kemiğe oturması için de D vitamini lâzımdır.

PABLO GARGALLO, eser-biyografi

İSPANYOL heykeltraş, 1881 yılında Maella, Zaragoza'da doğdu. Madrid ve Barcelona'dan sonra Paris'te çalıştı (1902' den sonra)." Marc Chagall"ın portresi ve tunçtan yaptığı "Peygamber", soyut sanatın ve saydam diye anılan heykel sanatının habercileri olmakla beraber, 1922' de mermerden yaptığı "Sudan çıkan kadın" adlı eseri, yeni klâsik görüşten etkilendi. Modern heykelcilikte ince metal levhayı ilk kullanan Pablo Gargallo, 1934' de Reus, Tarragona'da öldü.

Pablo Gargallo - Dansöz (1930)

17 Mart 2017 Cuma

REANİMASYON (tekrar canlandırma)

İLERİ derecede bozulmuş veya geçici olarak durmuş hayatî işlevleri normale getirmek için kullanılan yöntemlere "reanimasyon" denilir. Solunum, kan dolaşımı ya da böbrek yetmezliklerinde; ileri biyokimyasal bozuklukların başgösterdiği metabolizma hastalıklarında acil olarak yeniden canlandırma yöntemlerine başvurulur.

Yeniden canlandırma birimlerinin, hastanın hayatî işlevlerinin devamlı izlenmesini sağlayan elektronik sistemler, sunî soluma cihazı, kalp defibrilatörü gibi aletlerle donatılmış olması gerekir.

En etkili tekrar canlandırma yöntemlerinden biri de, kalbe ritmik baskı tatbik ederek yapılan kalp masajıdır. Kalp masajı, ameliyat sırasında doğrudan uygulanabileceği gibi; göğüs kemiğinin alt bölümü üzerinde ve sunî solunumla beraber dolaylı olarak da tatbik edilebilir.

Ameliyatı yeni bitmiş baygın hastanın sunî solunum cihazlarıyla ayıltılması işi de reanimasyondur. Hastanelerdeki "anestezi ve reanimasyon" bölümleri yukarıda ifade edilen vakalar için vardır.

EMİLE GALLE, eser-biyografi

FRANSIZ, cam ve ağaç işleme sanatçısı, 1846 yılında Nancy'de doğdu. 1874' de atölyesini bu şehirde açtı. Çalışmalarında, saydam olmayan ve yarı saydam camlar kullanarak kesme, dökme ve tabakalı camdan vazolar yaptı. Dekoratif sanatı,"Sanat için hikâyeler" adlı eserinde açıkladığı şiirsel bir simgeciliğe yöneltti.

Çalışmalarının temeli, döşeme eşyasının veya herhangi bir nesnenin, heyecanlarla ilgili bir temelden hareketle tasarlanması ve icra edilmesi düşüncesine dayanıyordu. Tatbiki sanatların yenilenmesinde önemli bir rol oynayan Emile Gallé 1904' de doğduğu şehirde öldü.

Emile Gallé - Orfeus cehennemde

16 Mart 2017 Perşembe

FRA GALGARİO, eser-biyografi

İTALYAN ressam, asıl adı Giuseppe (Vittore) Ghislandi, 1655 yılında Bergamo'da doğdu, ressam Domenico'nun oğludur. Venedik'te, S. Francesco di Paola manastırına girdiği için (1675-88), Fra Paulotto diye tanınır. Daha sonra Venedik'te bir müddet daha yaşadı (1693-1705). Bergamo'ya dönüşünde Galgario Manastırına girdi (takma adı buradan gelir) ve Milano ile Bologna'ya gidiş-gelişleri hariç tutulursa, ölene kadar burada kaldı.

Ressamlığa, mihrap arkalığı süsleri ve freskler yaparak başladı. Daha sonra S. Bombelli'yi örnek alarak portreler yaptı. S. Adler ve özellikle G.B. Moroni ile Venetto resminin etkisinde kaldı.

Renk ve kompozisyon canlılığı, plandaki yenilik ve açıklık çok sayıdaki portrelerinin başlıca özelliğidir. Eserleri, sanat yönünden pek parlak olmayan birçok ressam tarafından taklit edilmiştir. Fra Galgario, 1743 yılında doğduğu şehirde öldü.

Fra Galgario - Genç oyuncunun portresi

15 Mart 2017 Çarşamba

GALEOPİTHECUS (yarı yarasa-maki)

MAKİ ile yarasa arası böcek yiyen memeli hayvan. Uzuvlarıyla kuyruğunu birleştiren, paraşüt gibi kullandığı geniş deri kıvrımıyla yarasaya daha çok benzer. Bir ağaçtan diğerine havada süzülerek gider.

Galeopithecus'lar küçük bir kedi büyüklüğünde, külrengi hayvanlardır. Böcek ve küçük hayvanlarla beslenir.

Uçan galeopithecus, Çinhindi ve Sonda Adaları'ndan Filipinler'e kadar yaygındır.

REENFEKSİYON (enfeksiyon tekrarı)

BİR kişinin aynı mikropla ikinci defa hastalık geçirmesine "reenfeksiyon" denilir. Genellikle vücutta, kuvvetli ve kalıcı bir bağışıklık bırakmayan etkenlerle meydana gelir.

Reenfeksiyon her zaman belirgin bir hastalığa dönüşmeyebilir, ama ikinci defa gerçekleşen bulaşma, bağışıklığı kuvvetlendirebilir.

Klinik olarak etkin olmayan, fakat mikropların hâlâ duraklama evresinde yaşadığı sönmüş hastalık odaklarının tekrar harekete geçmesine ise (endojen) reenfeksiyon denir. Bu durum tüberküloz (verem) hastalığında sık olarak görülür.

14 Mart 2017 Salı

GALATA SEMTİ

İSTANBUL'DA bugünkü adı "Karaköy" olan semt. "Galata" adının nereden geldiği konusunda farklı görüşler öne sürülür. Bizanslı tarihçi Dionysios ve Strabon'a göre bu semtin eski adı Sykai, Sykodis veya Sykaena'dır.

Tarihçi Çaças'a göre, Rumların Galat diye adlandırdığı Galyalılar, başkanları Brennos ile buradan geçerken konakladıkları yere kendi adını vermişlerdir. Galos, Galat denilen Lâtin hristiyanlarının oturdukları yerler anlamında Galata, Galatia adının kullanılmış olma ihtimâli vardır.

Başka bir görüşe göre, Galata adı, Rumca "süt" mânâsına gelen Galaktos sözünden türemiştir. Bölgede eskiden sığır ahırları bulunduğu için bu adın verildiği öne sürülür. Bir diğer görüş de, bu kelimenin Cenova-İtalyan dilinde "bayır, yokuş, yamaç" mânâsına gelen Caladdo-Galadda kelimesinden türediğini söyler.

13 Mart 2017 Pazartesi

THOMAS GAİNSBOROUGH, eser-biyografi

İNGİLİZ ressam, 1727 yılında Sudbury-Suffolk'da doğdu. Bir kumaş tacirinin oğluydu. Çocukluk çağında ders görmeden resim yapmaya başladı. 14 yaşındayken hayatını kazanmak için Londra'ya gitmek mecburiyetinde kaldı.

Londra'da çeşitli mesleklere girip çıktı, nihayet gravür kalıpçılığını kendine uygun buldu. Gravelot resim okuluna gitti, Francis Hayman'dan bazı nasihatler aldı. 19 yaşında evlenmesi, kendini tamamen sanatına vermesini kolaylaştırdı.

Önce İpswich'e (1746), daha sonra Bath'a yerleşti (1760). Şöhreti taşrada yaygındı fakat yüksek tabakadan müşterileri de vardı. 1774' de kesin olarak Londra'ya yerleşti, Kraliyet Akademisi üyeliğine seçildi. Manzara resminde Wilson'dan üstün, portrede Reynolds'a eşit sayılmaya başlandı.

Gainsborough, tipik bir İngiliz ressamı olup, her konuyu soylu bir biçimde yorumlar. Manzaraları, portreleri kadar başarılıdır. Portrelerinde kadınları inceltir, kibarlaştırır, saçlarını ve elbiselerini güzelleştirir, gözkapaklarını mânâlı bir biçimde kısar ve gözleri hayat dolu bir bakışla resmeder.

Reynolds'un soğuk bir renk olan mavinin bir tabloda hakim renk olamayacağı iddiasına cevaben "Mavi Çocuk" tablosunu yapmıştır. Thomas Gainsborough 1788' de (yaş 61) Londra'da öldü.

Thomas Gainsborough - Sanatçının kızları  (1760' a doğru)

12 Mart 2017 Pazar

REFLÜ (geri akış)

KAPAKÇIK veya büzgen kası bulunan bir organ içindeki sıvının, organın bu yapılarının yetersizliği sebebiyle geriye sızmasına "reflü" denilir.

En tipik reflü örneği, mide-yemek borusu reflüsüdür. Mide içeriği yemek borusuna geçerek kişide yanma şikâyetlerine yol açar.

Onikiparmak bağırsağı reflüsünde, öğütülmüş gıdalar mideye tekrar geri döner. İdrar reflüsünde ise, idrar mesaneden dışarı akmayıp, idrar borusuna geçer.

REGÜRJİTASYON (ağza gıda gelmesi)

MİDE ya da yemek borusundan az miktarlarda gıdanın ağza gelmesine "regürjitasyon" denilir. Bu vaka geğirme esnasında oluyorsa ve önemsiz miktarda besin ağza gelmişse, bunun patolojik bir mânâsı yoktur.

Vakaların çoğunda mide ağzı (kardiya) bölgesindeki kaslarda gerginlik azalması (hipotoni) ve mide kaslarında hareket artışı görülür.

11 Mart 2017 Cumartesi

REKTOKOLİT (düz ve kalınbağırsak iltihabı)

DÜZBAĞIRSAK ve kalınbağırsağı beraber etkileyen akut veya kronik iltihabi süreçdir. Önce kalınbağırsağın bir ya da iki bölümünde ortaya çıkan iltihap, düzbağırsağa da yayılarak, yalancı dışkılama ihtiyacı (tenesmus), ağrı, boşaltım ritminde bozulmalar ve kanlı ishal gibi belirtilere yol açar.

Kalınbağırsağı ve düzbağırsağı aynı anda etkileyen sindirim sistemi hastalıkları arasında, amipli dizanteri, şigelloz, ülserli kolit, akut veya kronik enterekolit tipleri sayılabilir.

CLARENCE GAGNON, eser-biyografi

KANADA'LI ressam ve gravürcü, 1881 yılında Montreal'de doğdu. Paris'te, Jean-Paul Laurens'in öğrencisi oldu. Açık ve canlı tablolarına konu olarak Quebec çevresinin peyzajlarını ve halkını seçti. Gagnon, 1942' de doğduğu şehirde öldü.

Clarence Gagnon - Kar

10 Mart 2017 Cuma

GAGİNİ AİLESİ, eser-biyografi

LUGANO'lu İtalyan heykeltraş ailesi. Ailenin bir kolu 15. yy' da ve 16. yy'ın başında Sicilya'da, diğer kolu Güney İtalya, Fransa ve İspanya'da yaşadı.

ANTONELLO GAGİNİ : 1478 yılında Palermo'da doğdu, 1498' den 1508' e kadar Messina'da çalıştı. 1510 yılında Palermo katedralinin bahçesi için mermer heykel ve alçak kabartmalarla büyük bir süsleme yaptı (parçaları müzede). Ayrıca 1529' da Palermo'da bir "Meryem" ve 1521' de Castelvetranon'da "Vaftizci Yahya" heykeli yaptı. 1536' da doğduğu şehirde öldü.

DOMENİCO GAGİNİ : Yeğeni Elia ile beraber 1456' da Cenova'da Vaftizci Yahya kilisesinde, daha sonra Palermo'da çalışan Domenico, bu şehirde 1492' de öldü.

PACE GAGİNİ : Amadeo ile beraber önce Pavia manastırında, sonra Cenova'da çalıştı. Buradan Fransa'ya birçok eser gönderdi. "Gaillon şatosu için çeşme", Folleville'de, "Raoul de Lannoy'un mezarı".

Pace Gagini - Catalina de Ribera'nın mezarı

9 Mart 2017 Perşembe

YURİ ALEKSEYEVİÇ GAGARİN

SOVYET hava subayı ve kozmonotu, 1934 yılında Giatsk, Smolensk Bölgesinde doğdu. 12 Nisan 1961' de, Sovyet "Vostok I" uzay gemisiyle dünya çevresinde 1 saat 48 dakika uzay uçuşu yaparak tam bir dolanım gerçekleştiren ilk insandır.

1968 yılında (yaş 34), Vladimir bölgesinde bir uçuş denemesi esnasında düşerek ölmüştür.

8 Mart 2017 Çarşamba

KUŞLARDA GAGA İŞLEVİ

BESLENME tarzına uygunluk bakımından memeli canlılarda dişlerin sayısı ve şekli nasıl ise, kuşlarda da gaganın durumu aynıdır. Kalibri kuşu, uçuş halinde borumsu gagasıyla çiçeklerin balözünü emer. Yeşil ağaçkakan içteki böcekleri bulabilmek için ağaçların kabuğunu deler.

Kartal, baykuş gibi yırtıcı kuşların gagası, et parçalamaya elverişlidir. Çaprazgaga, çam kozalaklarının tohumlarını çıkarabilir. Kılıçgagalının uzun gagası, göllerin dip çamurunu eşelemeye elverişlidir. Çoban aldatan, huni şeklindeki gagasıyla sinekleri yutar.

Pelikanın yem torbası, onun balıkla beslenmesi içindir. Ördek ve kaşıkgaga, gagalarının kenarıyla suyu süzerek içerde bulunan canlıları yer. Kuşların dışında kaplumbağa, gagalımemeli gibi gagalı hayvanlar da vardır.

Tukan

7 Mart 2017 Salı

TADDEO GADDİ, eser-biyografi

İTALYAN ressam ve mimarı, 1300 yılına doğru Floransa'da doğdu. Gaddo'nun oğlu, Giotto'nun öğrencisi ve evlâtlığı. Hocasının atölyesinde 24 sene çalıştı ve onun üslûbunu benimsedi. Şaheseri, Floransa'nın Santa Croce'sinde, Baroncelli şapeli için yaptığı süslemedir (1332-38).

Gaddi, Piza'daki San Francesco kilisesine freskler yaptı (1342). Vasari, Floransa'daki Orsammichele'nin yapımını da ona maleder; aslında burada Giotto'nun asistanı olarak çalışmıştır. Taddeo Gaddi, 1366' da doğduğu şehirde öldü.

Taddeo Gaddi - Celano şövalyesinin ölümü

6 Mart 2017 Pazartesi

JEAN GABİN (sinema oyuncusu)

FRANSIZ sinema oyuncusu, (Jean Alexis Moncorgé) 1904 yılında Paris'te doğdu. Bir müddet Folies-Bergere ve Moulin-Rouge'da çalıştıktan sonra 1930' da sinemaya geçti. Julien Duvivier'in yönettiği filmlerde kişiliğine yakışır rollerde göründü. Renoir ve Carne ile de çalışan Gabin, kısa zamanda güç rollerin en çok aranılan oyuncusu oldu.

İkinci Dünya savaşında Amerika'ya yerleşen Jean Gabin, orada ikinci derecede filmlerde oynadı. 1943' de Hür Fransız Deniz kuvvetlerine katıldı. Fransa'ya dönüşünde, ününe yakışır rollerde göründü. Hep önemli yönetmenlerle çalıştı.

Daha sonraki filmlerinde genellikle dedektif veya gangster rolleri aldı. Polis müfettişi Maigret tipinin yanında, işinin ustası profesyonel katilleri, soyguncuları da canlandıran Jean Gabin 1976' da Neuilly-sur-Seine'de öldü.

5 Mart 2017 Pazar

FUNDA ÇİÇEĞİ

AKDENİZ bölgesi, Kuzey Avrupa ve Güney Afrika'da yetişen, takribi 600 türü bulunan, çiçeklerinin taç kısmı çan, çıngırak veya huni biçiminde, pembe, mor, beyaz veya yeşilimsi renktedir. Yaprak dökmeyen, genellikle alçak boylu, çalımsı bir bitki cinsidir.

Fundaların Güney Afrika'da beş yüz kadar türü vardır. Avrupa'da on altı türüne rastlanmıştır. Bunlardan bazıları (funda, katmerli zakkum, açelya) bahçelerde ve evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Akdeniz bölgesinde yaygın olan bir türü, iğne yapraklı, beyaz çiçekli bir çalıdır. Dallarından süpürge yapıldığı için süpürge çalısı olarak da bilinir.

Fundalar, "funda toprağı" olarak adlandırılan, silisli kum ve çürümüş funda döküntülerinden oluşan asitli toprakları sever. Fundagillerin genellikle kapsül biçimindeki meyvası, kocayemiş ve yaban mersininde üzümsü yemiş şeklindedir ve yenebilir.

4 Mart 2017 Cumartesi

JAN FYT, eser-biyografi

FLAMAN ressam, 1611 yılında Anvers'de doğdu. Franz Snyders'in öğrencisi oldu, sonra Fransa ve İtalya'ya gittiği sanılır. Natürmort ustalarından biri oldu, hoş renkleriyle dikkat çekti. Av hayvanları, çiçek, yemiş, sebze, av sahnesini canlandıran eserler bıraktı. Jan Fyt, 1661' de doğduğu şehirde öldü.

Jan Fyt - Mantarlar  (Belçika)

3 Mart 2017 Cuma

TÜRKİYE'NİN İLK MAÇI

Türk Milli futbol takımı ilk maçı için sahaya çıkıyor
Tarih: 26 ekim 1923 - Rakip: Romanya - Yer: İstanbul - Skor: 2-2

2 Mart 2017 Perşembe

RETİNOBLASTOM (habis göz tümörü)

ÇOCUKLUK çağında görülen nadir ve kötü huylu göz tümörüdür. Retinanın (ağtabaka) sinir dokusundan kaynaklanır ve embriyonel özellikler gösterir.

Çoğunlukla doğuştan ve bazen iki gözü de etkileyen bu tümör, genetik olarak geçtiğinden, ailenin diğer bireylerinde de görülebilir. Tümör, gelişmesi esnasında retinanın ayrılmasına sebep olur; daha sonra göz yapılarına ve görme sinirine sıçrayarak bunlarda yıkım yapar. Son olarak da merkezi sinir sistemine metastaz yapar.

1 Mart 2017 Çarşamba

FÜTÜRİZM SANAT AKIMI

FÜTÜRİZM, İtalyan yazarı Marinetti'nin çevresinde toplanan bir grup genç yazar ve sanatçının, akademizme karşı şiddetli bir tepki olarak yarattığı edebiyat ve sanat akımıdır. Fütürizmin ilk bildirisi 20 şubat 1909' da Fransa'da Figaro gazetesinde yayınlandı. Şiir, müzik, resim, heykel dallarını içeriyordu. Fütüristler: "Eskiye ait herşeye sırt çevirmeliyiz" dediler.

Sanatı baştan başa değiştireceklerini ifade eden fütüristler, Marinetti ve genç arkadaşları Buzzi, Palazzeschi, Govoni, Folgore, Papini, Soffici, Carra, Boccioni, Severini ve Pratella idiler.

Şubat 1911' de Marinetti'nin tanıttığı fütürist topluluk, Paris'te Bernhein-Jeune galerisinde sanat görüşünü ilk olarak ortaya koydu. Topluluk beş ressam ve heykeltraştan meydana gelmişti: Boccioni, Carra, Russolo, Balla ve Severini. İlkeleri; duyularla bunların uyandırdığı fikirlerin zamandaşlığını dile getirmekti.

"Koşan bir atın dört değil, yirmi bacağı vardır", "otobüs, arasından geçtiği evlerin içine dalar, evler de otobüsün üzerine üşüşür ve onunla kaynaşır" diyorlardı.

Gino Severini - Dans eden deniz  (1913)