31 Aralık 2015 Perşembe

ÇOCUKTA ERGENLİK

Erkek çocuklarda ergenlik:

Erkek çocuklarda ergenlik çağı kızlara nazaran 1-2 yıl daha geç başlar ve 13-14 yaşlarında sona erer. Bazılarında ise daha erken veya daha geç olabilir.

Erginliğin başladığını gösteren ilk işaretlerden biri çocuğun hızla büyümesidir. Bu çağa kadar her yıl ancak 4-5 santimetre uzayan çocuğun boyu; takriben iki sene süren erginleşme müddetinde birden 15-16 santim uzar. Bundan sonraki iki yıl zarfında ise boy nihayet 7-8 santim uzadıktan sonra artık hemen hemen orada kalır. Aynı zamanda cinsel uzuvları da gelişir. Önce cinsiyet uzvu bölgesinde sonra da koltuk altında kıllar belirir. Bıyıklar tüy halinde terlemeye başlar. Omuzlar genişler, ses kalınlaşır ve çatallaşır. Eller, ayaklar ve burun anormal büyür.

30 Aralık 2015 Çarşamba

ÇİLELİ AFGANİSTAN

AFGANİSTAN, 32 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusun yüzde 80' i  sünni islâm, yüzde 19' u  şii islâmdır. Başşehir Kabil'dir.

Afganistan konumu sebebiyle tarih boyunca çeşitli istilâlara uğradı. Mö 6. ve 4. yy arası Pers İmparatorluğunun (Pers Kralı 1. Dara) etkisi altında kaldı. Daha sonra Büyük İskender tarafından fethedilen ( mö 328) Afganistan , Baktria Krallığı'nın bir parçası haline geldi. Bu dönemde ortaya çıkan medeniyet, Yunan ve Hint kültürlerinin senteziydi.

29 Aralık 2015 Salı

KADINDA İLTİHAP-AKINTI

Dölyolu İltihabı (vajinit):

İltihap, dölyolunun aşağıda vulva ile, yukarıda dölyatağıyla yakın bağlantısından dolayı, çoğu kez bu kısımlara da yayılma gösterir. Hastalık çoğunlukla, doğum ya da düşük gibi nedenlerle veya cinsi temasla mukozaya yerleşen mikroplardan kaynaklanır. Bazan da; normal olarak dölyolu mukozasındaki bakteri örtüsünde (flora) yer alan, ama floranın biyolojik dengesini bozabilecek antibiyotik tedavisi gibi sebeplerle hastalık yapıcı hale dönüşen mikroorganizmalardan kaynaklanır.

28 Aralık 2015 Pazartesi

ABSTRE SOYUT SANAT

ABSTRE sanatı, duyulur gerçeğin görünüşlerini değil de, soyut gerçeği göstermek isteyen sanatdır. 'Non figüratif' de denilen abstre sanat uygulayıcılarına göre; "belli bir düzene sokulan çizgiler ve renkler, duyguları, duyuları, fikirleri ve düşünceleri bütün çeşitliliğiyle figüratif sanattan daha iyi anlatabilir." Modern abstre sanatı Avrupa'da 1910 yılından sonra ortaya çıktı.

Bu sanatta ün sağlamış ilk ressam sanatçılar: Rus Vasili Kandinski, Maleviç, Michel Larionov, Natali Gonçarova, Sonia Delaunay; Çek Franz Kupka, İtalyan Alberto Magnelli, Fransız Robert Delaunay, Auguste Herbin, Francis Picabia'dır.

27 Aralık 2015 Pazar

HEYECANLI-CANLI ADANA

Seyhan nehri üzerinde Taşköprü
İLKÇAĞDA Anadolu'yu kesen ve Gülek boğazından Çukurova'ya inen yol üzerinde, aynı zamanda bir liman olan Tarsus ile, doğuda Ceyhan ırmağı üzerindeki Mopsuestia (Misis) arasında bir konak yeri idi. Adana'nın önemi, dağlar arasından ovaya inen Seyhan'ın kolay geçilen bir yerinde 'köprü başı' olmasından kaynaklanmıştır.

Bizanslı Stefan'ın anlattığı efsaneye göre; Uranus'un iki oğlu Adanus ile Sarus'un Tarsuslular ile savaşarak şehri kurmuşlar, bunlardan birinin adı şehre, diğerinin adı da ırmağa verilmiş (Sarus Seyhan'ın eski adı). Bu efsane, Adana ile Tarsus arasında süregelen rekabetin köklerini hatırlatır.

26 Aralık 2015 Cumartesi

DERİ VE DERİALTI YANIKLARI

YANIKLAR yüksek sıcaklıktaki cisimlere temas neticesinde olacağı gibi, kimyasal etkenlerle (asit, baz, fosfor), elektrikle, iyonlaştırıcı ışınlarla veya şiddetli uzun süren mekanik sürtünme etkisiyle de olabilir.

Doku hasarı, maruz kalınan sıcaklığın şiddeti ve süresiyle orantılıdır. Meselâ, yarım dakika süreyle 55 derece sıcaklık, dokuda hasara yol açmadan hafif bir iltihap meydana getirir. Yarım dakika ve 60 derece sıcaklık olursa, deride kabarcık (vezikül) oluşumuna ve kısmen doku yıkımına sebep olur. Sıcaklık 65 derece olduğunda ise derinin bütün tabakaları yıkıma uğrar.

25 Aralık 2015 Cuma

YAŞLININ 'SUYU ÇEKİLİR'

YAŞLANMA zamana bağlı olarak vücuttaki yapıların geçirdiği aşamalı biyolojik değişim sürecidir. Ölüm ihtimâlini artıran çeşitli hastalık tabloları bu sürecin dışında kabul edilir. Vaktinden evvel gelen bir hastalık, doğal süreci hızlandırabilir.

Yaşlanan vücutta su kaybı ortaya çıkar. Halk arasında yaşlı kişilere "suyun çekildi" diyenler olur. Bu durum çözünürlüğü az olan protoplazma proteinlerinin su tutabilme yeteneğinin azalmasına bağlıdır. Bu arada, çözünemeyen protoplazma proteinleri birikmeye başlar. Protein bileşimlenmesi yavaşlar ve

24 Aralık 2015 Perşembe

MOĞOL İSTİLÂSI ABBASİLERİ BİTİRDİ

Ebulabbas'a biat töreni
Abbasi altını (ön yüz)
EMEVİLER iktidardan düştükten sonra, Abbasiler yaklaşık beş yüz yıl ( 750-1258) Arap-İslâm İmparatorluğu'nu yönettiler.

Hazreti Muhammed zamanında, Kureyş'e mensup iki kabileden Ümeyyeoğulları" ve "Haşimoğulları" arası rekabet bitmemişti. Abbasiler, Haşimoğulları tarafındandı. Son Emevi Halifesi 2. Mervan'ın 750 yılında öldürülmesini takiben diğer Emevi mensupları da bütün Suriye'de takip edilerek öldürülmüşlerdi.

23 Aralık 2015 Çarşamba

ÜÇ TAKIMLI TRABZONSPOR

Trabzonspor  1993 - 94  sezonu
KARADENİZ Bölgesinde 1923 yılından beri resmi lig maçları tertipleniyordu. Şampiyonlukları "İdmanocağı" veya "İdmangücü" futbol kulüpleri alıyordu. 1966 yılına kadar bu iki takım arasındaki rekabet, Trabzon futbolunun tek bir kulüp altında birleşmesine engel oldu.

Nihayet, "İdmanocağı" dışarıda kalmak suretiyle; "İdmangücü", "Martıspor" ve "Karadenizgücü" kulüpleri birleşerek  21 temmuz 1966 tarihinde "Trabzonspor" kulübünü

22 Aralık 2015 Salı

MİLLÎ MÜCADELEDE FENERBAHÇE

FENERBAHÇE Spor Kulübü, 1907 yılında İstanbul-Kadıköy'de kuruldu. İlk kurucuları: Nurizâde Ziya Songülen (1886-1936), Şevkipaşazâde Âyetullah (1888-1918), Samipaşazâde Necip Okaner (d.1892)'dir. Ziya Bey başkanlığa, Âyetullah Bey genel sekreterliğe, Necip Bey kaptanlığa getirildiler. Adı 1908 yılında "Fenerbahçe Futbol Kulübü" olarak tescil edildi.

21 Aralık 2015 Pazartesi

İLK GALATASARAYLILAR

İlk amblem
GALATASARAY Spor Kulübü, 1905 yılında İstanbul'da Mektebi Sultanî öğrencilerinden Ali Sami Yen, Asım Tevfik Sonumut, Emin Bülent Serdaroğlu, Şehid Celâl, Bekir Bircan, Tahsin Nahit, Refik Cevdet Kalpakçıoğlu ve Abidin Daver'in teşebbüsleriyle kuruldu.

Kurucular devrin hafiyelerinden çekindikleri için, takımlarına hemen bir isim koymadılar, forma rengi olarak da kırmızı-beyaz seçtiler. İlk maçtan sonra forma rengini sarı-siyah olarak değiştirdiler. 1906 yılında sarı-siyah forma altında görülen takım, 1907 yılında sarı-kırmızı renklerle sahaya çıktı. Takıma taraftarları

20 Aralık 2015 Pazar

BEŞİKTAŞ BEREKET JİMNASTİK KULÜBÜ

BEŞİKTAŞ Jimnastik Kulübü (B.J.K.), Türk spor kulübü olarak 1903 yılında İstanbul'un Beşiktaş semtinde Medine Muhafızı ve Şeyh-ül Harem Osman Paşa'nın konağında "Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü" adı altında özel bir kulüp olarak kuruldu.

Kurucuları arasında Osman Paşa'nın oğullarından Mehmet Şamil Bey, Hüseyin Bereket, Ahmed Fetgeri Aşeni (ilk güreş federasyonu başkanı) ile kardeşi Mehmed Fetgeri, Nazım Nazif, Cemil, Haydar, Tayyareci Fethi ve Şevki Bey' ler bulunuyordu.

19 Aralık 2015 Cumartesi

AİLENİN KÜÇÜĞÜ ŞÖVALYE

Şövalyenin kılıç kuşanması
TOPRAK birikimleri, şatolar, evlilik çağına gelmiş zengin kızları, saraydaki memuriyetler şövalye aile reislerinin olurdu. Miras babadan en büyük oğula intikal ederdi. Oğullara babaları yaşadığı müddetçe mirastan pay verilmezdi. Ailenin en küçük erkek çocuğuna ise babası ölse dahi miras yoktu. Aile kuramazlar, mevki sahibi olamazlardı. Bu yüzden savaşçı olur, tehlikeli maceralara atılır ve şanslarını akıl ve bilek gücüne dayanan zor yollarda ararlar, kahramanlık serüvenleri peşinde koşarlardı. Profesyonel asker olarak ölmeye mahkûm bu şövalyelerin evlenme umutları yok gibiydi. Aşkları, içlerine gömdükleri için şiirlere konu olurdu.

Fethedilen İspanyol topraklarını Müslümanlar'dan geri alanlar, İngiltere ve Güney İtalya'daki büyük Norman fetihlerini yapanlar, Slav topraklarına

18 Aralık 2015 Cuma

TİCARET SEVEN FENİKELİLER

Fenike Alfabesi
SAMİ ırkından Kenan kökenli bir millettir. Yunanlılar, onlara 'Fenikeliler' adını vemiştir. Ortaya çıkışları milâttan önce 1200' lerdedir. Suriye, Filistin kıyı şeridinde yaşadılar. Fenike alfabesi sonraları evrensel kullanıma kavuştu. Çok tanrılıdırlar. Kral 1.Hiram, İsrail Krallığı'yla, Süleyman Mabedi'ni yapma konusunda anlaştı. Karşılıklı ticaret yaptılar (mö 969-935). Kendilerine "Tirliler" veya "Sidonlular" demişlerdir.

Tevrat, Fenikeliler'e pek dostça bakmaz. Ugarit şehrinde 1929' da ortaya çıkan metinlere göre; Tanrıların Tanrısı "El"

17 Aralık 2015 Perşembe

ÇOCUĞA DİSİPLİN UYGULAMA

BİR-üç yaşlarında bir çocuk, sorulan soruların çoğuna "hayır" diye cevap verir. Siz de çocuğu ikna etmek için türlü izahlarda bulunursunuz, çocuk daha büyük bir şiddette olumsuz cevap verir. Çocuklarına aşırı ilgi göstermek isteyen bazı anneler yavrularının küçük yaşta nezaket dairesinde konuşması için gayret ederler. Bu gibi anneler çocuklarının yemek veya uyku zamanlarında "Çocuğum; şimdi yemek zamanı geldi, yemek yersen çabuk büyürsün. Yemek sandalyene oturur musun?", "Yatağına gelir misin?" veya daha ileri giderek "Oturur musunuz, kalkarmısınız" diye hitabederler. Küçük yaşta bir çocukla bu tarz konuşmanın faydası şöyle dursun zararı

16 Aralık 2015 Çarşamba

FELSEFE UMUT AŞILAR

Büyük İskender: 'Bir isteğin var mı?'
Filozof Diyogenes: 'Gölge etme başka ihsan istemem!'
(Sebastiano Ricci tablosu)
YUNANCA bir kelime olan "filosofia" , Arapçada "felsefe" şeklini almış ve aynı şekilde Türkçeye geçmiştir. Yunancada "filo" 'sevgi' mânâsına gelir. "sofia" ise 'bilgelik' demektir. O halde felsefeye 'bilgelik sevgisi' denilebilir.

İnsan ve dünyayı genel olarak kavramaya çalışma, 'kimiz, neyiz, niçin varız, nereden geldik, nereye gidiyoruz' şeklindeki sorulara nihai izahatı getirme eğilimi gösteren disiplindir.

15 Aralık 2015 Salı

FAULKNER: 'İNSAN ÖLÜMSÜZDÜR'

WİLLİAM FAULKNER Amerikalı roman ve senaryo yazarıdır. 1897 yılında New Albany'de (Mississipi) İskoç kökenli Güneyli bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Babası Murry, hiçbir işte dikiş tutturamamış ayyaş ve karısının sözünden çıkmayan kılıbık biriydi. Annesi, dişli ve ezici karaktere sahipti, oğlu William'ı kendi düşüncelerine göre şekillendirdi. Küçük kardeşi Dean'e pilotluk hevesi içinde kalmasın diye satın aldığı uçağı kullanırken kaza geçirmesi Faulkner'i vicdan azabına sokarak ruhi bunalım geçirmesine yol açtı.

14 Aralık 2015 Pazartesi

GENÇ FATİH'İN CESARETİ

FATİH SULTAN MEHMED 1432 yılında Edirne'de doğdu. Babası 2. Murad, annesi Hüma Hatun'dur. 12 yaşındayken Manisa Sancak Beyliği'ne atandı. Aynı yıl babası tahttan çekilince, Edirne'ye giderek tahta çıktı.

İlk günlerde önemli iç-dış problemlerle karşılaştı. İktidarı elinde tutan Sadrazam Çandarlı Halil Paşa ile 2. Mehmed (Fatih) etrafındaki devşirme Zağanos ve Şehabeddin Paşalar arasında anlaşmazlıklar başladı. Edirne'de Hurufiler ayaklandı ve büyük yangınlar çıktı. Bir Haçlı ordusu Tuna nehrini aşıp Varna'yı kuşattı.

13 Aralık 2015 Pazar

FAŞİZM HALKI ASKERLEŞTİRİR

FAŞİZM,  1919 yılında İtalya'da Benito Mussolini ( 1883-1945) tarafından "İtalyan Savaş Birlikleri" adı altında kuruldu. 1921' de parti oldu ve 1943 yılına kadar 'şefi yücelten, halkı askerileştiren' bir İtalyan rejimi haline geldi.

Altı yaşından itibaren başlayarak çocukları ve gençleri, askeri disiplin altında "yavrukurt", "yurtsever genç", "öncü genç" olarak 'rejime itaatli savaşçılar' olarak yetiştirdiler. "İzci" teşkilâtı kurdular. Bu yöntemle kadroları sürekli yenilemeyi ve sonsuza kadar iktidarda kalmayı hedefliyorlardı.

12 Aralık 2015 Cumartesi

HZ. MUSA'YA ON EMİR

  • Benden başka Tanrın olmayacak
  • Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın. Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım. Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.

11 Aralık 2015 Cuma

FAS'TA DEMOKRATİK İSLÂM

FAS, 33 milyon nüfusa sahiptir. Nüfusun tamamına yakını Müslüman'dır. Başşehir Rabat'tır. Afrika kıtasının kuzey-batı kıyısında yer alır. Önceleri Berberiler'in ikâmet ettiği bu bölge 7. ve 8. yy' larda Arap fetihlerinden sonra İslâmiyet'i benimsedi. 2. Hasan ile milletlerarası rol oynamaya çalıştı.

Fas geleneklerinden kopmadan modernleşme ve demokrasiyle İslâm'ı bağdaştırma yolunu seçti

Mevlâ Hasan'ın babası
tarafından veliaht seçilmesi  (1957)

10 Aralık 2015 Perşembe

ÇEKİNGEN VE YARAMAZ ÇOCUK

BAZI çocuklar oyundan hoşlanmazlar veya oyun esnasında diğer çocuklardan dayak yerler. Bunlar çekingen tabiatlı çocuklardır. Başka çocuklarla oynamalarına az müsaade edilenlerde bu hale daha sık rastlanır. Dayak yer endişesiyle çocuğunuzun başka çocuklarla oynamasına engel olmayınız. Ancak bir müddet için çocuğu daha küçük çocuklarla oynatmanız ve kendisine cesaret geldikten sonra akranı ile buluşturmanız iyi olur.

9 Aralık 2015 Çarşamba

FARABİ: 'İLİM ULVİ GÖREV'

ABBASİLER döneminde yaşamış olan Farabi, 870 yılında Türkistan'ın Farab bölgesinin Vesiç Köyü'nde doğdu. Asıl adı Muhammed, babasının adı Tarhan'dır. 'Türk Filozofu' diye anılır. Aristotales felsefesini İslâm'a adapte etmeye çalışmıştır. 80 yaşında (950' de) Halep'te vefat etti.

Farabi şu görüşleri öne sürmüştür:

"Ahlâk eğitiminde "ikna" öncelikli olmalıdır. Zorlama mümkünse kullanılmamalıdır, eğer kullanma lüzumu hissediliyorsa; bu nadiren ve geçici olmalıdır."

8 Aralık 2015 Salı

CANLININ DOĞAYA UYUMU

Şekil - 1
EVRİMİN sürekli bir ilerleme doğrultusunda gerçekleştiği düşüncesi tartışılmaya başlanmıştır. Evrim ilerleme demek değildir. Canlı türlerinin en mükemmel yapılara doğru ilerledikleri görüşünün tersine; şu veya bu soyun kaderinde başlıca rolü, şartların önceden öngörülemeyen şekilde bir araya gelmesi oynuyor. Ayrıca evrimin sonu veya bitişi diye bir şey yoktur. Doğanın değişen şartları var olduğu müddetçe canlılardaki doğaya ve yeni yaşam biçimlerine uyum sağlama süreci de hep olacaktır.

7 Aralık 2015 Pazartesi

OSMANLI GEZGİNİ EVLİYA ÇELEBİ

Evliya Çelebi (temsili)
TÜRK gezi edebiyatının en büyük yazarıdır. 1611 yılında İstanbul'da doğdu. Ailesi aslen Kütahyalı'dır. Memurluk ve askerlik gibi vazifelerini gezileriyle birlikte gerçekleştirdi. Gezilerinden notlar oluşturarak 17. yy Osmanlı hayatının siyasi, sosyal, kültürel ve sanatsal görünümünü ortaya koydu. Hazırladığı "Seyahatname" si, Arap ülkeleri, Balkanlar, Orta Avrupa ve Kafkasya'yı da tanıtan bir eserdir.

6 Aralık 2015 Pazar

ÇOCUKTA İSTENMEYEN HAREKETLER

PARMAK EMME

DOĞUMDAN sonraki ilk aylarda çocuk emme ihtiyacını gidermek için parmağını emebilir, fakat bir yaşını tamamladığı halde parmağını emmeye devam eden çocuklarda başka sebepler aramak gerekir. Bu yaşta çocuk farklı nedenlerle; meselâ rahatsız, yorgun ve sıkıntılı olduğu zamanlar parmağını emebilir. Bazan da sıkıntısız, hayatından memnun çocukların da parmaklarını emdikleri görülür. Bazıları ise parmaklarını ağızlarına sokmadan uyuyamazlar.

5 Aralık 2015 Cumartesi

BİLAL-İ HABEŞİ ETİOPYALI

ETİOPYA, Habeşistan olarak anılır. 95 milyon gibi kalabalık bir nüfusa sahiptir. Halkın yüzde 43,5 ortodoks hristiyandır. İkinci büyük dini grup yüzde 34 ile müslümanlardır. Addis-Abeba başşehirdir.

Necaşi Tahtı
Omo Vadisi'nde yapılan araştırmada, büyük çukurun tortul tabakaları arasında 2,5 milyon yıllık insana benzeyen yüzlerce fosil bulundu. Afar çöküntüsünde yapılan keşiflerde de 4 milyon yıllık insansı iskelet ünlü "lucy" bulunmuştur. Paleolitik çağa ait geniş fosil yatakları, çok sayıda arkeolojik tabaka ortaya çıkarıldı.

Milâttan önce 1500 yıllarında Arabistan'daki Saba Krallıklarından gelen yerli halkla kaynaşmaya başladılar.

4 Aralık 2015 Cuma

ÇOCUKTA KISKANÇLIK

HEMEN her yaşta, büyüklerde dahi görülen kıskançlık hissi bilhassa 1-5 yaş çocuklarında daha şiddetlidir ve bu çocukları çok üzebilir.

Kıskançlığa sebep olan en önemli hâdise yeni bir kardeşin dünyaya gelişidir. Bilhassa o güne kadar evin tek çocuğunda bu hâdise daha önem kazanır. Yeni bir kardeşin doğumu neticesi kıskançlığa mahâl vermemek için elinizden geleni yapmalısınız.

Çocuğun önceden yeni bir kardeşi olacağını bilmesi iyidir, böylece yavaş yavaş bu fikre alışacaktır. Aynı zamanda doğum hadisesi neticesi çocuğun günlük yaşamında fazla bir değişiklik yapılmamasına dikkat ediniz. Meselâ çocuğun odasını veya karyolasını yeni bebeğe verecekseniz, bunu doğumdan haftalarca önce yapınız ki, kendisi artık büyüdüğü için başka yerde yatması gerektiğini anlasın, yeni doğan bebeğe yer açmak için yerinden atıldığını düşünmesin.

3 Aralık 2015 Perşembe

ÇOCUKTAN BIKTIRICI SORULAR

KONUŞMAYA başlayan çocuk, daimi surette annesine, babasına, yanındakilere sorular sorar ve ancak bu yolla merakını giderir, bilgilerini artırır. Bu soruların bir kısmını yersiz veya biçimsiz zannedebilirsiniz, hattâ bıkabilirsiniz de, fakat çocuk tamamiyle iyi niyetle hareket etmektedir.

Fazla soruyor veya münasebetsiz şeyleri öğrenmek istiyor diye çocuğa; "sen sus, büyüyünce öğrenirsin" diyerek ihtarda bulunmak son derece hatalıdır. Sık sık bu gibi azarlanmalarla karşılaşan çocuklar çekingen huylu olacakları gibi, ana-babalarına karşı samimiyetlerini de azaltacaklardır. Bu itibarla çocuğun her sorduğuna basit, fakat doğru cevaplar vermek lâzımdır.

2 Aralık 2015 Çarşamba

ÇOCUĞA İYİ HUYLAR AŞILAMA

ÇOCUĞA iyi huylar aşılamak ana-babanın elindedir. Bunu yaparken çocuğu zorlamanıza asla lüzum yoktur. Meselâ çocuğa oyuncaklarını toplamasını öğretirken. "haydi oyun bitti, oyuncaklarını kaldır!" derseniz, hiç hoşuna gitmeyeceği için bunu yapmaya razı olmayacaktır. Bunun yerine "bebeklerin uykusu gelmiştir, yataklarına yatıralım veya arabaları artık garaja koyalım" derseniz bunun oyunun bir devamı olduğunu düşünecektir. Böylece ilerde oyun bitince, son kısmı hatırlatmadan kendisi yapacaktır. Çocuk kendisine yükletilen görevlerden zevk almaya alıştırılmalıdır. Büyüklerin yaptıkları işleri yapmaktan hoşlanan çocuklara cesaret vermek için, her yeni
görevde, 'bunu büyükler de yapar' demek kendisini zorlamaktan daha faydalıdır.

1 Aralık 2015 Salı

ETRÜSK MİRASI ROMA'DA

Veii Apollon'u - (mö 490' a doğru)
ETRÜSK medeniyeti milâttan önce 8. ve 3. yüzyıllar arasında Orta İtalya'da ortaya çıktı. Kültür mirasını Roma İmparatorluğu devraldı. Yunanlılar ve Romalılar bu halka ve yarattığı medeniyete hayran olmuşlardır. Şehir nüfusu 25 bin kadardı. Kendilerinden önceki Villanova medeniyetinin bir uzantısı olduğuna dair İtalyan arkeologların araştırmaları olmuştur.

30 Kasım 2015 Pazartesi

ERMENİSTAN 'millet-i sadıka'

ERMENİSTAN 3 milyon nüfusa sahiptir. Halkın çoğunluğu Ermeni Apostolik Kilisesi'ne bağlı Hristiyandır. Milâttan önce 6. yy' da Doğu Anadolu'da Urartu Krallığı topraklarına yerleştiler. Ermenistan, Asurlular'ın ve Persler'in idaresine girdi. Daha sonra "Ahemeniler" adıyla Persler'in eyaleti oldular.

Bölge daha sonra Medler'in eline geçti. Bu dönemde Ermeni Krallar tahtlarını korudular, fakat daha sonra Büyük İskender'e ve Selefkîler'e boyun eğmek zorunda kaldılar. Selefkîler Roma'ya yenilince, mö 95' de tahta çıkan II. Dikran, Ermeni topraklarını

29 Kasım 2015 Pazar

EPİKUROS: 'AZLA YETİNMEYİ BİLMELİ'

EPİKUROS milâttan önce 341 yılında Atina ya da Sisam Adası'nda doğdu. Babası öğretmen, annesi falcıydı. Çocukluğu Sisam'da (Samos) geçti. Dönemin bazı felsefe hocalarından ders aldı. Öğretmenlik yaptı, çok okudu, Midilli, Lapseki ve Atina'da dersler verdi ve bir felsefe öğretisi kurdu. Atina'da satın aldığı bir bahçeye okul kurdu (mö 306); orada dostlarıyla beraber yaşadı. Atinalılar onun heykelini diktiler. Felsefe alanında önemli çalışmalar yaptı. Milâttan önce 270 yılında (71 yaşında) öldü.

Epikuros şunları söyledi:

28 Kasım 2015 Cumartesi

ENZİM TEPKİMEYE HIZ VERİR

NORMALDE bir kimyasal reaksiyonun başlaması için enerjiye ihtiyaç vardır. Bu enerji ısı, ışık veya elektrik enerjisi olabilir. Organizmanın biyokimyasal reaksiyonlarında ise enzimler rol oynar. Enzim, reaksiyonlardaki başlangıç enerjisini azaltır (etkinleştirme enerjisi düşük olur).

Enzimler, reaksiyonlarda yapısal değişikliğe uğramazlar. Az miktarda bulunurlar, fakat biyokimyasal tepkimeyi olağanüstü yüksek düzeyde hızlandırırlar.

Uzun aminoasit zincirli enzimin (yeşil)
bir alt tepkileyiciye (mor) bağlanması
Hücrelerde enzim olmasa, kendilerini hızla yeniliyemezler. Belki de hayat olmazdı. Enzimlerin hızı, PH derecesi ve sıcaklıkla etkilenebilir. Sıcaklık reaksiyon hızını artırır, fakat fazlası, enzimin yapısını bozar. 

Süte katılan peynir mayası, kuzu veya buzağı şirdeninden elde edilmiş bir enzimdir. Ekmek mayası, bira mayası enzimdirler.
Ağızdaki "amilaz", midedeki "pepsin" reaksiyon hızlandırıcı, gıda sindirme enzimleridir.

27 Kasım 2015 Cuma

ENGİZİSYON VAHŞETİ

ENGİZİSYON "kovuşturma" demektir. Sapkın mezheplerle mücadele etmek ve sapkınları bulup cezalandırmak için tatbik edildi. İmparator Teodosius, Hristiyanlığı devlet dini olarak benimsedikten (380' de) sonra "sapkınlık" hem Tanrı'ya hem de İmparatora karşı işlenmiş suç sayıldı. Eskiden olduğundan çok daha şiddetli cezalar verilmeye başlandı. (Eskiden rahipler manevi cezalar verirlerdi). "İyi Hristiyan" olmayan

26 Kasım 2015 Perşembe

İSLÂMIN YAYILMASINDA EMEVİLER

Emevi Sanatı  (Kubbetüssahra - Kudüs)
İSLÂM dünyasına doksan yıl (661-750) egemen olan Emeviler, İslâm İmparatorluğu'nun sınırlarını Orta Asya, Afganistan, Hindistan ve İspanya'ya kadar genişlettiler. Yunan, Bizans, İran etkileriyle mimaride zengin bir sanat geleneği oluşturdular. Arap-islâm kültürünün yayılması Emeviler döneminde hız kazandı. Halifeliği Abbasiler'e kaptıran hanedanın I. Abdurrahman ile başlayan bir kolu, İberik yarımadasının Endülüs denilen güneyinde yaklaşık üç yüz yıl kadar hüküm sürdü.

Emeviler, Mekke'de Kureyş kabilesine bağlı ve ticaretle uğraşan varlıklı bir aileydi. Hz. Muhammed'i Medine'ye göç etmeye (hicrete) zorlayan, kabilenin önderi zengin tüccar Ebu Süfyan'dı.

25 Kasım 2015 Çarşamba

BİLİMCİ-SİYASETÇİ EİNSTEİN

ALBERT Einstein teorik fizikte yaptığı çalışmalarla 20. yy fiziğine ışık tutmuştur. 1879 yılında Güney Almanya'nın Ulm şehrinde doğdu. Ailesi Yahudi kökenlidir. Pek dindar biri değildi. Babası elektrikçiydi. Aile geçim zorluğu çekiyordu. Bu yüzden babası İtalya'ya gitti. Albert, Münih'te okuduğu liseyi 15 yaşında bıraktı ve ailesinin yanına gitti.

İsviçre Zürih Politeknik Enstitüsü'nün giriş imtihanını kazanamadı. Daha sonra iyi hazırlanarak bu okula girdi. Sonraları İsviçre vatandaşlığına geçti ve babasının karşı çıkmasına rağmen, bir kızı olan Sırp asıllı dul bayanla evlendi. (Bu eşinden iki oğlu oldu). Okulu bitirince diplomasıyla iş aradı, fakat bulamadı. Çeşitli

24 Kasım 2015 Salı

SANTRALDEN EVE ELEKTRİK

Yüksek gerilim havai iletim hatları
ELEKTRİK alternatif akım (dalgalı akım) halinde üretilir ve dağıtılır. Elektriği uzak mesafelere iletirken, iletken telleri fazla kalınlaştırmamak ve hattaki ısı kaybını önlemek için çok yüksek gerilimler kullanılır. Amaç; aynı gücü taşımak için daha az akım kullanmaktır. Fazla akım hattın ısınmasına sebep olur. Isınma da iletim enerjisinin ciddi bir kısmının ısı şeklinde havaya karışarak ziyan olması demektir. Hatlar ısınmasın diye iletim tellerini daha kalın yapmak, hatları ağırlaştırdığı gibi ekonomik de olmaz.

P = U x I    şeklinde ifade edilen elektrik güç formülünde;

23 Kasım 2015 Pazartesi

OSMANLI'YI PAYLAŞAN SAVAŞ

ALMANYA, Avusturya-Macaristan ve İtalya bir blok oluşturup; Fransa, Rusya, İngiltere bloğuna karşı, 1914 yılı temmuzunda başlattıkları böyle bir genel savaşa, niçin girdiklerini kendileri dahi açıklayamazlar. Sebepler olarak; büyük güçlerin çıkar çatışması, Avrupa haritasının yeniden şekillenmesinde alınacak rol ve bazı eski sorunlardan kaynaklanan çekişmeler öne sürülebilir. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarının ciddi ölçüde küçülmesine sebep olmuştur.

Avusturya Veliaht Prensi'ne suikast anı
Avusturya Veliaht Prensi Franz-Ferdinand'ın 28 haziran 1914' de Saraybosna'da öldürülmesi üzerine, Avusturya, Sırp Gizli Servisi'ni suçladı ve olaydan bir ay sonra Sırbistan'a savaş ilân etti. Avusturya, Ruslar'ın Sırbistan'a destek vereceğinden emindi, bu yüzden Almanya'ya güveniyordu.

İtalya, önce tarafsız kaldığını ilân etti. Daha sonra saf değiştirerek karşı

22 Kasım 2015 Pazar

DOSTOYEVSKİ: "BATI BİZİ ANLAMAZ"

DOSTOYEVSKİ (Fiodor Mihayloviç) Rus roman yazarıdır. 1821 yılında Moskova'da doğdu. 7 yaşında bir cenaze alayı seyrederken ilk sar'a nöbetini geçirdi. 16 yaşına gelince annesini verem hastalığından kaybetti. Babası, onu Petersburg'da askeri mühendislik okuluna yazdırdı.

Babası doktordu, sert mizaçlı, sarhoş ve geçimsiz bir adamdı. Annesi yumuşak başlı olmasına rağmen babasından sert muamele görürdü. Bu yüzden Fiodor babasından nefret ederdi. Okuldayken babasının ölüm haberini aldı. Efendilerinin sert davranışlarıyla çileden çıkan köylüler babasını Darovoye'deki

21 Kasım 2015 Cumartesi

YİRMİLİK DİŞ ÇIKMAYABİLİR

Diş kesiti
DİŞ minesinin bileşiminde kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat, çok az olarak da mağnezyum fosfat ve sodyum flörür bulunur.

Alt-üst çene diş yerleşimi
Bebekte ilk olarak alt-orta kesiciler 6.- 8. aylarda, üst orta kesiciler 7.- 9. aylarda çıkmaya başlar. Bebeğin 1 yaşında 8 dişi olur. 1,5 yaşında 12 dişi, 2 yaşında 16 dişi, 2,5 yaşına gelince 20 dişi vardır. Çocuk 6 yaşına geldiğinde ilk düşme başlar. İlk düşenler alt orta kesiciler olur. Böylece süt dişleri çıkış sırasını takibederek düşerler.

Düşenlerin yerine kalıcı olan dişler gelmeye başlar. 18 yaşına kadar 28 diş çıkar. 18 - 25 yaş arası yirmi yaş dişlerinin (akıl dişleri) gelmesiyle 32 diş tamamlanmış olur.

Yirmi yaş dişleri, insanların yüzde 30' unda ya hiç çıkmaz ya da eksik çıkar.

Şekerli gıdalar dişlerin çürümesinde etkendirler. Çürümeye başlayan yerde oyuk oluşur. Bazen de ağrı yapar. Çürüme anlaşıldığında hemen doldurulmalıdır. Dişte önceden var olan bir dolgu düşerse; hiç vakit kaybetmeden dişçiye gitmek gerekir. Aksi halde diş dibi iltihabı sürece dahil olur.

20 Kasım 2015 Cuma

İNSAN HAMMADDESİ YILDIZDAN

İleride patlamak üzere büzülen süpernova
MADDE ve antimadde büyük patlamanın (13,7 milyar yıl önce) ilk saniyelerinde vardı, fakat birbirlerini yok ettiler. Madde sayıca antimaddeden daha fazla olunca, bu dengesizlik gezegenleri ve galaksileri oluşturdu. Eşit miktarda olsalardı uzay ortamı saf enerjiden ibaret olacaktı.

Patlamanın başlangıcı çok sıcak olduğu için elektronlar bağ kuramıyorlardı. İlk patlamadan 380 bin sene sonra soğumayla beraber elektronlar protonlarla bağ kurmaya başladı. Elektron bulutu dağılınca, ışık görünmeye başladı. Önce

19 Kasım 2015 Perşembe

ÖLÜMCÜL AŞK (Leylâ ve Mecnun)

Leylâ bulutlarla konuşuyor
LEYLÂ ve Mecnun bir Arap efsanesidir. Olay, Necid çöllerinde yaşayan Beni Amr Kabilesi'nde geçer. Mecnun olarak kabul edilen kişi "Kays" dır. Leylâ amcasının kızıdır. Çocuk yaşta birbirlerini severler. Kays sevdiğine şiirler söylemeye başlar. Şiirleri dilden dile yayılınca; ailesi kızı çadıra kapatarak Kays'a göstermek istemez. Kays görmekte ısrar edince Halife'ye şikâyet edilerek görmesi yasaklanır.

Mecnun, Leylâ'nın mezarında
Şiraz - 1410  elyazması sayfası
Kays, Leylâyı göremeyince mecnun (deli) olup çöllere düşer, vahşi hayvanlarla yaşar. Bu arada Leylâ başka biriyle evlendirilince Kays tam çılgına döner, ama bu evlilikten hoşnut olmayan Leylâ, ayrılığa dayanamaz, hastalanarak ölür. Leylâ'nın ölüm haberini alan Kays onun mezarı başına gider ve kederinden orada can verir (689 veya 699).

Bazılarına göre Mecnun, Emeviler döneminde yaşamış bir şairdir. Bazılarına göre bir masal kahramanı veya El Mecnun mahlasıyla tanınan, ama asıl kimliği bilinmeyen biridir. Bazı nesep bilginlerine göre; Leylâ ve Mecnun hikâyesinin, amcasının kızını sevdiği halde, aşkını açıklayamayan genç bir Emevi şehzadesi tarafından ortaya atıldığını, şiirlerin de bu şehzade tarafından yazıldığını ileri sürerler. Leylâ'nın asıl adı "Leylâ binti Mehdi bin Sad el Âmirî"; Mecnun'un asıl adı "Kays bin el Mulavvah el Âmirî" dir.

18 Kasım 2015 Çarşamba

KUTADGU BİLİG (mutluluk veren bilgi)

BALASAGUN'LU Yusuf Has Hacib tarafından yazıldı. (Antik Balasagun şehri bugünkü Kırgızistan sınırları içindedir. İlk Türk İslâm Devleti'nin başşehriydi) Arap, Fars dili ve edebiyatı, tarih, felsefe, tıp dallarında öğrenim gören Yusuf Has Hacib 1069-1070 yıllarında yazdığı "Kutadgu Bilig (mutluluk veren bilgi)" adlı eserini Karahanlı Devleti  hükümdarına (Tavgaç Ulug Buğra Kara Han) sundu. Bu eserinden dolayı "Has Haciblik" görevine atandı.

Kutadgu Bilig ilk İslâmi Türk mesnevisidir. Esasen bir devlet ütopyasıdır. Devlet idaresi için ideal beklentiler sunar. Eski Yunan, Hint, Çin, İran düşüncesinden izler taşır. Eski Türk devlet töreleri ile İslâmi öğeleri ustaca kaynaştırarak bir sentez oluşturmuştur.

Bu eserde; devlet başkanı olan "Bey" milliyetçi ve demokrattır. Doğru kanun koyar ve tatbik eder, ülkesini adalet ve merhametle yönetir. Bilgiyi ve aklı yüceltir. Akıllı danışmanlarıyla halkına doğru yolu ve erdemleri öğretir. Bu dünyada bilgiye verdiği değer ve önem, hükümdarın "öbür dünyadaki" yerini de belirleyecektir.

Kutadgu Bilig'in bilinen üç nüshası vardır. Bunlar: Herat, Fergana ve Mısır nüshalarıdır.

17 Kasım 2015 Salı

AMİDİ'DEN DİYARBAKIR'A

Diyarbakır Ulucamii
ASUR çivi yazılarında Diyarbakır'ın adı milâttan önce 1300 yıllarından beri  "Amidi" olarak geçer. Bu ad daha sonra Yunan ve Lâtin kaynaklarında "Amido" olmuş, 639' da Hz. Ömer'in halifeliği devrinde İslâm fethinden sonra "Âmid" şeklini almıştır. Türkler, surlarının ve yapılarının koyu renkli volkanik taşlardan yapılmış olmasından dolayı buraya Kara-Âmid de derlerdi. Dicle ırmağı kıyısına yerleşmiş bulunan "Bekir Bin Vail" kabilesinin oturduğu topraklara "Diyar-ı Bekr" denildi.