8 Aralık 2015 Salı

CANLININ DOĞAYA UYUMU

Şekil - 1
EVRİMİN sürekli bir ilerleme doğrultusunda gerçekleştiği düşüncesi tartışılmaya başlanmıştır. Evrim ilerleme demek değildir. Canlı türlerinin en mükemmel yapılara doğru ilerledikleri görüşünün tersine; şu veya bu soyun kaderinde başlıca rolü, şartların önceden öngörülemeyen şekilde bir araya gelmesi oynuyor. Ayrıca evrimin sonu veya bitişi diye bir şey yoktur. Doğanın değişen şartları var olduğu müddetçe canlılardaki doğaya ve yeni yaşam biçimlerine uyum sağlama süreci de hep olacaktır.

Çevreye uyum sağlama değişimleri binlerce hattâ milyonlarca yıl sonra ortaya çıkabilir. İnsanoğlu çok kısa süren hayatında, bu kadar yavaş oluşan değişimleri farkedemez ve bir 'değişmezlik' duygusu taşır. 

Şekil - 2
Özellikle genetik bilimindeki gelişmelerle elde edilen yeni bilgiler, canlı türlerindeki uyum sağlamaya dönük gelişmelerin, onların beslenme, soyunu devam ettirme, tehlikelerden korunma şeklindeki hayat mücadelelerinin oluşturduğu baskılar, canlının gen yapısında farklılıklar meydana getirdiği neticesini ortaya çıkarmıştır. Gen yapısındaki değişim, çevresel şartlar çok değişmediği müddetçe, o canlının yaşam mücadelesinde bazı avantajlar sağlayacak ve nesilden nesile aktarılacaktır. 

Gündüz avlanan bir hayvan türü, gece avlanmaya başladığında önceleri çok zorluklarla karşılaşacaktır. Zamanla gözleri karanlığa iyice alışacak ve daha kolay avlanıp beslenebilecektir. Ne var ki; sürekli karanlıkta yaşama o hayvanın renk körü olmasına sebebiyet verir. Doğa, karanlıkta işine yaramayan renkli görme özelliğini geri alacaktır. Binlerce yıl sonra tekrar aydınlıkta avlanma ihtiyacı doğduğunda, hayvanın renkli görme özelliği tekrar geri gelir, fakat gece görme hassasiyeti körelmeye başlar. Bir bakıma doğa hayat mücadelesinde canlıya yardımcı olmaya gayret etmektedir. Aynı zamanda işine yaramayacak özelliği ise geri almaktadır. Çünkü gereksiz bir özellik canlı için ilâve maliyet demektir.

Bir kelebek cinsi, kendisini kamufle eden likenlerle kaplı ağaçların üzerinde yaşar. Ağaçların renginin is ve dumandan karardığı sanayi bölgelerinde daha koyu renkli bir tür ve tamamen kara bir tür yaşar. Kelebek, ortam şartları değişse de kendini gizlemeyi sürdürmüştür (şekil-1)

At ayağının milyon yıllar sürecinde anatomik değişimi
Şekil-2' de omurgalıların ilk embriyon safhalarının, çok farklı türlerde hemen hemen aynı olduğunu göstermektedir. Bu aşırı benzerliğe rağmen, son safhada türler birbirlerinden tamamen farklılaşmaktadır.