29 Kasım 2020 Pazar

SİMON VOUET (ressam)

FRANSIZ  ressam, 1590 yılında Paris'te doğdu. İlk sanat öğrenimini ressam babası Laurent Vouet'den gördü. Önce portreler yaptı. Fransa elçisiyle (baron Sancy) beraber İstanbul'a (Türkiye) geldi. Venedik, Roma, Cenova'yı gezdi. Kardinal Barberini'nin yanında vazife aldı. Uzun müddet Roma'da yaşayıp, 1627' de Paris'e döndü.

Paris'te, 13. Louis'nin hizmetine girdi. Veronese, Tiziano, İl Guido ve Carraccio'nun sanat anlayışını Fransa'da yaymaya çalıştı. Fransa'ya dönüşü, Fransız resim tarihinde bir dönüm noktası oldu. Kral, ona portreler, halı örnekleri ve Louvre, Lüksemburg sarayı vb, için resimler ısmarladı. Sanatçı, 1632' de Palais-Cardinal ve Rueil şatosunda çalışıyordu. Sonra Seguier kilisesini, Wideville şatosunun galerisini süsledi. Simon Vouet, 1649' da Paris'te öldü.

Başlıca eserleri : "İsa'nın Tapınağa Sunuluşu", "Roma Merhameti", "13. Louis", "İsa Çarmıhta", "Saint-Eustache'ın Şehit Edilmesi".

Simon Vouet  -  Zenginlik  (1640' a doğru)

27 Kasım 2020 Cuma

ULRİCH VON ENSİNGEN (mimar)

İSVİÇRE  asıllı mimar ailenin en önemli temsilcisi, 1350 yılına doğru doğdu (doğum yeri belirsiz). 1392' den itibaren Ulm katedralinin inşa çalışmalarını yürüttü. Milano katedralinde çalıştı. 1399' dan itibaren sekizgen avlusunu ve batı cephesini inşa ettiği Strasbourg katedralinde çalıştı. Oğlu (Mattheus) ve torunları da (Moritz ve Vincenz) mimar olan Ulrich von Ensingen, 1419' da Strasbourg'da öldü.

Ulrich von Ensingen  -  Strasbourg katedrali cephe detayı

25 Kasım 2020 Çarşamba

MAURİCE DE VLAMİNCK (ressam)

FRANSIZ   ressam, 1876 yılında Paris'te doğdu. Anne ve babasından müzik dersi aldı. Paris'te birçok çigan orkestrasında başkemancı oldu. 1896' ya kadar bisiklet yarışlarına katılmakla beraber Louvre'da ve Laffitte galerilerinde resme merak sardı. Resim alanında kendini yetiştirdi. 

İlk tuvallerinde katıksız renklerle çalıştı. Chatou'da, daha çok pazar günlerini resim yapmakla geçirdi. André Derain ile karşılaşmasından "fovizm" doğacaktı. Paris'te, Matisse ve dostları önceden aynı resim anlayışına yönelmişlerdi. Vlaminck, onlarla temas kurdu. 

Bağımsız Sanatçılar Salonu'nda resimlerini sergiledi (1906) ve Ambroise Vollard'ın ilgisini çekti. Bir süre Bougival ve Auvers-sur-Oise'da kaldıktan sonra, Rueil-la-Gadelière'e yerleşti (1920). Orada, tabiattan ilham alarak "trajik ve duygusal şiirler" adını verdiği resimler yaptı. Peyzajların yanı sıra birçok natürmort, çiçek resimleri, birkaç portre ve figür de çizdi.

Önce Van Gogh ve Cezanne'ın tesirinde kaldı. Sonra bu etkiden kurtularak dolaysız kişisel bir üslûba yöneldi. Peyzajlarında genellikle Paris yakınlarını resimledi. Güzel "fov"ları Londra'dadır. 

Vlaminck, gençliğinde anarşist çevrelere girip çıktı; roman, hatıra, polemikler ve yergi yazılarında bu hayatını anlattı. İlk defa "zenci sanatı" ve Douanier Rousseau'nun sanatındaki güzelliklere dikkat çekti. Maurice de Vlaminck, 1958' de Rueil-la-Gadelière'de öldü.

Maurice de Vlaminck  -  Chatou Köprüsü  (1907)

23 Kasım 2020 Pazartesi

VİTRAY (renkli cam süsleme)

VİTRAY,  birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş renkli cam parçalarından meydana gelen saydam pencere süslemesidir. Vitray yapımında ilk işlem örneğin hazırlanması; yani konunun gerçek büyüklükte çizilmesi ve boyanmasıdır. 

Bu örnek cam ustasının modelidir. Usta bunun bir kopyasını çıkarır ve bir kartona geçirir. Karton saydam bir çerçeveye konur ve ne kadar renk varsa o kadar parçaya kesilir. Bunlara "kalibreler" veya "mastarlar" denilir. 

Bu mastarlarla camcı, örnekteki renklere uygun renkte camlardan düzgün parçalar keser ve bu parçaları oluklu kurşun çubuklarla çerçeveler

Kesilmiş camlar iki tür olur; kendinden renkli, yani bütün kalınlığınca renkli cam ve bazen bir yanı bazen iki yanı sadece yüzeyden boyalı cam. Birinci tür bütün renkler için kullanılır, ikinci tür cam, özellikle kırmızılar içindir.

Camcı, mastarlara uygun şekilde kestiği bütün camları geçici olarak kurşun bir çerçeveye yerleştirir ve cam ressamı bu camların üzerine fırçayla örnekteki çizgileri aktarır. Cam ressamı işini bitirince, camlar kurşun çerçeveden çıkarılır ve boyanın cam işlemesi için fırınlanır

Fırından alınan camlar çerçevedeki yerlerine oturtulur ve kurşun çubuklar birbirlerine lehimlenir. Çift cam kullanıldığı zaman camlar hidroflorik asit buharına tutulur ve bütün ara tonlar elde edilir.

Vitrayın 1. yy.'dan beri kullanıldığı kazılardan bellidir. Cam yapımının çok eski olduğu Doğu Akdeniz'den gelir. Bu devirde, küçük ve kalın camlar; bronz, mermer, tahta çerçevelere konulurdu. Vitrayın gelişimi Bizans ile olmuştur. 

1820 yılında doğru, Avrupa resim sanatının "kübizm"e, sonra "soyut sanat"a yönelmesi, vitraya müsait bir ortam hazırladı. Vitray tekniği de "cam karo" sayesinde yenilendi. Kalın camlar betonarme çerçevelere yerleştirildi.

Özel yapı Vitrayı

Kocaeli Akça Camii vitrayları (14. yy.)

21 Kasım 2020 Cumartesi

VİLLARD DE HONNECOURT (mimar)

FRANSIZ  mimar ve desinatör, 13. yy.'ın ilk yarısında yaşadı. Fransa'da çeşitli mimarî eserlerin inşasına katıldı. Meaux katedrali mihrabını inşa ettiği, Saint-Quentin manastır kilisesinin inşasını başlattığı sanılır. "Album" adıyla nitelenen 33 yapraklı eseriyle ünlüdür. Bu kitabı, bir Ortaçağ mimarının teknik ve sembolik uğraşını belgeleyen değerli bir taslaklar derlemesidir.

Villard de Honnecourt  -  Album'den detay

19 Kasım 2020 Perşembe

VİŞNU (güneş tanrısı)

Dört kollu Vişnu (Hindu sanatı)
R
İGVEDA'da "güneş tanrısı"nın görünüşü olan Vişnu, tanrı "İndra"nın müttefikidir ve uzayı ele geçirmek için attığı "üç adımla" tanınır. Hristiyanlığın başlangıç günlerinde halk kitlelerinin sanskrit ve klâsik edebiyata girdiği zaman "Mahabharata" ile büyük önem kazandı. 

Bu koyu "brahmancılık"ta, Vişnu ve Siva mezhepleri, dindarları ikiye bölmüştü. Vişnu, çeşitli halk tanrıları veya yarı tanrılarının (Sakta'ların Bhagavat'ı, Vasudeva ve Krişna) bir kaynaşması olarak ortaya çıkar. 

Vişnu, belli aralarla, "Yasa"yı yeniden kurmak maksadıyla yeryüzünde görünür. Bunlar, Vişnu'nun cisimleşmiş biçimleri veya "avatara"larıdır. Başlıca sembolleri; kurs, mühre boncuğu, topuz ve lotüs. Bineği de "Garuda" adındaki bir kuştur. 

Ayakta, oturmuş veya ebedîlik yılanının üzerine yatmış olarak tasvir edilir. Bu durumdayken dünya meselelerini düşünür ve göbeğinden, evreni yaratacak olan "Brahma"yı doğuracak bir lotüs çıkar.

17 Kasım 2020 Salı

LOUİSE ELİSABETH VİGÉE-LEBRUN (ressam)

FRANSIZ  kadın ressam, 1755 yılında Paris'te doğdu. Bir ressamın kızıydı. 1776' da Lebrun ile evlendi. 1779' da Marie Antoinette'in portresini, daha sonra 20' den fazla resmini yaptı. Ayrıca kralın portresini yaptı. 1789' da yurt dışına kaçtı. 

Roma'da prenses "Adelaide", "Victoria", ressam "Robert" in, Londra'da "Miss Pitt"in (en güzel eserlerinden biridir) resimlerini yaptı. Napoli'de "Paisiello Beste Yaparken"i ve ünlü "Lady Hamilton"u çizdi. 

1802' de Fransa'ya döndü, daha sonra Londra'ya giderek "Galler Prensi" ile "Lord Byron"un portrelerini yaptı. Coppet'de, "Mme de Stäel"in portresini çizdi. 1813' de dul kaldı. "Hâtıralar" adlı (1835-37) ilgi çekici bir eser bırakan sanatçı, 1842' de Paris'te öldü.

Louise Elisabeth Vigée-Lebrun  -  Kızıyla kendi portresi

15 Kasım 2020 Pazar

MARİA ELENA VİEİRA DA SİLVA (ressam)

PORTEKİZ  asıllı kadın ressam, 1908 yılında Lizbon'da doğdu. 1928' de Paris'e yerleşen sanatçı heykel ve resim eğitimi aldı. Eserlerinde, çizgiyi uzun süre lekeden üstün tuttu, fakat özellikle Brezilya'da geçen devreden sonra (1940-47) karmaşık (girift, kırık, sıkışık çizgiler) yapımlara yöneldi. 1961' de Sao Paolo ödülünü, 1966' da da Millî Sanat Büyük ödülünü kazanan Maria Elena Vieira da Silva, 1992' de Paris'te öldü.

Maria Elena Vieira da Silva  - Kütüphane (1966)

13 Kasım 2020 Cuma

MİCHİEL VAN DER VOORT (heykeltraş)

FLAMAN  heykeltraş, 1667 yılında Anvers'de doğdu. Anvers ve Meschelen katedrallerinde barok kürsüler, mezarlar ve büstler yaptı. Roma'da oturduğu 14 senenin sanatı üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyan eserleri, özellikle Brüksel müzesinde bulunur. Michiel van der Voort, 1737'de Anvers'de öldü.

Michiel van der Voort  -  Saint-Rombaut kürsüsü

11 Kasım 2020 Çarşamba

ANDREA Dİ CİONE DEL VERROCCHİO (heykeltraş)

İTALYAN  kuyumcu, heykeltraş ve ressam, 1435 yılında Floransa'da doğdu. Tuğlacı olan babasının evinden çocukken ayrıldı ve kuyumcu Giuliano Verrocchi'nin yanına girdi. Şükran borcu için ustasının ismini aldı. Heykelcilikte Donatello'nun yönetiminde çalıştı. 1465' den itibaren Pallaiolo'larınkiyle sık sık rekabet eden Floransa atölyelerinden birini yönetti.

Lorenzo de Medici'nin himayesine girdi ve onun için birçok zırh takımı, büstler, heykelcikler yaptı. 1472' de San Lorenzo'da, Giovanni ve Pietro de Medici'in anıt mezarını yapmakla görevlendirildi. Bu eserinde sadece süs unsurlarına (kenger yaprağı, örgü şeklinde süslemeler, eski tarz yazı) dayanarak farklı bir ifade şekline ulaştı. 

1478-83 yılları arası, Orsammichele için, eserlerinin en orijinallerinden biri olan "İsa ve Aziz Tommaso"yu yaptı. Donatello'nun en ünlü motiflerinden bazılarını benimsedi. Verrocchio, resimde modelin daha pürüzsüz ve ışıklı bir etki yapmasını sağlayan teknik araştırmalar üzerinde durdu. 

"İsa'nın Vaftiz Oluşu"nda, Leonardo da Vinci'ye ait iki melek figürünün duygusallığı, diğer silüetlerin kuru ve sert dış çizgileriyle karşıtlık oluşturur. "Madonna, Aziz Donatus ve Vaftizci Yahya ile Birlikte"adlı eserini, Leonardo ve en iyi öğrencilerinden biri olan Lorenzo di Credi ile beraber yaptı. Andrea di Cione del Verrocchio, 1488' de Venedik'te öldü.

Andrea di Cione del Verrocchio - İsa ve Az.Tommaso

9 Kasım 2020 Pazartesi

PAOLO CALİARİ VERONESE (ressam)

İTALYAN  ressam, 1528 yılında Verona'da doğdu. Veronalı Antonio Badile'nin öğrencisiydi. Bellini ve Mantegna geleneğine bağlı bir çevrede yetişti. Ayrıca Parma'da Correggio'nun, Mantova'da Giulio Romano'nun eserlerinden faydalandı.

Açık ve biraz donuk olan tarzıyla, ilk eserlerinden itibaren biçimleri gölgesiz bir ışık içinde belirtti; ("Pala Bevilacqua", "Kardinal Gonzago"). 1553' de Venedik'e yerleşti. Önce, Dukalık sarayında Ponchino'nun ustalarıyla çalıştı. "On'lar" salonunun tavanındaki "Yeteneklerini Venedik'e Serpen Juno" adlı eserinde, bu ustaların; kısaltmalara, sert karşıtlıklara dayanan üslûbunu, geniş ve ışıklı açık renkli mekân anlayışıyla bağdaştırdı. 

1555-56' da San Sebastiano kilisesi için: tavanında "Esther'in Hikâyesi"ni canlandıran madalyon biçimli resimler, yan duvarlarda ise; Aziz Sebastianus'un hayatıyla ilgili büyük yağlıboya tablolar bulunan bir kompozisyon yaptı. 1557' de San Marco kütüphanesinde çalıştı ve 7  ressamla beraber büyük salonun tavanını yaptı. 

1560' da Roma'ya yaptığı bir yolculukta Raffaello'nun eserlerini tanıdı ve "Pompei tarzı" süs resimlerini gördü. Daha sonraki eserlerinde bu resimlerden faydalandı. Barbaroa Maser villasına süs resimleri yaptı. Ünlü büyük "Cena'lar" dizisinde ise; sıra sütûnlar ve geniş revaklar altından geçen göz alıcı elbiseler giymiş bir topluluğu gösterdi: "Cana'nın Düğünü", "Levi'nin Evinde Yemek".

Bir ara, Venedik'te San Gimignana kilisesinin org yeri için yaptığı "Aziz Menna" ve "Vaftizci Yahya"da olduğu gibi Giorgione'ye yaklaşan Veronese 1570' den sonra, Bassano ve Tintoretto'nun karanlık dünyasına tepki sayılacak eserler ortaya koydu; ("Azize Helena'ya Görünen Hayâl", "Calvarium").

1575' de tekrar Dukalık sarayında çalışmak üzere çağrılan sanatçı, Collegio'nun salon dekorasyonunu ("Venüs Adalet ve Barış Arasında", "Diyalektik", "Mars ve Minerva") yaptı.  1578' de de aynı yerin tavanına bir şaheser olan "Venedik'in Zaferini" yaptı. Paolo Caliari Veronese, 1588' de Venedik'te öldü.

Paolo Caliari Veronese  -  Cana'nın Düğünü (1563)

7 Kasım 2020 Cumartesi

HORACE VERNET (ressam)

FRANSIZ  ressam, 1789' da Paris'te doğdu. Ressam Carle'ın oğlu. Napolyon taraftarıydı, önceleri deniz manzaraları, atlar, askerî sahneler çizdi. Cezayir'e (1835) ve Rusya'ya yaptığı gezilerden sonra; egzotik, tarihî konulu ve romantik zevke uygun eserler verdi. Horace Vernet, 1863' de Paris'te öldü.

Horace Vernet  -  Jena Muharebesi

5 Kasım 2020 Perşembe

JOHANNES VERMEER (ressam)

HOLLANDALI  ressam (Delft'li Vermeer), 1632 yılında Delft'de doğdu. Hayatı hakkında kâfi bilgi yoktur. Carel Fabritius'un öğrencisi olduğu, "Caravaggio'cular"ın tesirinde kaldığı sanılır. 1653' de "ressamlar loncası"nın ustası, daha sonra başkanı oldu. Eşi Catherina Bolnes'den 11 çocuğu oldu. 

1672 tarihli bir belgeye göre; geçimini, yaptığı resimlerle ve gravür ticaretiyle uğraşarak güçlükle sağladı. Ressam, 1675' de (yaş 43) doğduğu şehirde öldü. Kısa zamanda unutuldu ve bu durum 19. yy.'ın yarısına kadar sürdü. Bu tarihten sonra eserleri büyük ilgi görmeye başladı. 

Vermeer yalnızca iki eserine imza koymuştur. Bunlar; 1665' de yaptığı "Aracı Kadın" ve 1668 tarihli "Astronom"dur.  Burjuvaların günlük yaşamlarıyla ilgili konuları, araya çeşitli semboller katarak ele aldı. Hollanda'nın geleneklerini göstermek ve havasını vermek için yaptığı "Ara Sokak" ve "Delft'ten Manzara" adlı resimleri çok önemlidir. 

Vermeer, sanatının üstünlüğü ve soyutla somutu başarılı bir şekilde bağdaştırmasıyla, günlük konuları işleyen diğer ressamlardan ayrılır. Işığı ustalıkla dağıtarak ifadeyi yoğunlaştırmayı bildi. Gök yakutu donuk maviyi, limon sarısını, nar çiçeğini, aşı boyasını, ya kıvamlı bir macun, ya ışığı yakalayan küçük fırça darbeleri ya da yarı saydam glasiler halinde vurur. "Sütçü Kadın" da bu üç tarz da kullanılmıştır.

Eserlerinde daima bir renk tonu ağır basar. "Meselâ; "Mektup Okuyan Mavili Kadın"da mavi, "İnci Kolye"de ise sarı renk tonu hâkimdir. Rembrandt'ın ışık-gölge zıtlığına karşın, Vermeer'in ışık içindeki renk değişimleri, biçimlere ayrı bir kesinlik, eşyaya duyumsal bir güzellik kazandırır. Kumaş, mücevher, tabak, çanak ve meyveleri elle dokunulacak kadar canlıdır

Eserlerinde, ev içi sahneleri; sembolik anlamı olan bir tablo veya bir harita, süslü bir duvar, bir masa ya da soldan ışık veren bir pencere şeklinde verilmiştir. Derinlik, nesnelerin konumuyla sağlanır ve kompozisyon salt geometrik çizgilere uygundur. Canlı olarak yalnız "insan"ı alır. Bu çoğu zaman, çevresinde boş yüzeylerin yer aldığı durgun bir kadın, bazen de bir çiftdir. Resimleri şiir dolu bir dünya oluşturur. Sakin sahnelerinde birtakım gizli mânâlar sezilir. 

Bazı eserleri :  "Ara Sokak", "Sütçü Kadın", "Mektup Okuyan Mavili Kadın", "Aşk Mektubu", "Şövalye ile Genç Kız", "İnci Kolye", "Konser", "Şarap Kadehi Tutan Genç Kadın", "Aracı Kadın", "Kadın ve Mektup", "İsa", "Marta'nın Evinde", "Coğrafyacı", "Diana ile Su Perileri", "Delft'ten Manzara", "Türbanlı Genç Kız", "Virjinal Başında Duran Kadın", "Virjinal'de Oturan Kadın", "Piyano Başındaki Çift", "Dantelacı Kadın", "Penceredeki Kadın", "Flüt Çalan Kadın", "İman Alegorisi", "Resim Alegorisi", "İnci Tartan Kadın", "Kırmızı Şapkalı Kadın"

Johannes Vermeer  -  Dantelacı Kadın

3 Kasım 2020 Salı

HENDRİK FRANS VERBRUGGEN (heykeltraş)

FLAMAN  heykeltraş, 1654 yılında Anvers'de doğdu. Heykeltraş Pieter Verbruggen'in oğlu. Meşe ağacından heykellerle süslü, barok tarzı "vaiz kürsüleri", "günah çıkarma hücreleri" yaptı. En önemli eseri; Saints-Michel-et-Gudule kilisesi piskoposluk kürsüsüdür. Hendrik Frans Verbruggen, 1724 yılında Anvers'de öldü.

Hendrik Frans Verbruggen
 
 Saints-Michel-et-Gudule kilisesi piskoposluk kürsüsü

1 Kasım 2020 Pazar

VENEDİK OKULU (resim, heykel, mimarî)

RESİMDE VENEDİK OKULU :

Venedik, resim tarihine 14. yy' da girmiştir denilebilir. Bundan evvel Venedik sanatçıları hep Bizans'ın tesirindeydi. Bizans geleneği, 1321 - 1358  yılları arasında resim yapan Paolo Veneziano'nun çıkış noktasıdır. Oğulları; Marco, Luca ve özellikle bir müddet Bologna'da oturan Lorenzo'nun eserlerinde gotik sanat ağır basar. 

1430' dan sonra, Mantegna'nın, Ucello'nun, Filippo Lippi'nin ve Castagno'nun tesiriyle yeni üslûplar gelişti. Oymacılara ve kuyumculara özgü bu çalışma metodu, C. Crivelli'nin eserinde tam mânâsıyla belirir. Mantegna'nın, Bellini'ler üstünde büyük etkisi oldu.

Giorgione, eserin renk birliğini ışığın mekânda dağılımıyla sağladı ve bu üslûpla yoğun bir şiire vardı. İhtiyar Palma ile Sebastiano del Piompo'nun eserleri, bazı küçük ayrılıklar bir yana, doğrudan doğruya Giorgione'nin sanatından çıkar. Bu sanatın en olgun örneği ise Tiziano'nun eserlerindedir.

Venedik'de, Tintoretto, Michelangelo'nun etkisiyle büsbütün artan ve göz kamaştırıcı ışık oyunlarıyla coşan, son derece çapraşık ve ince bir üslûp geliştirdi. Veronese, süslemeci, dengeli ve eşsiz bir saydamlığa yöneldi.

HEYKELDE VENEDİK OKULU :

Venedik okulu
"kasım ve aralık çalışmaları"
(13 ve 14. yy.)
Mimarîye sıkı sıkıya bağlı olan heykeltraşlık, her şeyden evvel süslemeci maksatlar güdüyordu. Venedik Cumhuriyeti gemilerinin getirdiği yağma eşyalar, yerli zanaatçılara örnek oldu. Bizans etkisi, daha sonraki yüzyıllarda, özellikle süsleme kabartmalarında görüldü. Roma üslûbu ise, 14. yy.'ın başlarında, San Marco'nun büyük kapısındaki; "Meslekler", "Erdemler", "Aylar" adlı panolarla kendini kabul ettirdi.

Nino Pisano'nun 1368' e doğru Venedik'e gelişi, yerli heykeltraşların gotik üslûbun inceliklerini kavramalarına imkân verdi (San Zanipolo'da Marco Gornaro'nun mezarı). İacobello'nun ve Pierpaolo Dalle Masegne'nin (San Marco'daki dinî eserler) çalışmalarında yeni bir heykeltraşlık anlayışı gelişti. 

Matteo Raverti gibi Lombardiyalılar, Lamberti gibi Toscanalılar, Venedik dukalarının saraylarında çalışmaya başladılar. Bu sanatçıların etkisiyle Venedik atölyeleri hareketlendi. Bu atölyelerin en mühimleri; Giovanni ile Bartolomeo Bon'un atölyeleridir.  

Andrea Bregno'nun sanatı Antonio Rizzo ile devam etti (dukalar sarayında "Adem ile Havva" heykelleri) ile devam etti. Pietro Lombardo, büyük ölçüde Donatello'nun etkisinde kaldı. Pietro Lombardo'nun oğulları Antonio ve Tullio, verimli ve ince bir süsleme üslûbunu geliştirdiler. Tullio Lombardo, özellikle Yunan ve Roma sanatına yöneldi. 

16. yy.'ın ikinci yarısında İ. Sansovino ağır basar. Sansovino'nun Roma'da tatbik ettiği zarif üslûp, sanatçının Venedik'e yerleşmesiyle güçlü bir şekilde canlandı. Venedik'te barok heykeltraşlığı ikinci derecede ustalar temsil eder. 1650' den sonra ortaya çıkan yenilik; Flaman G. Le Court (Santa Maria della Salute'nin mihrabı) veya Alman Melchior Bartel gibi yabancılardan gelir. 

Cabianca ve Corradini'nin eserleri, yeni klâsik üslûbun habercileri sayılabilir. Bu üslûbun en büyük temsilcisi Venedikli Antonio Canova'dır.