31 Ağustos 2017 Perşembe

HÜSNÜYUSUF ÇİÇEĞİ

HÜSNÜYUSUF, kır karanfilinin yaygın ismidir. Botanikteki adı "dianthus barbatus"dur.

Karanfile benzeyen kırmızı çiçekleri sebebiyle süs bitkisi olarak yetiştirilir. Çok yıllık otsu bir bitkidir.

Karanfilgiller familyasındandır.

GÖZBEBEĞİ KÜÇÜLMESİ (miyozis)

GÖZBEBEĞİ çapının 4 milimetrenin altına inmesine "miyozis" denilir. Normalde göz, şiddetli bir ışıkla karşılaştığında gözbebeği küçülür. Bu durum, irisi büzen kasın, göze girebilecek ışık miktarını azaltmak maksadıyla, refleks olarak kasılmasıyla oluşur. Gözün yakındaki bir cisme sabitleştiği durumlarda da ortaya çıkar.

Hastalık durumlarında ise; boyundaki sempatik sinirlerin felcinde, frengi hastalığının üçüncü evresinde, omuriliğin ilerleyici bir hastalığı olan sirengomiyeli'de, beyin iltihabında, varol köprüsü kanamalarında ve bazı nadir sinirsel hastalıklarda gözbebeği küçülmesi görülür

30 Ağustos 2017 Çarşamba

CORNELİUS HUYSMANS, eser-biyografi

FLAMAN ressam, 1648 yılında Anvers'de doğdu. Brüksel'de Jacob d'Arthois'nın öğrencisiydi. Bol yapraklı ağaçları konu alan ve bugün Avrupa müzelerinde bulunan manzara resimleri yaptı. Kardeşi Jan Baptist de ressam olan Cornelius Huysmans, 1727' de Mechelen'de öldü.

Cornelius Huysmans -  Peyzaj

KAS İLTİHABI (miyozit)

KAS iltihabı, virüslere, bakterilere ve larva evresindeki asalaklara bağlı olarak gelişebilir. Sık rastlanan bir hastalıktır, yaralanma veya aşırı kas zorlanması, iltihabın gelişiminde kolaylaştırıcı rol oynar.

Enfeksiyon yapan etken, kan yoluyla ilgili kasa ulaşabileceği gibi; komşu dokulardaki yerel enfeksiyonlardan da yayılabilir. Ayrıca, açık yaralarda, baskı yaralarına bağlı gelişen ülserlerde ve kas içi enfeksiyonlarda, mikrop kasa doğrudan ulaşabilir.

Akut veya kronik bir seyir gösterebilen kas iltihabı (miyozit), yerleştiği kas bölgesinde, ağrılı bir şişlik meydana getirir. Cerahat oluşturan bakteriler yerleşmişse, apse olur.

Miyozit, enfeksiyon özelliği taşımayan bazı genel hastalıkların (bağdoku hastalıkları, sarkoidoz, paraneoplastik sendrom) klinik tablolarında da bulunabilir. Böyle olursa, birden çok kas grubu iltihaplanmış olur.

29 Ağustos 2017 Salı

CUMA NAMAZINDA HUTBE

İSLÂM dinine göre hutbe, cuma ve bayram namazlarında, güneş tutulmasında ve kuraklığın olduğu aylarda yağmur duası yapma maksadıyla okunur. Cuma namazı hutbeleri, namazdan evvel, diğer hutbeler namazdan sonra okunur. Hutbenin kuralları, nitelikleri, fıkıhçıların din anlayışına göre değişir.

Şafiî imamlarından Şirazî'ye göre, mimbere çıkan hatibin cuma günleri namazdan evvel iki hutbe söylemesi gerekir. Hatibin mimbere çıktığı zaman üstü temiz, giyimi din kurallarına uygun, sözleri düzgün ve etkili, konuşması düzenli olmalıdır. Hutbeye Allah'a hamd ile başlamalı, peygambere salâvatla bitirmelidir.

Cemaati her iki hutbede de takvaya, ibadete, hayır işlerine çağırmalıdır. Ayrıca, mimbere çıktıktan sonra, yüzünü cemaate dönerek selâm vermelidir. Ezan okununcaya kadar mimberde oturmak gerekir. Hutbe okunurken bir yay, kılıç veya âsâya dayanmak sünnettir.

Hutbe kısa olmalıdır. Hutbeye dokuz tekbir ile başlamak ve yedi tekbirle bitirmek yerinde olur. Ramazan bayramında fitreden, kurban bayramında kurbandan söz etmelidir. Güneş tutulması (küsuf) hutbelerinde Allah'a karşı korku (havf) ve sığınma (huşu), konu olarak alınmalıdır.

SOLUMA SESİNİ DİNLEME

HER nefes alıp vermede, hava akciğere girip çıkarken bir ses meydana gelir. Bu ses, göğüs duvarına yerleştirilen bir stetoskop vasıtasıyla duyulabilir. Dinlenen ses, akciğerle ilgili çeşitli hastalıklar sırasında değişebilir. Bu sesin dinlenmesi, hastalığın gidişatının takibi bakımından önem taşır. Sesteki değişimler, teşhisle ilgili kıymetli ipuçları verir. Bu yüzden, dahiliye veya göğüs hastalıkları mütehassısları ses dinleme aletini yanlarından ayırmazlar.

28 Ağustos 2017 Pazartesi

WİLLİAM HOLMAN HUNT, eser-biyografi

İNGİLİZ ressam, 1827 yılında Londra'da doğdu. Arkadaşı Millais ile "Raffaello öncesi" akımını kurdu. 1905' de bu akımın teorisini izah eden bir kitap yayınladı. Uzun yıllar Filistin'de kalan Hunt, 1910' da Londra'da öldü.

William Holman Hunt - Claudio ile İsabella (detay)  (1850)

NABIZ NEDİR?

NABIZ, kalbin ritmik olarak yaptığı kasılma-gevşeme hareketlerine bağlı olarak, aort kapağının açılıp kapanmasıyla, atardamarlarda meydana gelen basınç dalgasıdır. El bileğinin iç yüzü gibi, deri yüzeyine yakın bazı atardamar bölümlerinde parmak ucuyla farkedilebilir. Nabzın bir dakikadaki sayısı, kişinin sağlık durumu hakkında önemli bilgi verir.

27 Ağustos 2017 Pazar

JAUME HUGUET, eser-biyografi

İSPANYOL ressam, 1414 yılına doğru Barcelona'da doğdu. Katalan Okulu'nun 15. yy ikinci yarısındaki başlıca ressamıdır. Çoğunlukla, Barcelona'da çalıştı, mihrap arkalıkları yapan ressam 1492' de öldü.

Jaume Huguet - Saint Vincent mihrap arkalığı
Panodan detay,   (1458-60)

NABOTH KİSTİ

KRONİK iltihaplar neticesinde, dölyatağı boynu mukozasında ortaya çıkan sarı-beyaz renkte, yuvarlak küçük oluşumlardır. Mukoza bezleri ağızlarının veya kanallarının tıkanmasıyla gelişir. Bez salgısının birikmesiyle, başka küçük kistler oluşturarak yayılırlar.

26 Ağustos 2017 Cumartesi

UNUT ROMANLARI !

TAMİRCİ ÇIRAĞI  (1975)

Gönlüme bir ateş düştü, yanar ha yanar yanar,
Ümit gönlümün ekmeği, umar ha umar umar.
Elleri ak, yumuk yumuk, ojeli tırnakları,
Nerelere gizlesin şu avcun nasırları.

*  *  *

Otomobili tamire geldi, dün bizim tamirhaneye,
Görür görmez vurularak, başladım ben sevmeye.
Ayağında uzun etek, dalga dalga saçları,
Ustam seslendi uzaktan, "Oğlum al takımları".

*  *  *

Bir romanda okumuştum, buna benzer bir şeyi,
Cildi, parlak kağıt kaplı, pahalı bir kitaptı.
Ne olmuş, nasıl olmuşsa; âşık olmuştu genç kız,
Gine böyle bir durumda, tamirci çırağına.

*  *  *

Ustama dedim ki: "Bugün giymeyim tulumları",
Arkası kuşlu aynamda, taradım saçlarımı.
Gelecekti bugün geri, arabayı almaya,
O romandaki hayâli, belki gerçek yapmaya.

*  *  *

Durdu zaman, durdu dünya; girdi içeri kapıdan,
Öylece bakakaldım, gözümü ayırmadan...
Arabanın kapısını açtım; girsin içeri,
Kalktı hilâl kaşları, sordu: "Kim bu serseri?"

*  *  *

Çekti gitti arabayla, egsozuna boğuldum,
Gözümde tomurcuk yaşlar, ağır ağır doğruldum.
Ustam geldi, sırtıma vurdu; "unut dedi romanları,
İşçisin sen işçi kal; giy dedi tulumları"...

Cem Karaca  (1945 - 2004)


NARKOLEPSİ-KATAPLEKSİ (ayakta uyuma-ani kas gevşemesi)

ÖNLENMESİ imkânsız, kısa uyku nöbetlerinin peş peşe gelmesiyle ortaya çıkan hastalık durumuna "narkolepsi" denir. Beyinde bulunan uyku ve uyanıklığı ayarlayan merkezin çalışmasındaki bir bozukluğa bağlı olarak gelişir.

Bu kısa uyku nöbetleri, hastayı herhangi bir anda veya durumda yakalayabilir. Meselâ, ayakta veya sohbet ederken uyku nöbeti gelebilir. Uyanmak için, çoğunlukla, hafif bir ikaz kâfi gelir. Genellikle narkolepsi, bilinç yitimi olmadan kas gerginliğinde ani kayıpla gelişen "katapleksi" ile ilişkilidir.

Nöbetler, kişinin toplumsal ilişkilerine ve çalışmasına önemli ölçüde zarar verecek kadar sık olabilir. Narkolepsi, genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve yıllar geçtikçe azalmakla beraber, çoğunlukla ömür boyu sürer.

KATAPLEKSİ

Vücut kaslarının ani ve istemsiz bir şekilde gevşemesine "katapleksi" denilir. Kısmî veya tam olabilir. Özellikle narkolepsisi olan hastalarda heyecanlanma durumunda görülür. Dışarıdan gelen ani bir ses, gülme sesi, krizi başlatabilir. Hiçbir belirli sebep olmadan da ortaya çıkabilir. Bazen de bir kaşıntıyla başlayabilir.

Hasta yere düşer ve hiçbir hareket yapamaz, ama bilinci yerindedir ve etrafında olan bitenleri farkeder. Bazı hallerde kriz, kısmîdir ve yalnızca belli bazı kas gruplarını ilgilendirir. Meselâ göz kapaklarının kapanması, başın yana veya öne sarkması gibi durumlar öne çıkar.

Katapleksi krizi, sadece birkaç saniye veya birkaç dakika sürer ve birden kaybolur. Düşmeyle, hastanın yüzü-gözü yaralanabilir, bu yüzden uzun süre ayakta kalmamalı, oturmayı tercih etmelidir. Nöroloji uzmanları, narkolepsiye bağlı katapleksi hastalığı tedavisi için "Anafranil" adı verilen ilâcı tavsiye ederler.

VİCTOR MARİE HUGO, eser-biyografi

FRANSIZ roman, şiir ve oyun yazarı, 1802' de Besançon' da doğdu. Çok yönlü sanatçı kişiliğine ressamlığı da sığdırdı. Aynı zamanda desen ustasıydı. Resimlerinde Célestin Nanteuil'ün, Piranese'nin, Goya'nın etkileri varsa da, yaptığı renkli resimler onun iç dünyasına has görüntüler yansıtır.

Ren nehri kıyısında küçük bir kasabada, romantik bir ışık-gölge karışımından ortaya çıkan bir ortaçağ şatosunda, yapraksız kuru bir ağacın resminde, çizgi ustalığı şaşırtıcıdır. Siyasî hicve yöneldiği resimlerinde bazı İngiliz karikatüristlerinin etkileri göze çarpar. Üzerlerine vuran ay ışığında, karanlıklar içinde görünen ünlü "Asılmışlar" tablosunda trajik bir anlatım vardır.

Hugo, büyük acılara uğradı, beş çocuğundan dördünün ölümünü gördü. Kalan kızının ise akli dengesi bozuldu. Victor Hugo, son arzusunu şöyle açıklamıştır: "Tanrı'ya inanıyorum ve bütün insanların gönülden dualarını bekliyorum". Hugo, 1885' de Paris'te öldü.

Victor Hugo -  Eddystone feneri

24 Ağustos 2017 Perşembe

EDWİN HUBBLE, biyografi

AMERİKALI astronom, 1889 yılında Marshfield, Missouri' de doğdu. Chicago ve Oxford'da okudu. Önce Yerkes (1914), sonra Mount Wilson (1919), daha sonra Mount Palomar (1948) rasathanelerinde astronomi araştırmaları yaptı.

1924' de, diğer galaksilerin de bizim galaksimiz gibi milyonlarca yıldızdan oluştuğunu keşfetti. Bunların birbirlerine olan uzaklıklarını ölçtü. Doppler-Fizeau ilkesini uygulayarak, mesafeleriyle orantılı bir hızda uzaklaşan bu nebulaların özelliğini ortaya koydu (1929). Bu buluş, evrenin genişleme teorisini doğruladı.

Edwin Hubble, 1953' de Kaliforniya, San Marino'da öldü. 1990' da dünya atmosferinin dışında çalışmaya başlayan ve uzayın derinliklerini net olarak gözlemleyebilen uzay teleskobuna "Hubble" adı verildi.

NARSİSİZM (kendine hayranlık)

KİŞİNİN kendini aşırı ölçüde beğenmesi, kendine hayran olması. Çocukluk devresinde narsisizm, duygusal gelişimin normal bir dönemi olarak ortaya çıkabilir. Ergenlik döneminde ve yetişkinlikte ise; patolojik davranışların temelinde yer alır. İnsanın kendisini aşırı beğenmesi, evlilik müessesesini zorlaştırır veya imkânsız kılar.

23 Ağustos 2017 Çarşamba

JEAN-ANTOİNE HOUDON, eser-biyografi

FRANSIZ heykeltraş, 1741 yılında Versailles'de doğdu. Roma'da Fransa Akademisinde öğrenim gördü. Bernini'nin gösterişli barok üslûbuna özenen Slodtz'un atölyesine girdi. Pigalle'in etkisinde kalarak görüşünü değiştirdi.

1761' de Büyük Heykelcilik ödülünü kazandı. Klâsik üslûbun etkisinde kaldı. 1768' de Paris'e döndü. 1778' de Voltaire'in bir büst ve iki boy heykelini yaptı. Bir yıl sonra Kraliyet Akademisine kabul edildi. 1785' de Washington'un bir heykelini yapmak için Virginia'ya çağrıldı.

Houdon'un büstleri, canlılıklarıyla dikkat çeker. Houdon'un çok titiz bir çalışması vardı. Yüz açılarını ölçmek için pergel kullanır, canlı ve ölülerden kalıplar alırdı. Heykellerinin modellerine fevkalâde benzerliği bundan ileri gelirdi. Grimm, Houdon'un gözlere şekil vermeyi başaran ilk heykeltraş olduğunu söyler.

Poussin gibi, Houdon da, çocuklara sanatında büyük yer verdi. Zarif ve ölçülü gerçekçiliğiyle, 18. yy Fransız heykelciliğinin ustası sayılan Jean-Antoine Houdon, 1828' de Paris'te öldü.

Jean-Antoine Houdon - Moliere'in büstü

NASIR OLUŞUMU

DERİNİN en üst boynuzsu (keratin) tabakasının büyümesine bağlı olarak derinin kalıplaşıp sertleşmesiyle nasır meydana gelir. Genellikle çevresi sınırlıdır. Çevre derinin bağ dokusunda da bir sertleşme ve kalınlığa yol açarak derine doğru inmeye meyillidir.

Nasır, tekrarlanan ufak yaralanmalar ve baskıya (sıkışmaya) bağlı olarak gelişir. Nasırların çıktığı bölgeler çoğunlukla ayak parmakları derisiyle ayak tabanıdır. Ellerde oluşan nasırlar ise meslekî niteliktedir.

Nasırı ortadan kaldırmanın en sağlam yolu, onu yapan sebebi ortadan kaldırmaktır. Sebep ortadan kalkınca nasır da 1-2 ay içinde incelir ve deri normal haline döner. Sebebi ortadan kaldırmadan sadece nasıra müdahale etmek, kısa sürede tekrarlamasıyla neticelenir. Özellikle dar ayakkabı giyilmesi ayak parmaklarında nasır oluşturabilir.

22 Ağustos 2017 Salı

HOROZMANTARI

ORMANLARDA yetişen, huni biçimli şapkalı, yumurta sarısı renginde, sarkık lamelli, yenebilir bir mantar cinsidir.

Botanikteki adı "cantherellus cibarius" olan bu mantar, sıkı eti, kokusu ve hoş lezzetiyle sevilerek yenilen bir türdür. 

NEDBELEŞME (doku tamiri)

VÜCUDUN yara, doku ölümü, doku içinde sıvı birikimine yol açan iltihaplar neticesinde ortaya çıkabilecek doku kayıplarını tamir etme sürecine "nedbeleşme" denilir. Bu süreç, nedbeleşmiş doku adı verilen sabit bir doku oluşumuna yol açar.

Nedbeleşme süreci, tipik olarak yaraların iyileşmesinde gözlenir. Temel olarak iki yoldan gelişir. İyileşme, hiçbir cerahat birikimi olmadan, ateş yükselmeden ve hızla gerçekleşirse, birincil yara iyileşmesinden söz edilir. Neticede düzgün, ince, çizgi şeklinde, bazen görülmesi dahi güç bir nedbe oluşur. İyileşmenin bu şekilde temiz olması için, yaranın enfekte olmaması ve aralarına hiçbir yabancı cisim, kan pıhtısı veya ölü doku parçalarının girmeden yara kenarlarının karşılıklı olarak tamamen kapanması gerekir.

İkincil yara iyileşmesi veya granülasyon dokusuyla iyileşme, doku kaybı çok geniş olduğunda, yara kenarları birbirine bitişmediği veya çeşitli maddeler sebebiyle açık kaldığında olur.

21 Ağustos 2017 Pazartesi

HOROZTEPE KAZILARI

Kurs
HOROZTEPE, Orta Anadolu bölgesinde, Tokat ili yakınlarında bir höyüktür. Eski Bronz devrinin sonlarına ait olduğu anlaşılan Horoztepe'de, Tahsin Özgüç ile Mahmud Akok tarafından kazılar yapıldı. Tepede, Kalkolitik ve Eski Bronz çağlarına ait çanak çömlek bulundu.

Tepenin güneyindeki mezarlıkta yapılan kazılar sonunda, mezarlığın Eski Bronz devrine ait düz bir iskân yeri olduğu ve daha sonraki devirlerde de köylüler tarafından mezarlık olarak kullanıldığı anlaşıldı. En önemli parçalar, bu mezarlığın yanındaki bir mezardan çıkarıldı.

Horoztepe mezar buluntuları, Eski Bronz devrinde kullanılan birçok eşyanın ayırt edici niteliklerini gösterir. Madenî eserler arasında; insan ayağı şeklinde dört ayaklı, yuvarlak ve dikdörtgen tablalı masalar, 50 cm yükseklikte meyvelikler, gaga ağızlı testiler, sepet kulplu çaydanlık, tek ve çift kulplu çanaklar, dövme aynalar, Alacahöyük'te ele geçen güneş kurslarına benzeyen kurslar, sistrum ve çalpara gibi müzik aletleri vardır. Bütün bu eşyalar dökümdür.

Dökümcülüğün bu derece ileri olduğu bir kazı yeri daha yoktur. Diğer yandan, bu yüksek dökümcülük sanatına uygun olarak; çocuğunu emziren ana, boğa ve kuş heykelcikleri de bulunmuştur. Bu eserler, Eski Bronz çağının dinî inanışları hakkında bilgi vermektedir. Eski bronz (tunç) devri; Mö  4. bin yılın sonu ile  3. bin yılın başları arası devre denilir.

NEFROBLASTOM (böbrek uru)

ÇOCUKLUK çağına özgü, çoğunlukla  2  yaşından evvel görülen kötü huylu böbrek tümörü. Böbreğin son şeklini aldığı embriyon organı hücrelerinden kaynaklanarak gelişir. Nefroblastom, yakın organlara geçerek, kan dolaşımı yoluyla, özellikle akciğere metastaz yaparak büyür.

20 Ağustos 2017 Pazar

KARADENİZ HORON OYUNU

DOĞU Karadeniz kıyısında (Ordu, Rize, Trabzon) toplu, dizi halinde ve disiplinli olarak oynanan oyunlara "horon" denilir. (Horan, horom, horum ve horun olarak da söylenir)."Düz horon" ve özellikle Çaykara'da oynanan "atlama horonu" oyunu vardır.

Kemençe veya davul-zurna eşliğinde yürütülen horon, en az 5 kişiyle oynanır. Oyuncular birbirlerini ellerinden tutarak bir dizi meydana getirirler. Horonun başında, oyuncuları idare eden şahsın elinde mendil bulunur. Horonlar çok hızlı oynanan oyunlardır, erkek oyunudur. Bazen kadınlar da kendi aralarında oynarlar.

Bu oyunlar, düğün, nişan, asker uğurlama, dinî ve resmi bayramlar gibi önemli günlerde oynanır. Trabzon erkekleri horon oynarken, siyah başlık, aba (ceket), yandan düğmeli yelek (avcı yeleği şeklinde), dik yakalı siyah gömlek ve zıpka (pantolon yerine) giyerler.

Horonlar, çok hızlı figürleri, tetiklik ifade eden hareketleriyle canlılık, enerji ve heyecan dolu çok zevkli oyunlardır.

JAN JOSEF HOREMANS, eser-biyografi

FLAMAN ressam, 1682 yılında Anvers'de doğdu. Teniers tarzında, gündelik hayatı canlandıran resimler yaptı. Kardeşi Peter Jacob ve oğlu Jan Josef de ressam olan Jan Josef Horemans, 1759' da doğduğu şehirde öldü.

Jan Josef Horemans - Kunduracı dükkânı

BÖBREKTE KİREÇLENME (nefrokalsinoz)

ÖZELLİKLE borucuk epiteli olmak üzere, böbrek dokusunun yaygın olarak kireçlenmesine (kalsifikasyon) "nefrokalsinoz" denir. Çeşitli sebeplerle, idrarla dışarı atılan kalsiyum miktarında bir artış olunca gelişir. Kalsiyum miktarındaki artış, iç salgı sistemini ilgilendiren bir hastalıkta, hiperparatiroidizmde ve kalsiyum alışverişini etkileyen başka bozukluklara bağlı olarak gelişir.

Kemik erimesine karşı yapılan yüksek dozlu kalsiyum tedavisinde, böbrek düzeyinde tortuların dibe çökmesiyle, idrarla kalsiyum atımında artış görülür. Ayrıca, kronik böbrek hastalıklarına veya zehirlenmeye bağlı olarak da nefrokalsinoz gelişebilir.

19 Ağustos 2017 Cumartesi

JOHN HOPPNER, eser-biyografi

İNGİLİZ ressam, 1758 yılında Londra'da doğdu. Reynolds'u taklit etti, İngiltere sarayının imtiyazlı portre ressamı oldu. Manzara resimleri de olan John Hoppner, 1810' da Londra'da öldü.

John Hoppner - Oxford Kontesi

EDWARD HOPPER, eser-biyografi

AMERİKALI ressam, 1882 yılında Nyack, NewYork'da doğdu. New York School of Art'da 5 yıl Robert Henri'nin öğrencisi oldu. 1906 yılını Paris'te geçirdi. Resimlerinin fazla bir ilgi uyandırmadığını görünce; 1915-23 yılları arasında, ticarî resimler ve gravürler yaptı. Gravürlerin beğenilmesiyle, yavaş yavaş ün kazandı, suluboya ve yağlıboya çalışmalarına başladı.

Elli yaşlarında, kendine has bir üslûp sahibi oldu. Az konuşan, fakat derin bir dünyası olan Hopper, hiçbir zaman modern akımların tesirinde kalmadı. Resim yapma maksadının; tabiatın kendisinde bıraktığı etkileri, mümkün mertebe eksiksiz olarak yansıtmak olduğunu söylerdi.

Resimlerine genellikle dikey, yatay ve eğik çizgiler hâkimdir. Sabahçı kahveleri, boş sokaklar, boş tiyatrolar en sevdiği konulardı. Dünyadaki kavgaları, gizli gerilimleri ve maddeciliği, kendi algıladığı şekilde dile getiren Edward Hopper, 1967' de New York'ta öldü.

Edward Hopper - Gece kuşları  (yağlıboya 1942)

BÖBREK SARKMASI (nefroptoz)

HASTA ayağa kalktığında, böbrek aşağı doğru sarkar. Bu durum, çoğu kez hızlı bir zayıflama sonrasında veya sık yaşanan hamilelikler neticesinde, özellikle sağ böbrekte ve kadınlarda görülür. Vücut yapısına bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Sarkan böbrek, kan dolaşımını sağlayan damarları çektiği için organda kan dolaşımı bozulur. Nefroptoz belirtisi, sürekli veya zaman zaman artan ağrı veya ağrı ataklarıdır.

18 Ağustos 2017 Cuma

ABRAHAM HONDİUS, eser-biyografi

HOLLANDALI ressam ve gravürcü, 1625 yılında Rotterdam'da doğdu. Rotterdam, Amsterdam ve İngiltere'de (1666) çalıştı. Av sahneleri ile hayvan resim ve gravürleri yaptı. Konuları günlük hayattan ve dinden alınmış tabloları olsa da sayısı azdır. Abraham Hondius, 1695' de Londra'da öldü.

Abraham Hondius - Güvercin satıcısı

NEKROZ NEDİR?

BİR hücre veya dokunun hayatî biyolojik işlevlerini kaybetmesi ve bunun neticesinde ortaya çıkan değişikliklere "nekroz" denilir. Vaka, organizmanın belirli bir bölümünü ilgilendiriyorsa "kangren" söz konusu olur.

Sıcak, soğuk, radyasyon, yaralanma, elektrik akımı, kimyevî maddeler, dokulara az kan gitmesi, mikroplar, mikropların toksinleri gibi tesirler nekroza sebep olabilirler.

Nekroz etkisi neticesinde, hücreler işlevsel özelliklerini kaybeder ve tam çözünmeye kadar gider.

17 Ağustos 2017 Perşembe

MELCHİOR D'HONDECOETER, eser-biyografi

HOLLANDALI ressam, 1636 yılında Utrecht' de doğdu. Babası ile amcasının öğrencisi oldu. Önce La Haye, sonra da Amsterdam'da çalıştı. Hayvan figürleri ve özellikle zengin ve dekoratif bir tarzda çalışılmış kuş resimlerine yönelen ressam 1695' de Amsterdam'da öldü.

Melchior d'Hondecoeter - Beyaz hindi

NEVRASTENİ NEDİR?

RUHSAL kökenli çabuk yorulma, bacak ve kollarda güçsüzlük, fizikî isteksizlik duyma, hafıza zayıflığı ve irade kaybı gibi belirtilerin görüldüğü halsiz düşme durumudur. Bu belirtilerin yanında başka birçok rahatsızlık bulunabilir.

16 Ağustos 2017 Çarşamba

WİNSLOW HOMER, eser-biyografi

AMERİKALI ressam, 1835 yılında Boston'da doğdu. Kendi kendini yetiştirdi. Boston'da bir litografyacının yanına çırak olarak girdi. 21 yaşında, Boston ve Newyork'ta çıkan iki derginin ressamı olarak ün yaptı.

Homer, ilk tablolarını 1862' de yapmaya başladı. Savaştan sonra resimlerinin konusunu köy hayatından aldı. Sanat hayatının dönüm noktası, 1881-82 yıllarında İngiltere'de Kuzey denizinde, bir balıkçı köyü olan Tynemouth yakınlarında yaşadığı döneme rastlar. Bu sırada suluboya çalıştı ve konularını deniz ve balıkçılardan aldı.

1883' de Prout's Neck'e yerleşti. Ömrünün sonuna kadar burada yalnız yaşadı. Köy hayatı, kadınlar ve çocuklar, resimlerinden çıktı ve konuları; deniz, ormanlar, dağlar, açık yerlerde çalışan işçilerin çetin yaşamı oldu.

Homer, herşeyden evvel bir natüralisttir. Fakat konularını köy hayatından aldığı ilk resimlerinde bir romantizm sezilir ve zaman zaman izlenimciliğe kaçar. Winslow Homer, 1910' da Prout's Neck'de öldü.

Winslow Homer -  Sekiz çan  (1886)

SİNİR İLTİHABI (nevrit)

BİR veya daha çok sinirde, iltihabî bir süreçle belirlenen hastalığa "nevrit" denir. Genellikle sinirle birlikte, omuriliğin ilgili sinir kökü ve gangliyonun iltihaplanması da olur.

"Nevrit" terimi, ayrıca, iltihabî yapıda olmayıp, sinir lifleri veya kılıflarının doku yıkımıyla ilgili hastalıklarını tanımlamak için de kullanılır (nöropati).

İltihabî sürecin varlığı, sinir lifleri boyunca uyarıların iletilmesinde bozukluğa yol açar. Nevritlerde, sinirlerin yayıldığı bölgelerde ağrı, parestezi, uyuşma, felç, yarım felç gibi duyarlık ve hareket bozuklukları ortaya çıkar.

15 Ağustos 2017 Salı

HANS HOLBEİN (Küçük), eser-biyografi

ALMAN ressam ve oymacısı, 1497 yılında Augsburg'da doğdu. Kardeşi Ambrosius ile gittiği Basel'de (1514) hümanistlerin desteğini gördü. Luzern'de, İtalya ve Fransa'da (1524) dolaştı. Çeşitli portre, dinî eserler, belediye binası süslemeleri, vitraylar, gravürler, ev süslemeleri yaptı.

Reform karışıklıklarından dolayı Londra'ya gitmek mecburiyetinde kaldı (1526). Yanında Erasmus'un onu Thomas More'a tanıtmak için yazdığı mektup vardı. Burada bazı ünlülerin portrelerini yaptı. 1528' de Basel'e dönerek katedral orgunun kepenklerini, dans evi cephesini resimledi, belediye binasına alegorik resimler çizdi.

Reformun zaferinden sonra (1529), İngiltere'ye kesin olarak yerleşti (1532). Meslek hayatının zirvesinde İngiltere sarayının resmî portrecisi oldu. Küçük Holbein, en büyük portrecilerden biri olarak tanınır. Çehrenin ardındaki derin anlamı arayan insan kaygısını, gotik anlayışla kaynaştırmayı bildi.

Ressam babanın [Hans Holbein (Büyük)] kabiliyetli oğullarından biri olan Hans Holbein (Küçük) 1543' de (yaş 46) Londra'da öldü.

Hans Holbein (Küçük) - Ressamın karısı ve çocukları-1528

NİKTÜRİ NEDİR?

GECE boyunca üretilen idrar miktarında artış ve buna bağlı olarak mesaneyi boşaltma ihtiyacıyla ortaya çıkan rahatsızlıktır. Polikistik böbrek, akut nefrit, böbrek yetmezliği, mesane iltihabı, prostat hastalıkları, kalp yetmezliği, tansiyon yüksekliği gibi çeşitli hastalıkların belirtisi olabilir. Bazen niktüri, özel sinirsel gerilim durumlarıyla ilgili ikincil bir olay olarak da ortaya çıkabilir.

14 Ağustos 2017 Pazartesi

HANS HOLBEİN (Büyük), eser-biyografi

ALMAN ressam, 1465 yılına doğru Augsburg'da doğdu. Mihrap arkalığı ressamı olarak bütün Güney Almanya'da tanındı. Müzede bir müddet çalıştı, 1517' de İssenheim'e yerleşti. Geleneksel Alman üslûbunda yapılmış dinî eserleri vardır. Sert çizgili ve boyalı portreler yaptı. İki oğlu da ressam olan (Ambrosius ile Hans) Hans Holbein (Büyük), 1524' de İssenheim, Alsace'de öldü.

Hans Holbein (Büyük) -
Çevresinde havarilerle Meryem'in ölümü (1502)

NÖROBLASTOM (kötü huylu sinir uru)

SİNİR hücrelerinden çıkan ve çocuklarda en sık görülen kötü huylu tümörlerden biri de "nöroblastom"dur. 5 yaşın altındaki çocuklarda görülen tümörlerin yaklaşık % 80' i ve 2 yaşın altındaki tümörlerin % 35' i, nöroblastomdur. 15 yaşından sonra görülme sıklığı çok azalır.

Yaş ile nöroblastomun gidişi arasında sıkı bir bağlantı vardır. 1 yaşından sonra görülen nöroblastomlar oldukça kötü huyludur. Doğumdan sonraki iki ay içinde görülenleri ise, kısa sürede kendiliğinden gerilemeye meyillidir.

Yenidoğanlarda ve doğumda görülen nöroblastomlarda, bebekte 2 yıllık yaşama beklentisi % 70' dir. Bu oran 2 yaşından büyük olanlarda % 19' a düşer.

Tümörün yerleştiği yerler; böbreküstü bezinin iç kısmı, karın zarı arkasındaki dokulara komşu hücreler ve omurga çevresindeki bölgelerdir. Bu tümör, gözün ağtabakasından çıkan retinoblastom tümörüne benzer.

Nöroblastomun belirtileri; kilo kaybı, halsizlik, solukluk, karın muayenesinde ele gelen kitle, düzensiz ateş, tümörden salınan hormonlara bağlı olarak görülen ishâl ve sıcak basmasıdır.

Ameliyatla beraber tatbik edilen radyoterapi ve kemoterapi, sağ kalım oranlarını biraz artırmışsa da, bu tümörü olan 1 yaşından büyük çocukların az bir kısmı bir seneden uzun yaşayabilmektedir.

13 Ağustos 2017 Pazar

KATSUŞİKA HOKUSAY, eser-biyografi

JAPON ressam, süslemeci ve gravürcü, 1760 yılında Tokyo'da doğdu. Altmıştan fazla takma ad kullanarak (Şunro, Gamatey, Hişikva, Sori, Guakyocin v.b.) 30 bin'den çok eser verdi."Hokusay" imzasını 1797' den sonra kullandı.

En ünlü eseri, 1817-1848 arasında 13 albüm halinde yayınlanan "Mangva (çoğalan desenler)" dır. Buna ölümünden sonra, 2 albüm daha eklendi. Bu eserlerinde, güçlü ve farklı bir üslûpla, burjuvadan toprak işçisine kadar bütün bir toplumu, deniz ve köy insanlarını, araçlarıyla, yollarıyla, elbiseleriyle, ev ve işyerindeki yaşamlarıyla canlandırdı.

Ayrıca, peyzajlar yaptı. Çiçek, hayvan, insan incelemeleri de önemlidir. Japonya'da 50 kadar öğrenci yetiştirdi. Hiroşige ile Batı'da önce izlenimcileri (özellikle Degas'yı), sonra Van Gogh ve Henri de Toulouse-Lautrec'i etkiledi. Katsuşika Hokusay, 1849' da Tokyo'da öldü.

Katsuşika Hokusay - Fırtınada Fuci dağı  (1831-33)

NÖROFİBROM (sinir tümörü)

ÖZELLİKLE  Schwann hücrelerinden (sinir liflerinin koruyucu kılıfını oluşturan hücreler) kaynaklanan, sınırlı, kapsülsüz, iyi huylu ve yavaş büyüyen sinir tümörü. Nadiren tek başına görülür. Çoğunlukla birden fazladır. Nörofibrom, iyi huylu bir tümör olmakla beraber, vakaların % 5' inde "nörofibrosarkom" adını alan kötü huylu tümöre dönüşebilir.

12 Ağustos 2017 Cumartesi

WİLLİAM HOGARTH, eser-biyografi

İNGİLİZ, ressam ve gravürcü, 1697 yılında Londra'da doğdu. Bir öğretmenin oğluydu. Saint Martins' Lane akademisinde, resim öğrenimine devam ederken, metal üzerine gravürler yapmaya başladı. 1720' den sonra La Mettraye'ın "Geziler", Apuleius'un "Altın eşek" ve Samuel Butler'in "Hudibras" adlı eserleri için ofortlar yaptı.

O sıralarda, kızıyla evlendiği sir James Thornhill'in atölyesinde çalışıyordu. Çağdaş gelenekleri incelemeye yönelen çalışmalarında, özgünlüğünü ortaya koydu, bu eserlerde karikatür alanındaki kabiliyetini ahlâkçılığıyla bağdaştırdı. Eziyet edilen hayvanları savunan eserler ve çeşitli konularda 200' ü aşkın gravür yaptı.

1753' de estetik üzerine, "Güzelliğin analizi" adlı nükteli bir inceleme kitabı yazdı. Bu eserde arabeski güzelliğin temel unsuru olarak gösterdi. Gerçek İngiliz resim sanatının yaratıcısı kabul edilen Hogarth, 1764' de Londra'da öldü.

William Hogarth - Çağdaş evlenme

NÖTROPENİ NEDİR?

KANDA dolaşan nötrofil granülositlerin sayısındaki azalmaya "nötropeni" denilir. Normalde, 1 milimetreküp hacimdeki sayıları 7000 ilâ 8000 dir. Çeşitli sebepler neticesinde, sayıları 1000 ilâ 1500' e kadar düşebilir.

Sayının düşmesinde; radyoterapi, kemoterapi, tiner (benzen), antihistaminik ilâçlar, sakinleştirici ilâçlar, kolşisin, fenotiyazin, sulfonamitler yer alır.

Nötropeni, tifo, paratifo, bruselloz, hepatit, grip gibi enfeksiyon hastalıklarında, kan hastalıkları, beslenme bozuklukları ve vitamin eksiklikleri gibi, birçok hastalığın gidişi sırasında da olabilir.

Soyaçekim sebebiyle olan veya sebebi bilinmeyen nötropeni türleri de vardır. Nötrofil granülositlerin sayısındaki azalma, tek başına herhangi bir belirti göstermez, fakat vücudu ağır ve tekrarlayan enfeksiyonlara karşı dirençsiz hale getirir.

11 Ağustos 2017 Cuma

KARL HOFER, eser-biyografi

ALMAN anlatımcı ressam, 1878 yılında Karlsruhe'de doğdu. 1896-1900 yılları arasında, Karlsruhe Güzel Sanatlar akademisi'nde okudu. Hans Thoma ve Arnold Böcklin'in duygusal resimlerinin etkisinde kaldı.

1903-08 yılları arası İtalya'da öğrenimine devam etti. Burada, Alman romantizmini dile getirebilmek için bazı ciddî, klâsik resim teknikleri öğrendi. Titiz bir yapı çalışması, açık seçik bir kompozisyon ve ince ayrıntıları gösteren ilk resimlerinde genellikle, fazla belirli olmayan arka planların önünde, somut ve yalnız çıplaklar yer alır. Bütün eserlerinde, insana, "ruh hali bozuk birisi tarafından yapılmış" hissini veren bir hava vardır.

Hofer, 1908' de Paris'e giderek Cézanne'ın güçlü eserlerini inceledi. 1909' da Münih'te, anlatımcı Yeni Sanatçılar Birliği'ne katıldı, fakat daha titiz bir üslûba ilgi duyduğundan, bu grupla, ancak bir defa ortak bir sergiye katıldı. 1913' de Berlin'e yerleşti, 1918' de buradaki Akademiye profesör, 1945' de Batı Berlin'deki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'na müdür oldu ve Batı Berlin'de, 1955' de ölene kadar bu vazifede kaldı.

Karl Hofer - Çocuklar ve kabaklar

İLK DOĞUM ZORDUR

KADININ daha evvel doğum yapıp yapmadığı, doğum uzmanı tarafından bilinmesi gerekir. Bu durum çok önemlidir. Çünkü, hiç doğum yapmamış bir kadının doğum yapması, çok doğum yapmış kadına göre daha zordur. Doğum yapmamış bir kadının, dölyatağı boynu ve doğum kanalının yumuşak dokularının direnci çok daha yüksektir. Bu sebepten, doğum uzmanı önceden bilgilendirilmelidir.

10 Ağustos 2017 Perşembe

FERDİNAND HODLER, eser-biyografi

İSVİÇRE'Lİ ressam, 1853 yılında Bern'de doğdu. Bir marangozun oğluydu. Önce Thoune'da, Ferdinand Sommer'in yanında çalıştı, turistler için manzara resimleri yaptı. Cenevre'ye yerleştikten sonra Barthélemy Menn'in öğrencisi oldu.

1883' e doğru sanatçı kişiliğini kazanmaya başladı. Resimlerinde insanları, alçak kabartmalarda olduğu gibi, donuk ve hareketsiz olarak çizdi. Genellikle sembolik bir anlatım kullandı. Renk dünyası aydınlık, yoğun ve soğuktu. Basit konuları işleyen tabloları, en iyi eserleri sayılır. Fresk, süslemeler, dağ (Alp) manzaraları ve portreler yaptı.

Giderek derinleşen bunalımı ve iç sıkıntısı vardı. Karmaşık bir ruhî yapıya sahip, kendini dünyadan tamamen izole eden; romantizm, sembolizm, dışavurumculuk gibi, çeşitli akımların kesiştiği noktada yer alan Ferdinand Hodler, 1918' de Cenevre'de öldü.

Ferdinand Hodler - Tell Marignan

SIFIR (O) KAN GRUBU

SIFIR (O) kan grubuna dahil olan kişilere "genel verici" denilir. Bu kişiler, bütün kan gruplarına, yani; O, A, B, AB kan grubuna dahil diğer kişilere kan verebilirler. 

Kişi kan almaya ihtiyaç duyduğu zaman durum değişir. Sıfır (O) kan grubu, sadece sıfır (O) kan grubundan kan alabilir. Diğer gruplardan alamaz.  

9 Ağustos 2017 Çarşamba

MEİNDERT HOBBEMA, eser-biyografi

HOLLANDA'LI ressam, 1638 yılında Amsterdam'da doğdu. Jakob van Ruisdael'in öğrencisi ve dostuydu. 1669' da Amsterdam şehrine, yeminli ayar memuru oldu ve resim yapmayı bıraktı. 1709' da yoksulluk içinde öldü.

Hobbema, manzaralarında, en ufak ayrıntıları bile açığa çıkaran bir ışıklandırma düzeni kullandı. Arkadaşları; Berchem, Wouwerman, Van der Velde, manzaralara, çoğu zaman küçük insanlar eklediler. Hobbema'nın şaheseri olan "Middelharnis yolu", 19. yy fransız ressamlarının çok hoşlandıkları "yol" temasını işleyen ilk resimlerdendir.

Su değirmeni ve orman manzaraları da olan sanatçı 1709' da Amsterdam'da öldü.

Meindert Hobbema - Middelharnis yolu  (1689)

BEBEKTE DOĞUMSAL FELÇ

DOĞUM sırasında yaşanan zorlanmalara bağlı olarak, yenidoğanın bir veya daha fazla ekleminde felç meydana gelir. Vakaların çoğunda, kol sinir ağının sıkışması neticesinde, üst eklem tutulur. Nadir olarak tam tutulma olur. Vakanın tıbbî adı "obstetrik paraliz"dir.

Genellikle hastalık, kendiliğinden geriler; fizik tedavi faydalı olur.

7 Ağustos 2017 Pazartesi

ALFRED HİTCHCOCK, biyografi

AMERİKAN vatandaşlığına geçmiş, İngiliz film yönetmeni. 1899 yılında Londra'da doğdu. İlâncılık alanında kısa bir stajdan sonra sinemaya yöneldi. Gerçek yolunu, ancak sesli sinema ile buldu. 1939 Savaşına kadar, İngiltere'de 15 film çevirdi. Bu filmlerin bazılarının adları; "Cinayet (1930)", "Çok bilen adam (1934)", "Otuz dokuz basamak (1935)", "Gizli ajan (1936)", "Leydi kaybolur (1938)", "Kanlı meyhane (1939)"

Alfred Hitchcock, 1940 yılında Amerika'ya gitti. Burada da çok sayıda film çevirdi. Çevirdiği filmlerin çoğunluğu, esrarlı dramlar ve polisiye serüvenlerdir. Kendisi, korku ve şüphe filmlerinin ustası olarak bilinir. Filmleri, sürükleyicidir, büyük heyecanla, pür dikkat seyredilir. Hitchcock, 1980' de Hollywood'da öldü.

YUTMADA AĞRI (odinofaji)

YUTAK duyarlılığında bozukluk veya kendiliğinden ağrıyla birlikte olabilir. Yutma ağrısı, katı veya sıvı gıdaların, sıcak gıdaların veya sadece tükürüğün yutulmasıyla da sınırlı kalabilir.

Genellikle, ağız içi iltihabı (stomatit), yutak iltihabı, yemek borusu iltihabı, bademcik iltihabı, flegmon, bademcik, yutak, epiglot apseleri, dil-yutak siniri düzeyinde iltihap, zehirlenme, doku yıkımı sebebiyle tahrişler, ülserleşmiş tümörler gibi, yutak veya yemek borusunun başlangıç bölümündeki hastalık süreçlerine bağlı olarak gelişir. Yemek borusu-mide bölgesine tatbik edilen ışın terapisinden sonra da geçici olarak ağrılı yutma olabilir.

6 Ağustos 2017 Pazar

ANADOLU'DA HİTİT MEDENİYETİ

MİLÂTTAN önce 3. bin yılın ikinci yarısında, Hint-Avrupa kavimleri, birbirini izleyen dalgalar halinde (Luvi'ler, Nesit'ler) Anadolu'ya girerek Kızılırmak bölgesine yerleştiler. Bu topraklarda, Hitit öncesi halklar üzerinde hakimiyet kurmuş olan Hatti prensliklerinin direnişleriyle karşılaştılar.

Hatti'lerin en önemli merkezi Hattuşaş (Boğazköy) şehriydi. İstilâcı kavimler, ilerlemeleri sırasında, yolları üzerinde Akkad tüccarlarının kurduğu kolonilerle karşılaştılar; bunların çivi yazısıyla kilden tabletler üzerine yazdıkları belgeler 1948' de Kaneş (Kültepe'de) bulundu. Tüm 2. bin yıl boyunca, Anadolu'da egemen olan ihtişamlı Hitit Medeniyeti, Asya, Sami ve Hint-Avrupa unsurlarının kaynaşması neticesinde doğdu.

                                                  HİTİT SANATI ÖRNEKLERİ 

Boğazköy'den Hitit dağ tanrısı

OİDİPUS KOMPLEKSİ

PSİKANALİZ teorisine göre; çocuk gelişiminde, kızların babalarına, erkek çocukların annelerine karşı aşırı ilgi ve sahiplenme isteği duymasıdır. Buna bağlı olarak, kızlarda anneyi, erkek çocuklarda ise babayı rakip olarak görme eğilimi ortaya çıkar. Oidipus kompleksi, 3 ilâ 5 yaş arasında ortaya çıkar.

5 Ağustos 2017 Cumartesi

HİRSCHVOGEL SERAMİK

HİRSCHVOGEL, Nürnberg'li seramikçi bir ailedir. Aile reisi Veit Hirschvogel (D. 1461 - Ö. 1525), vitray ressamı ve çömlekçiydi.

Oğlu Augustin (D. 1503, Nürnberg  -  Ö. 1533, Viyana), karın kısmında ve oyuklarında girintili kabartma figürler bulunan vazoların onun tarafından yapıldığı sanılır.

Augustin Hirschvogel
Kumtaşından yapılı büyük mavi vazo

OKSALÜRİ (idrarda oksalik asit)

İDRARDA oksalik asit bulunmasına "oksalüri" denir. Genellikle, oksalik asitçe zengin besinlerin fazlaca alınmasıyla (çay, kakao, bazı sebzeler) veya böbrek hastalıkları neticesinde artar. Yüksek oksalüri, idrardaki kalsiyum oksalatın dibe çökmesine sebep olur. Buna bağlı olarak tipik kristaller oluşur ve böbrek taşlarının meydana gelmesi kolaylaşır.

4 Ağustos 2017 Cuma

UTAGAVA İÇİRYUSAY HİROŞİGE, eser-biyografi

JAPON desenci, oymacı ve ressam, 1797 yılında Yedo' da (Tokyo) doğdu. Çocukluğunda, kum üzerinde şekiller çizerek dilencilik yaptığı söylenir. Şogun'un sarayında çalışan babası, kendisine, görevini ve servetini bıraktı.

1811' de Toyohiro'nun atölyesine devam etti, ancak 1830' dan sonra kendini tamamen sanata verdi. Hiroşige, 19. yy' da ülkesinin en büyük manzara ressamı olarak kabul edilir. Sekiz bin kadar estamp, desen, suluboya ve bunlar kadar değerli olmayan tablolar yaptı.

Gravürlerinin çoğu, meyşo (ünlü yerler) denilen ve özellikle gezginlere yol göstermeye veya hatıralarını canlandırmaya yarayan kitapları hatırlatır. Meselâ; "Tokaydo yolu üzerinde elli üç durak" adlı ilk derlemesinde (1830-34), Tokyo'daki Şogun'un sarayından Kyoto'daki Mikado'nun sarayına giden yolu canlandırır.

OKSİYÜR (kılkurdu)

BİRÇOK hayvanın körbağırsak ve kalınbağırsağında bulunan, "ipliksolucanlar" grubundan kurtçuklardır. İnsanda, "enterobius vermicularis" adlı tek bir türü bulunur. Bu tür, tropikal bölgelerde nadir olmakla birlikte, bütün dünyada yaygındır.

Dışkı mikroskopla incelendiğinde, hareket eden kurtçuklar görülür. Körbağırsakta yaşayan bu asalak, yumurtalarını makat bölgesine bırakmak için düzbağırsağa ulaşır. Yumurtaların bulunduğu makat bölgesinin kaşınmasıyla tırnaklara bulaşan asalak, buradan çevreye yayılır.

3 Ağustos 2017 Perşembe

HİPPOKRATES VE YEMİNİ

ESKİÇAĞIN büyük hekimi, Mö 460 yılında İstanköy, Kos adasında doğdu. Perikles zamanında Kos adasında okul açtı. Çağının tıp bilgilerini en iyi kavrayan ve bunları uygulamayı en iyi bilendi. Klinik gözlem yapmayı ilk tatbik eden oldu.

Hippokrates insanlığa, bir kısmı kendine ait olmasa bile, onun adıyla tanınan, tedavi yollarından meydana gelen büyük bir tıp öğretisi bıraktı. Hipokrates'ın tıbbî öğretisi, vücuttaki kan, lenf, safra gibi sıvı dolaşım bozukluklarına dayanır. Tamamen hayâlî unsurlardan yola çıktığı halde, bu teori, onu mantıklı ve sağlam bir uygulamaya götürdü. Gıdanın, iklimin ve çevrenin hastalar üzerindeki tesirini inceledi.

Bir söylentiye göre; Pers kralı Artakserkses, ordusuna büyük zarar veren bir salgın hastalığı önlemek için hediyelerle ona müracaat etmişti. Hippokrates, kendi vatanıyla savaş halinde olan bu kişinin bütün değerli armağanlarını reddetmişti.

YAĞ İLTİHABI (oleoma)

OLEOMA, çok zor emilebilen yağlı maddelerin, dokuların içine girmesi neticesinde gelişen kronik iltihaptır. Özellikle derialtı ve kas dokularında gözlenir. İyotlu yağ, kâfurlu yağ, bizmutlu yağ gibi yağlı ilâçların enjekte edilmesinden sonra veya göğüs estetiği gibi, plastik cerrahi uygulamalarında kullanılan parafin verildikten sonra ortaya çıkar.

Dokuların içindeki yağlı madde, yabancı bir cisim gibi davranır ve nodüller veya sert plaklar biçiminde ortaya çıkan granülomların oluşmasına sebep olur. Bunlar irinleşebilir ve fistüllere dönüşebilir.

2 Ağustos 2017 Çarşamba

HİPERTELİ EVRİME TERS Mİ?

Babirusa
CANLILARDA bazı organların faydalı sınırı aşarak faydasız, hattâ zararlı bir seviyeye kadar aşırı gelişme göstermesine "hiperteli" deniliyor.

Meselâ; mamutların içeri doğru kıvrık savunma dişleri, bazı geyiklerin, lüzumundan fazla büyük boynuzları, stegosaurus'ların ağır zırhları, erkek geyikböceğinin büyük mandibülleri, babirusa'larda başın üstüne doğru boynuz gibi kıvrılan üst çene köpekdişleri, tipula cinsi böceklerin çok uzun bacakları vb.

Bütün hiperteli vakalarında, basit organlardan başlayan gelişme, söz konusu organ en elverişli biçimi aldıktan sonra duracak yerde sürekli olarak ilerler, sıkıntı verecek, hattâ yaşamayı çok zorlaştıracak bir neticeye ulaşır.

Bu olaylar, evrimin; "yaşanan ortama, neslini sürdürmek için en uygun şekilde ayak uydurma" şeklindeki genel tarifine aykırı düşmektedir.

GÖBEĞİN İLTİHAPLANMASI

YETİŞKİN insanlarda da ortaya çıkabilen, ama özellikle yenidoğan bebekte sık görülen göbeğin iltihaplanmasına "omfalit" denilir. Yenidoğanda göbeğin düşmesi neticesi kalan yara, kolayca enfeksiyon kapabilir.

Omfalit, antibiyotik tedavisi öncesinde, yenidoğan ölümlerinin en yaygın sebepleri arasındaydı. Gerçekten, göbeğin özellikleri ve anatomik ilişkileri, enfeksiyonun bütün vücuda hızla yayılmasına yol açar.

1 Ağustos 2017 Salı

NİCHOLAS HİLLİARD, eser-biyografi

İNGİLİZ minyatürcü ve kuyumcu, 1547 yılına doğru Exeter'de doğdu. Elizabeth devrini en iyi temsil eden sanatçı sayılır. 1557-78 yılları arasında Fransa'da sarayda bulundu. Üslûbu, evrensel gotik üslûpla yakınlık gösteren ve Holbein'in etkisini ortaya koyan incelikli portreleriyle kraliçe 1. Elizabeth'in sarayındaki en beğenilen sanatçılar arasında yer aldı. Hilliard, 1619' da Londra'da öldü.

Nicholas Hilliard - Genç adam 

TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI

TIBBİ adı "onikofaji" dir. Nevrotik kişilerde sık ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Özellikle çocuklarda görülür. Parmak emmek, tırnakların etrafındaki etleri koparmak, dudak ısırmak gibi davranışlarla da birlikte olabilir.

Tırnak yeme, kuvvetli bir iç gerilim boşalmasıdır. Bebekte olduğu gibi, tırnak yemede zevk alınan yer ağız bölgesidir.

Nevrotik kişilerde, duygusal bir bozukluk olur. Kişinin içi rahat değildir, sıkıntılıdır, güvensizlik ve özellikle gelecek kaygısı içindedir. Toplumsal hayata katılmakta zorlanır. Tırnak yemeyi bir deşarj olarak kullanır.