21 Kasım 2016 Pazartesi

ERGENEKON DESTANI

Ergenekon destanını temsil eden pul (1925)
REŞİDEDDİN Tabib'in "Cami-ül-Tevarih" eserinde, Göktürklerin türeyişiyle ilgili olarak anlatılan destandır. Çin kaynakları Göktürklerin (Tukyu) meydana gelişlerini çeşitli şekillerde anlatır. Bunların hepsinde de "kurttan türeme" motifine yer verilir.

Hyacinth'in naklettiği bir Çin kaynağında türeyiş şöyle anlatılır:

" Türklerin Atası, Batı Denizi'nin batısında yaşıyordu. Bağlı olduğu boy, Hun'ların bir bölümü idi. Aşine adını taşıyordu. Bu boy, komşu milletlerden biri tarafından yok edildi. On yaşında bir çocuk sağ kaldı. O'nunda kolunu ve ayağını kesip bir kamışlığa bıraktılar. Bu çocuğu dişi bir kurt besledi. Düşmanların Han'ı, çocuğun yaşadığını öğrenince, öldürülmesi için adam yolladı. Kurt, çocuğu alıp Altay dağlarının kuşattığı bir bölgeye getirdi.
Bir mağarada besleyip büyüttü. O'ndan on çocuk doğurdu. Bu çocuklar yetişip evlendiler. Her birinden bir boy türedi. İçlerinden biri Aşine boyu idi. Bu boy genişledi. Asen-Çe adlı bir kahramanın önderliğinde, dağlık bölgenin dışına çıkarak etrafa yayıldı "

Reşideddin'in eserinde bu destanın değişik bir şekli vardır. İslâmiyet'in etkisiyle, "kurttan doğan çocuk" motifi kalkmış ve destan Moğollar'a maledilerek Cengiz'in soyu ile birleştirilmiştir. Fakat destanda yer alan "kurtarıcı demirci" motifi 5 inci yy' da, Juan-Juan'lar tarafından Altay'da maden ocaklarında çalıştırılırken ayaklandıkları ve kurtuldukları, Çin yıllıklarında yazılan bir Türk boyunun tarihi serüveniyle birleşmektedir.

Ergenekon destanını temsil eden 5 lira  (1925)
Şahıs adı olarak gösterilen Börteçine'nin Moğolcada "Boz kurt" mânâsına gelmesi de Ergenekon destanını en eski şekline bağlayan işaretlerdendir. Destanın Reşideddin tarafından anlatılan şekli şöyledir:

" Moğollar'ın (Göktürkler) başında İl Han bulunuyordu. Tatarların başında da Sevinç Han vardı. Çevrelerindeki bütün boylardan daha kalabalık olan Moğollar, bütün düşmanlarını yendiler. Sevinç Han, Kırgız Hanı ile daha başka hanları kandırdı; hepsi birden Moğollar'a karşı ayaklandılar. Hileyle onları yendiler. Moğollar daima toplu halde yaşadıkları için, düşmanları hepsini birden ortadan kaldırdı. Yalnız İl Han'ın o yıl evlenmiş olan oğlu Kıyan ile yeğeni Tokuz sağ kaldı. Bunlar eşleriyle beraber kaçarak at, öküz ve koyunun bol olduğu bir bölgeye geldiler. Buradaki sürüleri alarak sarp bir dağdan geçen karla örtülü bir yolu takip ettiler. Tehlikeli bir yolculuktan sonra dağların kuşattığı elverişli bir alana yerleştiler. Burada akarsular, bitkiler, ağaçlar, av hayvanları buldular. Hayvanlarının yazın sütünü içtiler, kışın etini yediler, derisini giydiler. Buraya "Ergenekon" adını verdiler. Dört yüz yıl burada kaldılar. İyice çoğaldıktan sonra artık buraya sığamayacaklarını anlayarak çıkmaya karar verdiler. Fakat yol bulamıyorlardı. O zaman bir demirci dedi ki: "Burada bir dağ var onu eritelim, geçit açılır. Dağın geniş bir yerine bir kat odun, bir kat kömür yığdılar. Yetmişer deriden körükler yapıp yetmiş yere kurdular. Hep birlikte körüklediler. Yükle birlikte bir deve geçecek kadar yol açıldı. Ergenekon'dan çıkarak hanları Börteçine'nin önderliğinde Tatarları yendiler "