31 Ekim 2015 Cumartesi

VENÜS KAVRULUYOR (video)

RUSLAR 2005 yılında venüs gezegenine Soyuz Vnr-14' ü gönderdi. 420 bin kilometre uzaktan çekilen fotoğraflardan venüs hakkında bazı fikirler edinildi.

Venüs sülfrik asit bulutlarıyla kaplı, yüzey ısısı 482 derece katı bir gezegen (içi magma). Güneşe daha yakın olan Merkür'den daha sıcak gibi görünmektedir. Atmosferi karbondioksit gazı olduğu için gezegen yüzeyi sera etkisine maruz kalıyor. Suyu uçmuş olmasaydı, su bulutları oluşur ve aşırı yüzey ısısı engellenirdi. Venüs dünyaya kardeş gezegen gibi görünmesine rağmen farklı bir yol izledi.

Venüsün bir günü 240 saatdir. Yani kendi ekseni etrafında dönüş hızı düşüktür. Böyle olunca manyetik alanı da düşük kalmakta ve güneş fırtınalarını, radyasyonu, kozmik

30 Ekim 2015 Cuma

UÇAK HATA AFFETMEZ

Uçağın kumanda merkezi 
GECE vakti inişe hazırlanan uçakta, iniş takımları açılır, fakat ön panelde açıldığına dair ikaz lambası yanmaz. Bu durum pilotlarda iniş takımının açılıp-açılmadığı konusunda şüphe yaratır. Emin olunamadığı için inişe geçilemez ve uçak iki bin fit yükseklikte otomatik pilota bağlanarak tur atılır.

Pilotlar ikaz lâmbasının tamiriyle ilgilenip birbirlerine lâf anlatmaya çalışırken; pilotlardan birinin kolu otomatik pilotun irtifayı sabit tutan düğmesine yanlışlıkla basıverir. Basılı duran düğme serbest kalınca, uçağın irtifası da serbest kalır. Uçak yavaş yavaş dokuz

29 Ekim 2015 Perşembe

ASTEROİDİ UZAYDA İTMEK

50 bin yıl önce Arizona' ya düşen 30 m çaplı
 asteroidin açtığı krater. (Derinlik 180 m, çap 1.4 km)
DÜNYAYA çarpma ihtimâli olan bir asteroidi, önceden haber alıp aşağıdan gönderilen kumandalı bir roketle, henüz dünya atmosferine girmeden uzayda iken iterek yörüngesini değiştirmek veya büyük güneş panelleriyle güneş ışığını asteroid üzerine odaklayarak, yoğun ışık enerjisiyle ona farklı yön vermek. Bu konuda araştırma ve çalışmalar halen devam etmektedir. Uzayda iken parçalanması çözüm getirmiyor. Çünkü irili ufaklı parçalar dünyaya düşmeye devam ediyor. Hepsi tamamiyle ufalmayıp, aralarında zarar verecek büyük parçalar kalabiliyor.

1908 yılında Rusya'nın yerleşimsiz bir bölgesine 60 metre çapında bir asteroid düştü. Bu çapta bir göktaşı büyük bir şehri yok edebilir. 1 kilometre çaplı olanlar ise dünya hayatını

28 Ekim 2015 Çarşamba

ŞİMŞEKLİ HAVAYA DİKKAT

YAĞMURLU şimşekli havada golf oynayan 48 yaşındaki kişi yıldırıma yakalanır. Kalbi ve solunumu durur. Yanındaki iki arkadaşının yardımıyla masaj yapılarak hastaneye yetiştirilir. Felç olmuştur, vücut fonksiyonları işlevini kaybeder.

Fizik tedavi programlarıyla, ilerleyen aylarda bazı fonksiyonları yavaş yavaş gelmeye başlar. Ancak bir sene sonra tüm fonksiyonları geri gelse dahi; hiç bir zaman yıldırım öncesi sağlıklı hâli gibi olamaz.

Şimdi sık sık ellerinin ağrıdığını, bir çayı üzerine dökmeden içmeye çalışmanın dahi kendisini yorduğunu, basit bir işi yaparken çok enerji kaybettiğini söylüyor. Sıkça yapılan rutin hareketleri seri olarak yapamıyor. 

Felâketi bizzat yaşamış kişi olarak çevresine şu tavsiyede bulunuyor: "Şimşekli havada açık yerde dolaşmayın, 'bana bir şey olmaz' demeyin ve mutlaka kapalı yere girin" diyor.

Yıldırımlar canlıya zararlı etkilerine rağmen, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek kimyasalları da üretirler. Örneğin azotu. Azot, soluduğumuz havanın yüzde 78 ini oluşturduğu gibi, tüm canlıların dokularında da bulunan bir maddedir. Yani; şimşek ve yıldırımlar hayatın temel etkenlerindendir.

27 Ekim 2015 Salı

DÜNYANIN MANYETOSFERİ (video)

DÜNYADAN 149 milyon kilometre uzaklıkta olan güneşimiz, 24 saat izlenmektedir. Üzerinde olabilecek muhtemel değişimlerin dünyaya etkisi önceden bilinmeye ve ikaz oluşturulmaya çalışılıyor. Güneşten gelen tüm fırtına parçacıklarına kalkan olan, dünyanın mıknatıs alanıdır (manyetosferidir). Fırtına çok güçlü ise dünyanın manyetik alanını sıkıştırır, fırtına geçince sıkışmış alan gevşer. Manyetik alandaki bu değişimler, dünyada elektrikle çalışan sistemleri; üzerinde yüksek gerilim indüklemek suretiyle bozabilir.

Güneş tıpkı kasırga fırtınası gibi dönen gaz-toz bulutlarının merkezinde oluştu. Merkezin dışında kalanlar aralarında birleşerek diğer gezegen ve uyduları oluşturdu. Oluşan

26 Ekim 2015 Pazartesi

EŞEK ARISI UÇAK DÜŞÜRÜR MÜ

ÖZEL bir Türk havayolu şirketine ait uçak, Dominik Denizi'ne düşer. Uçak, içindeki 150 kişiyle birlikte denizin üç kilometre dibine parçalanarak iner. (6 Şubat 1996)

Yapılan incelemelerde uçağın düşme sebebi olarak; uçağın dış kısmında bulunan, pilota uçağın hızı konusunda bilgi ileten pitot tüpünün tıkanmış olması gösterilir. Pitot tüpü, içinde hız algılama sensörü bulunan ince bir borudan ibaret, uçağın dış kısmına monte edilmiş bir cihaz. Uçak giderken borunun içinden geçen sert rüzgâr, uçağın hızı konusunda pilota anında bilgi ve/veya alarm vermektedir. Pilot da uçağı duruma göre yavaşlatmakta veya hızlandırmaktadır.

Son uçuştan önce, yirmi beş gün kadar havaalanında

25 Ekim 2015 Pazar

VEZÜV BEKLİYOR

Vezüv'ün 1872 yılı püskürmesi
İTALYA tarihinde derin acı izler bırakan Vezüv yanardağı aralıklı faaliyet gösteren bir volkandır. Milâttan önce 1780 yılında yaklaşık yetmiş kilometrelik çevreyi etkileyen patlama oldu ve bölgede iki yüz yıl kadar yerleşim olmadı.

Milattan sonra 62'de yanardağ bölgesinde şiddetli bir zelzele oldu. Vezüv 79 yılında yaptığı kuvvetli püskürmeyle çevresindeki Herkülenyum ve Pompei şehirlerini piroklastik akıntının altında bıraktı. Şehirlerde yaşayan binlerce insan 500 derece

24 Ekim 2015 Cumartesi

VOLKANİK ADA İZLANDA

Hekla Yanardağı
İZLANDA çok büyük bir lav yığılmasından meydana gelmiştir. Daha yeni olaylar özellikle adanın güneyinde volkan konilerinin oluşmasına yol açmıştır. En ünlüsü 1480 metre yüksekliğindeki Hekla yanardağıdır ve sürekli etkindir. Bazı koniler buzlarla örtülüdür. Ada düzenli biçimde depremler ve volkanik faaliyetlerle sarsılır. İzlanda hâlâ oluşum içindedir.

Doğu kıyısında balıkçı köyü
1783 yılı haziranında adada büyük bir patlama oldu, kül ve gazlar her yere yayıldı, hava karardı, ürün alınamadı, binlerce insan öldü. 1821'de 1,5 yıl süren fışkırma oldu. Günümüze yakın  20 mart 2010 yılında da aynı şekilde yoğun kül, yanardağ ağzından püskürerek, dünyada hava yolları ulaşımını büyük ölçüde aksattı. Seyrek depremler bir bölgede sıklaştı ve o bölgeden yanardağ patladı.

Adanın buzdağlı güney ucu
Yapılan ölçümlere göre; her yıl 2,5 santimetre daha açılan çatlakla bölünme yoluna girmiş görünen İzlanda, bugün yaklaşık 324 Bin nüfusuyla bir ada devletidir. Halkı protestan Hristiyandır, çok az Katolik vardır. Viking ve Kelt kökenlidirler. Resmi dilleri İzlandacadır. Tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla geçinirler. Biraz da sanayisi vardır. Ülke topraklarının ancak yüzde 10' u tarım yapmaya müsaittir. Jeotermal kaynaklarını şehirlerini ısıtmada kullanırlar.

23 Ekim 2015 Cuma

FÜHRER ACELE ETMESEYDİ

Başbakan Hitler Yardımcısıyla
ADOLF Hitler (1889 - 1945) Gümrükçü bir babanın oğlu olarak Avusturya'da doğdu. Alman devlet adamıdır. Almanya'nın uzun boylu ve sarışın insanlardan oluşan üstün özellikli bir ırk olması için efsane yaratmış, Avrupa'nın en seçkin askeri örgütünün başına geçmeyi başarmıştır. Bin yıllık büyük Alman hakimiyeti peşinde koşarken; beş yılda ülkesini uçuruma sürüklemiştir. Aşırı hırslı ve aceleci olmanın bedelini ödedi. Bir an evvel hedefe varma düşüncesi o güçlü ve çalışkan milleti yere serdi. Atatürk'ün söylemiyle; kendisinin asker olmaması, sivilden gelmesi, askerin halinden anlamamasına sebep oldu. Ordusunu en gayrimüsait şartlara çekinmeden süren Hitler sonunda Rusya'nın kesici soğuğuna teslim oldu. Oysa generalleri O'nu ikaz etmişlerdi.

22 Ekim 2015 Perşembe

SAPIKLIK KOKAN SOSYALİTE

BAZI kadınlar hapishane mahkûmlarına ilgi duyar. Onlarla uzun yıllar mektuplaşırlar, zaman zaman ziyaretlerine giderler. Aralarında nadiren evlenenler de olur. Bu tür kadınlar, erkeğin külfetini, çekilmez yanlarını yakınen yaşamaksızın; uzaktan uzağa derin ilgi ve aşk yaşamayı severler. Bu daha heyecan verici bulunur, çünkü birbirlerinin itici yanlarını görüp hissetmeden, yalnızca sevgi ve beklenti sunarlar. "Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" demeye benzer bir hayat olur.

                                                                   *   *   *

Genellikle yaşlı olan kadın-erkek karışık bazı Katolik Hristiyanlar, tam çıplak bir vaziyette kiliseye giderek hep beraber İncil okuyup ayin yapıyorlar. "Tanrı bizi zaten

21 Ekim 2015 Çarşamba

LSD KİŞİYİ SUÇA İTER

LSD maddesinin 100 mikrogramı bir insanı uyuşturmaya yeter. Bu madde insanı suça teşvik eder, kişinin genetik yapısında bozulmalar yapar. Delilik ve halisünasyon oluşturur, dehşet, korku yaratır. Kişi gerçeklik algısını kaybeder. Zihinde önceden kaydedilmiş tecrübelerle oluşmuş refleksler bastırılır. İnsan herşeyi hayatta ilk defa yaşıyormuş gibi hisseder.

LSD çok şiddetli (beyne bıçak sokuluyormuş gibi) baş ağrılarını dindirebilir, fakat tıp mütehassısları, maddenin bu özelliğine rağmen hastaya vermek istemezler. LSD yerine, hastaya oksijen solutarak, damarları büzmek suretiyle baş ağrısını hafifletmeyi tercih ederler.

20 Ekim 2015 Salı

HİKÂYE DEĞİL GERÇEK (cinayetler)

KADIN içinde şeytanın sesini duyduğuna inanır. Şeytan kadına şöyle seslenmektedir: "Çocuklarını ben alacağım!". Kadın bunun üzerine; çocuklarım şeytana değil de Hazreti İsa'ya gitsin diyerek dört çocuğunu banyo küvetinde boğar. Kadın akıl hastalığı teşhisiyle idamdan kurtulsa da otuz yıl hapis cezasından kurtulamaz.

                                                                 *   *   *

Genç ve becerikli çocuk bakıcısı kız, çocuklar ağlayınca, aniden tepesi atıyor ve çocukların burnunu sıkıp havasız bırakmak suretiyle öldürüyor. Ailelerine: "yemek yerken öldü, uykudan bir daha uyanmadı ya da ağlarken öldü" gibi mesnetsiz yalanlar uyduruyor. İlk

19 Ekim 2015 Pazartesi

İNSANIN ASIL YAŞI 13.7 MİLYAR

İki Yıldız Doğuyor
İNSANI ve doğayı oluşturan maddelerin bazıları 13,7 milyar yıl evvel ilk patlama anında yapıldı. Maddeyle antimaddenin birbirlerini yok etme mücadelesi çeşitliliği oluşturdu. Bu şiddetli yok etme savaşında madde çok az da olsa üstün geldi.

Evrenin yaratılışına ait tüm gizem ilk büyük patlamanın birinci saniyesinde gizlidir. Dağılan quarklar kâfi soğuyunca protonları oluşturdular.

Ortamda sonsuz sayıda elektron vardı. İlk büyük patlama anından 380 milyon yıl sonra elektronlar yavaşladı ve protonların çevresinde dönerek ilk basit atomları oluşturdu. Önce hidrojen daha sonra hidrojenlerin

18 Ekim 2015 Pazar

DÜNYADA ISINMA-SOĞUMA (video)

DÜNYADA binlerce yıldır ısınma-soğuma peryotları olmuştur. Dünyada sanayileşmenin ısınmaya yönelik ilâve katkısı artınca, ısınmanın uzun süreli olacağı anlaşılıyor. Isınma, buzulların erimesiyle kendini gösterir. Işığı yansıtan buzlu alanlar açılınca, yerini koyu renkli alanlara terkeder ve açılan yerler ısı emmeye başlar. Bu durum dünyanın genel ısısında artışa sebep olur.

Dünyanın uzaydaki dönüş hareketleri de binlerce yıllık peryotlar halinde ısınma-soğuma evreleri oluşturur. Dünya on bin yılda bir 'kafasını' aşağı-yukarı sallar. Yirmi bin yılda bir topaç gibi 'yalpalama' hareketi yapar. Kırk bin yılda bir güneşin çevresini daha uzaktan dolanır. Uzun peryotlar halinde dünyanın aldığı farklı konumlar, güneşten alınan ışık enerjisinin azalmasına veya çoğalmasına sebep olur. Bu da dünyanın ısınmasına ya da soğumasına yol açar.

Dünyanın ortalama sıcaklığı uzun yıllardan beri 15,5 santigrat derece iken bugün, 16,5 santigrat dereceye ulaştığı açıklandı. Isınma dönemine girdiğimiz netleşmiş gibi görünmektedir.

Aşağıdaki video, dünyanın 1880 - 2011 yılları arasında yıl yıl ısınma durumlarını göstermektedir. 1980' den sonra, ısınmadaki hızlanma dikkat çekicidir. (kaynak: nasa)

17 Ekim 2015 Cumartesi

GÖZDE GEZİNEN LİFLER

GÖZ odak uzaklığı 15,7 milimetre olan optik bir cihaz olarak ele alınabilir. Bu organı oluşturan bütün birimler, retina üzerinde net bir görüntü oluşturma maksadına hizmet etmektedir. Bu birimlerden herhangi birinde meydana gelen hasar, görme kabiliyetinin belirgin biçimde azalmasına sebep olur.

Gözün içini dolduran saydam jel kıvamındaki "vitreus" (camsı cisim) su, kollajen lifler ve mukopolisakkaritlerden oluşur. Göz küresinin içinde doğuştan gelen hücresel atıklar hapsolur ve ömür boyu gezinirler. Bazan şiddetli nezle sonucunda veya bilinmeyen başka sebeplerle camsı cismin içinde gezinen lifler bir araya

16 Ekim 2015 Cuma

KUYRUĞU SUDAN YILDIZ (video)

KUYRUKLU yıldızlar, güneş sisteminin dış bölgelerinden bazan çok uzaklardan gelir. Çapları bir veya birkaç kilometre kadardır. Buz halinde donmuş maddeler ihtiva eder. Kimyasal yapıları karmaşıktır. Karbon, azot, oksijen, hidrojen ve bunların bağlarını yapan bileşikler vardır.

Kuyruklu yıldızın başı (çekirdeği) gevşek bir yapıya sahiptir. Güneşin yakınından geçerken ısınır ve içinden buhar çıkar. Çıkan buhar, toz ve gazlarla birleşerek arkasında kuyruk görünümünde bir oluşum meydana getirir. Kuyrukta su buzu, karbondioksit buzu bulunur. Isınınca hızla buharlaşır.

Milyonlarca yıl önce bir kuyruklu yıldızın dünyaya çarptığı, hattâ su ve organik maddelerin bile bir kuyruklu yıldız tarafından dünyaya getirildiği tahmin edilmektedir. 80' li yıllarda bir tanesi dünyaya teğet geçti. Bir tanesi çok önceleri Sibirya'nın Kunduz bölgesine düşmüş, çevreyi yakıp yıkmıştı. Kuyruklu yıldız sadece ölüm değil; aynı zamanda yaşam da getirebilir.

Aşağıdaki video, kuyruklu yıldızın oluşumu ve anatomisi hakkında bilgi ve animasyon içerir. (kaynak: nasa)

15 Ekim 2015 Perşembe

IŞIK DALGA VE PARÇACIK

IŞIK dalga mıdır, yoksa parçacık mı? Bu soru uzun yıllar bilim adamlarının kafasını meşgul etti. Nihayet karar verildi; "ışık hem dalga hem parçacıktır." Işık parçacıklardan (fotonlardan) oluşan bir demet şeklinde davrandığı gibi, bir dalga gibi de davranmaktadır.

Işığın hızı, yuvarlak olarak saniyede 300 bin kilometre alınmaktadır. Gerçek hız rakamı ise; saniyede 299.792,5 kilometre olarak tespit edilmiştir.

Renkler ışık dalgalarının enerjisini gözle algılama biçimimizdir. Çevremizde gördüğümüz renkli objelerin bizde yarattığı duygular, ışık dalgalarının frekansında ve enerjisinde

14 Ekim 2015 Çarşamba

MİLLİ HİSLERİ UYANDIRAN ŞAİR

M. Akif, Baytar
 Mektebi'nde
MEHMED Âkif Ersoy (1873 - 1936) İstanbul-Fatih'te doğdu. İstiklâl Marşı'nın yazarıdır. Fakir İslâm muhitinde yetişmesi, kişiliğini belirledi. Kur'anı Kerim'i ilk babasından öğrendi. Fatih Camii imamı Arap Hoca ile Kur'anı ezberlemeye çalıştı. Rüşdiye'den sonra Mülkiye İdadisi'ne yazıldı. Babasının vefatı ve Fatih-Sarıgüzel'deki evlerinin yanması üzerine yatılı olarak Halkalı Baytar Okulu'na gitti.

Almanya, İslâm dünyasını kendine çekmek istiyordu. Mehmed Akif, Teşkilât-ı Mahsusa tarafından önce Berlin'e sonra Arabistan ve Lübnan'a gönderildi.

Mehmed Akif, Milli Mücadele'nin İslâm Milletleri'nin kurtuluşuna hizmet edeceğine inandı. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin yüzünü Batı'ya çevirmesi onda tam bir hâyâl kırıklığı yarattı. O'na göre; Müslüman ülkeler'deki geriliğin sebebi İslâm'dan değil, bozulan şeklinden geliyordu. Kur'an ve Sünnet'e dönmek kâfi idi, Batı'nın rehberliğine lüzum yoktu. 1920' de Burdur Milletvekili oldu.

Şiir, Mehmed Âkif için "tebliğ" dir. İstiklâl Marşı, Çanakkale Şehitlerine gibi milli hisleri canlandıran, coşkulu şiirlerinin yanısıra, ahlâki dersler veren şiirler de yazdı. Şiirlerini "Safahat" genel başlığı altında yedi ciltte topladı. 63 yaşında İstanbul'da vefat etti.

13 Ekim 2015 Salı

YORULMAZ SANATÇI MİCHEL-ANGE

Kendi Heykeli
Meryem-İsa
MİCHELANGELO Buonarroti (1475 - 1564), İtalyan heykeltraş, ressam ve mimar. Önce Francesco da Urbina'nın yanında öğrenim, daha sonra Floransa'da Ghirlandaio kardeşlerin atölyesine çırak olarak girdi (13 yaşında). Burada kısa süre çalıştıktan sonra heykeltraş Bertoldo di Giovanni'nin yanına girdi ve burada yetişti.

Oldukça detaylı heykeller yapan, yorulmak bilmez bir sanatkârdır. Şairliği de vardır. 89 yaşında Roma'da öldü.

Pieta
Musa

12 Ekim 2015 Pazartesi

MISIR'DA KISA DEMOKRASİ

MİLÂTTAN  önce 9 bin' de, sahra çöl haline gelince, bölgede yaşayanlar Nil Vadisine göç ettiler. Mö: 3 bin'lerde orada Mısır medeniyetini kurdular. Uzun yıllar devam eden bu istikrarlı medeniyet sonraları kayboldu, unutuldu. Eski Mısır'da Nil nehrindeki uzun süreli su düşüşleri, toplumsal gerilime, askeri ve siyasi çatışmalara sebep olabiliyordu.

Mısır, mö: 332-30 yılları arası Yunan, mö: 30 - ms: 395 arası Roma ve 642' ye kadar da Bizans ile yönetildi. Hristiyanlık inancı güçlendi. 640' da Amr İbn ül-As komutasındaki Müslüman orduları Mısır'a girdi ve İskenderiye Limanı'nı ele geçirdi. Mısır'a İslâmiyet böylece girmiş oldu. 988'de Mısır El-Ezher Üniversitesi kuruldu. Kahire parlak bir başşehir haline geldi.

Kavalalı Mehmet
Ali Paşa (1769-1849)
1517' de I. Selim, Mısır'ı Osmanlı'ya bağladı. Yerel yönetimleri, 247 yıldır orada bulunan Memlûk' lara bıraktı. Napolyon 1798' de İskenderiye'ye çıktı, fakat muvaffak olamadı. 

Osmanlı tarafından Mısır Valiliği'ne Kavalalı Mehmet Paşa tayin edildi (1805). 1811' de Kavalalı, üç yüz Memlûk Bey'ini kalede verdiği ziyafete çağırdı. Hepsini öldürterek Mısır'daki disiplinsizliği ortadan kaldırdı ve düzeni sağladı. Fransız danışmanlarla beraber Mısır'ın iktisadi gelişimini sağladı ve ülkeyi modernleştirdi.

Cemal Abdül Nâsır, SSCB' ye yakın bir politika izledi. Enver Sedat tam tersi ABD' ye yakın siyaset yaptı.

Mısır, Hüsnü Mübarek'ten sonra (2011), çok kısa süreli (bir yıl kadar) parlamenter-demokrasi deneyimi yaşadı. 2013' de ordu yönetime el koydu. Mısır, hâlen askeri yönetim tarafından idare edilmektedir.
Mısır- İskenderiye'de kurulmuş Ulu Cami     

11 Ekim 2015 Pazar

HORMONLA VÜCUTTA AHENK

HORMON, vücuttaki bir organı çalıştıran veya biyokimyasal süreç üzerinde kendine has doğrudan biyolojik etki meydana getiren maddedir. Hormonlar, iç ortamın devamlılığı ve organizmanın düzgün çalışması için lüzumlu mesajları iletirler.

Hormonlar iki büyük gruba ayrılır. Birinci gruptaki hormonlar ( protein yapısında), hedef hücrenin zarı üzerinde bulunan özel alıcılara bağlanarak etkisini gösterir. İkinci grupta olanlar (steroid hormonlar), hedef hücrenin içine girer ve muhtemelen hücre çekirdeğine bağlanırlar. Burada bazı proteinlerin sentezinin artmasına veya azalmasına yol açarlar.

Hedef hücrede 2 bin-100 bin arası hormon alıcısı bulunur. Bunların sayı ve durumu, organizmanın ihtiyacına göre değişir. Hormon fazlaysa alıcı sayısı azalır, azsa alıcı sayısı artar. Hedef doku veya organ uzakta ise, ilgili hormon proteinlere bağlanarak kanla taşınır. Yakında ise sinirlerle etki yapar, çok yakında ise direk olarak etki yapar.

İnsanda 40 kadar hormon belirlenmiştir. Vücudun orkestra şefi olan "hipofiz bezi", 7 farklı hormon salgılar. Hormonal etkinliğin maksadı, vücudun bir ahenk içinde çalışmasını sağlamaktır. 

10 Ekim 2015 Cumartesi

AYIN OLUŞUM SÜRECİ (video)

4,5 milyar yıl evvel, dünyanın yan tarafına doğru hızla büyük bir kaya parçası çarpar. Bu kayanın mars gezegeni büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor ( Mars, dünyanın onda biri büyüklüğündedir). Dünyadan koparak ayrılan kor halindeki parçalar etrafa savrulmuş ve bir kısmı tekrar dünya tarafından çekilmiş, diğer kısmı da (kütle çekim kuvvetiyle) kendi aralarında birleşerek kızgın ayı oluşturmuştur.

Büyük kaya, dünyaya yandan değil de tam ortadan vurmuş olsaydı; dünya tamamen parçalanacaktı. Zira 8 kilometre büyüklüğünde bir kaya, dünyada 140 kilometre çapında bir oyuk açabiliyor.

Ay, dünyanın ellide biri büyüklüğünde oluşarak dünyanın yörüngesine oturdu. Dünya normalde yalpalayarak dönmektedir. Ay, bu yalpalamayı dengeleyerek en aza indirmiştir. Ay, bir yüzü dünyaya dönük halde döner. Her yıl dünyadan biraz daha uzaklaşır (10 yılda 2,5 cm). Ayın atmosferi olmadığı için, milyonlarca yıldır meteoritler engelle karşılaşmadan yüzeye çarpıp çeşitli büyüklükte kraterler açmıştır.

Aşağıdaki video, ayın oluşum sürecine ait sesli bir animasyondur. (kaynak: nasa)

9 Ekim 2015 Cuma

AVRUPA BİRLİĞİ DENİLİNCE

Brüksel
AVRUPA Birliği, 1951 yılında Paris Anlaşması'yla "Kömür-Çelik Topluluğu" (ECSC) olarak kuruldu. Kurucu üyeleri: Almanya, Belçika, Fransa, İtalya, Lüksemburg, Hollanda olmak üzere 6 devlettir.

Aynı topluluğun, 1957' de Roma Anlaşması'yla adı "Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)" (Ortak Pazar) olarak değişti. Topluluğa daha sonra katılımlar oldu. Bunlar; 1973' de Danimarka, İrlanda, İngiltere, 1981' de Yunanistan, 1986' da İspanya, Portekiz devletleridir.

Avrupa Ekonomik Topluluğu, 1992' de Maastricht Anlaşması'yla "Avrupa Birliği (AB)" adını aldı. Üye devletlerin ekonomi, para ve yargıya ilişkin kuruluşlarını birleştirmeyi ve

8 Ekim 2015 Perşembe

PROF. KEPLER'İN ZOR DÖNEMİ

JOHANNES Kepler (1571 - 1630). Alman astronomudur. Ailesi Protestandı. Babası paralı asker olarak bir seferde kayboldu. Kepler'in yaşadığı dönem işkenceler ve din savaşlarıyla geçmiştir. O devirde özellikle kadınlar sık sık büyücülük-cadılıkla suçlanır ve mâhkum edildikleri takdirde diri olarak yakılırlardı (Bkz: Cadı Tokmağı Kâbusu). Kepler'in annesi de böyle bir âkibetten oğlunun müdahalesiyle kurtulmuştu (1612).

Kepler, garsonluk, tarım işçiliği yaptı. 12 yaşına gelince bir din okulunda öğretim gördü, daha sonra Tübingen Üniversitesi'ne girerek matematik ve astronomi okudu. Graz'daki Protestan okuluna matematik profesörü olarak girdi. Astronomi ve optik hakkında eserler verdi, pratik logaritma cetveli düzenledi.

7 Ekim 2015 Çarşamba

JAPONLAR'IN KORE FABRİKASI

KORE, bir ara yani; 1910' dan 1945' e kadar (35 yıl)  Japonya'nın egemenliğinde kaldı. Kore'de yaşayan 700 bin Japon, ülke yaşamını tamamen kontrol ediyordu. Japonlar'a göre; Kore'nin zenginleşmesi için güneyin pirinç ve madenlerinin, kuzeyin ise enerji kaynaklarının harekete geçirilmesi gerekiyordu.

Japonlar Kore'ye bütün modern teknikleri soktular. Yüksek verimli tarım, ağır ve hafif sanayi, ulaşım ve haberleşme araçları (karayolları, demiryolları, telgraf vs). Japonlar Kore'yi, gıda ve ham-yarı mamul sanayi ürünleri üreten dev bir fabrika haline getirdiler.

Japonlar, planlamalar yaparak Kore şehirlerini ve limanlarını modernleştirerek biçimlendirdiler. Sürekli şehirleşen nüfus 35 yılda, 14 milyondan 25 milyona çıktı. Japonlar, disiplinleriyle Kore'yi istedikleri şekle soktular.

Bölünmeden sonra sınırda bekleyen Güney Koreli
Bilindiği üzere; 2. Dünya Savaşı sonunda Japonlar'ın yenilmesiyle Kore, güney-kuzey olmak üzere Amerika ve Rusya arasında paylaşıldı. 

Bugün, Koreliler Japonlar'a: "Medeniyeti, bizden öğrendiniz" diyorlarmış. Japonlar da: "Sizler geri idiniz, her tür yenilik ve teknolojik gelişimi de siz bizden öğrendiniz" diye karşılık verirlermiş.


6 Ekim 2015 Salı

KUDÜS'ÜN BAŞINA GELENLER

Kudüs'te altın yaldız kubbeli Kubbetüssahra Camii
KUDÜS şehri, Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar için tektanrıcılığın merkezi ve bir ziyaret yeridir. 5 bin yıllık tarihe sahiptir. Milâttan önce 2500 yıllarında şehirde Kenanlılar vardı. Mö: 1000 yılına doğru Hz. Davud şehri ele geçirdi ve burayı Kudüs Krallığı'nın dini ve siyasi başşehri yaptı.

Hz. Davud, Hz. Musa'nın 10 emrini içeren yasaların yazılı olduğu levhaların saklandığı sandığı Kudüs'e götürdü. Daha sonra Hz. Süleyman, bu sandığı muhafaza etmek için bir mabed inşa etti. Hz. Süleyman vefat edince krallık ikiye bölündü (mö: 931). Kudüs, Yahuda Krallığı'nın

5 Ekim 2015 Pazartesi

KUR'AN-I KERİM'İN MUSHAFA DÖNÜŞÜ

Hz. Osman Kur'anı - Topkapı Sarayı
KUR'ANI Kerim'de, uzun sûreler başta, kısa sûreler sondadır. Oysa; kısa sûreler ilk nâzil olmuştur. Mekke'de inenler inanç ile alâkalı, Medine'de inenler hukuk ve tatbikatla ilgilidir. Kısa sûrelerde lisan daha etkilidir. Görünüşte, müşrik Arap kâhinlerinin kehanetlerini, lânet ve kutsamalarını andırır. Tanrısal öfke ve yargılama düşüncesi vardır.

Hazreti Muhammed'in devlet başkanı olarak çıktığı Medine döneminin vahiyleri daha çok uygulamaya yöneliktir. Mekke sûrelerinin çoğu, putperestlere seslenirken; Medine'de inen birkaç büyük sûre inanmışlara seslenir.

4 Ekim 2015 Pazar

LUMİERE'LERİN BAŞARISI

Louis Lumiere
(1864-1948)
Auguste Lumiere
(1862-1954)
LOUİS ve Auguste Lumiere kardeşler, babaları Antoine'ın o dönemde yeni ortaya çıkan fotoğrafçılıkla ilgilenmesiyle, onun yanında kaldılar ve babalarına işlerinde yardımcı oldular.

İki kardeşin çalışmaları fotoğraf kâğıdı ve filmi üzerine yoğunlaştı. Daha sonraları kimya, elektrik, akustik, otomotiv, ecza, tarım ve gıda sanayiine kadar uzandılar. Çok sayıda patentin sahibi oldular.

Sinematograf
Lumiere kardeşler 1895' de hem çekim, hem de gösterim yapan ilkel kamerayı icad ettiler. Adına "sinematograf" dediler.

Lumiere kardeşlerin başarısı; sınırsız araştırma-geliştirme isteklerinden kaynaklanıyordu. Bıkmadan, usanmadan ve sabırla defalarca testler-deneyler yaparak en doğru neticeyi almaya gayret ediyorlardı. Bu denli olağanüstü çalışmaların elbette karşılığı olacaktı. Lumiere kardeşler icadlardan büyük zevk alırken; babaları ise daha çok işin parasal getirisiyle ilgileniyordu. Evin bodrumunda başlayan çalışmalar, gelişme gösterdi ve büyük fabrika açarak, renkli-renksiz fotoğraf filmi ve kâğıdı imâl ettiler.

3 Ekim 2015 Cumartesi

II. MAHMUD İLE YENİLİK VE ÇÖKÜŞ

II. Mahmud - Topkapı Sarayı
II. Mahmud yaş 12
OSMANLI Padişahı II. Mahmud (1784 - 1839) İstanbul'da doğdu. I. Abdülhamid'in oğludur. Batı'yı örnek almada, amcası III. Selim'den etkilendi. Padişahlık yaptığı dönem 1808-1839 arasıdır.

Batı'yı örnek alan yenilikler yapmaya çalıştı, fakat özellikle İngiltere ve Rusya'ya verdiği ödünlerle Osmanlı'nın çöküşüne zemin hazırladı. 1812 Bükreş, 1826 Akkerman, 1829 Edirne, 1833 Hünkâr İskelesi anlaşmasıyla Rusya'ya ödünler verdi. 1838 Baltalimanı Anlaşmasıyla da İngilizler'e

2 Ekim 2015 Cuma

KAFA KAFAYA ÇARPIŞMA


Karşılıklı çarpışmada enerji bölünür

SAATTE 90 kilometre hızla duvara çarpan otomobil ne kadar tahribat alıyorsa; her ikisi de 90 Kilometre/saat hızla karşılıklı (kafa-kafaya) çarpışan iki otodan her biri, aynı tahribatı alır. Otomobillerin her biri, iki hızın toplamı olan 180 Kilometre/saat hızla duvara çarpma tahribatı almaz.

Kafa kafaya çarpışma anında ortaya,  90 + 90 = 180 Kilometre/ saat'lik hızdan kaynaklanan çarpışma enerjisi çıksa dahi, bu enerjinin getirdiği tahribat, iki otomobil kütlesi arasında eşit olarak paylaşılır. 

Kalın ve sağlam bir duvar, üzerine çarpan otomobilin enerjisini bölmeden geri yansıtır. Böyle olunca, otonun hızı ne kadar ise, çarpmanın tahrip gücü de o kadar olur.                                          

1 Ekim 2015 Perşembe

AVRUPA'YA GİT, KOMÜNİST DÖN

Mao
MAO Tse Tung (1883-1976) Çinli devlet adamı ve ülkesinde komünizmin kurucusudur. 1919' da Pekin Üniversitesi'nde kütüphane memurluğu yaparken üç arkadaşıyla beraber "Komünizmi inceleme derneği" ni kurdu. Anarşizm üzerine devamlı okudu.

Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden Çinli öğrenciler, 1920' lerde, çoğunlukla "sosyalist devrimci" olarak ülkelerine dönüyorlardı. Meselâ; Çin Komünist Partisi kurucularından Chen Duxiu, Mao'nun sağ kolu olan Zhou Enlai, Deng Xiaoping gibi.