23 Mart 2017 Perşembe

PAUL GAUGUİN, eser-biyografi

FRANSIZ ressam, 1848 yılında Paris'te doğdu. Annneannesi Flora Tristan, Saint-Simon'culuğun başlıca savunucularındandı. "National" gazetesinde çalışan babası, 1849 yılında bir miras meselesi sebebiyle ailesini yanına alarak Peru'ya gitmek üzere gemiye bindi, fakat gemi Magellan Boğazı'nı geçerken babası gemide öldü.

Geride kalan ailesi, Lima'ya vardı ve Paul Gauguin, 7 yaşına kadar orada yaşadı. Fransa'ya dönünce, Orléans papaz okuluna yazıldı. 1865 yılında, üç direkli bir gemide dümenci olarak çalıştı, askerliğini denizci olarak yaptı (1868-71), sonra Paris'te sarraf Bertin'in yanına girdi. Orada, sonradan kendisini genç nesil sanatçılarla tanıştıran ve yeteneğinin gelişmesinde büyük payı olan Emile Schuffenecker'e rastladı.

1873' de Danimarkalı Sophie Gad ile evlendi. Düzenli bir memur hayatı sürdürürken, kalan boş zamanlarında resim yapıyordu. 1883'de geçirdiği maddi-manevi sıkıntı neticesinde işinden ayrılarak kendisini tamamen resme verdi. Karısı, beş çocuğuyla kendisini parasız bırakan bu karardan hoşlanmadı. Kocasıyla önce Roven'e, sonra da Kopenhag'a gitti.

Gauguin, Kopenhag'da bir ticaret temsilciliği elde etmeye çalıştıysa da başaramadı. Karısını Danimarka'da bırakarak oğlu Clovis ile birlikte Paris'e döndü ve orada korkunç bir sefalet içinde yaşadı. 1886' da resim yapmak için birkaç arkadaşıyla Pont-Aven'e (Bretagne) gitti. Pont-Aven okulu, bu yolculukta doğdu.

Paul Gauguin, ressam Charles Laval ile 1887' de Panama'ya, oradan da Martinique'e bir yolculuk yaptı. 1888' de tekrar Pont-Aven'e gitti, sonra Paris'e döndü ve orada Van Gogh ile tanıştı, Arles'a onun yanına gitti. İki sanatçı arasında üzücü çekişmeler oldu. Gauguin, Paris'in yolunu tuttu, Van Gogh da Saint-Rémy düşkünler evine konuldu.

Bu dönemde Gauguin, Emile Bernard, Séguin, Meyer de Haan ve daha birçok ressamla beraber izlenimciliğe karşı çıkarak, sentezci ve sembolik bir sanata yöneldi. Bretagne'de eser vermekle birlikte tropiklere karşı içinde nicedir beslediği özlem, onu Okyanusya'ya yerleşmeye itiyordu.

Daniel de Monfreid ve Ambroise Vollard'ın yardımıyla, 1891 haziranında Tahiti'ye ayak bastı, fakat Papettee'nin yarı medeni hayatı onu hayâl kırıklığına uğrattı, Paris'e döndü. Daha sonra 1895' de Dominique'e bir daha gitti. Geçimsizliği ve düzensiz yaşamı yüzünden, oradaki yöneticileri kendine düşman etti.

Maori Maon medeniyeti ile ilgili yazılar yazdı. Bu yazılar 1906' da Charles Morice tarafından bazı düzeltmelerle Noa Noa adıyla yayınlandı. Paul Gaugin ağır hastalandı, intihara kalkıştı ve sefil bir kulübede yalnızlık içinde 1903 yılında (yaş 55) Atuona, Marquises adaları'nda öldü.

Paul Gauguin, başlangıçta izlenimciliğin ve sonradan etkileyeceği Pissarro'nun etkisinde çalışmalar yaptı. Bazı natürmortlarında Cézanne'ın araştırmalarına kayıtsız kalmadı. 1888' de Emile Bernard ile beraber, canlı ve düz renkler kullanarak biçimleri yalınlaştırmayı denedi. Martinik peyzajları, Provence'te yaptığı tablolarda beliren bu yeni yönelişin izlerini taşır.

Dekoratif biçimlere karşı duyduğu ilgi ise birçok heykel çalışmasında, Tahiti'de yaptığı alçak kabartmalarda ve tahta üstüne yaptığı gravürlerde belirgindir. Sağlığında olduğu gibi ölümünden sonra da, Nabi'leri, sonra Fauve'ları etkilemeye devam etti.

Paul Gauguin - Ne zaman evleneceğiz (1890-93)
Paul Gauguin - Güzel Angele  (1889)
Paul Gauguin - Kırmızı çiçekli göğüsler (1899)
Paul Gauguin - Kendi portresi
Paul Gauguin - Kendi portresi