13 Kasım 2015 Cuma

DEVLET GÜVEN, REFAH SAĞLAR

İMPARATORLUK dili, dini, kültürü farklı toplulukların tek bir siyasi hükümdarlık altında yaşadığı devlet biçimidir. İmparatorluğun ana maksadı, içindeki farklılıkları sindirmek veya asimile etmek değil, devletin gücünü ve toprağını artırmaktır.

Devlet olmazsa, insanlar doğalarında olanı yaparlar yani birbirlerini imha edebilirler. Devlet sadece hayatta kalmayı değil, insanlara daha refah bir hayat da yaşatmaya çalışır.

İtalyan Makyavelli'ye (1469-1527) göre: "Bütün insanlar doğuştan kötüdür. Devlet ise halka korku salarak, insanların birbirlerine kötülük yapmasını engellemelidir". İnsanların tabiatında bulunan kıskançlık ve bencillik gibi unsurlara karşı devlet var olmak zorundadır. Önce güvenlik sağlanmalıdır, refah çok sonra gelir.

Totaliter devlet, Stalin'in Rusyası veya Hitler'in Almanyası için denilebilir. Bütün güçler devlete bağlıdır. Devlet istediğini yapar, gücünü dünyaya yaymak ister. Böyle bir devlet yıkıldığı zaman; insan hakları ve toplumsal ilişkilerde hukuk kurallarının işletilmesi için çok zor bir dönem başlar. Çünkü zihinler yeni duruma uyum sağlamakta çok zorlanır.

Modern dünyanın yaşadığı teknik, ekonomik ve sosyal gelişmeler, devletlerin topraklarına tam hakim olmalarını imkânsız kılmaktadır. Bilgi akışı, hammadde, para, insan hareketleri milletler arası hâle gelmekte, dış ticaret dünya çapında yapılmaktadır. Bu durumda milli sınırlar anlamını kaybetmeye başlamıştır. Neredeyse devlet sınırı kavramı kaybolmaktadır. Milli ekonomiler birbirlerine daha bağımlı hâle gelmiştir.

Uluslararası kamuoyu; vatandaşlarından temel haklarını esirgeyen ülkelere karşı sessiz kalmamaktadır. Giderek milli devlet örgütü milletler arası baskı ve telkinlere boyun eğmek durumunda kalacaktır.