7 Temmuz 2018 Cumartesi

MESİR BAYRAMI VE MESİR MACUNU

MESİR BAYRAMI

Bugün bir eğlence niteliği almış olan bu bayrama, eski Anadolu ve Sümer inançlarının farklı biçimde devamı olarak bakılabilir. Sümer ve Hititler'de "Dumuzi", Fenike ve Grekler'de "Adon" denilen bitkiler tanrısı, inanca göre; avlanırken bir domuz tarafından öldürülür, gövdesi ve kanı toprağa karışır. Zamanla bu topraktan, içinde saklı üretici özden dolayı sayısız bitkiler yetişir.

Bu sebeple Dumuzi'ye veya Adon'a inanan kavimler bahar aylarında onun adına ve şerefine şenlik düzenler ve ondaki üretici gücü temsil ettiğine inanılan birtakım karışım macunlar da yerlerdi. Bu macunlardan yiyenlerin hastalıktan kurtulacağına, dileklerinin kabul edileceğine, çocuğunun olacağına vb. inanırlardı.

Tek tanrılı dinlerin (Musevîlik, Hristiyanlık, İslâmiyet) benimsenmesinden sonra da Anadolu'da bu bayramlar "mesir bayramı" adıyla kutlanılmaya devam edildi. Her sene 15 nisan günü Manisa'da Mesir bayramı düzenlenir.

MESİR MACUNU

Manisa bimarhanesinin ilk başhekimi Merkez Efendi (Musa bin Muslihiddin bin Kılıç) Manisa'ya gelmeden evvel Denizli'de yaşıyordu. Orada, 41 çeşit maddeden hazırladığı "mesir macunu" adlı bir karışımı hastalarına ilâç olarak veriyordu. Manisa'ya gelerek yeni vazifesine başladıktan sonra da hastalarına aynı ilâcı verdi.

Birçok hastanın iyileşerek hastaneden çıkması üzerine, mesir macununun ünü kısa sürede şehre yayıldı. Macun önceleri, para karşılığında varlıklı kimselere veriliyordu. Gün geçtikçe Merkez Efendi'ye giderek bu ilâçtan isteyenlerin sayısı arttı. Bunun üzerine hastane başhekimi, bimarhanenin 50 metre ilerisindeki Sultan Camii minaresine çıkarak, mesir macununu cami çevresinde toplanan halka lokmalar halinde attı (15 nisan 1539). Bu tarihten sonra mesir (manisa mesiri) dağıtılması bir gelenek olarak yerleşti.

Macunun bileşiminde bugün daha az sayıda madde çeşidi vardır. Macun küçük kâğıt külâhlara konularak minareden atılır. İçindeki maddeler: Karanfil, yenibahar, karabiber, zencefil, kişniş, havlıcan, kebabiye, hindistan cevizi, anason, damla sakızı, safran, tarçın, hardal, çivit, meyan balı, sarıhalil, karahalil, çörekotu, dârıfülfül, ravent, limontozu, kakule, sinameki, vanilya, portakal kabuğu vb. maddelerdir. Bu maddeler şekerle kaynatılarak macun haline getirilir.

Macun dağıtımına 1926 yılından 1952' ye kadar ara verildikten sonra millî ve mahallî bir geleneğin devam ettirilerek korunması düşüncesiyle yeniden izin verildi.