20 Mayıs 2016 Cuma

VİRÜS NASIL BİR ŞEY

Bir virüsün bilgisayar görünümü
BASİT  mikroskoplarla görülemeyecek kadar küçük (20 ile 400 nanometre arasında) hastalık yapma mikrobudur. Bakterilerden çok daha küçüktürler. Her virüsün yapısında tek veya çift sarmallı nükleik asit (DNA ya da RNA) molekülü bulunur. Nükleik asit molekülü, protein yapısındaki bir "başlık" tarafından çevrilidir.

Bu başlık her biri 'kapsomer' denilen ve nükleik asidin etrafında çeşitli biçimlerde simetri oluşturmak üzere sıralanmış birçok birimden oluşmuştur. Bazı virüslerde bu başlıktan başka protein veya lipoprotein yapısında 'perikapsit' denen ikinci bir başlık daha bulunur.

Nükleik asit, bulunduğu virüse has genetik bilgiler ihtiva eder. Başlık ise nükleik asidi korumanın yanı sıra virüsün enfekte edeceği (hastalık yapacağı) hücrenin içine girmesini kolaylaştırır. Başlık ayrıca; virüsün özgül antijen özelliklerini taşır ve virüsün enfekte ettiği organizmada açığa çıkan özgül bağışıklık cevabını belirler.

Virüsler çoğalmaları için gerekli olan yapılardan ve enzimlerden yoksun oldukları için, hücre içi asalaklardır; yani çoğalmak için başka canlının hücrelerine ihtiyaç duyarlar. Virüs enfekte ettiği hücrelerde çeşitli tipte lezyonlara yol açabilir. Genellikle virüsün istilâ ettiği hücre metabolizma yoluyla veya organizmanın bağışıklık cevabı sonucunda yıkıma uğrar.

Virüs enfeksiyonunda görülen başka bir belirti konak hücre stoplazması ya da çekirdeği içinde mikroskopta görülen 'inklüzyon' cisimcikleridir. Bunlar kümelenmiş virüslerdir. Kimi zaman virüs tarafından istilâ edilen hücreler bir araya gelerek çok çekirdekli kümeleşmeler veya çoğalarak tümöre benzeyen yapılar oluştururlar. Tümör oluşumuna yol açan virüsler 'onkojen' veya 'onkovirüs' adını alırlar.

Bazı virüsler, içine girdikleri organizmada belirli bir müddet hiçbir hastalığa yol açmadan sessiz bir dönem geçirirler. Bu virüsler organizmanın bağışıklık direncinin düşmesi gibi özel şartlarda hastalığa yol açarlar.

NASIL ENFEKSİYON YAPAR

Virüs enfeksiyonu temelde üç şekilde neticelenebilir. Birincide, enfeksiyon belirtisizdir ve hastalık gelişmez. Epidemiyoloji açısından bu çok önem taşır, çünkü virüs kolaylıkla başkalarına bulaştırılabilir. İkincide, yalnızca virüsün organizmaya girdiği yerde lokal ve sınırlı lezyonlar görülür. Üçüncü şekilde ise organizmada genel bir enfeksiyon meydana gelir. Bu genel enfeksiyon durumu üç safhada gerçekleşir: Virüs organizmaya girdiği yerde çoğalır, kana karışır, bir veya birçok organda yerleşir. Hastalığın klinik belirtileri ancak virüs tüm organizmaya yayıldıktan sonra açığa çıkar.

Virüsler bulaştıkları kişilerden sağlıklı kişilere, farklı biçimlerde, doğrudan temasla, solunum yoluyla, sindirim yoluyla (bulaşık yiyecek ve içeceklerin alınmasıyla), kirli nesneler vasıtasıyla (meselâ şırıngalar), hayvan tırmalaması ve ısırıklarıyla ya da böcek-örümcek sokmasıyla geçebilir.

Virüsün hastalık yapması çok çeşitli etkenlere bağlıdır. Bunlar ya virüsün özellikleriyle (hastalık yapma şiddeti, bulaşan virüs yükünün ağırlığı, çoğalma hızı, yerleştiği hücrelerin işlevlerini az veya çok ağır olmak üzere hasara uğratma kabiliyeti) ya da konak canlının şartlarına bağlıdır (özellikle bağışıklık direncinin düzeyi).

Virüs enfeksiyonu teşhisi, bir hastalığa özgü klinik verilere, virüsün tanınmasına, üretilmesine, ve serolojik tetkiklere dayanır. Virüsün tanınması ve üretilmesi balgam, idrar, vücut sıvıları, beyin-omurilik sıvısı, dışkı, biyopsi ya da otopsiyle elde edilen doku parçalarından yapılır...