14 Haziran 2016 Salı

ÜRE, ÜREMİ, ÜRİSEMİ

ÜRE

Karaciğerdeki protein yıkımından sonra ortaya çıkan ve kandaki serbest (protein yapısında olmayan) azotun büyük bölümünü oluşturan madde. Plazma kreatiniyle birlikte böbrek işlevinin en iyi göstergelerinden biri sayılır.

Vücutta su miktarının azaldığı, protein yıkımının arttığı ve böbrek işlevinin kifayetsiz kaldığı durumlarda üre artar. 24 saatte çıkarılan idrardaki üre miktarı böbrek glomerüllerindeki süzülmenin belirlenmesinde önemli bir ölçüdür. Kreatin değeri de aynı derecede doğru netice verir.

Üre miktarı kanda ve bir günlük idrarda belirlenir. Normalde kan serumunda
desilitrede 10-50 miligram üre bulunur. İdrardaki değerleri ise beslenme türüne bağlı olarak değişkendir.

ÜREMİ

Böbrek işlevinin çeşitlik patolojik süreçlere bağlı olarak vücudun ihtiyacını karşılamada yetersiz kalmasıyla ortaya çıkan hastalık. Normalde idrar yoluyla vücuttan atılan ürenin ve diğer metabolizma artıklarının (özellikle protein ve aminoasit metabolizması) atılamayarak kanda ve başka vücut sıvılarında birikmesiyle ortaya çıkar.

Üremi terimi, genellikle kronik böbrek yetmezliğinin son aşamasıyla eşanlamlı olarak kullanılır. Fakat böbrekte gerçekte bir patoloji olmaksızın ortaya çıkan üremi tabloları da vardır. Üremiye en sık yol açan durumlar: kronik glomerülonefrit, kronik interstisyel ve tübüler nefropati (böbrek hastalığı), şekere bağlı nefropati, damarsal nefropati gibi doğrudan böbrek yapılarını ilgilendiren hastalıklardır.

ÜRİSEMİ

Kandaki ürik asit içeriğine ürisemi denir. İnsan vücudunda ürik asidi daha ileri derecede metabolize edecek enzim sistemleri yoktur. Yani, ürik asidin daha fazla yıkılması söz konusu değildir. Bu nedenle ürik asit vücutta fazla miktarda üretildiğinde ya da başta böbrek yoluyla olmak üzere kafi miktarda atılmadığında, kanda ve dokularda birikerek farklı hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olur.

Meselâ; eklem dokusunda ve sıvısında biriken ürik asit kristalleri gut artritine, yumuşak dokuda birikenler tofüs denilen ağrılı ve kızarık yumuşak doku şişliklerine, böbrek taşlarına veya böbrek dokusu içine çökerek ürik asit nefropatisine yol açabilirler.

Normal ürik asit değerleri uygulanan yönteme bağlı olarak küçük farklılıklar gösterir. Erkekte normal üst sınır, yüzde 5-6 miligram, kadında ise yüzde 4,5-5,5 miligramdır. Hiperürisemiyle, yani kandaki ürik asit miktarının artışıyla seyreden hastalığa gut hastalığı denir.

Kanda ürik asit değerleri, başka sebeplerden dolayı da normal sınırları aşabilir. Meselâ böbrek yetmezliği sırasında ürik asit atımının azalması nedeniyle; lösemi, polisitemi ve bronkopnömoni gibi hastalıklar sırasında da hücre yıkımının, dolayısıyla nükleik asit yıkımının artması neticesinde kanda ürik asit değerleri normal sınırın üzerine çıkar.