8 Mayıs 2017 Pazartesi

GORDİON TARİHî ŞEHRİ

FRİG devletinin başşehri; bugünkü "Yassıhöyük", Sakarya'nın kenarında (Polatlı yakınında) ebatı 500 x 350 metre olan alçak ve yassı bir tepenin üzerindedir. Kuzeydoğu Ege ve Marmara kıyılarından gelen Pers İmparatorluğu çağına (MÖ 6. - 5. yy) ait olan "Kral yolu" buradan geçerdi.

Büyük İskender de Pers imparatorluğunu ortadan kaldırmak için giriştiği harekette bu yolu takip etmiştir. "Gordion" isminin Frig kralı Gordios'tan geldiği sanılıyor, fakat bu çağa ait Doğu kaynaklarında bu ad geçmiyor. Kralın isminin şehrin isminden türediği de düşünülebilir.

Şehrin tarihi MÖ 3. bin yılın ikinci yarısında (Eski Bronz çağında) başlar. Orta ve Geç Bronz çağlarında da şehrin varlığını sürdürdüğü görülür. Kazılarda Bronz çağına ait zengin buluntular ele geçirildi.

MÖ 2000 - 1200 yılları arasındaki devreyi, Asur kolonistler çağı, Eski Hitit krallığı ve Hitit imparatorluk çağı temsil eder. Frigler yaklaşık olarak MÖ 9. yy' da Gordion'u merkez yaparak buraya yerleştiler, krallıklarını kurdular. Bu devirde Gordion en parlak devrini yaşadı. Fakat bir müddet sonra (MÖ 690), kuzeydoğu yönünden gelen Kimmer akınları Frig krallığını ortadan kaldırdı, başşehir Gordion yakılıp yıkıldı.

Kimmerler burada çok kalmadılar, batıya doğru yürüdüler. Kimmer akınından sonra şehirdeki surlar ve büyük yapılar tamir edildi; yeni binalar ve büyük mezar anıtları yapıldı. Daha sonra Frigler, Lydia kralı Ardys zamanında (MÖ 678) Lydia hâkimiyeti altına girdiler.

Pers kralı Keyhüsrev (Kyros), son Lydia kralı Kroisos'u, Kızılırmak yakınlarında yendikten (MÖ 547 - 546) sonra, Sardeis'e yürürken Gordion şehrini de tahrip etti. Lydia devleti tamamen yıkılınca Persler bütün bölgeye hâkim oldular ve anayol üstündeki Gordion şehrine çok önem verdiler. Şehri askerî ve ticarî bir merkez haline getirdiler.

Büyük İskender'in Pers kralı Dara'yı İssos'da yenmesi üzerine (MÖ 333) şehir Pers hâkimiyetinden çıktı. Fakat MÖ 278' de bölgeye yerleşen Galat'lar, Roma ordusu gelene kadar şehri yakıp yıktılar. MÖ 189' da Roma komutanı Manlius Volsa, Gordion şehrine geldiği zaman, halk şehri terketmişti. Halkın şehre dönmemesi üzerine Gordion önemini tamamen kaybetti.

19. yy. sonlarında Yassıhöyük olarak bilinen höyüğün Gordion şehri olduğu fikri ortaya atıldı, fakat bu fikir şüphe ile karşılandı. Gordion'da kazılara ilk defa 1900' de Körte kardeşlerin başkanlığındaki Alman heyeti başladı ve civardaki beş tümülüs araştırıldı.

Asıl büyük çaptaki kazılar, 1950' de Pensilvanya üniversitesi adına Rodney S. Young'un başkanlığındaki heyet tarafından yapıldı ve çalışmalar uzun müddet devam etti. Young'un çalışmaları neticesinde, burasının kral Midas'ın şehri olduğu ispatlandı.

MÖ 3. binin ortasından 189 yılına kadar sürekli olarak iskân edilmiş olan Gordion'da, Hitit devrine ait olan katta, hiyeroglifli mühürler ve küçük sanat eserlerine rastlandı. Şehrin dışında MÖ 17. - 16. yy' a ait bir Hitit mezarlığı bulundu.

Şehrin merkezinde, Frig sarayı bulundu. Bu saray ayrı ayrı binalar halindedir. Eski Doğu'nun merkezî planlı binalarından farklıdır. Büyük bir saraya ait olan bu tek tek yapılar, büyük bir iç oda ile önündeki sahanlıktan ibarettir. Ocak, iç odanın ortasındadır. Temeller taştan, duvarlar kerpiçten yapılmış ve kalaslarla sağlamlaştırılmıştır. Çatılar semer dam şeklinde örtülmüştür.

Sarayların depoları, hizmet yerleri ayrı ayrı yapılar halindedir. Bazılarının tabanı renkli taşlardan yapılmış mozaikle kaplıdır. Üzerinde zengin geometrik motifler bulunan bu mozaik süslemeler Anadolu'da, bugüne kadar bilinen mozaik süslemelerin en eski örneklerindendir.

Büyük salonlar içinde ağaç bölmeler ile galeriler, iç balkonlar meydana getirilmiştir. İçlerinde ancak saraylarda kullanılabilecek mobilya parçaları, fildişinden itinayla işlenmiş sanat eserleri, insan ve hayvan alçak kabartmaları, çeşitli çanak-çömlek bulunmuştur.

Kimmer istilâsı sırasında yakılıp yıkılan şehir, yeniden yapılırken tapınakların dış cepheleri kabartmalı, renkli pişmiş topraktan levhalarla süslenmiştir. Lydia devletinin hâkimiyeti, Doğu Yunan sanatının Gordion şehrine girmesine sebep oldu.

Şehrin doğusunda bulunan mezarlık, Eskiçağın en büyük ve en önemli krallık nekropollerinden biridir. Mezarları sayısı 80 in üstündedir. Bunların ancak 5 tanesi 1900' de Alman, 25 tanesi de Amerikan arkeologları tarafından kazılmış ve araştırılmıştır. Mezarlığa ölü gömülmesi, Frig çağından, Galat hâkimiyetine kadar sürmüştür.

Mezarlar "tümülüs" denilen yığma toprak tepeler halindedir ve krallara, şehir büyüklerine ve beylere aittir. Burada her tepe yalnız bir kişiye aittir. Tepenin büyük ve küçük olması ve ölü hediyelerinin zenginliği, ölünün sosyal ve malî durumuna bağlıdır.

En büyük tümülüsün taban çapı 300 metre, yüksekliği 53 metredir. Mezarlarda ölü hediyesi olarak ağaçtan yapılmış heykelciklere, boya ile nakışlı veya tek renkli vazolara, bronz ve demirden yapılı kap-kacağa, oyma ve kakma olarak işlenmiş mobilyaya, büyük kazanlara, çok sayıda süs eşyalarına rastlandı.

Burada dikkate değer en mühim nokta, mezarlarda değerli madenlerden yapılı eşya ve silâhların bulunmamasıdır. Bu da Kimmer istilâsıyla izah edilebilir. Arkeologlar, en büyük tümülüs içindeki kısa boylu birine ait olan iskeleti, Midas olarak göstermişlerdir.

Büyük İskender'in "kördüğümü çözme" hikâyesi de Gordion'da geçmiş gerçek bir olaydır. Gordion adının kördüğümden türediği hakkında halk dilinde dolaşan bir rivayet de vardır.

GORDİON MÜZESİ

Gordion müzesinde (Polatlı / Ankara), çeşitli arkeolojik devirlere ait buluntuların tipik örnekleri, kronolojik sıraya göre sergilenmektedir. Bunlar arasında, eski tunç devri katlarına ait çanak-çömlek, Hitit mezarlarında ve Hitit tabakalarında bulunan bazı seçkin eşya ile Gordion Frig çağı eserlerinden örnekler vardır. Friglere ait olan eşyalar arasında, yonca ağızlı testiler, içki kapları, tunç ve fildişi eserler, yazıtlar, taş, tunç ve gümüşten yapılmış küçük kuş figürleri (Frig tanrıçası Kybele'ye adak olarak sunulduğu sanılıyor) dikkati çeker.

Ayrıca yine Gordion'da bulunmuş, arkaik ve helenistik devre ait eserler de vardır. Bunlardan biri de tanrıça Kybele'nin bir heykelidir.