18 Ağustos 2016 Perşembe

TİROİT BEZİ ÇOK İŞLEVLİ

Boynun ve gırtlağın önünde, nefes borusunun üstünde yer alan bir iç salgı bezidir. Sağ ve sol olmak üzere iki lobdan oluşmuştur; iki lobu önde istmust denilen bir bölüm birleştirir. Embriyonun gelişmesi sırasında tiroit, boyundaki diğer oluşumların arasında dilin tabanında oluşur; bir müddet ince bir kanalla dile bağlı kaldıktan sonra bu kanal kapanır.

TİROİT BEZİNİN YAPISI

Erişkin insanda ağırlığı 20 ilâ 30 gram kadardır. Tiroit bezi folikül adlı çok sayıda küçük küremsi oluşumdan yapılmıştır; bu oluşumların çapı 0,015 - 0,5 milimetre arasındadır. Her biri kübik epitel hücresi katmanıyla sınırlıdır ve koloit denilen jelâtinimsi bir madde ihtiva eder. Foliküller arasında kan ve lenf damarları, sinirler ve parafoliküler hücreler (C hücreleri) adını alan ve folikül hücrelerinden bağımsız hücre grupları içeren az miktarda bağ dokusu bulunur.

TİROİT BEZİNİN ÜRETTİĞİ HORMONLAR

Foliküllerin epitel hücreleri iyot içeren hormonlar üretir. Bunlar tiroksin ve triiyodotironin hormonlarıdır. Bu süreçte önce iyotlu aminoasitler içeren büyük moleküllü bir glikoprotein olan tireoglobülin sentezlenir. Bu madde foliküllerdeki koloitte birikir. Proteinleri parçalayan enzimlerin etkisiyle tireoglobülinden tiroksin ve triiyodotironin ayrılarak kana geçerler; kanda taşıyıcı plazma proteinleri olan alfa-globülin ve albümin'e bağlanırlar.

Özetle; tiroit bezi dört çeşit hormon salgılar. Bunlar; tiroksin başta olmak üzere triiyodotironin, diiyodotironin ve kalsitonindir. Kalsitonin, tiroitin parafoliküler hücreleri tarafından salgılanan, polipeptit yapısında bir hormondur. Kalsitonin kemik dokusunda osteoblastların (vücutta kemik dokusu yapan hücreler) etkinliğini uyararak kandaki kalsiyum seviyesini kontrol eder. Kanda kalsiyum miktarı yükseldiğinde, seviyesini düşürür.   

İYOT ALMAK GEREKİR

Tiroit hormonlarının sentezlenmesi için vücutta iyot olması lâzımdır. Besinlerle alınan iyot bağırsakta emilir, kan dolaşımına geçer ve hemen tümüyle tiroit bezi tarafından tutulur. Tiroit hormonlarının sentezlenmesi ve salgılanmasının çeşitli safhaları, hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan tireotrop hormonun (TSH) kontrolü altındadır. Bunun salgılanması kandaki tiroit hormonlarının miktarına bağlıdır ve hipotalamusun rol oynadığı bir mekanizma ile düzenlenir.

TİROİT BEZİNİN GENEL İŞLEVİ

Tiroit bezi vücudun en etkin organlarından biridir. Birçok uyarıya cevap verir. Çalışması, soğuk ortamlarda ve ruhi uyarıların etkisiyle artar; sıcaklık, travmalar ve streslerle azalır. Tiroit bezinin hacim ve etkinliği âdet çevriminde, ergenlikte, gebelikte ve stresli şartlarda değişir.

Tiroit hormonları, farklı metabolizma süreçlerini etkiler; oksijen tüketiminde, ısı üretiminde, bazal metabolizmada artışa yol açar. Bağırsaklardaki emilim, karbonhidrat ve kolesterol metabolizması ile dokuların büyümesi ve farklılaşması da tiroit hormonlarından etkilenen süreçlerdir.

TİROİDİT (tiroid bezi iltihabı)

Tiroit bezinin iltihabına çok sık rastlanmaz. Akut tiroiditler enfeksiyon yapısındadır; daha çok orta yaş kadınlarında görülür ve stafilokok, streptokok, pnömokok, tifo basili ile kızamık, kızamıkçık, kabakulak, grip gibi çeşitli enfeksiyon etkenlerinden kaynaklanabilir.

Tiroit iltihabının belirtileri; ateş, ağrı ve yutma zorluğudur. Boyun derisi sıcak ve kırmızıdır. Bazı vakalarda deriye açılabilen, nefes borusuna boşalabilen ya da boynun veya mediyastinin bağ dokularına yayılabilen abseler meydana gelir.

Kronik tiroiditler başlıca üç biçimde ortaya çıkar: De Quervain tiroiditi, Haşimoto tiroiditi ve Riedel tiroiditi. Bunların sebepleri kesin olarak bilinemese de, Haşimoto tiroiditinin bir immün sistem (bağışıklık) hastalığı olduğu düşünülmektedir.

TİROİDEKTOMİ (bezin çıkarılması)

Tiroidin alınmasına yönelik ameliyata tiroidektomi denilir. Önceden belirlenmiş amaca göre tiroit bezinin tümü ya da bir bölümü alınabilir. Bu ameliyat, kistler, iyi veya kötü huylu tümörler, guatr gibi lokal ya da genel bozukluklara yol açan hastalıklarda uygulanır.

Tiroit bezinin tamamının alınmasından sonra dışarıdan verilen hormonlarla, bu bezin yokluğuna bağlı gelişecek olan bozukluklar önlenmeye çalışılır. Bu bozukluklar, taşikardi (nabzın 100' ün üzerine çıkması), titreme, vücut ısısında yükselme, delirium (ruhi durumda hızlı değişimler), ve huzursuz hareketler olarak ortaya çıkabilir.