16 Mayıs 2015 Cumartesi

ORHAN VELİ KANIK, ŞİİR, BİYOGRAFİ

ORHAN VELİ KANIK  (1914 - 1950)

İstanbul'da doğdu. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şeflerinden Veli Kanık'ın oğludur. İlkokulun dört yılını Galatasaray'da okuduktan sonra Lise tahsilini Ankara'da yaptı, ama çok geç bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nin felsefe bölümüne dinleyici öğrenci olarak devam etti. Sonra Ankara'ya giderek Milli Eğitim Bakanlığı tercüme bürosunda memur oldu. Oktay Rifat ve Melih Cevdet lise arkadaşlarıydı. İlk "sürrealist" denilen şiirleri onlar yayınladılar. İstanbul'da genç yaşta vefat etti. Mezarı Rumelihisarı'ndadır.

Vefatından sonra bütün şiirleri tek bir kitapta toplandı. Nesir yazıları da bir kitapta toplanmıştır. Tercümeleri arasında en çok okunan La Fontaine masallarıdır.

Şiirleri: Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı


ORHAN VELİ KANIK'TAN ÖRNEKLER:

Sevdaya mı Tutuldum

Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?


Değil

Bilmem ki, nasıl anlatsam
Nasıl, nasıl size derdimi
Bir dert ki, yürekler acısı,
Bir dert ki, düşman başına
Gönül yarası desem...
Değil.
Ekmek parası desem...
Değil.
Bir dert ki...
Dayanılır şey değil.


Söz

Aynada başka güzelsin
Yatakta başka,
Aldırma söz olur diye
Tak takıştır, 
Sür sürüştür,
İnadına gel
Piyasa vakti
Muhallebiciye.
Söz olurmuş...
Olsun.
Dostum değil misin?


İstanbul Türküsü

İstanbul'da, Boğaziçi'nde
Bir fakir Orhan Veli'yim
Veli'nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.

Urumelihisarı'na oturmuşum,
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum:

"İstanbul'un mermer taşları,
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları
Gözlerimden boşanır hicran yaşları
Edâlı'm,
Senin yüzünden bu halım."

"İstanbul'un orta yeri sinama
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama
El, konuşur, sevişirmiş bana ne?
Sevdâlı'm,
Boynuna vebalım."

İstanbul'da Boğaziçi'ndeyim.
Bir fakir Orhan Veli.
Veli'nin oğlu,
Tarifsiz kederler içindeyim...


Robenson

Haminnemdir en sevgilisi
Çocukluk arkadaşlarımın
Zavallı Robenson'u ıssız adadan
Kurtarmak için çareler düşündüğümüz
Ve birlikte ağladığımız günden beri
Biçare Gülliver'in
Devler memleketinde
Çektiklerine


Kitabe-i Seng-i Mezar

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar
Hattâ çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi
Ayakkabısı vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını
Günahkâr da sayılmazdı
Yazık oldu Süleyman Efendiye


Güzel Havalar

Beni bu güzel havalar mahvetti
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmek ve tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.