23 Mayıs 2015 Cumartesi

YÜKSEK TANSİYON, DÜŞÜK TANSİYON

YÜKSEK TANSİYON (Hipertansiyon)

Tansiyonun 16 dan fazla çıktığı hallere "yüksek tansiyon" hastalığı denilir. Normal bir insanın tansiyonu 10 ile 15 arasında, günün şartlarına, yorgunluğa ve istirahate göre değişir. Fakat daha fazla tansiyon yükselmesi normal değildir.

Tıpda tansiyon sebepleri iki grupta toplanır. Birinci grup; Kalbin aort kapağı yetmezliklerinde, "cushing" denilen böbrek üstü bezi hastalığında, tiroid bezinin fazla çalıştığı hallerde, böbrek hastalıklarına bağlı olan tansiyon yükselmeleri. Bunlar gerçek birer tansiyon hastalıkları değildir. Tansiyon yükselmelerine sebep olan hastalıklar tedavi edildiklerinde, yüksek tansiyon da kendiliğinden normalleşir. Özetle; sebebinin ne olduğunun iyi teşhis edilmesi gerekmektedir.



İkinci grup ise; sebebi bilinmeyen tansiyon yükselmeleridir. Dünyada yaygın olarak bulunan hipertansiyon, sebebi kesin olarak bilinmeyen, daha çok yaşlılıkta görülen ve kadınlarda âdet kesilmesinden sonra ortaya çıkan tansiyon yükselmesidir. Bu hastalarda ilk zamanlar tansiyon yükselir ve düşer. Sonra sabitleşmeye başlar ve daha ileri devrelerde 20 nin üstüne hattâ 30 a kadar yükselir. Hipertansiyonun en büyük tehlikesi bu devrededir.

Hipertansiyon hastalığı başladığı zaman ilk belirtiler: Baş dönmesi, baş ağrısı, sıkıntı ve enseden gelen bir ağrıdır. Bazan göz kararmaları olur. Sonra bütün bu haller devamlılık kazanır. Görme bozuklukları başlar. Göğüse ağrılar girer ve enfarktüs tehlikesi kendisini gösterir.

Yüksek tansiyonun bilhassa bozduğu organlar kalp, böbrek, göz ve beyindir. Kalp enfarktüsünden başka, kalp büyümesine ve kalp yetmezliğine sebep olur. Beyinde kanamalar ve felçler yapar. Göz kanamaları ve görme bozuklukları başgösterir. Böbreklerin çalışması bozulur. Böbrekler kandaki proteini tutamaz ve idrara verir ve "albüminüri" hastalığı ortaya çıkar. Vücut hızlı protein kaybıyla, gücünü ve hastalıklara direncini kaybeder.

Her haliyle hipertansiyon sinsi ve tehlikeli bir hastalıktır. Yüksek tansiyonlu hastaların herşeyden evvel tuzsuz yemeleri ve buna alışmaları lâzımdır. Su ve et serbesttir. Hastaların ağır ve yorucu hareketlerden, üzüntü ve sıkıntılardan kaçınmaları gerekir. Yüzde 50 hastada damar sertliği de beraber bulunduğundan yağlar azaltılır. Yüksek tansiyonu kontrol altına alabilecek ilâçlar mevcuttur. Bu hastaların tehlikesiz yaşayabilmeleri için, devamlı bir uzman hekim kontrolü altında olmaları şarttır.

DÜŞÜK TANSİYON (Hipotansiyon)

Şok derecesinde olmamak ve dokuzun altına düşmemek kaydıyla, tansiyon düşüklüklerinin büyük bir tehlikesi yoktur. Normal bir insanın tansiyonu günün şartlarına göre 10 ile 15 arası değişim gösterir. Birçok insanda genetik (irsi) olarak, tansiyon normalin düşük seviyelerindedir. Kansızlıklarda, az tuzlu yiyenlerde, fazla terle tuz kaybedenlerde, bazı sinirsel durumlarda, kadınların muayyen zamanlarında, grip gibi hastalıklarda, fazla tansiyon ilâcı alanlarda tansiyon düşüklüklerine sık rastlanır.

Tansiyon düşüklüğü, halsizlik ve uyku haline sebep olabilir. Baş dönmeleri, göz kararmaları ortaya çıkabilir.

Çoğu zaman tuzlu gıda almakla, tansiyon düşüklükleri kendiliğinden düzelir. Tansiyonu yükseltici ilâçlar da vardır, ama lüzumlu olup olmadığına hekim karar vermelidir.