6 Nisan 2015 Pazartesi

HÜSEYİN CAHİT YALÇIN, HİKÂYE VE BİYOGRAFİ

HÜSEYİN CAHİT YALÇIN (1874 - 1957)

Balıkesir'de doğmuştur. 1896 da Mülkiye Mektebi'ni bitirdikten sonra çeşitli memurluklarda bulundu. Yazarlık hayatında; makale, hikâye, roman ve hâtıra türünde çeşitli eserler verdikten başka bir kütüphane dolusu tercüme yapmıştır. Servet-i Fünun edebiyatının getirdiği yeni fikirleri tartışmalarda kuvvetli kalemiyle müdafaa etmiştir. İstanbul'da vefat etti. Bazı önemli eserleri:

Hikâye dalında: Hayat-ı Muhayyel, Hayat-ı Hakikiyye Sahneleri
Roman dalında: Hayâl içinde
Tenkitler: Kavgalarım
Hâtıra dalında: Edebi Hâtıralar

HÜSEYİN CAHİT YALÇIN'DAN BİR HİKÂYE:

Yolumun üstündeki bir cami avlusundan her akşam geçtikçe görürdüm; bir sürü çocuk türlü türlü oyunlarla, haylazlıklarla meşgul olur, orada bağırışırlar, kavga ederlerdi.


Bir akşam yine geçiyordum. Oyun yoktu. Şimdi çocuklar bir halka olmuş, bir şey seyrediyorlardı. Pek tuhaf, pek eğlenceli bir temaşa karşısında bulunuyorlar gibi, hepsi mütebessim idi. Kemal-i zevk ile seyrettikleri manzara, ihtimâl ki her gün gördükleri bir hal idi; oradakilerin hepsinden küçük bir çocuk, âdeta bir genç adam, üzerine saldıran küçük bir çocuğu döğüyor, galiz lâkırdılarla yanından itiyordu. Fakat beriki her tokat yeyişinde yeni bir feryad ile haykırarak, bütün yüzü gözü, yere düşüp kalkmaktan kirlere, gözyaşlarına bulanmış olduğu halde, yine karşısındakinin üzerine atılıyor:

"Benimdir o ver!"

Âvazesiyle bir kamçıyı almak, geri almak istiyordu...

Ve böyle, her haklı talebine karşı bir tokat, bir tekme yiyerek geriliyordu. Ağlamaktan, bağırmaktan sesi dönmüş, kısılmış bir halde -aciz ve zaif- onu vermemeye çalışarak kamçısına doğru fırlıyordu. 

Nihayet, bir defasında, hain bir tokat ile şiddetli bir tekme yedi; bir daha kalkmaya, zavallı vücudunda kuvvet bulamadı; oraya tozların içine yuvarlandı. Aczinin za'fının bütün biçarelikleriyle, olduğu yerde içini çekerek; bağırarak ağlarken, öteki zorla aldığı kamçıyı iftiharla sallayarak, etrafındaki çocukların, kuvvete karşı yaltaklanmayı bilen bu küçük mahlûkların kahkahaları, alkışları arasında salınıp gidiyordu.

                                                       Hayat-ı Hakikiyye Sahneleri, 1909