8 Nisan 2015 Çarşamba

ZİYA GÖKALP, ŞİİR VE BİYOGRAFİ

ZİYA GÖKALP  (1875 - 1924)

Diyarbakır'da doğdu. Diyarbakır'da Askeri Rüştiye'yi bitirdikten sonra, orta tahsilini de orada yaptı. İstanbul'a gelince Baytar Okulu'na girdi. Son sınıfta, gizli bir cemiyete girdiği için yakalandı, hapse atıldı. 9 ay hapiste yattı. 1900 yılında Diyarbakır'a sürüldü. 1908 de II. Meşrutiyet ilân edilince, Diyarbakır'da "İttihat ve Terakki" partisinin bir şubesini açtı. 1910 yılında Selânik'e çağrılarak Genel Merkez üyesi seçildi. "Genç Kalemler" dergisine yazılar yazdı. Balkan savaşı sırasında İstanbul'a gelerek, üniversitede sosyoloji okutmaya başladı. "Yeni Mecmua" yı çıkardı. "Tanin" gazetesinde de yazıyordu. İstanbul işgâl edilince, İngilizler tarafından Malta'ya sürüldü. Dönüşünde, Diyarbakır'da "Küçük Mecmua"yı çıkardı. "Yeni Mecmua" yı yeniden kurdu. Diyarbakır Milletvekili seçildi. Başladığı "Türk Medeniyeti Tarihi" adlı eserini bitiremeden İstanbul'da vefat etti.

Ziya Gökalp, Türkçü ve Milliyetçidir. "Osmanlıcı" ların ve "İslâm Birliği" ülküsünü güdenlerin aksine; medeniyet alanında yükselmenin, milliyet bilincine varmak ve çalışmakla mümkün olduğuna inanıyordu. Memleketimizde modern sosyoloji biliminin kurucusudur.


Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Ordu gibi kitaplarında şiirleri ve bazı nesir yazıları vardır. Ayrıca; Türkleşmek-İslâmlaşmak-Muasırlaşmak, Türkçülüğün Esasları gibi ilmi eserleri basılmıştır.

ZİYA GÖKALP'TAN ÖRNEK:

Güzel dil Türkçe bize
Başka dil gece bize 
İstanbul konuşması
En saf, en ince bize

Lisanda sayılır öz
Herkesin bildiği söz
Mânası anlaşılan
Lûgate atmadan göz

Uydurma söz yapmayız
Yapma dile tapmayız
Türkçeleşmiş, Türkçedir
Eski köke tapmayız

Açık sözle kalmalı
Fikre ışık salmalı
Eş anlamlı sözlerden
Türkçesini almalı

Yeni sözler gerekse
Bunda da uy herkese
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse

Yap yaşayan Türkçeden
Türkçeyi incitmeden
İstanbul'un Türkçesi
Zevkini olsun yeden

Arapçaya meyletme
İran'a da hiç gitme
Tecvidi halktan öğren
Fasihlerden işitme

Turanın bir ili var
Ve yalnız bir dili var
Başka dil var diyenin
Başka bir emeli var

Türklüğün vicdanı bir
Dini bir vatanı bir
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisanı bir

             (Yeni Hayat'tan)