29 Mart 2015 Pazar

ÇAĞATAY EDEBİYATI, ALİ ŞİR NEVAİ, BABÜR ŞAH

Türk dilinin  Doğu lehçeleri arasında edebiyat dili olmuş ve yüzyıllarca edebi eserler veren şair ve yazarlar yetiştirmiş en büyük lehçe Çağatay Lehçesidir. İlk önemli eserleri de 14. yy da görülmeye başlar. Çağatay Lehçesi mahsulleri, Türk edebiyatının bütünlüğünü sağlamak ve tamamlamak bakımından da önemli eserlerdir.

14. yy da bu lehçeyle yazılmış eserleri arasında Kutb'un "Hüsrev ve Şirin" mesnevisi vardır. Devrin en tanınmış şairi ise "Muhabbetnâme" adlı eseriyle ün kazanmış olan Hârezmi' dir. Hayatı hakkında pek bilgi olmayan Hârezmi'nin Harezm bölgesinde doğmuş bir Türk olduğu tahmin edilmektedir.

Çağatay edebiyatı, en güçlü isimlerini 15. yy da vermiştir. Ali Şir Nevai divanları, mesnevileri, hamsesi, "Muhakemetüllügateyn" adını verdiği ve Türk diliyle Farsçayı karşılaştırdığı önemli dil kitabı ve "Mecâlisünnefâis" adını verdiği, şairlerin biyografilerini toplayan eseri son derece değerli kitaplardır. Sultan Hüseyn Baykara da bu devrin tanınmış şairlerindendir.

ALİ ŞİR NEVAİ  (1441 - 1501)

Herat şehri'nde doğdu. Semerkand, Meşhed gibi şehirlerde büyüdü. Sultan Hüseyn Baykara ile aynı sınıfta okudu. Baykara Herat'ı ele geçirip Horasan Sultanı olunca, Ali Şir Nevai' yi kendisine danışman yaptı. Bir ara Esterabad Valiliği'nde bulundu, fakat hayatı genellikle Herat'ta geçti. Otuz iki yıl kadar, mektep arkadaşı olan sultana hizmet etti. Devlet adamı vasfı büyüktü. Farsçayı çok iyi bildiği için İran Edebiyatının Leylâ ile Mecnun, Ferhad ile Şirin gibi klâsik mesnevi konularını Çağatay lehçesiyle ve orijinal bir şekilde yazmıştır. Nevai'nin eserlerinin sayısı otuza yaklaşır. Türkçe şiirleri dört divan, Farsça şiirleri ise iki divan teşkil eder.

16. yy da Çağatay Edebiyatı, Zahirüddin Muhammed Bâbür Şah gibi güçlü bir sanatçı yetiştirmiş, ama ondan sonra bir edebiyat dili olmaktan çıkmış, konuşulan bir lehçe halinde süregelmiştir.

BABÜR ŞAH  (1483 - 1530)

16. yy Çağatay Edebiyatının en büyük ustasıdır. Fergana'da doğmuş, Agra'da ölmüştür. Kabil'den Kandehar'a kadar birçok ülkeyi zaptederek büyük Türk-Hind devletini kurmuştur. Divanından başka "Babürnâme" diye anılan ve birçok Batı dillerine çevrilmiş olan bir hâtırat kitabı vardır.