15 Mart 2015 Pazar

NAİLİ, ŞİİR VE BİYOGRAFİ

NAİLİ   (D.? – 1666)

Asıl adı Mustafa Çelebi’dir. Divan kâtiplikleri’nde bulunmuştur. Sürgüne gönderilerek gurbette ölmüştür. Hayatı hakkında fazla bilgi yokturGazelleriyle meşhurdur. İstanbul ağzını şiirde çok iyi kullanmıştır.

Gazel

Hevây-i aşka uyup kûy-i yâre dek gideriz
Nesim-i subha refikız bahâra dek gideriz

Pelâspâre-i rindi bedûş, kâse-bekef
Zekât-ı mey verilir bir diyâra dek gideriz

Verip tezelzül-i Mansûru sâk-ı arşa temam 
Hudâ Hudâ diyerek pây-i dâra dek gideriz

Felek girerse kef-i Nâili’ye dâmanın
Seninle mahkeme-i Kibriyâ’ya dek gideriz.

(Aşk hevesine kapılıp sevgilinin semtine kadar gideriz. Sabah meltemine arkadaşlık ediyoruz, bahara kadar gideriz. Kalenderlik paçavraları sırtımızda, derviş çanağı elimizde, içki zekâtı verilen ülkeye kadar gideriz. Hallacı Mansur’un sarsıntısını gökyüzünün temel direğine verip Allah dedik mi, darağacının ayağına kadar gideriz. Ey kader, eteğin bir kere Naili’nin eline geçerse; seninle Tanrı’nın büyük mahkemesine kadar gideriz)

Nâyın ki çıkar zemzeme sürâhlarından
Bülbüller öter sanki gülün şâhlarından

(Ney sazının deliklerinden âhenkli sesler çıktıkça gül fidanının ana dallarından bülbüller ötüyor sanılır)

Bahârı neyleriz? Ol gül’izar-ı gonce-femin
Gülüp açılması bin nevbahâra değmez mi?

(Biz baharı ne yapalım, o gonca ağızlı gülün, gülüp açılması, bin ilkbahara değmez mi)