ŞEYH GALİP (1757 – 1799)
Asıl adı Mehmet Es’ad’dır. İstanbul’da doğdu. Kendisinden pek hoşlanmayan çağdaşı olan bir
şair :
(Bilmem ey menhus adın
Es’ad mıdır, Galip midir
Saha-i şi’rü edebde daima
mağlûpsun)
Diye kelime oyunu yaparak
onu kötülemek istemiştir.
Bilgin bir Mevlevi şeyhinin oğludur ve kendisi de
tarikata girerek Galata Mevlevihanesi’nde
posta oturmuş ve şeyh olmuştur. Divanını tertiplediği zaman henüz 24 yaşındaydı. 26 yaşında da büyük bir
tasavvuf şaheseri olan mesnevisi
“Hüsn-ü Aşk” (sevgi ve güzellik) adlı eserini yazdı. Konya’ya giderek Mevlâna
dergâhı’nda çileye girdi. Bunu İstanbul’a
döndüğünde Yenikapı Mevlevihanesi’nde
tamamladı. Galata Mevlevihanesi’ne Şeyh olduktan sonra III. Selim’in kızkardeşi Beyhan Sultan’ın
gözüne girdi, sevgisini kazandı.
Vefat edince şeyhi olduğu İstanbul
Tünelbaşı’ndaki tekkesine gömüldü. Divanı ve mesnevisi basılıdır.
İrişüp bahâra bülbül yenilendi sohbet-i gül
Yine nevbet-i tahammül dil-i bi-karâra düştü
(Bülbül bahara erişti ve
gülle sohbeti yeniledi, ama tahammül etme sırasına gelince, bu yine sabırsız
gönlüme düştü)
* * *
Çeşmini gördüm unuttum derdi de dermânı da
* * *
Gizlesem de âşikâr etsem de cânımsın benim
* * *
Gönül pervânesine vuslat âteş beklemek âteş..
* * *
Su uyur düşman uyur, hasta-i hicran uyumaz
* * *
Yârin bize bir selâmı yok mu ?